Önceki yazılarımın birinde şu ifadeleri kullanmıştım.

Arada bir gözüm duvarda asılı bağlamama kayar ama gece çalamam.Bir gece biraz çalayım demiştim yaz günü idi,ben bağlama çalarken polis de kapıyı çalıyordu.Kapı ve bağlama farklı notalardan çaldığı için armoni kaçtı dahası polisi görünce içimdeki zevk de hepten kaçtı.

Balkona çıktığımda ekip otosu kapıdaydı.Polis: ”gitar çalıyormuşsunuz,insanlar rahatsız oluyor,daha erken saatlerde çalın” dedi ve gitti. Bu sırada karşıda bir teyze balkona çıkmış bize doğru bakıyordu.Arkamdan arkadaşım balkona çıktı ve ”bağlama çaldık diye polis mi çağırılır,jandarma çağırsaydınız” diyerek ortaya bir karışık söyledi.

Ertesi gün,balkondaki teyze ve kaynanası geldiler bize.Kaynana:”gelinim çok evhamlıdır,sabahı zor etti,siz onu balkonda görünce polisi onun çağırdığını sanmışsınız” dedi. Hayır canım ne münasebet,biz öyle bir şeyi ima bile etmedik dedim.Kaldı ki saatin ileri olduğunu polis kapıya dayandığında farkettim dedim ve rahatsız olanın en tabi hakkıdır,şikayet etmek.Kadın sevindi,rahatladı ve iyi günler dileyip gitti.Ama artık onun bir ismi vardı: Evhamlı Teyze.Evhamlı Teyze,evlenmiş çocuğu olmuş ve kendini salmışgillerden biriydi.Ne zaman görsem,biri evde onu yolmuş da sokağa atmış gibi görünürdü.Vehimler sarmış her yanını,o da evhamlı olmuş haliyle.

Sokağın bir adet de Baykuş Teyze‘si vardı.En ufak seste soluğu pencerede alırdı.Ne zaman balkona çıksam Baykuş Teyze’yi mutlaka makamında mesai üstünde görürdüm.Evde oturup çocuklarla uğraşmaktan dağıtmışgilleri andıran, kara ve zayıf bir kadındı.İki çocuğu vardı teyzenin;biri bir yaşında idi ve diğeri de ilkokula gidiyordu.İlkokula giden çok sinsi bakardı.Kaşları çatık,ne düşündüğü belli değildi.”Ne bakıyorsun kız!” diyesim gelirdi onu görünce ve dediğim de oldu bazen.Baykuş teyze sürekli bağırır:”Ayçeeeeeee eve gel çabuk!” Ayçe gelir ama kapı kapalı,o da bağırır:”aaaanneee kapıyı aç!
Karpuzcu Dayı ve Taşıyıcı(nakliyatçı) Dayı bir çeşit Türkçe konuşurlardı ama ben anlamazdım.Karpuzu tartar ve kaç lira tuttuğunu söylerdi Karpuzcu Dayı,kalın mı kalın gözlük camlarının arkasından bakarak.Ben her ihtimale karşı 10 TL verirdim ve üstünü beklerdim.Anlasam cebimde bozuk para var ama anlamıyorum ki.Taşıyıcı Dayı ile ilk kez bir iş yapmak isterseniz mutlaka bir tercümana ihtiyacınız olurdu.Aslında, Taşıyıcı Dayı’nın problemi ön dişlerinin olmaması idi .Onu ilk görenler konuştuğunu anlamaz ama zamanla dilini çözerlerdi.
48 sokak oldukça garip bir yerdi.Kulakları çınlasın komşuların…KAYNAK: sinjob