bildirgec.org

çağan ırmak hakkında tüm yazılar

Dedemin İnsanları (2011)

queennothing | 08 January 2012 11:25

Son dönem Türk Sineması’nın önemli isimlerinden Çağan Irmak tarafından çekilen sinema filmi “Dedemin İnsanları”, 2011 senesinde gösterime girdi. Usta aktör Çetin Tekindor, aktris ve şarkıcı Hümeyra, Yiğit Özşener, Zafer Algöz, Gökçe Bahadır, Sacide Taşaner, Mert Fırat, Ezgi Mola ve Mehmet Ali Kaptanlar’ın birlikte rol aldıkları film, SİYAD Ödülleri’ne de En İyi Yönetmen dalında aday gösterildi.Senaryosu yine Irmak tarafından yazılan filmin resmi web sitesine buradan erişebilirsiniz.

PRENSESİN UYKUSU (2010)

hkilic01 | 20 October 2010 09:27

Çağan Irmak‘ın yazıp yönettiğin yen filmi 19 Kasımda sinemalarda.

Kütüphane memuru Aziz sessiz bir hayat sürmektedir. Mahalleye yeni açılan kuaförün sahibi Seçil ve küçük kızı Gizem’in apartmanına taşınmasıyla hayatı renklenen Aziz, Gizem’in uykularıyla değişmeye başlar. Gizem uykularında gördüğü rüyalarla başka olayları etkilemektedir. Ama rengarenk karakterlere sahip bu insanlar kaderlerini değiştirmeye karar verirler.
Filmin resmi internet sitesi : http://www.prensesinuykusu.com
Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

Herkese iyi seyirler

ÇAĞAN IRMAK

hkilic01 | 19 October 2010 09:46

4 Nisan 1970’de İzmir’in Seferihisar ilçesinde dünyaya geldi. Ege Üniversitesi Basın-Yayın Fakültesi Radyo-Televizyon bölümünden mezun oldu. İlk ödülü olan Sedat Simavi Ödülünü üniversite yıllarında çektiği kısa filmle kazandı. Yönetmen asistanlığı yaparak sinema hayatına 1992 yılında atılan Çağan IRMAK, adını televizyon için çektiği ASMALI KONAK adlı diziyle duyurdu. Gerek kamera kullanışı gerekse müzikleriyle dikkati çeken yönetmen, yine televizyon için ÇEMBERİMDE GÜL OYA adlı dizi ile yönetmenlik yanında senarist olarak da yetekli olduğunu ispatladı.
Filmografisindeki tüm filmlerden birçok ödül alan IRMAK’ın çektiği filmler;

Bana’Old and Wise’ı Çal (1988) – Kısa metrajlı
Çileli Pasta (2000) – Tv Filmi
Bana Şans Dile (2001) – Uzun metrajlı
Mustafa Hakkında Herşey (2003) – Uzun metrajlı

Babam ve Oğlum (2005) – Uzun metrajlı
Ulak (2007) – Uzun metrajlı
Issız Adam (2008) – Uzun metrajlı
Karanlıktakiler (2009) – Uzun metrajlı

“Aldatmak gayet normaldir”

kahramancayirli | 07 July 2010 12:48

Bir önceki yazımda özellikle kurgusu ve akıcılığı bakımından beğendiğim Yalnızlık Mevsimi romanından söz etmiştim ve ne kadar şanslıyım ki Yalnızlık Mevsimi’nin genç yazarı Tolga Aydoğanla röportaj yapma fırsatını yakaladım. Gerçekten çok mutlu oldum, Türk Edebiyatı’nda sağlam genç yazarlar bulmak çok kolay değil, emin olun Tolga Aydoğan o zor bulunan sağlam yazarlardan biri, lafı fazla uzatmayalım, Tolga Aydoğan’a bırakalım…

Yazar olmayı ne zaman kafaya koydunuz?

