bildirgec.org

beste hakkında tüm yazılar

Bikupletweet ile Mesajlarınız Bestelensin

efec89 | 06 February 2011 10:18

Ünlü Tekirdağ Rakısı’nın yapmış olduğu bikupletweet isimli websitesinde 4-14 Şubat tarihleri ve 16:00-22:00 saatleri arasında kullanıcıların twitter hesaplarından tweet’lenen tweet mesajları bikupletweet fasıl ekibi tarafından bestelenip çok değişik müzikler ortaya çıkabiliyor.

Bikupletweet
Bikupletweet

Ayrıca en çok beğenilen besteleride süpriz ödüller bekliyor.
Siz de kendi tweet mesajlarınızı yazarak bestelenmesini istiyorsanız bikupletweet.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

sahiplen.com ile içeriğinize sahip çıkabilirsiniz

freeradical | 11 August 2010 17:10

yazar,şair,ressam,tasarımcı,besteci ya da herhangi bir şekilde içerik üreten biriyseniz, çoğu zaman eserlerinizin haklarına sahip çıkma konusunda sıkıntı yaşayabilirsiniz.

bu konuda yapmanız gereken en pratik şey (en azından bu güne dek) bir notere gidip, eserinizi yada içeriğinizi tasdik ettirmek olurdu. bu hem zahmetli hem de masraflı denebilecek iş de çoğu zaman ihmal edilirdi.

şimdi T.C.5070 sayılı kanunu esas alarak, elektronik imza teknolojisi sayesinde bu işi yapmanın pratik bir yolu var.

efsanevi bas gitarist Cliff Burton

nazokiraze | 20 May 2010 12:05

Metallica’nın ikinci bas gitaristi Cliff Burton (Clifford Lee Burton) 24 yaşındayken 1986 yılında İsveç konseri dönüşü Titanik misali buz kütlesine çarpan otobüsten fırlayarak otobüsün altına girdikten sonra, ikinci kez vinç halatının kopması sonucu otobüs üzerine düşene kadar hala yaşıyor muydu bilinmez ancak bilinen tek gerçek O’nun ölümünden sonra grubun bir daha eski haline gelmeyeceğiydi. Tur otobüsündeki yatacağı yeri iskambil kağıtları çekerek belirleyen Burton arkadaşı Kirk Hammett ile yer değiştirerek kimilerine göre kaderini belirlemiştir.

10 Şubat 1962 doğumlu Burton’nun anne ve babası birer hippiydi, kendisi de tarzını ailesinden almıştı.Parlamaya başlayan Metallica’da James Hetfield tarafından beğenilmeyen basçı Ron McGovney’e alternatif bulunsa hiç te fena olmayacaktı, Hetfield ve Lars Ulrich tarafından Whiskey A Go Go isimli barda çalarken farkedilen Burton kendisine gruba katılması için yapılan teklifleri geri çevirir, çünkü bulunduğu şehri terk etmek işine gelmez, Lars ve James ne olursa olsun gruba katmayı düşündükleri bu adam için grubun memleketini değiştirmeyi göze alarak San Francisco’ya taşınırlar ve Burton’lu Metallica için zirve kaçınılmaz olur.Orion parçası unutulmazlar arasına girer.(Master of Puppets)

TANGO DANSI

ekince | 16 April 2010 14:57

19. yüzyılın sonlarına doğru, Güney Amerikada, özellikle Arjantin’de ortaya çıkan bir dans türüdür. Bu dansın müziğine de aynı isim verilir.

1915 yıllarında Avrupa’da yayılmış ve üst sınıf dansı haline gelmiştir. Yaygınlaşmaya başlamasıyla ünlü müzikçilerde tango bestelemeye başlamıştır.

1930’lu yıllarda içeriğinde değişiklikler meydana geldi. Tango neşeli müzikler içerirken, sonradan hüzün hakim oldu.

Türkiye’ye tangonun gelişi 1940’lara rastlar. Bu dans ve müziğin çok tutması üzerine, birçok plak yapıldı ve orkestralar bile kuruldu. Yabancı bestecilerin bestelerine Türkçe sözler yazılmaya başlandı. Daha sonradan Türk besteciler kendi özgün eserlerini yapmaya başladılar.

