Yolu yol yol deyildi puştun; bir nevi yana bele meyleden eyrilik timsali, meşruiyetten yoksun vesvese yüklü biriydi. Beylelerine puşt iksiri hazırlanır ve içirilir. puşt iksiri nedir? sıkıntılı musibetleri defeden bir hakikati tesellidir.kader adaleti içinde, rıza ve teslim ferahlığı verir,geçici olmasından ziyade zevalinde hayli lezzet vardır.sair musibetlere karşın son derece hafiftir.en şidettli hucumlardan en az meşakkat ve yaralarla kurtulunur. Hele beyle bir iksir “ırzı kırıklar” eliyle hazırlanıp içirilirse kaşıntı ve sivilce yapsa da “çivi çiviyi söker misali” aynen ceviz de olduğu gibi yaprakları, kaşıntı ve sivilceleri bertaraf eder.Her kim kötü çığır açarsa gider; Bundan beyle bu ve bunun gibilerle amel olunmamalı zinhar!İndi, güzel çığır açmanın faziletini “siz” melaikelerle ve ilm-i kamillerle nihayete kadar yaşamak ve sindirmek zamanıdır. Puştun gitmesine öncülük eden zatlar mübhem bir emrin beyanı, müchel bir hükmün tafsilinde bulunduklarından ayrıca ecir ve sevaba mazhardırlar. buna vesile olanlarda en büyük kazanca ve mükafata vesile olurlar. Her kim beylelerini tasavvur ve tahayyül etmeye devam ederse ki; bu durum zikre vesile olama manasına da geleceğinden , bu huydan vazgeçilmelidir. taze çiçekler, soluk çiçeklerle komşulukları nedeniyle solarlar. bu dolayıdır ki ziraat erbabı bozulan ekinleri , diğerlerini bozmasın diye yolarlar.Bundan beyle kalemler birbirlerine meyletmeli, kaynaşmalı ki neticede muhabbet kuvvetlene ve hullet arta.İksirin yaratıcıları hususunda kapsamlı nefretten ziyade “salyaları temiz midir? pis midir” cihetinden bakarak mihenge vurmak lazımdır.
yorumlar
Puşt iksirinin nasıl içileceği/içirileceği tarifi noksan malum oral/anal karmaşası fevkalade mucbir ve de müteselsil felaketlere sebebiyet verebilir; diyor ya bir adet bozuk hububat bulunduğu çuval içerisindeki diğer hububutları da bozabilir; nokta-i nazarımda bir damla sirkenin bir şişe şarabı sirkeye dönüştürmesi cihetinden bakmak da faidelidir diye düşünmekteyim.
🙂
fevkalâde alâ buyurmuşsunuz muhterem fevkulbeşer üstadım, vakti zemanında”çocuk çok mazbut lâkin hali puşt” diye bi söz işitmiş idim, o canlandı muhayyilemde..
İndi-bindi 1 ytl olmuşken sizi “indi” hususunda biraz daha hassasiyete davet ediyorum müellif efendi, onun haricinde mütebessim bir şekilde okudum yazınızı, dimağınıza sağlık.
Kopanisti bey Allah sizden ve evveliyatınızdan razı olsun, sayenizde bir deyim daha öğrendim. Bizim necati, Allah taksiratını affeylesin mubarek hayvan-ı natık çok güzel puşt derdi.
bu yazar hiç gitmesin… bu lisan, anlatım hep olsun!!!
amin
Peşin hükümlü olmamak lazım makaleci hanım, lisan elbette mühimdir fakat ihtivası daha önemlidir. Müellif bey yanlış anlamasın ben sadece peşin hükümlülük hususu ile alakalı olarak söyleyeyim dedim.
elbette…ben dediklerimden memnunum:)
muhteviyatı sebebi ile, içenin derhal kusup, içirenin vayy haline olacağı bir karışım :))
Memnun olmanız peşin hükümlü oluşunuzu değiştirmez (:
müellif bey yanlış anlamaz;atmaca kuşunun serçelere musallat olması serçenin istidadının inkişafı içindür de serçeler neye atmacaya musallat olurlar?anlamadığım budur.
peşinen hükmettiğim şey beni utandırsın gerekirse, hükmümün arkasındayım!
bunda anlamayacak ne var zi selem, ahmaklıklarından elbet…kuş beyinli denince, aklıma hep serçenin gelme sebebi bu olsa gerek.
