Son günlerde köktendinci kesimlerin ağzında sakız oldu adeta: “Türban takma özgürlüğümüz kısıtlanamaz!” Meydanlarda birtakım çevrelerce dolduruşa getirilmiş, beyinleri yıkanmış, beyinleri yıkanamasa da zorla meydanlara çekilmiş masum genç kızlar üzerinden siyaset yapmaya çalışan bir grup musallat oldu ülkemize… Bu kişiler bu belirttiğim özelliklere sahip genç kızların haklarını savunuyorlar sözde… Beyin yıkamanın, bir şeyleri zorla yaptırmanın adını “demokrasi” koymuşlar… “Türban takmak demokratik bir haktır, engellenemez!” diye bağırıyor türbanlı bir genç kızın babası, kızı ise yanında sus pus olmuş, babasının dediğine bir karşı çıksın, hele bir çıksın bakalım başına neler geliyor bu genç kızın… Babasına göre bunun adı demokrasi, kızı susacak kendi konuşacak, kızıyla ilgili vicdani kararları bile kendisi verecek, örnek Müslüman(!) babamız, İslam dinimizin temel esaslarından biri olan “dinde zorlama yoktur” ilkesini bir anda unutacak.İş hayatında, üniversitelerde artık görmeye alışık olduğumuz bu manzara bir anda ilkokul sıralarına kadar taşındı. İlkokul öğrencilerine üzerinde kara çarşaflı kadın resmi bulunan beslenme çantaları dağıtılmaya başladı. Köktendincilerin demokrasisi bir anda ilkokul çağındaki kızları da himayesi altına alıverdi.İktidardaki partiye yaranmayı başlıca görev bilen, eleştirel ve muhalif yanını daima muhalefet partilerinden yana gösteren veya gösterebilen cesur ve tarafsız basın yayın kuruluşları ise bu olayı öyle bir hasıraltı etti ki, bu tezgahı organize edenler bile bu hasıraltı operasyonu için eminim bu kadar uğraşmamıştır. “Kraldan çok kralcı” deyişi bu olayı ancak bu kadar güzel özetleyebilirdi.“Dünyada hiçbir milletin kadını vatanımı ve milleti korumak ve yeniden kurmak için Türk kadınından daha fazla çalıştım diyemez.” demiş ulu önderimiz 80 sene önce. Bu sözü her duyduğumda vatan toprağını korumak için en az erkekler kadar çaba sarf etmiş Türk kadının torunu olduğumu düşündükçe daha bir gururlanır, kökenimle, milletimle, milliyetçi kimliğimle daha bir onur duyarım… Kahraman Türk kadını bundan daha güzel nasıl tasvir edilir, bilemiyorum.Ta 80 sene önce hatta yüzyıllar önce yaşamış Türk erkeklerinin “at, avrat, silah” temeline dayandırarak baş tacı ettikleri, binlerce yıl önce yaşamış Türklerinse en önemli servetleri olan devletlerinin yönetimini ortak ettikleri eşleri, meğerse bugün ülkemize musallat olmuş hastalıklı zihniyetin etkisi altında kalmışların eşlerinden daha şanslıymış. Bin yıl önce devlet yönetimine ortak olan kahraman Türk kadını bugün AKP milletvekili tarafından aynı masada beraber yemek yemeye bile layık görülmüyor, neden? Tek suçu kadın olmak, tek suçu belki de doğar doğmaz kendini hastalıklı bir zihniyetin içinde bulmak… Bu nasıl olur? Kadınlarımızın asırlar süren bu kahramanlık hikayesini en az bizim kadar iyi bilen bir Türk erkeği, nasıl olur da eşine kendi yemek yediği masayı değil de kıyıda köşedeki boş masayı layık görür?Ama eminim genç kızlarımız ve kadınlarımız; Anadolu’da İngiliz ve Fransız zulmüne yiğitçe direnen, orduda savaşan muzaffer kocalarının yokluğunu aratmadan yeni kuşaklar yetiştiren, milliyetçi ve vatansever anneannelerinin, nenelerinin anısı için, bunun da üstesinden gelecek, kendisini kara çarşafın ardına göndererek, yan masaya atarak, emre itaatsizlik durumunda dayağa başvurarak, okula göndermeyip, namusuna laf gelmesin diye kapı dışarı çıkarmayıp onu sindirmeye çalışarak, başını zorla kapattırıp, diğer kızlarımızla