bildirgec.org

git hakkında tüm yazılar

HADİ GİT… YAMALI BU SEVDADAN SOYUN…

pillihafif | 31 August 2010 13:31

Dişlerim gıcırdıyor. Hatıralar o kadar soğuk değil halbuki… Kısık bir keman sesi. Anılar. Hayatın kompozisyonunun giriş bölümündeyim hala. Sessizlik gelişme’ye gebe…
En kafir mısraları dizeceğim boynuna şimdi bekle. En ıssız ,en patika yollardan bulup hüsranını,satır başlarına medet kılacağım. Hayta çocukluğunu bela kılma başıma,zira çoktan sayıldın sevdanın ergen koğuşunda…Şimdi fildişi kolyemi takıp uğur getirsin diye boynuma,yanıma alıyorum kederden arta kalan liğme güzelliğini…Eğer diye başlayan cümleler kurma bu yoksula.Eğer diye birşey kalmadı huzurumda…
Oysa melul bir edebin aralığından sızıyorsun,korun. Korunki ateşe kor, arıya rızk, acıya keder, ölüme yalan sunumlar hazırlayabilesin… Korunki aşka gark bir bedende yeniden filizlenebilesin. Ben savurdum sana,söze,usuma dair ne varsa hiçliğe…
Kal demeyeceğim. Çünkü bir tarafım hala hüzün. Çünkü en çocuk halim sana hep küskün. En manidar cümlelerim kekeme bir koğuşta bütün. K al demeyeceğim,kalırsan halim vahim ve mühim…
Gül kurusu sevdalar yetiştir mesela benden sonra. Biraz olsun zaman geçmeli ama. Zaman ki şimdiye dek yaramadı hiçbir yaraya. Zaman ki hiç sağamadı yoksul mahallelerin köşe başı sevdalarından arta kalan ızdırapları…
Ne desem sana boş,ne desem kirli bi cereyan soğukluğu,ne desem alnına leke sürülmüş bir cehennem yorgunluğu… Ama bekleme kal demeyeceğim, hadi git yamalı bu sevdadan soyun…

Fırsatın Varken Kaç!

ozanTi | 16 June 2010 09:44

Belki birazdan fırsatın olmayacak. Şimdi fırsatın avrken kaç benden. Benim sevgimden, ruhumdan, yüreğimden, evimden, arabamdan, camımdan, canımdan…

Kaç git burdan biraz daha durursan daha çok seveceğim seni. Bırakamayacağım seni burda. Kaç ne olur kaç kendini daha fazla sevdirmeden.

Bırak beni burda ve git ne olur…
Ne olur git ki ben de gidebileyim…
Gidebileyim buralardan ben de…
Neyse çok konuştuk ikimiz de gidemeyeceğiz böyle giderse, ne olursun git artık… Git ki ben de gidebileyim artık buralardan.

Teflon Tavada Yaşamak

belesh | 22 December 2009 17:37

“Hayat durmadan ruhuma tecavüz ediyor.” Odaya girdiğinde, kadının dudaklarından dökülen bu kelimeler karşıladı adamı.

– Git hadi, geç kalacaksın.
– Seni bu halde bırakıp gidemem.
– Ben yarın da aynı halde olacağım. Hiçbir şey fark etmeyecek, anlamıyor musun?
– Biliyorum. Ama bu gece gitmek istemiyorum.
– Git hadi. Ağlarım, bağırır, çağırır, anti depresan alır, uyurum. Merak etme.
– İyi olacağına, normale döneceğine söz ver.
– (Yapmacık bir kahkaha atar) İyi olmak mı?

Ne kadar saçma bir cümle olduğunu adam da fark etmişti. Tam bir geri zekalı cümlesi. Ne güzel bir gündü halbuki. Beraber geçirdikleri muhteşem günlerden biri.

‘GİT!’

astral | 17 December 2009 10:01

Ben çoktan vazgeçendim. Sen sırdın. Düştün. Uyandım. Sırra kadem basandım. Yaşlandım. Pas oldum. Üstüm başım is oldu. Yas oldum. Yoktun. Uyandım. Yorgana sarıldım. Sarmadı. Yüzde yüz güvenmedi. ‘GİT!’ diyendin. Kalbimi bir çırpıda ekmek arası yiyendin. Güzdüm. ‘Üzülsem ne fayda?’ diyendim. Düştüm. Kâğıda, sana…