Zaman-ı Âdem’den şimdiye kadar, iki cereyan-ı âzim, iki silsile-i efkar, her tarafta ve her tabaka-i insaniyede dal budak salmış. Biri silsile-i nübüvvet, diğeri silsile-i felasife. Her ne vakit o iki silsile imtizaç ve ittihad etmiş ise, alem-i insaniyet parlak bir surette bir saadet, bir hayat-ı içtimaiye geçirmiştir.Lâkin ittihad, cehl ile olmaz. İttihad, imtizac-ı efkârdır. İmtizac-ı efkâr, marifetin şua-ı elektrikiyle olur.
vay canına !
su eski turkceye baylıyorum, su arapca farsca tamlamalar, sagolasın anthro abi:) simdiki dilden cok daha estetik:)
açıkçası basit küçük maddi ve dünyevi hesaplardan dolayı birbirimizi kırmaya,birbirimize buğz etmeye değmez.Haccac-ı zalim’e sormuşlar; niçin ömer gibi davranmıyosun?sen onun devrinde yetiştin,onun adalet ve salahını görmedin mi? cevaben;” siz ebu zer’leşin ki ben de sizin için ömer’leşeyim” zulüm yayılmayagörsün.
hıhımmm..
silsile-i nübüvvet ve silsile-i felasife…bunları birbirinden ayrılmak büyük bir zulümdür insanlık için
o günleri tekrar görmek dileğimiz anthro..umut varmı dersin
bu çok doğru ama herkes karşısındakini böyle sanıyor bu yüzden ittihat dahada zorlaşıyor:)
Umut var dediyse, ümitvarım Eylül Ablacım.İstemek vermeseydi, vermek istemezdi..
öyle demişti değil mi ..doğru söyledin…..o halde bende hala ümitvarım ..
Taassubdan uzak salâbet kalbde ola!Sahibler berhudar ola…”Maahâza bürhan bir değildir, bin değildir. Zerrat-ı âlem adedince bürhanlar vardır.”bir temenni düştü payıma.varolasınız.
umut vardır, bir gün gelecek tamamlanacaktır inşallah.
çivi çiviyi söker ama çivi deliğini başka bir çivi kapatamaz.
mihenge gerekli dozda vurmuşsunuz.
Katkınız için teşekkürler..Bu “Burhan” konusuna ilerde değineceğim kısmetse.
Hafif e hoşgeldiniz yenisiniz sanırım..Hayırlı olsun..
tazeyim gabi..teşekkür ederim.
39
afedersiniz ama nedir bu 39?
40 dan bi önceki rakkam
A Night At the Opera adlı albümlerine aldıkları, Brian May bestesi, bir Queen parçası
sorunun muhatabından başka herkes yanıtlıyor.burada adet beyle demek.ekip çalışması.
38 (sizi tutanlar)+1 (siz)=39böyle bir hesap yapmış idim kendimce, belki de yanılıyorumdur..Burada dikkat ederseniz 39 kişi kendi yazdıklarını grupça tutuyor, böylece iyi ve kaliteli yazılar ayrıştılamıyor. Sizi de o gruptan sandım, dedim ya paranoya yapıyorum belki de.. Beğensemde tutmam anlamsız olacak bu her yazıyı tutanlar yüzünden …
hemen yakala:)
hangi sayıları doğru ki boşver sen tutmana bak:)
linet hanım, bakın size sorulan bir soruya da başkaları yanıt vermiş. O zaman bu yanıtların sahipleri de “sizin guruptan mı?” gibi bir soru geliyor aklıma..ama ben yeni ve acemi bir arkadaşınız olarak beyle şeylere inanmak istemiyorum.siz de muhayyilenizi fazla zorlamayın.
Burada tek başımayım, sadece yazılarımdan tanıyor bu insanlar beni bende onları yazılarından tanıyorum ve tanıyana kadar uzun bir süre geçti..Dolayısıyla onlar benim ne demek istediğimi anlayıp latife etmişler size, biz bir grup değiliz, belki aynı çerçeveden bakabilen insanlarız sadece…Tavsiyenizi dinleyeceğim, fazla zorlamayacağım artık..
ben 39’un bana hatırlattığı neyse onu çiziktirdim. kültürel bir bilgi sonuçta. öğrenmek hoşunuza gitmedi mi? bilgi fena birşey değildir.- meraklı ol sloganına uyar mı?- uyar kardeşim…ayrıca grupsal bir faaliyet beni aşar. biraz özgür ve kişisel takılan biriyimdir. tanıdıkça anlarsınız.
biliyoruz pilli paticim:))
bilmeyen muhterem de öğrensin bi zaamet
pati hanım bilgi kaynağınızın “kültürünüzden” kaynaklandığı gerçeği tokat gibi geldi inanın. Bahsi geçen albümü bilmememi cehaletime verin lütfen.Ama ilk fırsatta müzik kültürümüzün izin verdiği nisbette dinliyeceğim.:) bu işareti yanlış algılamayın lütfen.herkes yapıyo ya, yeri ve zamanıdır diye düşündüm işte.