zorla kutuplaştırarak, kendi kutbuna “türbanlı” diyen ve siyasi çıkarları uğruna bu isimlendirmenin sonuna bir de sorun kelimesini ekleyip, bu masum kızlarımızı yüzsüzce “sorun” olarak niteleyen bu zihniyete en ağır darbeyi bizzat kendileri indirecektir. Nasıl mı? Meclisteki sandalye sayısını ikiye hatta üçe katlayarak, kabinede görev alıp, yönetimde söz sahibi olarak, milliyetçi, Atatürkçü ve vatansever kimliğini bu insanların kafasına vura vura anlatarak, bir kadının ezilmeyerek, küçülmeyerek nasıl örnek bir Müslüman olabileceğini bu insanlara göstererek, doğacak çocuklarını kendi yetiştiği gibi değil, yetişmek istediği gibi yetiştirerek, doğacak kızının Nene Hatun’ların Ay Hatun’ların torunları olduğunu, onun bir Türk kızı olduğunu ve içinde gizli bir kahramanın yattığını bilerek, onu sindirerek değil, bu kahramanı ortaya çıkarak yetiştirmelidir. Türk kadınının geleceğini yapılandıracak olan da yine Türk kadının kendisidir…
yorumlar
Yazinin aslinda hangi fikirlerle yola ciktigini farkindayim ama yukardaki satirlar hosuma gitti.Ve aklima birsey geldi anlatmak istedim…Bizim evin yakinlarinda bes kisilikbir aile oturuyordu.Bir tane kücük erkek cocuklari,iki tane de kizlari vardi.Kücüklügümden beri kizlarini hep görüyordum.Hatta ilk okulda ayni okuldaydik.Ama ilkokul besinci siniftan sonra almislardi okuldan.Kizlarla bir kac defa konusmuslugum vardi.Sevmistim,cok iyi yüreklilerdi,ama bir anneannesi vardi illallah dedirtiyordu.Ben bir gün gittim evlerine.Gelin disarda oynayalim dedim.Havalar sicak dedim yada bize gider otururuz,annem kek yapar yeriz demistim.Anneannesi geldi kapiya hayir olmaz dedi,cikmasinlar.Tamam dedim dogal olarak.Sonra kac defa cagirdim göndermediler disari.Kizlar saf kizlardi.Birgünn sordum niye yollamiyorlar.Acik acik seninle görüsmemizi istemiyorlar dedi kücük olani.Neden dedim.Cocuk akli simdi olsa böyle bir soruyu sormazdim zaten.Sen okula gidiyorsun,bir de annenem disarda seni bir erkek cocukla görmüs.Hmmm dedim bir daha da birsey demedim.Erkekle görmüs benii o yüzden kizlarini yollamiyorlarmis.Erkekle görmüs dedigindede daha 10 yasindamiyim neyim.Neyse gel zaman git zaman bize yakin oturduklarindan hep kizlarin babasini ogluyla disari cikarken görüyordum.Kizlar sürekli evdelerdi.Yine tesadüfen disarda kizlari gördügümde babanla kücük kardesini gördüm nereye gidiyorlardi diye sordum meraklanmis gibi.Hi evet babamla pizzaciya gittiler sonra da tatilyaya gideceklermis dedi.Ne vardi kizlarini da götürse…Namuslari mi gidecekti.Vallahi ne yalan söyleyeyim icim bir tuhaf oldu.Daha kac yasindaydi ki o kizlar.Daha ilk okul besinci sinif yeni bitmisti.Aradan bir kac sene gecti.Pek görmedim o sirada bu iki kizi da.Sonra birgün yine disarda bakkaldan alisveris yapmis gelirken gördüm gecenlerde.Msn adresimi sordu verdim.Ama büyüdükce daha gariplesmisti sanki bu kizlar.Cok arkadassiz büyümüslerdi.Konusmalari filan cok garipti dantel igne oyasiydi bildikleri seyler.Msnimi verdim.Bir gün msnde karsilastik.Nasilsin dedi.Iyiyim dedim.Ya kusura bakma cikmam lazim A. msnde sevgilisiyle konusacakmista dedi.A.nin simdi hangi sinifta oldugunu sordum 5ince sinif dedi.Ve saskinliktan ne yapsam bilemedim.Lanet okudum…Nasil insanlardi.Kizlarini camdan baktirtmazken oglunun sevgilisiyle konusuyor olmasi nasil bir durumdu.O kizlar hic bir yer görmemislerdi hayatinda,bir insanla nasil konusulur dogru düzgün bilmiyorlardi bu yasa gelmelerine ragmen.Cok icim yanmisti o zaman cokkkk.
