Saatine baktı. 9.55. ‘Sonunda’ dedi. Hızlı adımlarla ve etrafına aldırmadan, önce güvenlikten geçti sonra yürüyen merdivenlere yöneldi. Aylardır bu anı bekliyordu. Önce indirimi beklemiş sonra da yeterli parayı denkleştirmek için birkaç hafta boyunca geceleri mesaiye kalmıştı. Ayakkabıyı denerken lanet satıcının imalı bakışlarından kaçmak için de özellikle o markayı satan bir ayakkabı marketin bulunduğu bir alışveriş merkezi bulmuştu.Lanet olası nefis kırmızı ayakkabılar! Birer karış topuklarıyla baştan çıkarıcı bir şekilde gülümsüyorlardı. Aklı bir kez daha başından gitti. Ayakkabıları ellerine alıp içindeki sevinci ve heyecanı bastırmaya çalışarak tezgaha gitti. Parayı nakit ödedi ve eve gitmek üzere geldiği gibi hızla alışveriş merkezinden çıktı.Otobüsün en arka koltuğuna geçti. Saçlarını ve güneş gözlüğünü düzeltip paketini kucağına aldı. Yukarıya sıyrılan mini eteğini biraz çekiştirdi. Yan koltuktaki gençlerin bacaklarına bakarak fısıldaştıklarını duyunca yüzünü cama çevirdi. Ağabeyinden yediği o esaslı tokadı düşündü. ‘Bizi rezil mi edeceksin?’ deyip suratına öyle bir yumruk atmıştı ki yere tükürdüğünde şaşkın bir şekilde tükürüğünün kırmızıya boyanmış olduğunu görmüştü. Evden ayrıldığı gecenin akşamüstüydü. Kendini asla rahat hissetmediği o sıkıntı yuvasından kaçmakla hayatına ilk defa kendi yön vermişti.Duraktan eve kadar elindeki paketin de verdiği heyecanla, kendini dünyanın en güzel kadını gibi hissederek yürüdü. İyi ki bir gün önceden kuaföre gidip pedikür yaptırmış ve kırmızı ojelerini sürmüştü. Bütün gece ayaktaydı. Üstelik alışveriş merkezinin açılması için uzun süre soğukta beklemişti. Ama değerdi, kesinlikle son kuruşuna ve bütün zahmetine değerdi.Kapıyı anahtarlarıyla açtı. Ev arkadaşı uyansın istemiyordu. Yerde siyah mini etek, file çoraplar ve minik bir çanta vardı. Biraz ilerde ağzına kadar izmaritle dolu kül tablası ve içinde büzüşmüş bir limon dilimi bulunan bardak vardı. Alkol ve sigara kokusu odaya sinmişti. Alev’in odasının kapısı ardına kadar açıktı. Her zamanki gibi korkunç horultularla uyuyordu. Sessizce kendi odasına süzüldü.Aynanın karşısına geçti. Elbiselerini aynaya bakmadan çıkardı. Ayakkabılarını giyip aynaya döndü. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Bakışları ayaklarından yukarıya doğru çıktıkça içini o çok tanıdık huzursuzluk kapladı. Kasıklarına ulaştığında o nefret edilesi kabartıyı görüp ne ilk ne son kez vücudunda kendine ait olmayan o bölümden iğrendi. Tiksinti ile üzerine geceliğini geçirdi. Yatağa uzandı. Müşterilerden birisinin kendine ayarladığı sekreterlik işine başlamasına sadece dört ay kalmıştı. Hayatı boyunca beklediği ameliyata ise tam seksen yedi gün. Çekmeceye uzanıp hormon haplarını içti. Başını yastığa koydu. Her şey çok güzel olacaktı, dürüstçe çalışan tertemiz bir hayatı olan tam bir kadın olacaktı.Uykuya dalarken yüzünde sakin bir gülümseme vardı.www.reneemichele.net