bildirgec.org

gerçeklik hakkında tüm yazılar

Oyunlar gerçek oluyor!

Beacool | 05 November 2012 16:11

OYUNLAR GERÇEK OLUYOR!

ScentScape

Oyun sektöründe bir şeyler kökten değişiyor bu kesin. Birileri artık oyunları gerçekten yaşamamızı istiyor. Sanal dünyanın gerçeğe dönüşme yolculuğu Wii ile başlarken bu değişim move ve kinect ile devam ediyor. 3d görüntülerin gözlüksüz hale gelmesi ile de daha bir yaşanır olacak. Tabii bunların yanında duyurulmuş ama satışa sunulmamış birçok gelişim de var. Ama çok yakında sanal dünyalar için çok büyük bir değişimin daha satılmaya başlanacağını söylesem?..

Bilimsel Bilgi

reddear | 12 October 2010 14:03

Bilimsel çalışma yapan kişilerin(bilim insanları) yaptıkları fiziksel ve somutsal gerçeklik üzerinden hakikate ya da doğruya ulaşmadır. Başka bir ifadeyle realiteden doğrular çıkarmak bilimin yegâne amacıdır. Bilimsel bilgi gerçeklikten şüphe etmez, gerçeklik bilimde tartışılmaz. Gerçeklik zamansal ve mekânsal olarak bilim insanları tarafından incelenir ve bilimsel bilgi oluşturulur. Doğrulukta gerçeklik üzerinden önerilen yansımalardır. Başka bir ifadeyle realiteden doğru önermeler çıkartılabilir. Bu doğru bilimin bulunduğu kategoriye göre mutlak, evrensel, değişmeyen ya da yerel, bulunduğu mekânda mutlak doğru şeklinde değişir. Bilimdeki gerçeklik algısı bu gerçekliğin kesin ya da mutlak tanım ve formüllerin varlığını olabildiğini düşündürür. Bir bilim dalı her şeyden önce gerçekliği tahlil eder. Gerçeklik algısı tahlililerin başlangıç noktası olmaktadır. Bir bilim alanıyla uğraşan insanlar bilimsel sonuca ulaşırken gerçeklik üzerinden hareket ederler. Bilim insanlarının kendilerini katmadan gerçeklik algısından sonuç ürettikleri söylenir. Bilimsel sonuca ulaşan ve bilimsel bilgi oluşturan insanlar tarafsız davranış sergilediklerini söyleme eğilimindedirler. Yani gerçeklik üzerindeki tahlilleri yansızdır.

gerçek hepimiz için aynı gerçek mi?

scapegoat35 | 07 October 2010 14:29

hiç düşündünüz mü, neden bazı insanların beğendiği şeyi, başkası beğenmez? ya da, neden kimimiz bir renkten hoşlanırken, kimimiz farklı renkten hoşlanır?

bunun cevabı sadece kişiliğimizde, düşünce yapımızda ya da zevklerimizde mi yatıyor? sanmıyorum. öyle sanıyorum ki, bazı fiziksel ve biyolojik etmenler de bu beğenilerimizde rol oynuyor olabilir.

ışığın yapısını, doğa içindeki davranışlarını hepimiz az çok biliyoruz. bizim konumuzda önemli olan ışığın ortam değiştirmesi, bir başka deyişle kırılması.

ışık, ortam değiştirirken, yoğunluğa bağlı olarak açı değiştirerek yol izler. hatta ışığın bu özelliği ile miyop ve hipermetrop hastaları, ince veya kalın kenarlı mercek kullanarak sağlıklı görüşlere kavuşabilirler.

ANADOLU

reddear | 17 November 2009 18:31

ANADOLU

Dünya’da öyle bir sınırlar çizin ve öyle bir mekân oluşturun ki,

Onun üzerinde aşağıdaki unsurlar oluşsun:

Onlarca masal oluşsun…
Onlarca söylence olsun
Onlarca öykü/hikâye olsun…

Yüzlerce yemek çeşidi…
Onlarca tatlı…
Ve onlarca çeşitli lezzet olsun…

Onlarca folklorik öğe…
Onlarca halk oyunu olsun

Onlarca uygarlık…
Onlarca uygarlığın yaptığı tarihi eser bulunsun…

Tarihinde felsefecisi olsun, matematikçisi olsun…
Şairi olsun…
Mizah olsun…

Hangi Solaris?

Colpadan | 20 May 2009 09:58

Bir bilim kurgu klasiği olan Solaris, düş gücünün de ötesinde, hafızamızda yer alanların gerçeğe dönüştüğü ilginç bir deneyim yolculuğuna çıkartıyor bizi. Solaris denen okyanus gezegeninin yörüngesindeki uzay istasyonuna yapılan yolculuk, bu deneyimin başlangıcı oluyor. Yaşam, ölüm, gerçeklik, ölümsüzlük gibi birçok kavramı da beraberinde sorgulamaya iten konusuyla, aşkı, romantizmi, vicdani değerleri ve pişmanlığı beraberinde harmanlayan Solaris, bir felsefik bilimkurgu başyapıtı.