Çağlayan Mitingine bekliyoruz herkesi.
gene mi? türban
-gene- diye bişey yoktur o olsa olsa -yine-dir.
Genelkurmay baskani vermis gazi vermis gazi…Bunlari 28 subatlar, muhtiralar, darbeler de durduramazki, hay Allah (hey dostum Allah dedim irticaya girer mi?)ne yapsak, soyle bir atom bombasi atsak acaba kurur mu kokleri? sanmiyorum cunku bu sorun yeni degil, ilk Hz Muhammed devrinde cikiyor, Medinede yahudilerden biri, kuyumcuya girmis tesetturlu muslumanlardan birinin tesetturunu zorla aciyor ve bunu goren bir musluman vayy bizim mahallenin kizina yamuk ha deyip yahudiyi olduruyor ve olaylar gelisiyor, olaylarin sonunda bir yahudi kabilesinin Medineden surulmesi var. Medine vesikasi falan dicem ama bunlar bizi ilgilendirmeyen tarihi olaylar, bizim gibi resmi ideoloji tarih ogretisiyle yetismis nesiller icin alakadar etmeyen seyler…Her neyse bizim ulkemizde ise bu basortusu sorunu sandiginiz kadar yeni degil ilk Hatice Babacan adli kiza geliyor sorun, sene 1967, bu kizin kafasina saksi mi ne dusuyor kapanmaya karar veriyor ve universiteye kapali gelince yasakla karsilasiyor ve universite kapisinin onunde basliyor direnise. (o yillarda Amerika da zenciler liseye gitmek icin eylemler falan yapiyorlardi, beyazlar ogrenim goren bir zenciyi hala kabullenemez siz bakmayin simdi sorun olmadigina… pis nigerler siyah siyah, ortululerden farki yok, onlari da sevmeyiz, liseye uyusturucuyu sokan onlar degil mi hem…) birde bilkentli asortik bir ailenin kizinin kapanmasi olayi var seksenli yillarda geciyor bu,onu timarhaneye falan kapatiyor ailesi, filmi falan da yapilmisti, seyretmezsiniz ismini vermiyeyim.Sonuc olarak ilk bu isi basimiza acan Hatice abla ne yapar bilmem ama bildigim bir sey varsa o da bir sey degismeyecek bu insanlar inanclarini degistirmeyecek kemalist televole gencligi de sacmalamaya devam edecek, daha cok gene diyecegiz.. gene mi bunlar yaaa, kal geldi bana…
23 nisan kutlamaları beni şok etti Bu nasıl bır zihniyet
ben daha ücüncü siniftaydim.cok tatli bir ögretmenim vardi (simdi ne yapiyordur acaba) kizi kendi istegiyle birden tip ögrenimi görürken kapanmisti.kendisi de gayetttt medeni bir anne oldugu icin kizina bir kelime bile söylememisti.sonucta herkesin kendi tercihi gözüyle bakmisti.e tabii kiza bir sürü sorunlar filan cikarmislardi üniversitede.benim kafamda medeniyetin resmi bana okulda annemmis gibi davranan,sacim dagildiginda hic yorgunlugunu ve benim baska birinin cocugu oldugumu düsünmeden sacimi balik sirti örmeye bile üsenmeyen benim canimm ilkokul ögretmenimmm…burdan kendisinin haberi olmasa da saygilar sevgiler gönderiyorum.