Müzik Aşkıyla Kör Olan Deha : Johann Sebastian Bach

nacak | 09 June 2009 10:29

21 Mart 1685‘ te Almanya’ nın Eisenach kasabasında doğar. Alman klasik müzik bestecisi ve orgcusudur. Barok tarzında eserler icra edip, bu tarzı zirveye taşır .Bach’ ın aile fertlerinin büyük çoğunluğu müzikle ilgilenir. Kimisi org çalar, kimisi koro şefliği, kimisi saray müzikçiliği yapar. Vitus Bach, oğlu Hans Bach (çalgıcı lakabıyla bilinirdi , ailenin asıl ceddi) ve Christoph Bach (Mozartın uslubunu hazırlayanlardandır) Bach ailesinin ünlü müzisyenlerinden. Bu ailenin tarihi Orta Almanya’ nın Thüringen eyaletine kadar uzanır. Halk Bach ailesinin müzisyenlerinden BACH’ LAR diye söz ederdi. Bach adeta müzik aşkıyla dünyaya gelip müzik aşkıyla dünyadan göç etmiştir.

doğduğu ev
J.S. Bach ile müzik tarihi en şatafatlı dönemlerini yaşar. Bach geçmiş zamanlardaki müzik anlayışı ile gelecek nesil müzik anlayışını birleştiren bir köprü gibidir. Kendisinden önce geçen müzisyenleri inceler , onların fromlarını daha da geliştirir ve kendisinden 3 nesil sonra başlayacak yeni bir oluşumun da fikir babası olur.

Başlarda kendi çabasıyla müzik çalışmasını sürdürür. 25 yaşından itibaren Lueneburg Michaelis Schule für Musik okulunda çalışmalarına devam eder. Bir müddet sonra buradan ayrılarak Hamburg’ a gider. Çeşitli orkestralarda çalışır. Org çalar. Anstadt kilisesinde org çaldığı dönemlerde kilise idarecileri ile bir takım sorunlar yaşar. Bach’ ın kilisede org çalmaya başlamasıyla koronun uslubu bir anda değişir. Kendine has değişik bir uslubu vardır Bach’ın. Kilise idarecileri bu durumdan hoşnut olmaz. Onlara göre Bach’ ın müziği, koro müziğinin arasına garip sesler sokan, ilahinin havasını değiştiren bir müziktir. Bu adamın kutsal müziğin havasını değiştirmesine tahammülleri yoktur kilisedekilerin.

urfalı babi

nazokiraze | 08 April 2009 15:56

Sabuha şarkısını hepimiz biliriz, onu kimin söylediğini de ama ben kimin yaptığını yeni öğrendim, ve şaşırdım,çünkü bildiğim bir insandı yapan ama ben o türküyü onun yaptıgını bilmiyordum.

Urfa’lı Babi‘den bahsediyorum, Salako filminde kamera karşısına geçen( ozan olan) Yılmaz Kayral’dan.Muhabbetiyle benim diyen kişiye taş çıkartan Urfa’lı Babi, pek çok hayrana sahip bir kişiliktir.Babi için anlatılan, doğru yalan pek çok hikaye vardır, dilden dile dolaşır. Muhabbet severlerin içki sofrasından eksik etmedigi nüktedan, hazır cevap Babi bir kavgaya karışır, kalça kemiğini kırar, bir süre hastanede yatar ve hayatını kaybeder.

C++ ile Sivrisinek Kovucu Program Mantığı

lazaronnie | 28 March 2009 12:23

Bilim adamları sivrisineklerin ses sinyallerine oldukça duyarlı olduğunu belirlemişler. Hatta öyle ki, sivrisineklerin dişisi ile erkeğinin vızıltısı bile aynı tonda olmamalarına rağmen erkek sivrisinekler dişisini, yaydığı titreşim tonunu algılayarak fark edebiliyormuş. Bu kadarlık bir biyoloji bilgisinden sonra şimdi de işin teknik kısmına dönelim.

Madem ki bu hayvanlar seslere oldukça duyarlılar, demek ki onları anladıkları seslerle rahatsız etmemiz mümkün.