Çağan Irmak’tan ‘Karanlıktakiler’

Pentimento | 05 October 2009 16:07

Karanlıktakiler
Karanlıktakiler

Issız Adam‘dan sonra arayı fazla soğutmayan Çağan Irmak, yine bir anne oğul ilişkisini masaya yatırıyor. Irmak‘ın Kuzguncuk’ta çektiği filmin ilk gösterimi Montreal Film Festivali‘nde gerçekleşti.
Psikolojik problemleri olan Gülseren (Meral Çetinkaya) için bir reklam ajansında ofis boy olarak çalışan 30’lu yaşlarını aşmış oğlu Egemen (Erdem Akakçe) herşeydir. Oğlunun kendisinden ayrılmasına dair en ufak bir düşünce bile çılgına dönmesine yetmektedir. Fakat Egemen için annesiyle aynı evde yaşamak artık cehennemde olmaya denk hale gelmiştir. Egemen’in patronu Umay’a (Derya Alabora) duyduğu ilgi ise onun için tam bir açmazdır. Annesinin varlığıyla Egemen iki kadın arasında kalmanın çaresizliğini yaşar.

Filmin türü Dram/Gerilim olarak belirlenmiş. Çağan Irmak filmin senaryosunu İstanbul’daki komşularından esinlenerek yazmış. Film 2 Ekim 2009‘da Türkiye’de vizyona girdi. Filmle ilgili daha fazla bilgiye ise filmin resmi sitesinden ulaşabilirsiniz.

mahsun oscar

massay | 26 September 2009 12:18

Ülkemizde Yabancı dilde en iyi film oscar’ı kategorisinde aday adayı olmak, yabancı dilde en iyi film oscar’ ı kazanmak gibi gurur ve ihtişamla karşılanıyor.
Bunun nedeni daha önce yabancı dilde en iyi film oscar’ ı kategorisinde aday bile olamamızdır diye düşünülebilir.
Her yıl Kültür Bakanlığı nezdinde seçici bir kurul toplanıyor. “oscar’ a hangi filmi gönderelim”
kararını vermek için kurul bu yıl, 13 kişiden oluşturuldu. Bu kişiler kurulun karar vereceği toplantı salonunda dev plazma ekran karşısında toplanıp mesaileri dahilinde aday adayı olabilecek filmleri izlediler. İşlerinin ciddiyeti ve sözkonusu toplantı salonunun sinema salonu olmadığını bilmelerinden dolayı patlamış mısır, soğuk içecek -özellikle limonlu kivi konsantre- içemediler. Bu vahim durumun kararlarını ne ölçüde etkilediğini bilememenin vahameti de yüklenince sırtlarına Bakanlıktan bu durumun çözümü ile ilgili bir kurul toplamasını ivedi tarafıyla talep etmiş olabilirler.

İzledikleri filmler ise;* Güneşi gördüm / Mahsun Kımızıgül* Gökten üç elma düştü / Raşit Çelikezer* 11’e 10 kala / Pelin Esmer* Güz sancısı / Tomris Giritlioğlu* Usta / Bahadır Karataş* Hadigari / Cumhur Harun Özakıncı* Sonbahar / Özcan alper* Pandora’nın kutusu / Yeşim Ustaoğlu* Nokta / Derviş Zaim* Issız Adam / Çağan Irmak* Karanlıktakiler / Çağan Irmak* Kıskanmak / Zeki Demirkubuz
* Mommo kız kardeşim / Atalay Taşdiken
Güneşi gördüm bu kuruldan yedi oy aldı. Nokta 6 oy aldı. Diğer filmler hiç oy alamadılar ama aday adayının adayı olmakta hiç yabana atılamaz diye düşünmeye başlamış olmalılar.
Nihayetinde bu yıl Oscar aday adayı olarak Güneşi gördüm filmine karar verildi. filmi gibi kendi gibi mahsun, Mahsun Kırmızıgül çok sevindi. Kendisiyle sevincini paylaşmak isteyen gazetecilerin uzattığı mikrofonu Oscar heykelciği diye tahayyül ederek havaya kaldırdı ve hışımla bir daha ki sefere kırmızı halının yokluğunu affetmeyeceğini belirterek kükredi. Dev oyuncu kadrosunun bir fotoğraf karesine sığdırılamayacağı endişesiyle dev oyuncu kadrosunun sevinci şu an muamma.
Çocuklara ve umuda adandığı söylenen film yapımcı, yönetmen, oyuncu ve izleyici kitlesine izahı namümkün sevinç yaşatırken, geri kalan ülke nüfusunun hafife almak, eleştirmek gibi pozisyonlar aldığı görülüyor.
Eleştirilerin en önemlisi geçmiş yllarda aday adayı olmuş olan filmlerdeki ( örneğin takva ) gibi aday adayı olan filmin aday adayı olmasının tesadüf olmadığı yönünde.
Takva filminde dini değerlerin ön planda olduğu ve Türkiye’nin şeriat ülkesi gibi gösterilmeye çalışıldığı iddiaları eleştirileri güçlendiriyordu.
Güneşi gördüm filminde ise filmin “Açılıma ” jest olduğu iddiaları ön planda.
Ne sevinç, ne eleştiri…
Madem oscar aday adayını seçtik.
Madem bir adım ilerisi yok.
aday olmamız mümkün değil.
Yeni oscar aday adayımız tüm millete hayırlı olsun.