Valla Ataturkcu olsam Mustafa Kemal`in kafasina esip cocuklara armagan ettigi bugunu islami kesimin kullanmasina ben de bozulurdum. Terbiyesizler gidin siz peygamberinizi anin…
aaa o da bişemi 19 mayısı çarşaflı olarak kutlarsak şaşırmamak gerek .vaziyet onu gösteriyor.vahhhh ülkem vahhhhh
yani bütün örtülü kızlarımız korkak ve baskı altındalar öyle mi?bütün genellemeler falan filan…
terbiye sinirlarini asmayalim, ‘peygamberinizi anin’ falan hic yakismiyor. Elestiri yapiyorsaniz adam gibi yapin, insanlarin degerlerine laf sokusturmadan.
katılıyorum razielz sana,kişinin özgürlüğü,diğer kişinmin özgürlük sınırlarına girdiğinde sona erer.lütfen saygılı olalım insanların inançlarına
katılıyorum razielz sana,kişinin özgürlüğü,diğer kişinmin özgürlük sınırlarına girdiğinde sona erer.lütfen saygılı olalım insanların inançlarına
Mustafa Kemalin kafasına esip çoculara armağan ettiği bir gün mü ? yok ben şimdi kalktım burada da anlayamadığım bir espri var bu denyoluk amaçlanmış değildir diye düşünüyorum
ya ne yazdigini bilmiyor, ya da yazdigini cok iyi biliyor
milli bir bayramla peygamberin anılması arasındaki bağlantı nedir?yok ben illa bazı insanların değerlerine tecavüz edeceğim bu bağlamda her türlü söylem hakkımdır diyorsan bilelim kıymet ve zaman verip okumayalım.hakaret etmeden de ifade edilebilir bazı şeyler.
Kutlu doğum haftası da yalan olmuş sende.
ne alakası var anlamadım?
O bahsedilen olay Kutlu doğum haftası münasebetiyle yapılmıştı. Resmi tatil olduğu için de fırsattan istifade edip kendi aralarında “eğlenmişler”.Genelkurmay’ın yazısını bir kere oku istersen.
yazı dünyaca ünlü bir psikolağa ait anlaşılan. ezilen kızlar, babası yüzünden sesini çıkaramayan zorla kapatılmış bu kızları tahlil ediş biçimine bakılırsa bu kızların içlerini okuyorsun!niyet okuma vardı şimdi de “tepeden inme” psikolojik analizler başladı.. kaçıyla görüştün o kapalı kızların? sayı ver bana ve kaçından zorla kapatılıyorum ama bunu ifade edemiyorum ya da kapalı olmak istemiyorum tepkisi aldın? tepki veremeyeceklerini çünkü beyinlerinin aileleri tarafından yıkandığını ve ölesiye korkutulduklarını mı düşünüyorsun yoksa? bababaabaadiyelim ki 100 kişiyle görüştün ve yarısından bu cevabı aldın. peki bu çok kıymet verdiğimiz bilimsel anket değerlendirme kriterlerine uygun olur mu?- yeterli sayıda denek [100, 200 ile olmaz ciddi bir anket ama 100 kişiyle görüştüysen bile helal olsun sana]- farklı kesimlerden ama ortak noktaları kapanmak olan geniş yayılımlı bir grupbunları yapmadıysan, kafandaki kapalı imajını bol ajitasyonla yazmışsın.. o kızlara değil de sana acıdım. zavallı sen! ne kadar acı çekiyorsun onlar adına :(ve; o çok övdüğün, kurtuluş savaşı kahramanlarından nene hatun kara çarşaflı bir kadındı. mini etekli, fransız mürebbiyelerin yetiştirdiği, eski türk filimlerinin “nolamaz nalan” tiplemesi mi zannediyorsun?yazında ajitasyon yapman kendi tercihin ama kişisel fikirlerini başkalarının düşünceleriymiş gibi sunman, kapanan kızların zorla kapatıldıklarını iddia etmen ve nene hatun örneğinde olduğu gibi tarihe zıt “yalan yanlış” ifadeler kullanman yazını baştan sona safsata yapıyor.kendi içinde tutarsız, bilimsellikten uzak, tarihi kişilikleri değiştiren bir yazı yazmışsın. moderniteyi “baş örtüsüne ve kıyafete indirgeyen” ama bilim ve bilimsel yazım yönteminden uzak!
