Bir zamanlar Antalya’nın girişine “Texas’a hoşgeldiniz” yazmışlardı espiri konusu olmuştu.Şimdi bir de bugüne bakın. Bütün ayarlarımızı acımasızcazorluyorlar.Bizi birarada tutan tüm bağlara, tüm değerleresaldırıyorlar.Bu saldırıdan bunalan halkımız ise ancak seçimden seçime oy vererek tepki gösterebilecek halde.O zaman da oylarbir taraftan bir tarafa yığılıp bir partiyi çıkarıp diğerlerini batırıyor. Peki saldırı bitti mi?Toplum bir uçtan diğerine savrularak yoruluyor, bezdiriliyor,umutları kırılıyor.Hergün gazetelerde, televizyonlarda milliyetçiliğin nasıl yükseldiği, bunun nasıl gurursuz ve aşağılık bir duygu olduğu, Türk toplumunun ( ki bir mozaik olduğunu söylemek bazıları için adeta bir görevdir ) bir an evvel bu aşağılık duygudan, bu hastalıklı zihniyetten kurtulması gerektiği çeşitlikişilerin ağzından çeşitli şekillerde tekrar tekrar söyleniyor.Bu arada mesela bir malum terör örgütünün sempatizanları,milleti çileden çıkarırcasına ortada cirit atıyor, topluma saldırıyor, her türlü pislik işle bağlantısı olduğu hissi uyandıran bu güruh, bize masum birer demokrasi savunucusu gibi lanse edilmeye, faşist bir baskı altında ezilmiş ve hakkını arayan zavallı mazlumlarmış gibi mazur gösterilmeye çalışılıyor.Ve kimse bunun mikro milliyetçiliğin dik alası olduğunu söylemeye yanaşmıyor.Milletin siyasetçisine, kurumlarına güveni sarsılmış, fakat ‘devlet başa..’ duygusu sayesinde hala devletine sahip çıkma iradesi kırılmamış, bir umut bekliyor.Ülke adeta alt bölümlere, yapılara ayrılıyor,akıllara ziyan olaylar cereyan ediyor, devlet, sanki kendisini koruma yeteneğini kaybetmiş gibi, siyaset üretemez hale gelmiş gibi görünüyor, vatandaşına umut vermiyor.Herkesin ciddi şekilde huzursuz olduğu, adalet duygusunun örselendiği, resmin bütününü göremez olduğu, görebilenlerin de iyice umutsuzluğa kapıldığı, bizim olmayan, yapımıza, tabiatımıza ters bir düzenin, sis bulutu gibi üzerimize çöktüğü bir dönemden geçiyoruz.Hakediyor muyuz bilemiyorum, fakat ülkenin acilen güçlü bir lidere ihtiyacı var.Bütün bu ucuz oyunları bozacak, millete umut verecek, güven verecek, dünyayı, Türkiye’yi, milleti bilen, yerel politikacı ölçülerinin ötesinde bir lider.Böyle biri çıkar mı bilmiyorum, ama mevcut gidişatla işimiz zor.Görünen o ki ülke önce alt birimlere ayrıştırılacak, ardından da ‘merkeziyetçi yönetim anlayışı çağdışıdır bakın yetmiyor işte’ diyecekler.İşimiz zor hem de çok.
yorumlar
Türkiye’yi, milleti bilen, yerel politikacı ölçülerinin ötesinde bir lider. Böyle birisi var mı ? varsa nerede ? Bir kuyunun içinde düşmüş sün ve hala kuyuya taş atıyorsun. Kuyunun içinden çıkıp çözümler üretmek yerine hep yerimiz de sayma gayreti içinde olmamız… saygılarımla
türkistan devletler birliğiTürkiye’nin kendi çıkarlarına uygun dış politika oluşturmasına alışkın olmayan çevreler, bu tür dünya ölçeğindeki projelere kalkışmasını da bir yerlerden gelen talimata bağlamaya çalışıyorlar.Türkiye’yi bir dünya devleti olmaya layık görmeyen, inisiyatif almaya yetkin olmayan ülke kategorisine mahkum eden anlayışları bu girişimleri anlayamazlar.Türkiye’nin başta ekonomik ağırlıklı bir Türk Birliği önerisi, Rusya’dan habersiz hiçbir adım atmayan Türk Devlet Başkanlarınca büyük destek gördü. Bu da Rusya’nın onlara şimdilik yeşil ışık yaktığını gösteriyor.Öte yandan ABD’den açık bir engelleme gelmemesi de bu süper gücün Türkiye’nin ilk girişimlerini izleme eğiliminde olduğu yorumlarını beraberinde getiriyor. Görünen o ki, dünya devleri, Türkiye’nin Orta Asya’da kuracağı oyunu şimdilik izlemeyi tercih ediyorlar.İleride gerektiğinde iki süper güç de oyuna istedikleri tarafta girmeyi planlıyorlar gibi görünüyor.Orta Asya büyük gelişmelere gebe. Bakalım top taca çıkmadan ne kadar süreyle Türklerin ayaklarında kalacak.Türk cumhuriyetleri ortak Latin alfabesinin neresinde?Bu yeni dönemde Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın Orta Asya ve Kafkaslar ile gerçek anlamda ilgilenmeleri beklenmektedir. İran, Çin, Rusya ve Amerika’nın bölgedeki girişimlerini Türkiye görmezden gelmemelidir. Şu ana kadarki inişli çıkışlı ilişkilere rağmen Türkiye bu bölgelerle iletişim kurmada hâlâ daha avantajlı durumdadır. Şuuraltını harekete geçirecek imkânlara sahip bir ülkeyiz. Yeter ki doğru politikaları belirleyebilelim. Öte yandan şu ana kadar bu bölgelerde okullar açılmış, ticarî ve ekonomik ilişkiler yavaş da olsa derinleşmeye başlamıştır. Yapılacak olan en önemli iş; daha önce buralarda eğitim hizmetinde, ticarî ve ekonomik hizmetlerde bulunmuş olanlarla iletişim kurarak doğru atılan temellerin üstüne bina kurmaya devam etmektir. Orta Asya bizim her zaman gönlümüzde etkili bir yere sahiptir. Atalarımız, bir zamanlar oradan gelerek Anadolu’yu maddî ve manevî anlamda yurt hâline getirmişlerdi. Yeni ilişkilerde zorluklar her zaman karşımıza çıkacaktır. Ancak birbirimizi iyi anlayıp sevgi, dayanışma, kaynaşma, yardımlaşma gibi değerleri iyi temsil edersek; Türkiye, her yönüyle anayurdumuzdaki gönüllerde kalıcı bir şekilde yer edecek ve Orta Asya’nın geleceği daha aydınlık olacaktır.