C.Eren ÇELİKTürban sorunu ile ilgili bir önceli yazımda sadece türban sorunun siyasal hayatımıza girişini özetlemiştim.Oysa türbanı sadece simgesel bir sorun olarak ele almak son derece yanlış ve bir o kadar eksik bir değerlendirme olacaktır.Sorun sosyal, kültürel, ekonomik nedenlerle ortaya çıkarak kemikleşmekte sonrasında ise siyasal boyuta evrilmektedir.Yapılan araştırmalar açıkça göstermektedir ki ekonomik gelir seviyesi ve kültür düzeyi düştükçe türban takma oranı aynı oranda artış göstermektedir. Bunun nedeni ise toplumun yaşadığı ekonomik sıkıntılar arttıkça eğitim seviyesinin (ve buna bağlı olarak kültür seviyesinin) düşmesi bunun sonucunda ortaya çıkan toplumsal yapının giderek daha kaderci ve muhafazakâr bir kimliğe bürünmesidir.Öte yandan yaşadığı muhafazakar çevreni etkisinde kalan ve türban konusunun siyasallaşması ile kendisini bir yere ait hissetmek ve aidiyet duygusunu belli etmek isteyen genç kızlarımız örtünmektedir ki kanaatimce konunun sosyal boyutu incelenirken bu noktaya özellikle dikkat edilmelidir.Ancak şu da çok açık bir gerçekliktir ki yukarıda belirttiğimiz şartlarla oluşmuş muhafazakar yapıdaki aileler çoğu zaman kız çocuklarının türban takmasını uygun görmekte bu nedenle kız çocuklarını çoğunlukla İmam Hatip Liseleri’ne göndermektedirler.İşte bana göre Türkiye’de yaşanan türban sorunun kaynağı da buradadır. An itibariyle hâlihazırda mevcut bulunan İmam Hatip Lisesi sayısı 456’dır. Özellikle AKP iktidarı sonrası kız öğrencilerin daha fazla rağbet gösterdiği okullarda 135 bin öğrenci mevcut. Ve bu öğrencilerin %60’ı kız….Düşünün ki; çok özel günler ya da aylar dışında o da caminin erkeklerden ayrı belli bir bölümünde olmak kaydı ile kadının camiye girmesine müsaade edilmediği İslam dininde Camilere İmam,hatip ve vaiz yetiştirilmek için kurulan İmam Hatip Liselerinde okuyan kız öğrenci sayısı erkek öğrencilerin neredeyse 2 katı.Bunun önemi şu… 14 yaşında İmam Hatip Lisesi’ne kaydolan ve 4 yıl dini ağrlıklı bir müfredatla eğitim gören bu kızlarımızın siyasal olarak gideceği yön de kendiliğinden belirlenmiş oluyor.,.İşte yıllarca İmam Hatip Liseleri’nin suistimal edilmesinin başlıca nedenlerinden birisi de bu. Çünkü bu kızlar bilinçli olarak İmam Hatip Liseleri’ne yönlendiriliyor. Üniversiteye girdiklerinde türbanları ile okula alınmayacakları biline biline. Çünkü hedefi Laik, Demokratik, çağdaş Atatürk Türkiye’sini yıkarak yerine dini temellere dayalı bir devlet tesis etme sevdalıları biliyorlar ki bunun için öncelikle samimi insanlar ile devletin arası açılmalı, devlet ve sistem bu insanlara bir düşman olarak gösterilmeli.,Türban sorunu yıllardır böylesi bir rejim karşıtı cephenin oluşturulması için araç olarak kullanılmıştır ve İmam Hatip Liseleri de bu amaç için zemin yapılmıştır.İşte İmam Hatip Liselerinin TÜRBAN sorunu içerisindeki kilit rolü de burada başlamaktadır. Çünkü bu liseler sorunu çözmek istemeyen siyasilerce bilinçli olarak sorunun tam ortasına yerleştirilmiştir.Peki bu sorunu aşmanın yolu yok mudur ? Elbette vardır.Ancak böylesine kök salmış kangrenleşmiş bir sorunun çözümü palyatif önlemlerle mümkün değildir. Çok radikal kararlar alma zorunluluğu vardır.Bu radikal kararları alabilmek içinse samimi,cesur ve bu radikal kararlarının sonucunda ülkenin selameti için siyasi bedel ödemekten korkmayacak siyasi kadrolar gerekmektedir.Şimdilikse böylesi bir siyasi kadro ve siyasi organizasyon Türkiye’de gözükmemektedir.Ha… “Neymiş şu radikal kararlar” dediğinizi duyar gibiyim. O da türbanla ilgili 3. yazımda olacak…