bildirgec.org

kardes hakkında tüm yazılar

Anne!

Cali Kusu | 12 April 2011 15:06

Daha gözlerimi açmayı bile bilmiyordum senden ayrıldığımda. Henüz kendimi bile tanımıyordum beni başkalarının eline verdiğinde. Söylesene anne, çok büyük bir yük olarak mı gördün beni kendine. O zamanlar senden istediğim bir damla süt idi sadece. Esirgemedin ama gülüşünü sakladın benden. Beni emzirirken gözlerin hep ablamdaydı, abimdeydi. Ama benim daha çok ihtiyacım vardı sana. Görmedin hiç anne. Yerli yersiz ağlardım hep. Sen sanırdın ki acıktım. Hayır anne. Seni özlüyordum sadece. 3-5 dakika kalırdın yanımda en fazla. Sonra abimi alıp doğru tarlaya. Ablamın kollarında kalırdım hep. Ama benim annem sen değil miydin? Neden o halde hep ablam gülümsüyordu bana? Arada abim alırdı kollarına. Babam dokunmazdı bile bana. Hepsini geçtim de anne. Sen neden almazdın beni kucağına. İçindeydim karnının tam ortasında. Sıkılmışsın belli ki. Attın dışarıya. Eyvallah dedim hepsine anne. Eyvallah dedim. Ne babam nede sen almadınız beni kucağınıza. Ablamı anne bildim. Abimi baba…

Yaşama Sebebi

meflug | 24 December 2010 12:32

Ona olan duygularımı açığa çıkarmamak için kendimle büyük bir savaş verdim. Her gece yatakta gözlerimden süzülen yaşlara rağmen bilmemeliydi duygularımı, bilse kesin alay ederdi benimle. Çok gülerdi bana. İçimde günden güne büyüyen bir volkan vardı. Onu her gün biriyle el ele görmek içimde derin bir yara oluşturdu, sanki kalbimi söküp alsa rahat edecektim, neden bu ızdırap? Yanımdan geçerken gözlerimin içine bakıp “Neler yaşadığını biliyorum salak” der gibi bakıyordu. Bakıştığımızda yüzüm kızarıyor, ellerim terliyor, heyecandan düşmemek için, bir yere oturma isteği hissediyordum. Ama hep yanında birileri vardı ve onun ellerini tutuyordu. O eller birisine değil herkese aitmiş gibi herkes onun ellerini tutabiliyordu fakat ben daha açılamamıştım ona. Açılsam ne olacaktı ki sanki, bana inanmayacaktı. Hayır asla söylememeliyim bunu. Günden güne zayıflayan ben,

kürt Kardeşlerimiz Kandırılıyor

anzaar | 08 September 2010 16:29

Kürtler Kardeşlerimiz Kandırılıyor !
Dağda gezip pkk militanı yada sempatizanı insanlar bağımsızlık uğurunda savaştıklarını düşünüyorlar ama aslında sadece kukla olduklarını farkında değiller! İşte size israilin pkk yı nasıl kullandığını anlatan 1-2 sorunun cevabı
İsrail ne istiyor ?,

DOSTUM…! BU SERZENİŞİM SANA…

| 18 December 2009 12:46

Bunu nasıl yaptık birbirimize.Kardeş diyordun bana; sımsıkı bağlarla yürüyorduk çizdiğimiz yolda omuz omuza…Nasıl olur da bozulurdu dostluğumuz…!
Bütün bunların cevabı var bu yazıda.Sana haykırışım var…!

Biri girdi hayatıma dostum.Sanki benim ruhumdu.Cennetimdi.Yanında derdimi tasamı unuttuğum tek insandı.Annemdi.Babamdı.Kardeşimdi.Sevgilimdi.Dostumdu…Birbirimize öyle yettik ki; küçük dünyamızda tek biz olalım istedik.

Aşktı bu.Beni saran sarmalayandı.İlacımdı.Gözünden sakınandı.

Şu renksiz dünyada gökkuşağım, mutlu olduğum tek sığınağımdı.Daha da güzelleştirendi.
Her sarılmasında,her öpmesinde; daha da güçlendim.Her geçen gün daha da doydum yaşamaya,ruhum onunla arındı.Ben oldum…

Büyüdüm…

Büyümek nedir bilir misin ki?

Er Kişi Kadın İşi

exorientelux | 14 October 2009 09:32

Evden içeri adımımı attığımda bir farklılık sezmiştim ama tam olarak tanımlayamamıştım durumu; zira böyle bir ihtimal, ihtimal olarak bile yer etmemişti zihnimde. Biz babamızdan böyle görmemiştik ne de olsa, öyle bir babanın oğlunun da kendini aşıp yazısız kuralları alt üst edeceği, dedim ya zihnimde bir ihtimal bile değildi. İş bu yazım, bir süredir bende kalan ve “bana hayatta her şey mümkündür” dedirten erkek kardeşime ithaf edilmiştir…