Bildiğiniz gibi masaüstü bilgisayarlarda tweeter ismi verilen ve genellikle tiz sesleri ön plana çıkarması için kullanılan minik hoparlörler bulunmaktadır. PC kasalarında bulunma sebebi ise, programların veya işletim sistemlerimizin görsel uyarılar yanında işitsel uyarı ve mesajlar üretebilmesini sağlamaktır. Hoparlör Bios tarafından beslenir ve kontrol edilir. Hal böyle olunca programlar yazmak sureti ile bu hoparlöre bizde dilediğimiz elektriksel sinyali göndererek rahatça kullanabiliyoruz. İşte c++ için bir örnek kod;

dj ol, beste yap! senin müziğin hangisi?

dbergerac | 24 March 2009 12:12

daha önce kendi stüdyonu kur diye 13 ses düzenleme dosyası yayınlanmıştı. şimdi müziklerinizle mixler yapabileceğiniz, kendi müziğinizi oluşturabileceğiniz hem eğlenip hem de yeni ürünler üreteceğiniz ücretsiz programları tanıtalım:

TrakAx PC
Ücretsiz profesyonel müzik oluşturun, tüm sesleri birleştirin, dilerseniz kendi sesinizi ekleyin. kullanımı kolay sürükle bırak yöntemi. xp ve vistalar için uygun.

trakax
trakax

soundplant
çok fonksiyonlu bir program. basit sesleri donatın, eski sesleri düzeltin, müzik ve döngü oluşturun, dijital örnekleri kullanın, klavye tuşlarınızı bir müzik aleti gibi kullanın. oldukça profesyonel..

soundplat
soundplat

yalnızlık ne demek

aylakadamveben | 01 March 2009 19:41

şiirin kendine ait bi gerçekliği var demek ki..
şöyle diyo attila ilhan;gecenin bi saatinden sonra içinizdeki yalnızlığı tanıyamazsınız..bi özgürlük vermiyo mu insana;yalnızlık edebiyatı yapma özgürlüğü..attila ilhan bu kadarını söylemişse ben arabeskin dibine vururum..uzun,ıssız bi merdivende..elimde köpeköldüren..başımı fazla kaldırmadan,ufkun hemen üzerindeki yıldızı yakalayıp,eski bir besteyi anarım;”gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,yeryüzünde sizin kadar yalnızım…”anarım ulan!..değilmi ki izni ilhan’dan almışım..
kendine acıma denizinde attığım zevk kulaçları oluyor devam ettiğim sayfalar..ama fazla açılmışım..bir buzul kıtaya çarpmış gibi oluyorum..sen söyle,şu dizelerle karşılaştığında yaşadığın duyguyu başka nasıl açıklarsın;”hem bir kere yalnızlık ne demek/bu kadar milyonla bir haksızlığın ekmeğini paylaşırken…/yalnızlık ne kelime/ellerimiz dirseklerine kadar kana gireli…”
artık hülyalı bir hüzün tadı bırakmıyor ağzımızda şarap..
acılı bir isyan yürüyor yumruklarımıza..
iyi de şarabın ince boynundan ne istiyosun..
üzümü sıkarsan şarap olur da…şarabı sıkarsan kan…

Serdar Ortaç

makaleci | 12 February 2009 13:19

Aman!! Ben Türkçe dinlemem şeklinde klasik tepkimin sustuğu diğer kişidir kendileri… Ötekini anladınız zaten!

Bu adam işini güzel yapıyor…

Beste-söz yapıyor ve bunlar hepimizin diline düşüyor. Hem de yıllara yayılıyor, yani dünden bugüne hemen unutuverdiğimiz şarkı olmuyor bir şekilde…

Örneğin Muazzez Abacı’ nın söylediği; CESARETİM VAR. : Hiç hakkın yok beni böyle üzmeye
Hiç hakkın yok herşeyi böyle silmeye Bilirsin ben sevmeyi senden öğrendim Bana bir kaç anıdan başka ne verdin
Bu sabah göz yaşlarım İçine seni sakladım
Gizlediğim duyguların hepsini al
Tanrımdan dileğim sensiz yaşamak bilirim
Çok zor olacak cesaretim var
Sarsıldım önünde dipsiz kuyular
Nasıl yaşanır bu yıllar
Cesaretim var ..