Sarılamayandım/ mayacak olandım. Acıydım, karaydım, istim, aşktan koca bir lekeydim. Lekeyi def edendim. Küstüm. Uyandım, yanımda olmayandın. ‘Yeni yaraların başka bir versiyonu’ diyemeyendim. Bildim. Çoktum. Öldüm. Ruhtum. Koştum. Tüm gün. Koştum. Tüm gün dinsin diye. Dinsin diye, ıslanmış bir cumartesinde; üç kez değişmiş çarşaftın. Anıydın. Sırdın. Bittim. Rüya. Kapandı pencere.

kavuşması mümkün olmayan tılsım üzerine bir önceki yüzyıldan buruşmuş mektup…

astral | 17 November 2009 10:46

Küçük renkli bir düş’sün benim için…
Yıllar öncesinden kalan. Bir yanımın temelli unutmak istediği bir yanımınsa unutmaya kıyamadığı ve bunu kendine itiraf edemediği bir düş…

Renkli bir düş. Bazı düşlerin içinde, düş olduğunu bilirsin. Düşün içinde yol almanın kazanç olmadığını bile bile yürürsün yine sıcaklığın çıplak ayaklarına basa basa.

Bir yanın yanar, (bir sessss) ‘Dikkattt eetttt!!!!’ diye fısıldarken bir yandan, sen o sesi göz ardı edip, ‘Aman duymuyorum seni’ deyip; gece yarısı saat 00.05’i gösterirken 630 km gitmek için, ‘O’nun için terminalden el sallayan ellere bakarsın, yukarda ay varken, aklında o varken…

YALNIZ GECE ŞAHİT GİDİP GİTMEDİĞİME

maltoferfol | 28 March 2009 12:06


ERKEK:

Dur gitme! Köşe başı yalnızlıklarımı asma sokak lambalarına.
Gitme…
Üşüyen yüreğimi kaldırımlara serip gitme!
Dur, ha yıkıldı ha yıkılacak yalnızlığım
Hasretine koyup beni gitme!
Arkanda bir siluet bırakıp gitme!
KADIN:
Giden ben değilim:
Yaşanmışlıklar beni kaldırımlarla yalnızlığımı paylaşmaya mahkum eden!
Sigara dumanıdır gecenin karanlığını delip geçen.
ERKEK:
Şimdi ben, bu şehrin kaldırımlarına ağlasam özlemin durur mu?
KADIN:
Yüreğimin karanlığını sigaramın ateşi aydınlatmaz ,üşüyen bedenimi ısıtmaz.
ERKEK:
Söyle yaşanmışlıklar geri gelir mi ve sen olur
musun tekrar?
KADIN:
Gelmez…
Ben ben olamam tekrar!
ERKEK:
Şimdi seni sevdiğim çiçek adlarıyla anıyorum.
Saksıdaki begonya sana dargın, sana küskün.
Gidişin cehennemin yaşamdaki karşılığı oldu.
KADIN:
Sen gittin ya ne çayın tadı var ne de…
ERKEK:
Ne pazar gezmelerinin tadı var kalmamışlığında!
Ne izlenen sinemanın ne de o güzelim şiirlerin tadı kaldı.
Seninle hepsi gitti.
KADIN:
Ben gitmedim ve duygularımla sendeyim.
Çiçek kokularını bıraktım sana!
Çorak topraklarda yeşerdim yeniden sana.
Sarıp sarmalayan sarmaşık gibi seninle büyüdüm küçük dünyamda.
Şimdi seni bekliyorum çiçeklerimi açmak için
ERKEK:
Dur…
Şimdi kanarım ha…
KADIN:
Dikenlerim seni kanatmasın!
Kan sımsıcak…
ERKEK:
Hasretinin acısı taze!
Dur!
Söyletme sakın kanayan yüreğimi…
Dur:
Sen gittin kanadım!
KADIN:
Kanadım kırıldı kanadığın anda!
Gitmemeliydim…
ERKEK:
Gittin!
KADIN:
Bırakmamalıydın beni sensizliğe, terk etmemeliydin varlığımı!
ERKEK:
Beni öylece bırakıp gittin.
KADIN:
Gitmek istemedim , gitmedim!
ERKEK:
Dur! Sokak araları şimdi daha dar!
Üşüyorum…
Ellerinin sıcaklığı yok!
Silinmiş teninin kokusu ellerimden.
KADIN:
Ayak izlerimi bıraktım.
Tırnaklarımı geçirdim, soğuk gecelerde karanlığa saldırdım.
Aydınlığı verirsin diye bana.
ERKEK:
Olmadı, yapamadık!
Gittin…
KADIN:
Olmadı…
ERKEK:
Şimdi ben kendi yalnızlığıma sarılıyorum senin yokluğunda!
KADIN:
Yalnızlık yanıltmasın seni, benim varlığımdır sarıldığın.
Gitmedim:
Çiçek kokularıyla yanındayım!
Soğuk bedenine sarılan yeşillenmiş dallarım, seni öpen çiçeklerim açmış.
ERKEK:
Yok, bu bir hayal gecesidir şimdi!
Bir yaz günü rüyası…
Sokak lambaları söndü şimdi:
Sen gittin!
KADIN:
Gökkuşağı renkliliğindeydim fark etmedin… Ben gitmedim!
Yağan sağnak yağmurdan sonra çıkan gökkuşağıyım.
Her rengi barındırarak geldim, yalnızlığını kovmak için.
ERKEK:
Dolduramaz boşluğunu ne gökyüzü nede engin deryalar…
KADIN:
Gittin…
ERKEK:
Üşüyorum şimdi…
KADIN:
Dolacak, dolduracak coşmuş varlığım.
Isıtacak üşüyen bedenini!
Aydınlatacak yalnız karanlığını.
Gitmeyecek bu can senden önce!
Bitmeyecek bu gece…
Ve sokak lambaları aydınlatacak her geceyi
Dar sokaklar genişleyecek varlığımızla.
ERKEK:
Uyandırmalı beni bu gidişler…
KADIN:
Çıkmaz sokalar sana ulaştıracak beni.
Uyutmayacağım seni, gözlerimle gözlerine dalacağım.
ERKEK:
Şimdi sen yoksun bende, yokum çıkmaz sokakların sonunda ki karanlıkta!
KADIN:
Yok oluşlar yok!
ERKEK:
Var oluşlar anlamını yitirdi!
KADIN:
Var olmak için döneceğim sana.
ERKEK:
Gittin!
KADIN:
Gitmedim!
Gönderme beni:
Karanlık dar sokaklara.
ERKEK:
Yoktun ki!
KADIN:
Sensizliği içemem ben.
Atamam ayaklarımın altına, çiğneyip geçemem içimdeki seni.
ERKEK:
Bendeki sen var bende.
Gitmedim.
KADIN:
Bir de benim aciz yüreğime sor gitmelerin yorgunluğunu.
ERKEK:
Gittin!
Üşüyorum…
KADIN:
Dokun bana sıcaklığımı hissedeceksin.
Var olduğumu anlayacak, kanayan yaralarımı ve yaralarını hissedeceksin!
Kan sımsıcak…
Isıtacak bedenini.
ERKEK:
Git!
Beni seninle; ama sensiz dağ başı yalnızlıklarımla bırak git!
Yoktun…
KADIN:
Git!
Ne kadar soğuk üşüyorum!
Isıt beni, git deme!
ERKEK:
Üşümeme izin verme!
KADIN:
Vardım! Hissetmeliydin bendeki seni…
Ben seninle varım!
Dağlar anlamaz beni…
Seslenişim yankılanır, döner bana!
Git, git… gitme der bana!
ERKEK:
Var oluşlarım, yok oluşlarım…
Ben yoktum!
Gittin!
KADIN:
Gittim artık!
ERKEK:
Dur…
KADIN:
Sende ki ben yok ve bende ki sende yok!
ERKEK:
Gitme…