Çağan Irmak’tan büyüklere masallar : Kabuslar Evi (3)

gorcun | 24 July 2009 13:31

Çarşamba Karısı
Çarşamba Karısı

”Kabuslar Evi” serisinin ilk ve ikincisinden sonra son bölümünde tamamı televizyon kanallarında yayınlanmış bölümleri tanıtacağım. 9. Hikaye Çarşamba Karısı

9-Kabuslar Evi – Çarşamba Karısı : Bu bölümde evli, iş sahibi oğlu ve ailesiyle birlikte dinlenmek için gittikleri büyük bir evde zihninin karanlık bölgelerinde korkutucu şeyler yaşayan Sacide’nin hikayesini izliyoruz. Yaşlı kadın çocukluğundan aklına yerleşmiş Çarşamba Karısı hikayesini hayalle gerçeğin karıştığı bir dünyada yeniden yaşıyor. Üstelik bu korkutucu durumdan ailesini korumak zorunda kalarak. Bu hikaye belkide gerilim ve gizemin üst noktalara çıktığı son bölüm olarak görülebilir. Bölüm oyuncuları Yurdaer Okur, Füsun Kostak ve Rüçhan Çalışkur gibi isimler. Yönetmen ise Uluç Bayraktar.

Çağan Irmak’tan büyüklere masallar: Kabuslar Evi (2)

gorcun | 06 July 2009 13:51

Karanlıktan Gelen
Karanlıktan Gelen

Çağan Irmak’ın Kabuslar Evi serisinin ilk 5 bölümünü yazdığım ilk yazıdan sonra ikinci bölümde 6-7 ve 8. bölümleri tanıtmak istiyorum. İlk yazıda bahsettiğim üzere, ıssız ve ormanlık bir bölgede iki katlı büyük bir evde geçen korku-gerilim hikayelerinin işlendiği filmler genel olarak 1 saatlik bölümlerden oluşuyordu. Gelelim 6. hikayeye…

6-Kabuslar Evi – Karanlıktan Gelen : Anne Füsun (Serap Sağlar), kız kardeş Ceren (Berin Şenvarol) ve erkek kardeş Kerem’den (Rıza Kocaoğlu) oluşan aile tatil yapmak amacıyla uzun bir yolculuğa çıkarlar. Yolculuk sırasında zaman zaman şakalaşan, zaman zaman tartışan çocuklar ve anne yollarına devam ederlerken garip olaylar olmaya başlar. Kötü bir kazanın sonunda kendini büyük, gizemli bir evde bulan Kerem evin içerisinden çıkamamakta ve korkunç bir kabusun içinde olduğunu farkeder. Daha sonra evde ondan başka birisinin daha olduğunu görür.

Karanlıktan Gelen
Karanlıktan Gelen

Evdeki gizemli yabancı (Tolga Karel) yara bere içinde olan normalde yaşaması mümkün gözükmeyen biridir. Kendisine, Karanlıktan Gelen diyen bu garip yabancıyla evde hapis kalan Kerem, kurtuluş yolunun kendi zihninde olduğunu anlayacaktır. Garip olayları sürekli merak içinde izleyeceğiniz bu bölüm hem dram hem gerilim açısından tatmin edici ve süpriz sonuyla şaşırtıcı bir hikaye. Bu bölümü Uluç Bayraktar yönetmiştir.