kimseyi tokatlamak niyetinde değilim.başa dönelim de konu bulanmasın:”nedir bu 39?” diye sordunuz.ilk aklıma gelen şeyi söyledim.sorunuza muhatap olmadığımızı belirttiğinizde ise verdiğim bilgiden hoşnut kalmadığınızı düşündüm. sorunuzun o an muhatabı değildim belki ama aklıma gelen ve geyik muhabbeti sayılmayacak bir bilgi kırıntısına karşılık verdiğiniz “grup” tepkisi canımı sıktı.en önemlisi, bütün bu yukarıdaki yorumlarımdan, her ne sebeple olursa olsun, tanıdığım ya da tanımadığım insanlara cahil muamelesi yaptığımı ne siz düşünün ne de başkalarını düşündürtelim. amacım burasının bir bilgi paylaşım platformu olduğunu hatırlatmaktır. arada hepimiz geyik çevirebiliriz. iki üç satırlık bilgiyi reva görmeden…… ve hakikaten Queen dinlemediyseniz, tavsiyeme uyun. pişman olmayacaksınız…. ve (iki) grupsal paranoyalara (şahsınız da dahil) hiçbirimizin düşmesini istemiyorsanız @linet’in paranoyasını güçlendirme ihtimali yaratabilecek şekilde yavaş yavaş tutmaya başladığınız yazılara şöyle bir göz atın. gerçekten site genelinden mi tutulmuş o yazılar? dürüstçe kendinize o cevabı verin.cevabınız “hayır” ise önümüzdeki üç gün içinde tutacağınız yazı sayısının 400’ün üstünde olacağına bahse girebilirim.ama eğer gerçekten grupsal bir faaliyet içinde olmadığınızı yukarıda iddia ettiğiniz gibi bize kanıtlayacak şekilde site genelinden, tekrar ediyorum, site genelinden (bu sitenin kaç yıllık değerli yazılarını) zaman içinde süre kısıtlaması olmadan, rahatça, adilce okuyup, gün be gün değerlendirip, yorum yapıp, bilgi katıp, arzunuz dahilinde tutmak isterseniz o zaman gelin alnımı karışlayın. size bütün Queen koleksiyonumu armağan edeyim.tekrar aramıza hoşgeldiniz @zi selem!ben size güveniyorum. bu bir @pillipati sözüdür!
İtimadınız ve hassasiyetiniz için teşekkürler;.pati hanım,haklı olarak tutulan yazılarla alakalı araştırma yapmışınız.vardığınız sonuçlarda da haklı olabilirsiniz.Ancak bu durum okuduğum kadarıyla bir başka arkadaşımız tarafından gündeme getirilmiş ancak moderesyon bu tepkiyi yayımlamamış, arkadaşımız da bu değerlendirmeyi “ahkam” olarak hicvetmişti..O zaman bu konu sizin alakanızı pek çekmemiş sanırım.Ben de diyorum ki;B u site işlevini ve misyonunu bu saatten sonra bitirmiştir,kaybetmiştir tufan vakti gelmiştir.Bu durumdan, yeni bir arkadaşınız olarak memnun olmasam da pek umrumda olmadığını söyleyebilirim.Pati hanım,beğenseniz de beğenmeseniz de burası bundan beyle bir “chat” meydanı olma vasfından öteye gidemez..tekrar ediyorum bu durum umrumda deyil ve bana sadece, tebessüm ettirir..Gelelim şu kültür ve bilgi paylaşımı meselesine;Bence konuyla ilgili söylenecek çok şey olmasına karşın,paranoya ve paniğinizi dehleyin gitsin değmez.. Queen ,meselesine gelince; Elbetteki dinledim,dinliyorum. mesela şu an inniendo albümü çalıyor kulaklığımda..Anlamadığım tek şey şifreli konuşmalardır,kafam basmıyor ne yazık ki!
pilli pati hanımın görüşlerine,bahsi geçen (yazı/ahkam)koza 68 DİYOR Kİ, (12 Ağustos 2008 15:03)Gonderdiginiz yaziyi sitenin genel konsepti disinda olmasi nedeniyle yayinlayamiyoruz. Dilerseniz kurallara ve örnek yazilara göz atip tekrar deneyin. Katkilariniz icin toplulugumuz adina tesekkur ederiz. NOT: kusura bakmayin, zaten uzerinde fazla konusulan ve sonuc saglanmayan bir konuyu yeniden gundeme getirme ve (belki istemeden de olsa) ortaligi karistirma potansiyeli olan yazilari kabul etmemeyi tercih ediyoruz. tesekkurler.Belki uzerinde calismak istersiniz diye yazinizi bu mesaja ekliyoruz:Hafifin at(aç)ları manzarayıumumiye departmanından. bi müddettir hafifte yazı tutma mücadelesi veriyoz.at izi it izine karışmış kimlerin orijinal, kimlerin imitasyon olduğu meçhul .bir nevi hünsa-i müşkil ordusu diecem.. çekirge sürüsü gibi yazılara yapışıp kalıyolar. yazının çakma, götten sallama, şiir miir, sikir mikir olması önemli deil bu taife için. tutmaya proramlanmışlar bikerem. sineğin kağıda yapıştığı gibi yapışıp kalıyolar.hafif bu gidişle batacak lan. bu ganimet hırsızları hafifi yeyip bitiren keneler olarak tarihe kayd olacaklar. benden sölemesi; gidişat, hafifin zayıat-ı maliyesi sonucudur..tavsiyem mükemmel bi hafiye teşkilatının bi an önce hayata geçirilmesi yönünde.bu fiktif süvari takınının birlik beraberlik