İnsanca bir duygu ağlamak. Doğuştan gelen bir özellik. Gözlerde buğu, rahatlatıcı bir gözyaşı seli ve hıçkırık… Bebek ihtiyaçlarını gidermek için kullanıyor ağlamayı. Uzmanlara göre; anne bebeğin ağlama sesini tanımlayarak süt üretimine geçiyor. Ya da bebek başka ağlamalarla yeni bir kardeş gelmesini engelliyor. Annede yeni yumurta üretimi engellenebiliyor. İnsanlar yaşam boyunca yaklaşık 10 kova gözyaşı döküyor. Kadınlar yaklaşık 5 dk boyunca 50 damla gözyaşı akıtıyor. Erkekler buğulu gözlerle olayı tutmaya çalışıyor. Hayvanlardan fillerin, acı çektiklerinde ya da sevindiklerinde gözyaşı döktükleri görülmüş. Timsah gözyaşları ayrı bir olay. Avını yutmak için çenesini aşırı açan timsahın gözleri baskı altında kalıyor, gözyaşları dışarı çıkıyor. Yetişkin insanları ağlamaya iten ne acaba? Yakınların ölümü, aşk acısı, ayrılık, kopma, dışlanma vb. acılar. Evlenme, ödül, mutluluklar, duygusal film ve müzik vb olaylar ağlama da nedenleri… Biriken gözyaşlarının boşaltılıp yenilenmesinin bir temizlik olduğu, beyni rahatlattığı düşünülüyor. Fransız filozof R. Decartes’e göre; ağlamayı bilen insan sevme ve merhamet etme becerisine sahip oluyor. Ağlamayan insanda ise artan bir durumda korku ve nefret duygusu oluşyor. Romalı şair Ovidius ” Ağlamak öfkeyi siler” demiş. Ağlamak istedim bugün. İsteyince olmuyor tabi… İhtiyacım vardı… Ağladım da…. Umarım insanlar hep mutluluktan, ödülden, iyiliklerden ağlarlar. Olumsuzluklara hıçkırmazlar…