ıssız adam

admin | 29 June 2009 16:25

Epey geç kaldım belki, Çağan Irmak’ın Issız Adam’ını henüz izleyebildim. Filmi izlerken bu adamın bir filmi kendisi için sıradakini de kitleler için çektiğini düşündüm. Bana Old and Wise’ı Çal (kısa film) ve Ulak yönetmenin kendisi için; Babam Oğlum ve Issız Adam kitleler için çektiği filmler bence.
Filmde en çok oğul-anne ilişkisine takıldım. Bu konuda senaryo, diyaloglar ve oyunculuklar doyurucu. Gerçek hayatta da aynen o şekilde gelişiyor olaylar. Çağan Irmak şu an çektiği yeni filminde de anne-oğul ilişkisine odaklanacak: Karanlıktakiler. Bir an önce gelsin sonbahar.
Masum bir aşk hikayesi de izlemiş olduk Issız Adamda. Ada, filmin bir yerinde İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası isimli kitabını okuyordu, bu çok güzel. Sahaflar, ikinci el kitaplar, plaklar…Güzel hepsi, çok naif.
Avam bir film olarak da değerlendirilebilir belki ama Çağan Irmak’ın imzası, üslubu var birçok karede, bu çok önemli, çok iyi.
Yeni filmini bekliyoruz bakalım. Bu arada yeni filmi de kulaktan kulağa yayılıp gişe rekoru kıracak mı göreceğiz..
Sözcükler edebiyat dergisinin Temmuz Ağustos 2009 sayısı çıkmış. Cemal Süreya’nın efsane Üvercinka’sının Süreya tarafından resimlenip Kemal Özer’e hediye edilen sureti var derginin sayfalarında. Muhakkak görün. Çok özel hakikaten..

Çağan Irmak’tan büyüklere masallar : Kabuslar Evi (1)

gorcun | 07 June 2009 10:10

Kabuslar Evi
Kabuslar Evi

Kabuslar Evi, Çağan Irmak’ın 13 bölümden oluşan korku-gerilim hikayeleri anlatan serisinin adıdır. Her bölümde Kabuslar Evi adının yanında anlattığı hikayenin adı yer alır. Hikayeler genelde kısa film tadında olsada 2 saate varan bölümleride mevcuttur. Hikayelerin geçtiği yer büyük, gösterişli, şehirden uzak ıssız bir yerde bulunan ve gizemli yönleri olan bir malikanedir. Her bölüm birbirinden bağımsız olarak farklı kişilerin evi kiralayıp orada bulundukları süre içerisinde yaşadıkları gerilimli olayları anlatır. Seride devamlı oynayan tek kişi evin emlakçısı rolündeki Bilge Şen’dir. Projede yer alan isimler çoğu Çağan Irmak’ın filmlerinde devamlı oynattığı oyuncular olmakla beraber bir çok dizide, filmde yer alan genç oyuncu ve deneyimli tiyatroculardan oluşur.

Kabuslar Evi
Kabuslar Evi

Kabuslar Evi, ilk olarak DVD piyasasında satışa sunuldu ve ardından Fox kanalında televizyonda gösterilmeye başlandı. Seri 13 bölümden oluşmasına rağmen önce ilk 5 bölümü daha sonra 3 bölümü daha piyasaya sürüldü. Daha sonraki bölümler ise sadece televizyonda gösterildi. Kabuslar Evi’nin bir zamanlar tüm bölümlerini ve hikayelerini anlatan ve çeşitli bilgiler veren resmi sitesinin şu an yapım aşamasında olduğu görülüyor. Güncellenme durumunda bu linkten faydalanabilirsiniz. Bölümlerin tanıtımına gelince 13 bölüm çok fazla olduğundan 3 aşamada serinin tüm bölümlerini tanıtmak istiyorum. İlk aşamada 1’den 5’e kadar olan bölümleri tanıtacağım.