içinde olduklarını da sanmıyorum,dışardan eyle göründüklerine bakmayın.içerde birlik ve beraberlikleri menfaat esasına dayanır. içlerine bi nifak tohumu ektiniz mi, çil yavrusu gibi dağılırlar. bu babda “kötülükler anıldıkça yayılır” kuralı kaleme kepçe olmayaydı , çok şey zikretmek mümkündü, ama gelin görün ki bu albümün içindekiler freni patlamış araçlar gibi çığ olup, yazıların dötüne dalıyolar. birilerinin bunlara olçüyü, tartıyı anlatması lazım.yoksa allahvermeye geçim sıkıntısına ,kul hakkına kadar gider bu yol. Bu büyük topu kim ateşledi bilmiyom ama, elbette istisnai dehası sayesinde başarmıştır ve de muhasarayı başlatmıştır. mesele feth-i mübine taş çıkartacak bir fetihtir beyle biline. Bu bela nasıl def edilir?; tüm hafif halkı, çoluk çocuk yediden yetmişe toplanıp, kuzuları meleştirecek, çocukları ağlatacak yane mevlanın rahmetini celb edecek, tevbe istiğfar edecek.beylelikle bu zulüm defedilecek.aksi halde,ardıç yapraa,biberiye ile kaynatılıp,elde edilen mayi balla tatlandırılarak içilmeye devam edilmeli.bu iksir den murad,haset eden ve arpalıktaki dalkavuk kardeşlerimizi izana davettir. aslında bu durumdan en az şikayet etmesi gerekenlerden biriyim; bu istiladan önce de sonra da yane benim açımdan değişen bişe yok,hasan aynı hasan kafa aynı kafa.. yazılarımı ne okuyan ne tutan vardır üçbeşin dışında. haşa haddimiz olmayarak,kendimizi saide oğlu kass gibin telakki ederek ikazımızı yaptık. belkide yeni nefretler kazanırız. doğru teraziler kurulsun yeter.…………………………………………………Bütün bu olup bitenlerden sonra ben diyorum ki;”Aferim çocuklar size şu sıradanlık monarşisini kırdığınız için bravo..Çeşmesi murdar olmuş kurnadan için suyunuzu kana kana..Sizin gücünüzü abartanlara aldırmayın, paranoyaklar korkularına düşkündürler ve onunla yaşamayı severler aldırmayın,ortamı provake edenlere de aldırmayın gelecek sizindir.”
@koza68’in hafif moderasyonunca yayıma alınmayan yazısı hakkındaki görüşlerimi sormuşsunuz. ifade edeyim.yazıyı kendisinin bir yorumunda okumuşluğum vardır. kendisinin yazı/yorum orjinalinde herhangi bir yerinde bold karakter kullandığını hatırlamıyorum. bunları sizin bazı kişisel görüşlerinizi vurgulamak için özellikle bold karaktere dönüştürdüğünüz fikrindeyim. yahut sadece bu noktalara mı değinmemi istediniz, orasını da açıkça belirtmemişsiniz.velhasıl, bilmem farkında mısınız ki; yazının tamamı son birkaç ay içindeki gruplaşmayı konu eden kinayeli bir tespittir. üstelik de üstü kapalı lafızları pek de az olan bir kinaye yazısı. bana inanmıyorsanız tekrar okuyun bu yazıyı… çünkü moderasyonun (sanırsam) ayrımcılık yaratma riskinden imtina etmesi sebebiyle yayıma almadığı bu yazı pek de açıksözlü bir duruş sergilemektedir aslında… oradan size nasıl görünüyor acaba? pek meraktayım. (meraklı ol! inniendo’nun doğru yazılışını da bir yere çiziktiriver kardeşim) evet, ne diyordum, bence bu yazı hafif.org’un eski bilgi yüklü, tartışmalarında, hatta yüklü sövgülerin arasında dahi serpiştirilen zeka pırıltılarını aradığımız zamanların özlemine işaret eden bir yazıdır. ah yoksa, siz bu ormanın içinde sadece karaboya ile işaretlediğiniz ağaçları mı görüyorsunuz kuzum?yukarıda hafif.org’un artık bir chat ortamı olduğunu ifade etmişsiniz. eski halini takip ediyor idiyseniz ve o zamanları özlüyorsanız tepkinizi gösterin. yok eğer, burasının bir forum ortamına dönüşmesinden memnun bir ifade idiyse o lafızınız, o zaman elinizden geleni ardınıza koymayın. çünkü suyu murdar olmuş bir çeşmenin suyunu içerken bir de dönüp gerisin geri içine tükürmek olacaktır bu. ama çeşmenin kaynağını kolaysa kurutabilene aşkolsun. bilgi de böyle birşeydir. dünyayı iki saniye içinde dolaşabilendir.elbet devran döner, misal dünyanın polarizasyonu değişir, kuraklık olur (ne bileyim) ya da tufan… bir sebepten her koşulda içinde bulunduğu ortama adamakıllı değer verebilen, katma değer sağlayan, emek harcayandır insan.… ve evet, Innuendo’da da ifade edildiği gibi ne olursa olsun biz denemeye devam edeceğiz;”…Till the mountains crumble into the plainOh yes we’ll keep on tryin’…”son olarak kinayem yüzünden alınma, bu sadece bir çaba!”…Don’t take offence at my innuendo…”
içirdiniz bana puşt iksirini! :)sonunda olacağı buydu işte, beğendiniz mi?