nene hatun
@tsrm
bence bu cümle bir cok seyi ifade etmeye yeter.O kadar cok kapali insan taniyorum ki.hic biride zorla kapanmadi. Birgün kapanmak istesem ailemin hic birsey demeyecegine inaniyorum.Cünkü benim ailem yozlasmis düsünce yapilarina sahip degiller.Bu kapalilari cahil yerine koyan insanlar varyaa hic tesettürlü biriyle simdiye kadar konusmamis insanlar.Burda yorum yazmak cok kolaylarina geliyor tabiki.”Basinda örtü varr tamam anlasilmistir.Bu karacahil” beyinleri böyle sinyal veriyor herhalde sürekli.
@suuguurccann, sen senden sonra yazan Clicia x’e cevap vermişsin zaten, çok teşekkürler..@Clicia x, İngiltere hakkında oraya yazacağım.- nene hatun 1950lerde ölmüştür ve son resimlerinden biri de yukarı aldığım resmi.- kapalı kadınlar hakkında ahkam kesiliyor, ajitasyon yapılıyor ama bunlar da işe yaramadığında o kadınlara yüklenilerek rejim elden gidiliyor naraları atılıyor bu ülkede. kapalı kadınları eve kapatan, örneğin onların üniversiteye gitmelerini engelleyen sistemdir, onların kapalı olmaları değil.- kapalı kadınları sistemden dışlayan kadınlar ve erkekler aslında onları düşündükleri için böyle yapıyor oluyorlar ama onların ne düşündüklerini bir de onlara sorsanız diyenlere kadınların işine karışmayın deniyor öyle mi?
nene hatunun bikinisine ne oldu?kadın erkek meselesi değil bu Clicia x, eğer öyle olsaydı Deniz Baykal Hayrunnisa Gül’ün başındaki örtüye karışmazdı.
iyi de tüm kadınlar hakkında yorum yapma hakkı nereden doğuyor.belki tsrmnin savunuculuğunu isteyen kadınlar var.tüm kadınlar kendi haklarına karar versinler.erkek olarak kadınlar hakkında yorum yapılmasın şeklinde bir ifadeyle kadınlar tüm hakkında adına karar verme gücünede şaşkınlıkla bakarım.kişisel bir eleştri değildir yorumum bir kadın olarak fikir beyanıdır yazımda ısrarla isim yazmıyorum ki ayak kokusu tarzı bayağı saldırganlıklarla karşılaşmayayım.
iyi de tüm kadınlar hakkında yorum yapma hakkı nereden doğuyor.belki tsrmnin savunuculuğunu isteyen kadınlar var.tüm kadınlar kendi haklarına karar verme yetisinden yoksun değiller zannımca.erkek olarak kadınlar hakkında yorum yapılmasın şeklinde bir ifadeyle tüm kadınlar adına karar verme gücünede şaşkınlıkla bakarım.
yazımı değiştirdim ilkine cevaben birşey yazılmasın diye kişisel çatışmalardan uzak kalmak ihtiyacındayım.insan duygularına yenilmemeli diye düşünerek.ancak ilkide yollanmış bulunmuş.