Git…

adoxxoda | 02 December 2008 09:52

Git…
Üstüme gelme eğer gerçekten istediğin buysa
Git…
Hiç yaşanmamış farzet beni bırakıp anıları üstümde
Git…
Sessiz sedasız hiç bir şey söylemden
Git…
Acımı görmeden için incinmeden
Git…
Beni unutacağın bir daha göremeyeceğin bir yere
Git…
Yetim kalsın adım sevda da öksüz bırak beni
Git…
Sana verdiğim değeri beş para edip
Git…
Sana dur demeden hiç bir şey söylemden
Git…
Ben sıralarken gitlerimi yaralanmadan
Git..

Sansüre tepkiler sürüyor

filozofi | 05 November 2008 15:42

Son zamanlarda sıkça yaşanan sansür olaylarına tepkiler git gide büyüyor.
Son olarak Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Faruk Eczacıbaşı, site engellemeleri konusunda açıklama yaptı;

Türkiye Bilişim Vakfı’nın, çağdaş normlarla demokratik hukuk devletinin tüm kurumlarıyla işletilmesi için verilen yargı kararlarına saygısı sonsuzdur.
Ancak, ERİŞİMİN ENGELLENMESİ KARARI TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ SINIRLANDIRAN BİR KARARDIR. BU KARARLARA DAYANAK YAPILAN YASAL MEVZUATIN DÜZENLENMESİ VE YORUMLANMASINDA ÖLÇÜTLER VE SINIRLAR VARDIR…devamı

Tepkiler süreceğe benziyor fakat durumu değiştirir mi bilinmez ama tk erişim engelleme konusunda istifini hiç bozmuyor gibi.