Pati hanım özlediğim bişi yok.özlemem için özletenlerin burada olması gerekirdi.sırf bu yüzden bile yok diyebilirim. canı cehenneme.hafiften alaaddinin cinimi çıktı sanki; sonuçta onlarda sizler gibi yetenekleri kendilerinden menkul insanlar deyiller mi? Yoksa onları türedi olarak mı görüyosunuz??? Para bütün nesneleri elde eder kardeşim,dini imanı yoktur, hafifte bunu yapıyor;insanların tüketim alışkanlıklarını azdırıyor.yadırganacak bişi yok aldırmayın..polemik yapmak hırçın ve keskin olanlarla zordur bilirim. her ne kadar alışkın olmasamda sizinle daha munis sözcüklerle konuşmaya gayret ediyorum. aslına bakarsanız pek az kavgamdan pişmanlık duydum. kendimle ilgili, eleştiri noktam ise bu kavgalara neden girdiğim değil de, onu niçin o derece hırçın hale getirdiğimdir. ama her ikisi de aydınlık sonuçludur bana göre..Koza68’in yazızıyla ilgili; yazıdaki ana fikri ,lafın kıçına düğümleyip yorumlayacak deyilim, elbette nereden bakılırsa bakılsın meselenin boyutu orada açıkça zikredilmiştir.ama bu nasıl karşılanmıştır “sivrisinek saz çalar,tahta biti göbek atar”..Hafif darbe almıştır hem de kafasına göre bir darbe almıştır. bu kaçınılmaz sonuç; piçleşen ve molozlaşan bir neslin hikayesinden başka bişi deyildir..bana kalırsa sizlerde şu sıralarda karşı tehdit yaratıp, taktik bir kontur geliştirirek savaşınızı sürdürebilirsiniz,ya da bu göçmen seline karşın ,siz ve arkadaşlarınız yeni bir göçmen politikası uyguluyarak tolere etme yoluna gidebilirsiniz.. varoluşunuz için başka planlarınız varsa onu bilemem..Ben uzaktan izlemeyi tercih ediyorum pati hanımcım.
“piç de olsa insan insandır” dersem şu an umarım gramatik anlamda kelimelere fazla takıldığım hissi doğmaz. bilgi bilgi diye tepinip duruyorum ya bilginin yoksunluğuna vuran, dibi tortu tutmuş en kötü şartlarda dahi molozlaşmaktansa piçleşen bir ortamı yeğ tutarım. elbet ortamın piçleşmesi de ilelebet sürüp gidecek değildir (ve yahut temelde öyle olmamalıdır). çünkü her daim genetik mutlak içinde bir bozulma nüvesi taşıdığı gibi her karakterin içinde de bir piç uyur. o piç de her diğer bozuk nüveler misali arada sırada uyanır; ya konuşur ya el kol hareketi çeker ve yahut içinden atar tutar. işte o en içteki, o arada sırada yadırgama eğilimine düştüğümüz benlik, o bazen kendimizi kendimizden utanmaya meylettiren ses hiçliğe durduğunda kendimizden korkmanın vaktidir.bir o kadar kötüsü de piçin moloza konuşması halidir ki; bu durumda acınılacak bir taraf vardır aslında. piç ne kadar konuşursa konuşsun moloz o konuşmayı neresine alır, nerede saklar? değil mi efendim? tam bir felaket hali! “iyilik yap denize at” misali bir durum da değildir o üstelik. şükürler olsun ki; henüz bu arenada ruhumun piç tarafı bir moloza rastgelmemiştir.pilli camiasındaki savaşım ve iddiam da direkt egom ve yazı bünyem arasında cereyan ettiğinden, bu ortama geldiğimiz halde bile herhangi bir göçmen politikası başlatmak niyeti bugüne kadar aklımın ucundan geçmemiştir. (puşt iksirinin dozunu arttırmadınız umarım. konuşup durmaktayım.)…ve umarım yukarıdaki sözlerim sürç-i lisan olarak algılanmaz. tartışma mahiyetindeki sözlerim tamamen hüsn-ü niyet ile arz-ı endam etmektedirler.buyurunuz. o arada ben bir koşumu tamamlayıp geleyim.