TÜRBAN SORUNDUR!!!NENE HATUNUN TAKDIĞI BAŞ ÖRTÜSÜDÜR O SORUN DEĞİLDİR!!!!!! BU SORUN 1923 DE KURULAN DEVLETİN İNKLAPLARINA KARŞI DURUMDUR!BU REJİM SORUNU DEVLETE VATANDAŞLIK BAĞIYLA BAĞLI HERKESİN SORUNUDUR!!! SADECE KADINLARIN ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLANIYOR DİYE KADINLAR YANLIZ BIRAKILAMAZ!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
istersen silebilirsin mansonilized…evet kapanip kapanmayacagina her kadin kendi karar verir burasi dogru… ama ülkemizde bunu kac kisi uyguluyor.kac kisi tesettürlü bir bayana saygiyla bakiyor.Kimin kime ne türlü baktigini cok iyi biliyorum.o kadar cok multi kültürel ortamlarda bulundum ki.benim her türden tanidigim var ama bu sitedeki insanlar gibisini hic tanimadim dogrusu.Katolik arkadasimda oldu, hristiyanda, müslümanda acikta kapali da bir sürü kisi tanidim.ama hic biri bu sekilde önyargiyla bakmiyordu bu duruma.Alman biriyle tanismistim bana sunlari söylemisti: “bu yaz türkiyeye gittim cok güzel yerler sizin oralar ama haberlerde farkli görünüyo hicte öyle dolastigim yerlerdeki insanlarin bana davrandiklari gibi sicak degiller.Haberleri izliyorum bazen görüntüler veriyorlar önemli birsey oldugunda, sasip kaliyorum” demisti bana.Cünkü gercekten sasilacak bir durum var ortada.
clicia x bu durum ne bir erkegin ne bir bayanin ne de bir baskasini ilgilendiren bir konudur.sadece basörtüsü kullanan kisiyi ilgilendirir.aslinda kimseyi ilgilendirmez ama o kadar cok kisiyi ilgilendirmis ki artik dur denilmesi zor.
evet başörtüsü sadece kullanacak kişinin tercihidir. kullanıp kullanmama onun bileceği iştir.
rejim sorunu olmadına göre
TÜRBAN SORUNDUR!!!NENE HATUNUN TAKDIĞI BAŞ ÖRTÜSÜDÜR O SORUN DEĞİLDİR!!!!!! BU SORUN 1923 DE KURULAN DEVLETİN İNKLAPLARINA KARŞI DURUMDUR!BU REJİM SORUNU DEVLETE VATANDAŞLIK BAĞIYLA BAĞLI HERKESİN SORUNUDUR!!! SADECE KADINLARIN ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLANIYOR DİYE KADINLAR YANLIZ BIRAKILAMAZ!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ama her kadin basörtüsü kullanmadigina göre cli sadece kullanani ilgilendirir.
eğer siyasal simge değilse türban? bugünkü siyasi parti geldi geleli universite önlerinde yoklar
tsrm kardeşimöncelikle şunu belirteyim ki, nene hatun un giydiği kara çarşaf değil, erzurum yöresinin yöresel kadın kıyafetidir. Buna kara çarşaf diyerek sen zaten baştan komik duruma düştün ne diyebilirim ki artık sana…hem diyelim ki kara çarşaf, clicia x arkadaşımın da dediği gibi o dönemde milli mücadele için çırpınan birinin o mücadeleyi bikiniyle vermesini bekleyemezsin heralde.
Aynı tornadan mı çıktınız?
Resim siyah beyaz olunca karıştırdı arkadaş.Kara çarşafta sadece gözü ile burnu gözükür kadının. Herhangi bir sexapalitesi(ya da öyle birşey) yok ondan kullanılıyor sanırım.
Bak bu kara çarşaf.
