bir gece avrupa yakasından asya yakasına giderken bindiğim taksiciyle aramızda geçen sohbetin (mealen) dökümüdür:

(mushroom taksiye biner)

taksici:üşüdün galiba

mushroom: soğuk ya..

(bir sürü ıvır zıvır konudan sonra muhabbet acayip noktalara gelir)

t: geçen gün akmerkez’den müşteri aldık. yanlışlıkla otoparkın yoluna girmişiz. hop, güvenlikçi durdurdu “nasıl müşteri alırsın” hesabı.. “babanızın malı mı kardeşim, .mınıza korum” dedim. bu arada bayan müşterileri de sepetledim. lavuk bana silah gösterdi. “sok o silahı beline. bir tarafına sokarım” dedim. sonra ben de asıldım tabi. (taksici de silahını göstermiş)

m: harbi mi?

t: illa ki. sonra biz karakolluk olduk. benimkinin ruhsatının zamanı geçmiş. dedim “birader biz karadenizliyiz, hasmım var, düşmanım var..” baktım dinlemiyolar hemen telefonu çevirip memura uzattım.

m: kim ki telefondaki?

t: benim dayı. mesut yılmaz’ın koruma müdürü olur..tabii geri vites attılar..

m: rizelisin galiba?

t: yok trabzonluyuz.

m: hani mesut rizeli ya o hesap dediydim.

t: benim bu işlerde vukuatım çok. bacakta iki mermi bırakmışlığım var..

m: nası abi?

t: iki hanım müştei aldım. hava sıcak arkada oturuyolar. camlar açık gidiyoruz. yanımıza arabalı lavuğun biri yanaştı. “kaç para?” dedi.

m: hadi ya? bak pezevenge..

t: ben ilk başta anlamadım.. bi daha sordum. karıları gösterip “kaç para?” dedi. kafası mı iyidir papiklenmiş midir nedir.. her neyse. çaktım dalgayı buna “çek kenara” dedim

m: sen de teşkilat kurdun yani?

t: heralde.. neyse bu ibne çekti kenara gittim belimden silahı çıkardım. “az evvel ne dedin bi daha söyle” dedim. “ne demişim abi az evvel” dedi. “ulan bi daha söylesene..” dedim. hık mık derken sıktım iki tane bacaklarına. “al ulan ibne..” dedim. pezevenk miyiz lan biz?

m: e, abi?

t: sonra gittim aynen bakırköy karakoluna makineyi teslim ettim. böyle böyle dedim. sonra yine dayıyı aradım..

m: abi senin dayı da her türlü devreye giriyo yani.

t: tabi. “ne var ulan gene kerata” dedi. dedim abi böyle böyle.. “eve mi gidecen orada mı kalacan” dedi. “abi akşam karakolda kalayım diyorum..” dedim.

m: peki adam ne oldu?

t: lavuğu kaldırdılar hastaneye. masraflarını ödedik filan..

(gelinecek yere gelinmiş, üstelik bir süre de arabadan inmeden muhabbet edilmiştir. artık daha fazla durmanın anlamı yoktur. mushroom, parayı öder sıcak bir şekilde vedalaşıp ayrı yönlere doğru ilerlerler)