Efendim, elle tutulur hiçbir iş yapmadan geçen bir haftasonunun ardından Pazartesi sabahı salonu dağınık, mutfağı bir yığın bulaşıkla bırakıp erkenden okula gittim. Dersler, öğrenciler derken harala gürele bir okul günü geçirdik. Son zil çaldığında, çalışan kadınların makûs kaderine ortak olduğumdan, benim mesaim bitmiş sayılmıyordu tabii. Daha eve gidecek, dağınıklığı toplayacak, bulaşıkları halledecek bir de yemek işine girecektim. Günün ve bütün bu düşüncelerin yorgunluğuyla kapıyı açtığımda evde bir farklılık sezmiştim ama tam olarak tanımlayamamıştım durumu. Salona geçince yüzümde “Oooo bizim çocuk etrafı toparlamış, bazı eşyaların yeri yanlış olmuş ama sağolsun” tebessümü yayıldı. Eve girip de derli toplu bir yer görmek hoş olmuştu tabii. Ama mutfağa girince tam bir şok yaşadım. Neden mi? Bulaşıklar yıkanmıştı! Dağ gibi olmasa da ufak bir tepe niteliği kazanmış olarak bıraktığım bulaşıkları zannetmiyorum ki çoğu erkek yıkamak istesin. Ama kardeşim tencereden bardağa hepsini yıkamış, çöpleri bile bir poşete koyup balkona çıkarmıştı. Ve gözlerimle görmesem inanmayacağım bir şey daha gördüm mutfakta: Ocak tertemizdi! Elimizi vicdanımıza koyup söyleyelim lütfen, tamam, erkeklerin bulaşık yıkaması rastlanır bir şey de, ocağı temizlemeyi akıl edebilecek ve buna yeltenecek kaç er kişi vardır şu dünyada?

haksız imtiyazlar

gulsey | 27 April 2009 11:01

Kardeşler arası çekememezlik, kıskançlık, kin duyma gibi insani hisler, bir çok aile de varolan sorundur. Aile içerisinde ebeveyn tarafından sergilenen, ayrıcalıklı evlatlara ayrıcalıklı tutumlar, çocuklar arasında rekabete meyil vermektedir.

Türk örf ve adetlerinde kesim olarak ayırmak istemesem de doğuya doğru gidildikçe erkek çocuklarına daha imtiyazlı davranılmaktadır. Erkek çocukları yaşlılıklarının garantisi olarak görülmekte, kız çocuklarına karşı ”bugün yanımızda, yarın elde olur.” zihniyetiyle hareket edilmektedir. Kızın düşünceyi ifade etme, kendini ispat etme gibi çabaları yanıtsız kalır. Yurdumun genellikle kırsal kesimlerinde kızlar, annelerinin yüküne ortak olmak, iş adına rahatlatmak, erkek egemen dünyada kendilerine çizilen yolda ilerlemek zorunda bırakılıyorlar.

Bazı kesimler de aşırı disiplin, katı kurallar çocuğu hayatın kötülüklerinden korumak adına konulan yasaklar da itaatsizliğe ve kardeşler arası huzursuzluğa sebeb olmaktadır. Çevremize bakıldığın da ebeveynlerin ağızlarından ”asi çocuk, uyumlu evlat” diye kelimeler dökülür. Birbirleri arasında olan farklar alenen ortalığa saçılır. Anne baba ve çocuk üçgenin de kalması gereken uygunsuz fiiller ”aman utansın bir daha yapmasın” diyerek diğer üçüncü ve dördüncü derece akrabalara abartılı şekilde aktarılır. Diğer itaatkar,olması gereken gibi davranan evlat ise çocuğun gözüne sokulur. Tüm bu çabalar, ters etki yapar çocuk azdıkça azar.

The Uninvited – davetsiz

nazokiraze | 15 January 2009 10:18

İlkbaharda gösterime girecek filmlerden biri The Uninvited. Gerilim, korku, dram türünü bir arada izlemek isteyenler için uygun diye düşünüyorum. Biri pskiyatrik tedavi görmüş iki kız kardeş, hayaletlerle dolu bir ev ve garip bir kadın olan Rachael (babalarının nişanlısı) ekseninde dönen filmin başrollerinde Elizabeth Banks, Danny Bristol ve Emily Browning yer alıyor.
Filmin müzikleri Christopher Young tarafından yapılmış.
Film bir Kore filminin yeniden uyarlanması.

Cep Telefonu Kutusu

norepinefrin | 05 February 2008 08:32

Telefon Dostu Kutu
Telefon Dostu Kutu

Bu kutu telefonu içine koymak için değil onun arkadaşı olmak için tasarlanmış. Cep telefonunuzu yakınına koyduğunuzda kendisini kablosuz olarak şarj ediyor, telefon ya da mesaj geldiğinde kendi ekranından sizi uyarıyor, dokunmatik tuşları sayesinde telefonu kontrol etmenize yardımcı oluyor, bu da yetmezmiş gibi bluetooth vasıtası ile telefonun içindeki parçaları kendi hoparlörleri sayesinde dinlemenize olanak veriyor. Bir nevi telefona abilik yapıyor da diyebiliriz.
Tasarım Sohui Won, Seung-Hoon Kwak ve Yeong-Kyu Yoo isimli kişilere ait.

Kaynak; 1, 2, 3.