bilgi bilgi diye tutturmuşun arkadaşım ne iş?dünyanın bütün bilgilerini kendine enjekte etsen nlur hepsi senin olsa ne yazar kaç yazar?”kaynağın “ne? barındırdığını sandığın bilginin “değeri ” ne?insanın kendini tanımlaması için “öteki”ne duyduğu ihtiyacı bilmiyom mu sanıyosun.piçin de puştun da kevaşenin de ihtiyaçlarımız ölçüsünde negatif tarafların karşı tarafa yansıtılması yüklenmesi dışında samimi ve iyi huylu bi yansıtma olduğunu söyliyebilir misin?patolojik olmadığını iddia edebilir misin?bunların all good ya da all bad olduğuna dair fikrin mi var?derler ki, insan ulvi ile süfli arasında bir berzahtır.o zaman piçide şusu da busu da bu alemin içinde dolaşıp dursunlar bi diyeceyim yok.allah selamet versin.bizim kimseyi dizginlemeye,uysallaştırmaya,ehlileştirmeye ya da belirli bi kalıbın içine sokmaya ne hakkımız var ne de irademiz..arasıra sağı solu ısırıp,zehrimizi dışarıya akıtırız hepsi o kadar. puşt iksirinin dozunu ben deyil körolası barmen hazırlıyo.üstadın dozuyla idare edicez yolu yok.
Pilli Pati yi destekliyorum, Link veriyor, uğraşıyor, bilgilendiriyor, okuduklarını aktarıyor….Ne zoru var, gider, gezer, eğlenir, demek ki Pati bilgi vermeyi seviyor..
piki
piki:)
Pati sadece bilgi verelim demiyor, özünde ben anladığımı söyleyeyim, boş da konuşalım ama hep boş boş olmaz ki, birşey katmalı, anlattıklarımız, yazdıklarımız bize yeni pencereler açmalı..Biz kaçmayacağız burdayız, gelenler beni bozmaz, belki ben onlara birşey katarım diyor..Ve ben kopanistinin kaşesini bu yorumlarının altına basıyorum…
kulaklarım çınladı linet,bundan böyle kaşem senindir…
koppp nerelerdesin sen? Sensiz hafifin tadı tuzu kalmadı…
kop;üç noktayı sevmezdin sen, hayırdır?
sen niye tuttun ..
senin yorumunu anladık…beğendik tuttuk..sen neden tuttun …. dediğin yazıyı
açıklayayım o halde..bu yazı güzel diye bize yakıştıramadın bu yazıyı tutmayı aklınca…sana göre biz iyi yazı tutmayız garip tasvirlerde bulunduğun yazıları tutarız…anlamışmıyım:?iyi yazıları sadece sen tutarsın değilmi thing..sen hep iyisini seçersin…biz ne anlarız yazıdan değil mi
bende şunu diyorum..bizim tuttuğumuz yazılar b… sa…sen neden tuttun bu yazıyı
Size bu yazının ağır geldiğini ve içeriğini anlayamayacağınızı söylemiş thing, elçiye zeval olmaz :))
blog sahibi bu konuya el atmalı Eylülbahar mı haklı yoksa Thing mi?kendisi karar versin.
ee açık anlat o zaman…benim anladığım bu yani senin yorumun buraya çıkıyor kısaca
bu durumda, sen makaleci ve fevkulbeser sonrası senin tabirinle “kreş ekibi” dahilinde oluyo ölemi…cık, cık bunu da duydum ya
Allah’ım sabır ver :)))) sen sıkma canını thing biz yazıyı anladık..beğendik..tuttuk..ama sanırım ön yargılarından dolayı sen şüpheye düştün…acaba bu yazıda b… mı diye…ama değil yazı gayet iyi…biz anlamadığımız yazıyı tutmayız…
bütün ekip dediğim 5 kişi zaten yaw, ne yapıyorsun sen..Kim erken kalkarsa tutuyor işte..
pibek:)
🙂
Benim başka bir görüşüm var bu konuda, yazar üye olunca ilk iş gidip bu ekibin yazılarını tuttu, bunu gören ekip biri bize katıldı diye sevindi ve yazarı tutmaya oy birliği ile karar verdi..(Yazar burda kendince bir test yapmış olabilir diye düşünüyorum)
Geçenlerde biri de,” Bu ahkamlar çok güzel” diye bir ahkamla gelmiş, yemin ederim işi gücü bırakıp bütün gün güldüm o gün..Alemsiniz..
:)) :)) :)) :)) :)) :)) :)) :))
tutun çocuklar tutun,sıkı sarılın..bu yazının sahibi korkak ellere benzemez nice müebbed hüsranlar yaşamış bir dostunuz olarak diyorum ki;geçici lezzetlerle bi yere varılmıyor.refakatin umudu olmaz belki müsamahadan söz edilebilir.bendeniz bu genç ve diri ekibin içinde olmaktan gurur duyuyorum. Bu konuyla ilgili sabah yolladığım blok yayımlanmadı. akıbetini de bilmiyorum.ama yayına almazlarsa burada yayımlayacağım. ekibimin ” kreş” adıyla anıldığını inanın daha yeni duyuyorum.bu bana daha ziyade bir mutluluk verdi diyebilirim:)))
bu da bu konuda yazanlara kapak olsun:))))
arkadaşlar,şunu bilin ki; adı konmamış ya da adı gizlenilen isimsiz duyguların içinde hiç olmadım.meşrebim deyildir zaten. ancak, mütemadiyen beynimize sokuşturulmaya çalışılan öteki ıslıkların sesini de yabana atmayalım,iyi tanıyalım ki, esas menzile varalım di mi?
