“Hayat durmadan ruhuma tecavüz ediyor.” Odaya girdiğinde, kadının dudaklarından dökülen bu kelimeler karşıladı adamı.- Git hadi, geç kalacaksın.- Seni bu halde bırakıp gidemem.- Ben yarın da aynı halde olacağım. Hiçbir şey fark etmeyecek, anlamıyor musun?- Biliyorum. Ama bu gece gitmek istemiyorum.- Git hadi. Ağlarım, bağırır, çağırır, anti depresan alır, uyurum. Merak etme.- İyi olacağına, normale döneceğine söz ver.- (Yapmacık bir kahkaha atar) İyi olmak mı?Ne kadar saçma bir cümle olduğunu adam da fark etmişti. Tam bir geri zekalı cümlesi. Ne güzel bir gündü halbuki. Beraber geçirdikleri muhteşem günlerden biri.- Geç kaldın. Yarım saat kaldı.- Gitmek istemiyorum.- Ama gideceksin. Bunun çözüm olmadığını biliyorsun. Sen benim değilsin zaten. Sen de gideceksin. Hiç akıllanmıyorum, yine acılarımla baş başa kalacağım.- Off. Bana bak, yüzüme bak.Kadının yüzünü ellerinin arasına aldı, yanaklarından tutup kaldırmaya çalıştı. Gözyaşına karışmış siyah renkli rimeli avuçlarına damladı. Nedendir bilinmez, o tek damla siyah gözyaşı adamı sarstı. Sanki tonlarca ağırlığındaydı. Asit miydi yoksa, elleri yanıyordu. Alev alev tenine işlemiş, damarlarını yakmıştı. Kan mıydı yoksa, içi mi kanıyordu? Kadının acılarıyla harman olmuş, içindeki hüzün yüzünden kararmış yaşam sıvısı. Yaşaması için gereken o sıvı, her nefeste ona acı veren bir şeye dönüşmüştü.
“Teflon tavada bile dibin tutuyor işte, malzemen bozuk.”Adam giderken konuş(a)madılar. Arkasına döndü, baktı sadece. Milyarlarca kelime, düşünce havada uçuştu. 18 numara, koridor. Koltuğuna oturdu, eline baktı. Siyah bir damla. Kurumuş. İzi kalmıştı. Siyah bir leke. Silmedi onu. Işıklar söndü, her şey bulanıklaştı. O zaman fark etti gözlerinin buğulandığını.“Çay, kola. Ne alırdınız?”
yorumlar
Sen benim değilsin zaten. Sen de gideceksin. Hiç akıllanmıyorum, yine acılarımla baş başa kalacağım.Buyrun aynı cümleler..
buyrun çay kola ne alırdınız
tino ben aradan zero alabilir miyim?
bibuçuk pilav üstü iskender.
renato zero mu,
Hep yakalanıyorum, heep.
renato yu bulamadım tino, işte zero cola ondan.
kaçmaz pbk dan,
bu yazıdan sonra, çay veya kola değil bir kadeh şarap olsun içilen
bana buzlu viski de kâr etmez.
yok tekila lütfen latino, beni o paklar hemde kaç tane götürürüm offf tuza limona banarak.
yok yok!! davaynan davaynan
teflon tava deyince direk tefal aklıma gelir, başka tanımam.
@dolce reklam yokkk
elimde değil akoni gelir işte.
yav şimdi her yazıyı aşka bağlıyo insan ister istemez.bi de yazıların kahramanı antidepresana takmış çok feci.
Yazgımız’ı ortak yazdığımızda, ‘A şimdi hemen anlaşılacak’ deyip eğlenmiştik.O kadar barizdi ki üstelik bir de Belesh’in paragraflarını bold yaptım.Belesh’in tarzı belirgin.Benim ilk dikkatimi çeken 2008’de belesh’in hafifte yazıları olmuştu, a bu kişilik ne hoş yazıyor deyip, geçmiştim; ama bunu ona da söylemişim. -O kadar geçmişim ki, hatırlamıyorum.-En dikkat çekici özelliği ise yazılarında kalemindeki/ anlatımındaki halkalar:Örnek:‘Eksiliyorum. Yavaş yavaş bitiyorum. Kaybettiğim her hücrede sen varsın. Senin olduğun her hücre benim için bir evren. Ve bütün evrenlerimin güneşi sensin. Bütün sistem senin üzerine kurulu. Azalıyorum. Sen benden gittikçe yeni dünyalar çoğalıyor. Bütün dünyaların merkezinde sen varsın. Bilmem kaç derecelik açılarla senin etrafında dönmeye çalışıyorlar. Ama aslında benimsin. Benden bir parçasın. Bin parçaya bölünmüş bensin. Bensin bir sensin. Sensiz ben bir hiçim.’vediğer örnek ortak yazımızda da bu belirgindi:Artık onu duyabiliyordu. Ne dediğini anlıyordu. Anladıkları onu şaşırtıyordu. Şaşırdıkça yaklaşıyordu. Yaklaştıkça açılıyordu. Açıldıkça konuşuyordu. Konuştukça suskunlaşıyordu. Sustu. Odadaki iki kişinin sessizliği destan olmuştu. Olan, destana olmuştu. Destan masal olmuştu. Masal gerçek olmuştu. Gerçek hiç olmuştu. Hiç yok oldu.Ama kimse ‘Aaa! Belesh’in yazısı bu demedi. Biz de o kadar dikkatli olmadığınızı düşündük. Çünkü tarzı ortada. Ona has özelliklere devam edelim.Araya komiklikler sıkıştırıyor. Ölü- yorum diye bir başlık koyup, yazı boyunca ölüp, son cümleyi; İstiklal Marşı ve kapanış… diye bitirebiliyor.Ki, en açık özelliğidir ki; hüznünü belli etmeme çabası. Ki bu zaten ahkamlarında ortada. Bu da bizi farklılaştıran nokta. Geyik yapmayı seven, her lafa yanıt veren bir adam var ahkamlarda.Bu mudur? ‘Anladım, ikiniz tek kişisiniz’ demek?’Buyrun aynı cümleler.’ demeniz ise bu yazıda tamamiyle doğru ama bunun için normal bir IQ’a sahip olmanız yeterli, madalya takılacak bir durum yok. Çünkü aynı olayı iki farklı kalem anlattı. Adam sevgilim, birlikte yaşadık bu anı, elbette cümle aynı olacak…Anladım, anladım, ‘Neyi anladınız?’Anlamadınız işte, yazgımızda fark edeceğinizi düşünüp başlığından dahi çıkartabilirdiniz, bizi yazımızdan.Tanıyan tanır, soralım sevgili Morfik’e ya da Hayta’ya dairelere benim tarzım mı; değil. Yıllardır okuyorlar beni, yeni mi?Öneri bir: Kendinize bir bulmaca alınız, çözünüz; çözemeyeceksiniz ama çözer gibi yapınız. Kocanızla ya da sevgilinizle çözemediğiniz sorunlar varsa ve onlara hesap soramayıp; ‘Dur bakalım hafifte kime sataşsam bugün, o piti piti diye sayıyorsanız, ki; açık bu konu… Boş… İnanın, fark edilen birşey varsa niyetiniz anlaşılıyor başka birşey değil.Öneri iki: Türk Hava Yollarından sizi uzun süre oyalayacak uçak biletleri kazandınız, sadece gidiş.Öneri üç: Kirli Düşünceler’den bahsettim ya, ‘Biraz ihtiyacınız var gibi görünüyor. -Aslında biraz değil, açık, yaş kaç? Zaman geçmiş olmalı çoktan. İnanın pamuk gibi olursunuz pamuk. Pastanın içinden çıkan -Paris krosu dediler ama aldırmayın gayet yakışıklı bir amca var hı,bu amcaya takarsınız siz şimdi- işte onunla ya da ona benzer birşeyle zaman geçirmeniz hafif.org yerine sizi epey epey hafifletecektir.Burada hatta ilk defa sizi espiri yaparken göreceğiz.Akşama yemeğe de bekleriz. Ne de olsa işiniz gücünüz bizle…Şimdiden sevgiler selamlar…
Holi şşit.
iki tur attım vakıf olamadım.
Hiç inandırıcı değil, kimseyle işim yok deyip, sinsi sinsi izlemişsiniz bakıyorum hafif i, ”çok cool” maskenizi böylece düşürmüş oldum, eğlenen sizsiniz işte hafif le..Ne bir kadeh içki, ne de THY Bileti için sizin gibi kimlik bunalımlı bir acuzeye ihtiyacım yok benim..Sevgi ve Saygınız sizin olsun, kendinize olsun..
Ekspresso?
bi süredir Astral in yazısının altındaki yorumları anlamaya çalışıyorum. beni aşıyor. lakin;eğer ki yazıları tanımakla ilgili bir durum hususunda konuşmam gerekiyorsa, kesinlikle tarz olarak bir değişim görmüyorum. duygusal açıdan ise aşk hangi insanı etkilemiyor ki!! elbette cümleler ister dairelerle olsun ister küplerle 🙂 okuyanlara daha farklı gelecek okuyan aşık değil ise..ya da aşkını yaşayamadığı müddetçe..yanılıyor muyum? belki.ne fark eder ki!! farzedelim, aynı insan yazıyor,biri uçuk-arayan-aradıkça başa dönen-yanan-ezilen-ezen-acı çeken-acı veren kadın kimliğiyle;biri çıkmazda, hayatı kabullenmiş, adını unutmuş-hatırlamış-içmiş-gülmüş-yeniden üzülmüş erkek kimliğiyle..yazılar güzel..en başta yazmak güzel bence. ve ben ikisini de okumak istiyorum, özellikle Astral i. :)ben saf mıyım neyim..çözemedim ki!
SadakallahulAzim!Allah ,kimseyi idefix yapmasun.Amin.
Amen.
acuze mi ?
lütfen biri beni aydınlatsın şimdi astral beleş mi? astral beleşçi mi konu ne ahkamların hepsini okuyamam açım çünkü, astral öyle böyleyse bize ne hem yazsın okuyak.
aslolan güzel yazı değil mi, öyle yada böyle ben begeniyorum yazılarını şahsen
nazo, sırf senin hatırın için; astralla belesh birbirlerine aşık ve ortak yazı yazıyorlar. ama bu sadece belesh’in yazısı.
anladım canım yeşekkür ederim:D
yeşekkür mü
teşhis : katatonik şizofren
kim
o bilir kendini,ama katatonik katatonik olduğunu bilemz deil mi sayın manson ? huuu mansooon,
gelirse şimdi görürsün
gelsin, o anlar kim katatonik şizofren
bilmez anacum bilmez,kıpramadan durur,sular akar o bakar.
manson eczaneyi boşaltıyormuş, yerine hırdavatçı açıcakmış..
dürümcü açacak bi kere
hani doktor olacadu?
yaprak sarmacı açsın, dünyaca ünlü olur..
Belesh açık oyna şu kartları yahu.
Bahisleri görelim önce.
bire on falan mı dememiz gerekiyordu yahu bahis nasıl edilir:D
Bir koyup üç alacağız vardı mesela.
ben mesela büyük oynamak istiyorum 1 kyoup 100 alsam
Çok riskli olabiliritesi yüksek.
Güzelmiş…