Allahım bu ne güzel bi yazı böyle… “Halka ve olaylara tercüman” olmak bu olsa gerek… Daha önce nasılf farketmemişim..Tebrikler
kara çarşafta sadece gözü ile burnu gözükür kadının!kim demiş.kanuni bir zorunluluk mu?toplumsal bir dayatma mı?kara çarşaf iki parçadan oluşan bir kıyafet.vücudun altını ve üzerini örtecek şekilde.isteyen kadın bunu peçe ile kombine ederek tüm yüzünü örtebilir,yahut yukarıda gösterildiği üzere ağız bölgesini kapatarak burnu ve gözleri açıkta bırakır.yine bazı kadınlar siyah eldiven takarak ellerini de gizleyebilir.
Hani sadece sorunun dinciliğin simgeleştiği türban olduğu belirtiliyor. Öğrenim gördüğüm üniversitede türban bir yana dursun başında bonesiyle gezen kız arkadaşların dersleri de bırakın kantine dahi girmesine izin verilmiyordu güvenlik tarafından. Belki bu bir uç uygulamadır diye düşünülebilir.Tamam, sorun sadece simgeleşen türban ise; izin versinler o zaman adam akıllı örtünme arzusunda olan insanlar başlarına bone benzeri modern(!) örtüler veya geleneksel başörtüsüyle girsinler! Türban diye inat edenler de ” Sen farklı şeylerin peşindesin”, diye engellenmeye devam edilsin.Nasıl çözüm ama iki tarafı da memnun etmez mi????
o kadar eşi benzeri olmayan bir şey peşindesiniz ki hani aynı türban gibi başka bir kesimin yine güyya dininin göstergesi olarak kullandığı birşeyler olsa onu da örnek vererek anlatmaya çalışalım. her zaman dediğimiz gibi islam tanrı ile kulu arasındadır bunu o dialoğun dışına taşıyan her türlü şekilciliği de yerine göre yapabilirsiniz ama kamusal alanda yapamazsınız mesela müslüman değil de başka bir dine mensup insanların da bu tip bir giyim şeklini veya herhangi başka bir şeyi kullanıyor olsalardı onlar da yine sokakta istediklerini yaparlar ama kamusal alanda yapamazlar derdik ama dediğim gibi o kadar benzeri olmayan bir şeyde ısrar ediyorsunuz ki karşısına koyacak örnek bulunamıyor. uçuçböcüğü sen bu tip konularda hiçbir şekilde kendi fikrine sahip olamayacak bir durumdasın belki yıllar sonra olabilir bu da iyimser bir düşünce ama dediğim gibi sen bu ve benzeri hiçbir sosyal konuda beyan edebileceğin bir fikre sahip olabilecek donanıma sahip değilsin. hala ortaya çıkıp ben o kadar başı örtülü kadın tanıyorum ki hiçbiri zorla baskı altında örtünmüyor, gibisinden bir cümle kurabilecek kadar da bilinçsizsin. bunu bir kere daha söyledim zaten başı örtülü birinin evet ben baskıyla başımı örtüyorum gibisinden bir şey söyleme ihtimali olabilir mi? lafı döndürüp dolaştırıp vardığınız nokta ta en başından bir adım ileri gidememiş olsa da o söylediğiniz sanki bir çok soruya cevap olabilirmiş gibi tekrarlıyorsunuz. hiçbir başıörtülü kadın: -ben zorla örtünüyorum. diyemez bunu düşünebilmek ve farkına varmak bu kadar zor mu ya ben onu anlayamıyorum. hala örtünün biçimi ile yine ayrımcılık yapıp belli bazı örtülerin makul karşılanması gerektiğini savunabiliyorsunuz, hala neredeyse yüzyıl önce kurtuluş savaşı zamanında kadınlarımızın giyim kuşamıyla şimdiki kadının giyim kuşamı arasında bir bağ kurmaya çalışıyorsunuz. aslında bu yaptıklarınıza da kimse karışmaz yapabilirsiniz ama bir nokta var ki dininizi allahınız ve kendiniz arasından taşırıp etrafa bir jaka satmak, ben böyle süper bir müslümanım gibisinden bütün diğer başıörtülülerle siyasi bir birliktelik sergileyecek bir boyuta getirirseniz bu yaptığınızı kamusal alanda devam ettiremezsiniz. yine bir yerlerde söyledim başı örtülü ve bunu tanrısı ile olan dialoğu kapsamından dışarıya taşırmayan sadece kendisi için örtünen, bir reklam, bir siyasi güç simgesi olarak kullanmayan kadınlarımız kızlarımız da var. onlar kamusal alana girerken sessizce sorunsuzca başlarını açıp işlerini halledip çıktıkları zaman da yine sessizce başlarını örtüp yaşamlarına devam edebiliyorlar.