İlk olarak 1961 yılında Stanislaw Lem tarafından kaleme alınan romanında, Solaris gezegenine yapılan uzay seyahati ve bu gezegenin

okyanusu üstünde geçirilen sürenin, insan beyninin derinliklerine ulaşan analizin bir yansıması olarak nitelendiriliyor. Daha sonra The Mirror (Zerkalo), Stalker gibi filmlerin yönetmeni Andrei Tarkovsky imzalı 1972 yılı Rus yapımı Solaris (Solyaris) ile beyaz perdeye aktarılan roman son olarak yönetmenliğini Steven Soderbergh’ in üstlendiği, başrollerini George Clooney ve Natascha McElhone’ un paylaştıkları 2002 yılı American yapımı Solaris izleyicinin beğenisine sunuluyor.

yalnızlık ne demek

aylakadamveben | 01 March 2009 19:41

şiirin kendine ait bi gerçekliği var demek ki..
şöyle diyo attila ilhan;gecenin bi saatinden sonra içinizdeki yalnızlığı tanıyamazsınız..bi özgürlük vermiyo mu insana;yalnızlık edebiyatı yapma özgürlüğü..attila ilhan bu kadarını söylemişse ben arabeskin dibine vururum..uzun,ıssız bi merdivende..elimde köpeköldüren..başımı fazla kaldırmadan,ufkun hemen üzerindeki yıldızı yakalayıp,eski bir besteyi anarım;”gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,yeryüzünde sizin kadar yalnızım…”anarım ulan!..değilmi ki izni ilhan’dan almışım..
kendine acıma denizinde attığım zevk kulaçları oluyor devam ettiğim sayfalar..ama fazla açılmışım..bir buzul kıtaya çarpmış gibi oluyorum..sen söyle,şu dizelerle karşılaştığında yaşadığın duyguyu başka nasıl açıklarsın;”hem bir kere yalnızlık ne demek/bu kadar milyonla bir haksızlığın ekmeğini paylaşırken…/yalnızlık ne kelime/ellerimiz dirseklerine kadar kana gireli…”
artık hülyalı bir hüzün tadı bırakmıyor ağzımızda şarap..
acılı bir isyan yürüyor yumruklarımıza..
iyi de şarabın ince boynundan ne istiyosun..
üzümü sıkarsan şarap olur da…şarabı sıkarsan kan…

düşüncelerinizle oyun oynayın!

Sahin Sozer | 26 February 2008 11:26

Emotiv Systems firması tarafından düşüncelerinizle kontrol edebileceğiniz yeni bir oyun konsolu geliştirildi.motor kaskına benzeyen bu yeni alet oyun dünyasında yeni bir sayfa açacak gibi görünüyor.Kaskta hareketleri ve duyguları anlamak için 16 sensor ve dengeyi anlamak için bir sarkaç bulunuyor.mutluluk, sevinç, üzüntü, sinir gibi 30 dan fazla duyguyu anlayabilen sistemin 300$ dan daha düşük bir fiyatla satışa sunulacağı açıklandı.Detaylı bilgi için buraya ürünün açıklamalı videosu için ise buraya bakabilirsiniz.

Arttırılmış Gerçeklik Projesi

totallyalien | 08 December 2007 23:58

Dr Wayne Piekarski ‘nin yürütmekte olduğu arttırılmış gerçeklik, (Augmented Reality (AR) ) yani gerçek dünyanın içinde 3d Reality World’le birleştirilmesi projesi yakında herkesin sahip olabileceği oyuncaklar arasında yer alabilecek. Oyuncakdan öte hayatımızı kolaylaştıracak ürünlerde de kullanılması mümkün kılanabilecek teknolojiyi yaratan şirketlerden bir tanesi WorldViz sanal GPS uygulamasını geliştiriyor. Tabii ki gözlük eldiven ve mobil bilgisayarı giyindikten sonra ister yolda yürürken ister aracin icinde sanal GPS sistemi ile yönümüzü bulabileceğiz.
Kullanım alanlarının örnek uygulamaları burdan görebilirsiniz.

Sinema Yazıları 4: Matrix Filminden Öğrendiklerim

Radyocu | 19 February 2007 00:47

THE MATRIX: UNUTULMAZ FİLMLERDEN BİRİ
THE MATRIX: KLASİK FİLMLERDEN BİRİ

Yönetmenliğini Wachowski Kardeşlerin yaptığı 1999 yapımı Matrix filmindenbir eğitimci yazar olarak dikkatimi çeken sahnelerin bir kısmıyla ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sorgu sahnesi

Neo, yani Bay Anderson iki hayat yaşar. Birisinde vergilerini ödeyen, dürüst ve eğitimli bir vatandaştır. Diğeri de sanal alemde yasaların suç olarak tanımladığı her şeyi yapan bir suçludur. Eğitim, her zaman işe yaramaz. Sözgelimi bir ülkede vergi kaçırmak, yolsuzluk yapmak v.s. gibi önemli suçları işleyen insanların önemli bir kısmı eğitimli insanlardır. “Ruhsuz” eğitim daha sofistike suç işleme şekillerini getirmektedir.

SİNEMA YAZILARI 2: CÜNEYT ARKIN, MATRİX VE KEEANU REEVES ÜÇLÜSÜ

Radyocu | 24 January 2007 19:00

NEO UÇAR DA, KARA MURAT UÇAMAZ MI?
NEO UÇAR DA, KARA MURAT UÇAMAZ MI?

TRT’deki sinema programlarından birinde Matrix filmi, Neo ile Trinity arasındaki bir aşk hikâyesi olarak sunulup, “love story” tadında bir hikâye haline getirilmişti. Bundan sonra da Cüneyt Arkın ağabeyimin “Benim filmlerime laf atanlar, Neo’nun ne uçmasına ne de kaçmasına ses çıkarmadılar. Bu adalet mi?” tarzı soruları o zamanlar konuya tuz biber ekmişti. Ben hep bu konuda yazmak istemiştim. Nasip bugüneymiş.

400 kadar film çevirdiği söylenen Cüneyt ağabeyimizin, filmin çıkış noktasını görmeyip veya göz ardı edip böyle bir sitemde bulunmasına şaşırmadım desem yalan olur.