“Sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım ve sen büyüdün…”
Son günlerde hemen her yerde, bu sözler gözüme çarpıyor. Nedenini bilmediğim bir şekilde beni hüzünlendiren, içime tarifsiz bir sızı salan bu satırların Çağan Irmak’ın son filmi “Issız Adam” a ait olduğunu öğrendim. Ve sırf bu satırların bende bıraktığı etki sebebiyle dün akşam filmi izledim.
Yakışıklı olmayan ama karizmatik Alper ile Güzel olmayan ama çekici Ada’nın aşk hikayesinin çarpıcı anlatımı…
Bir aşk bu kadar mı güzel, bu kadar mı sahici, bu kadar mı dokunaklı anlatılır ya rabbim?Hiçbir tanıtım, reklam yapılmamasına karşın “Babam ve Oğlum”a yakın oranda izleneceğine eminim “Issız Adam”ın.
Bir kere müzikler çok güzeldi, Semiramis Pekkan, Hümeyra, Nil Burak şarkıları film boyunca fonda sık sık yer aldı. Bar sahnesinde söylenen Sezen Aksu imzalı “tükeneceğiz” beni bir kaç dakika da olsa başka yerlere alıp götürdü.
Oyuncuların performansları tartışılmazdı. Hoyratça yaşanan sex ve ilişkilerin ortasında, doğal güzelliği ve içten tavırları ile Ada’yı keşfetti Alper. Ve hergün aynı zamana doğan gün, Ada ile birlikte farklı bir zamana akmaya başladı…
İlk yarıda Alper’in esprilerine bayıldım. Ada’ya yaklaşımı sevimli ve yaramaz bir erkek çocuğu gibiydi.Ancak filmin devamı beni tam anlamı ile dağıttı. Neden Alper, neden, neden, neden diye sordum durdum. An geldi kendimi Ada’nın yerine koydum. Gözlerimle sevdim Alperi, an geldi o gözlerden öfke dolu bakışlar saçtı. O hiç beklenmeyen anda gelen, umulmadık travmada, o sinsi yabancılaşmada bende Ada oldum.
İkinci el kitap meraklısı Ada ve Long play meraklısı Alper tanınmamış oyuncular olmasına rağmen, rollerine çok yakışmışlardı.
Ve final;
İçimi acıtan, gözyaşlarımla cebelleşmekten vazgeçip onları başı boş bıraktığım, Ada ve Alperin karşılaştıkları o son sahnede birbirlerine iç sesleri ile yaptıkları o darmadağın eden, beni benden alan itirafları…
Filmin adı, Alper’in kendi kendine yettiği dünyasının kapılarını sımsıkı kapalı tutmasından mı, yoksa sevdiğe kadının adından dolayı mı “Issız adam” bilinmez.
Ancak saatler geçmesine rağmen ben şu an hala filmin etkisindeyim.Ve hala Ada’nın sesi kulaklarımda, “Kardan donmak üzeresin,uyumak tatlı geliyor ama öleceğinin farkında değilsin”
Kız kaçtı, çocuk yakaladı. Gerisi mi ?…