biz de zaten bu kızlarımıza bir şey demiyoruz, belirli bir siyasi simge haline getirmeden çevreye uyum sağlayarak inancını yaşıyorsa ne güzel. Başımızın üstünde yeri var, ama hepsinin durumu onlar gibi değil ne yazık ki…
birşey demiyoz diyon yine diyon!başörtüsünü siyasete alet ettiklerini söylüyon, peki ben de başı örtülü olmayanlar için aynı şeyi söylesem ne olur…
ne gibi mesela?
TEŞEKKÜRLER KARDEŞİM, GÜZEL YAZI…
DİE’nin yaptığı araştırmaya göre hafif’te en pis prim yapan birinci konu türban ikinci konu laiklik üçüncü ise kedilermişkarar aldım bundan sonra hiçbir türban tartışmasına katılmıyıcam o derece soğuttunuz beni, kedi olayı güzel ama ona devam :))
hakkaten yav, uyutuyo olmasın bunlar bizi 😀
iyi o zaman kimse kimseyi uyutmasın diye türban konusunu tartışmayalım? Bu mudur yani?
Başörtüsü ve başaçıklığı siyasi simge olmuş çoktaan..katkısı olan herkesi tebrik etmeli..
evet aynen öyle.başı açık hanımlar siyasette adeta bir sembol olup aziz tutulurken, başı kapalılara o yol tümden kapalı. sonra bir de edebiyat; vay efendim örtülerini alet ediyorlar, ulen içeri bile giremiyorlar. onlar bazı kodomanların ötekileştirdiği ikinci vatandaş olarak yaşamaya itiliyorlar.şimdi mantığı ters çevir uygula düğmesine bas(!)başı açık olanlar başlarında ki bu durumu, siyasete alet ediyor olamazlar mı? ben şüpheleniyorum doğrusu.eyvahhhhh.benim annem de başörtüsü takmıyordu, edebiyatı başlarsa nolucak…(şu an diğeri kullanılıyor. herşey sırayla)
ben bu kurdu bi yerden hatırlıyom!
Burdan olabilir mi?
komplo başarıya ulaşmış.. ne diyeyim..devam edin birbirinizi yemeye.. bu arada, sizler örtü, türban, din, ırk, birbirinizi yerken, yattıkları mezarlarında fır fır dönüyor birilerinin mukaddes kemikleri..bir düşünün.. bizlere bu toprakları, dili, ülkeyi, dini, sancağı, birliği, emanet etmek uğruna kendini feda edenlere nasıl vereceğiz bu yaptıklarımızın hesabını..? nasıl diyeceğiz “sizlerin savaştığı düşmanla biz sarmaş dolaştık, sizlerin savaştığı fitneye biz gırtlağımıza kadar batmıştık..”kendimizi, sağcı, solcu, dinci, ırkçı, liberal, kominist, faşist, hede, hödö kamplarına ayırmak..bu kampları neredeyse aile düzeyine inidirmek şunlardan bunlardan diye bölünmek..sınırı, haddi yokki bölünmenin..nerede akıl..? nerede basiret..?sormazlar mı hesabını..!!bir düşünün..
kutuplaştırılıyoruz…