komplo teorilerine hayranım thing…yanlış tutan bırakmasınıda bilir dikkatinden kaçmış:))
bide güzel bilgi toplamış:))bravo thing
Eylül, Kriminal senin eşin olabilir mi..Ne zaman seninle tartışsak, otomatik diş gibi giriyor hafif e, tak tak tak..Sonra bir daha gözükmüyor..
paranoyak olmuşsunuz:)
Heh bak geldi..Hahha:))
kendini zeki mi sanıyorsun.beni tanımadığın nasıl da ortada ben sizin gibi her yere maydanoz olmayı sevmiyorum okuyucu olmayı tercih ediyorum.bu drum burada olmadığımı göstermez.sizin kuyruk acınızı da ben geçiremem.
kız pilli bebek seni baya sevmeye başladım ben bilesin:)) thingden mi geçti sana bu teoriler yoksam..şunu söyleyeyim kararı sen ver..eğer benim eşim burda olsaydı..senin yada başkasının bana yazdıklarına karışmazdı ..hatta gülümserdi…al uğraş der geçerdi..ama bazı haddini bilmezlerin şahsıma ettiği küfürleri görseydi bu kadar seviyeli yaklaşmazdı…hatta olay buralardan çok dışarlara taşardı…gerisini hiç yazmayayım…olay hassas
@zi selem, sana binlerce kez selam olsun yavrum! (bu ifade benim sanal lugatımda kucaklama ifadesi gibi bişeydir, ilk etapta “yavrum falan, ne oluyoruz?” diyerek irkildi isen, fazla takılma) çünkü senin son ahkamında belirtmiş olduğun fikirleri de onbinlerce kez tutuyorum.bilginin oradan buradan toplanma ve üstüste birikip yığılma hadisesinde de muhtemel yan etkiler bir tür kokuşma devamında zararlı atık gazlar şeklinde tezahür edebilir, bu durum ister akşamdan ıslattığımız kuru fasulyenin sabaha kadar gazını saldığı suyu dökmeden yemek yapımında kullandığımızda olsun isterse de dünyanın gündemini ve geleceğini etkileyebilecek komplo teorileri ve yahut küresel ısınmaya karşı elektronik eşyalar kullanılarak düzenlenen farkındalık yaratma faaliyetleri olsun; bilgi doğru kullanılmadığı zaman, hatta doğru kaynaklardan oluşmadığı sürece, üstüne üstlük kulaktan kulağa aktarılagelirken bile insanlığa feci geri dönüşümler yaratabilir.bilgi, insanların üzerine atom bombası kılığında düşüp bir neslin ve sonrasının hayatlarını mahvedebilir. eşeklerin ayaklarını yerden kesebilir… öte yandan elektrikli sandalyeye bürünüp insanlığın yüz karası icadları arasında yerini alabilir. bir sabah bütün dünyayı şoke edecek bir ölüm makinesi halinde binalara çarpabilir… hayatları söndürebilir. utanç kaynağı olabilir. haklısın… puştun aklı sonradan da gelmez yerine. varsa yoksa ya işe yaramaz yahut hastalıklı bilgi üretmeye çalışır… etrafımızda ziyadesiyle mevcuttur: bilginin -e hali, -de hali, -den hali gibi, bilginin-ortaya karışık halidir bu… azami dikkat etmek elzemdir.fakat yine de araştırmaktan geri durmayan, birşeyleri doğru kaynaktan öğrendiğine emin olup, tartışıp paylaşmaya gönül koyanlara selam olsun! unutmadan, o körolası barmene de selam söyle!dipnot: parçayı dinlerken (belki merak edenleriniz olur diye bir kolaylık edeyim istedim) buyurun sözleri:Astronot 1: Hiç yaşlanmıyor gibi, değil mi?Astronot 2: HayırAstronot 1: Sanki insanın içinden…Astronot 2: Şarkı söyleme isteği mi uyandırıyor?Astronot 1: EvetDağları seviyorum,Berrak mavi gökyüzünü seviyorum,Büyük köprüleri seviyorum,Köpekbalıklarının uçmalarını seviyorum,Bütün dünyayı seviyorum,Ve bütün görüntü ve seslerini,Bum-di-yadda, bum-di-yaddaBum-di-yadda, bum-di-yaddaOkyanusları seviyorum,Kirli şeyleri seviyorum,Hızlı gitmeyi seviyorum,Mısır firavunlarını seviyorum,Bütün dünyayı seviyorum,Ve bütün çılgınlıklarını seviyorum,Bum-di-yadda, bum-di-yaddaBum-di-yadda, bum-di-yaddaHortumları seviyorum,Örümcekgilleri seviyorum,Sıcak mağmayı seviyorum,Koca mürekkep balıklarını seviyorum,Bütün dünyayı seviyorum,Ne muhteşem bir yer,Bum-di-yadda, bum-di-yaddaBum-di-yadda, bum-di-yaddaBum-di-yadda, bum-di-yaddaBum-di-yadda, bum-di-yaddaBum-di-yadda, bum-di-yaddaBum-di-yadda, bum-di-yadda’yavrum’ kelimesi artık ne demek istediğimi tam açıklıyordur, umarım 😉
”Sıcak mağmayı seviyorum,”Pilli Pati, hep ayaklarıma gelse ne yaparım diye düşünmüşümdür, bula bula 2-3 metrelik palyaçoların demir çubukla yürümelerini buldum..
sambaya piki.pilli ailesinden bayan patiye,yarım beyinli golyan balıklarını bilirsin ,aynen muaviye taraftarlarının “aliye selem söleyin muaviye taraftarlarının dişi deveye göz göre göre erkek deve diyecek yüzbin taraftarı var” deyişleri gibi bi durum söz konusu..beyinlerinin yarıları alınmış golyan balıklarının peşinden koşan sürü gibin.şimdi bu hadiseyi neye anlattım.tıpkı hafifistan da olup bitenleri hatırlattığı için elbette.burası da yarım beyinli liderlerin yönettiği hayristana benzemiyor mu???bunları bana tahsin yücelin “golyan devrimi” adlı öyküsü anımsattı.okumadınsa oku eylencelidir:)) pati,bana link mink verme anlamam bakmam ilgilenmem çabana yazık! bana yazdıkların ,öğrettiklerin hepsinden daha deyerlidir.neden dersen bura benim için bundan böyle veda iklimini hatırlatmaktan öteye gitmeyen bir mezbelelikten başka bişey deyil.hepimiz buhranlı insanlarız öksüzlüğün hissine kapılmama imkanımız var mı?lezzetlendikçe batan arı misali olma yolunda deyilim.benim ilacım buranın eczahanesinde yoktur..nimete bata bata kendimizi kurtarmaya çalışıyoz hepsi bu.
yavrum ne demiri ne çubuğu? mağma diyoruz mağma… parçada adamı izlemedin mi? özel kıyafetler içinde ve belli bir mesafede duruyor.@zi selem de ilacını arıyormuş, hepimiz arıyoruz.ayrıca ben linksiz yaşayamam. böyle bir sorunsalım var benim. kitap önerini not aldım. teşekkür ederim. ben de sana arıların kovan dizayn etme çabalarını okumanı salık vereceğim. sadece oraya buraya iğne batırarak yaşamazlar çünkü değil mi?bu konuyu bir araştırma yazısına dönüştürecektim. listemde mevcuttu fakat bir yorum halinde girmek nasip oldu. artık benden mi okumak istersin yoksa kitap önereyim mi? bilemiyorum. bilgiye karşı septik durumlarımız var ya hani, o bakımdan… anlarsın sen… 😉
link mink tıklamam arkadaşım demiştim..boşuna yorma kendini.senin fikriyatın linkleri aşmışta gelmiş dedik,beyenimizi ifade etmişiz daha ne, yularımızıda mı istiyosun arkadaş?don bu gömlek bu işte! arılara gelince;elbette senden okumak isterim lafı mı olur???gönlümü putlardan temizleyenin kölesi olurum paticik beyle biline.ama sultan harab eve girer mi bilemem.benle oyalanma istersen sen, matlubunu hoş bulmayabilir minik gönlün.benden sölemesi.
yavrum oyalanmak ne kelime? senin bloğa uğrayana kadar daha birkaç bloğa da yorum serpeledim ben bugün. için rahat olsun. ayrıca sana da iğnemi acıtmadan batırırım ben.not: tamam, yazıyı zaten yazacaktım. araştırma yapıyor idim. @avalianch tatilden dönesiye kadar yetiştirmem lazım zaten, kendisine sözüm var idi.unutmadan, evin saygı duyulası yanı haraplığındadır zati. yaşamışlığı, görmüşlüğü, hayatın içinde hayata karşı durmuşluğu, içindekileri ne pahasına olursa olsun korumuşluğu, pencerelerinden dışarı bakmışlığı yeter. sultan o eve girmez ise ayıp da sultanındır.
senden sıkıldım pati. piki diyemem.
eyvallah. çok şükür, kapısı kapalı bir eve, yüklenip zorla girecek kadar da puşt olmadık henüz!
eyv.densiz dengesiz haytayı sallama.
saolun eylül bahar.
Hafif’te yılın katkısı adayım: “kreş ekibi”! Deyimler sözlüğüme derhal ekliyorum. Ekip ak mıdır, ok mudur bilemem, ama hafif’teki “güç dengeleri” hep aynı, bildiğimiz gibi…Kendime en yakın zamanda yalakalık yapacak birkaç üye bulmalıyım! Kibirli ve ukala olanından seçmeliyim. 2009’a eksik girmemeliyim.(Kimse alınmasın, hafif’teki güç dengeleri böyle işliyor. Yaşasın kötülük!)