bildirgec.org

rakanishu

11 yıl önce üye olmuş, 6 yazı yazmış. 39 yorum yazmış.

uyku falan..

rakanishu | 19 March 2002 06:17

nasi uyunuyodu ya? en son ne zaman uyumu$tuk adam gibi? hatirlayan? lisede en son demi$tim $unu.. lise sondu. “saat 11 olmu$. yatiyim yarin erkek kalkicam…” o gundur daha adam gibi uyumadim. hep oturabildigim kadar oturdum sonra sabah uyanmaya cali$tim. boyle ne dersler kacirdim… $ansa falan uyandim. butun gun ruh gibi gezdim o gunden beri. uyumaya cali$inca da uyuyamaz oldum. bo$verdim odev falan. uyumak istedim. yattim. 1 saat falan tavanla kayna$tik.. sonra kalktim. yarari yok. gecen sene daha kotuydu. uyuycam sanirdim, 4-5 saat hayallerde gezerdim. uyudugumu bile du$lerdim.. gun i$igi gelince, saat 6da falan anca uykum gelirdi. bi anda.. sonra 2 saat falan uyuyup okula ko$uyodum… sahi ne oldu da unuttuk uyumayi? gene gune$ dogdu. gene uykum geldi bi anda.. artik uyuyamam. butun gun olu gezerim sonra.. boyle daha iyi.

paranoya part II: the secrets within!!

rakanishu | 28 December 2001 07:50

bitmiyor paranoya bitmiyor! yanlız yaşam nedir böyle kardeşim? sanki soğuk ev ya.. allah allah. kalorifer? aman allahım aşağıda kişisel cehennemini kurmuş kapıcı! ulan esiyo! allah allah.. salon niye soğuk? ben oraya hiç girmem ki? aa, pencere açık lan!?!? hassiktir.. adam girdi, pencereyi açtı içerde saklanıyo! aman allahım neden takarım ki kulaklıkları.. hı? o ne? balkonda mı ki? hmm.. yok. hı? o çıtırtı? ee, allaam buzdalabı olsun. dur şu bardaa kapiyim de kafasına vururum… allahım.. burda? yok… mutfak? temiz.. yok kimse.. ulan kim açtı peki? ah kubilay. kaşla göz arasında içerisi havasız diye açtın tabi pencereyi.. ama bilmezsin ki ben paranoyağım… tamam iyi niyet ama..

paranoya ve yalnızlık

rakanishu | 24 December 2001 04:53

yalnız yaşamak her ne kadar dilenilen bişey olsa da gerçekte benim gibi bir paranoyak için sinir sistemi yıpratgacı…

nitekim saat 3:15 civarı “bi banyo yapayımda sabaha oh pırıl, sonra zaten 3-4 saat uyku ve ardından ver elini anlamsız ders web programming” derken nasılda safmışım? banyoya girdim, ve sakin sakin gerekli hijyen seviyesine ulaşma çabamın bitmesini bekledim. bu işlem 10 dakika kadar sürdü. ama tam suyu kapadım içeriden “çaaat” diye bi ses. bitmek tükenmek bilmez bir süre sabit, üşüyerek sessizliği dinledim.. sonra bi tane daha.. bişeyler kırılıyo sanki. evde birisinin olduğuna o kadar eminim ki karşıma çıkınca kafasına vuracak bişeyler arıyorum. elime bi tahta ne idüğü belirsiz cisim aldım ve kapının arkasında buzlu banyo camından antreyi izleyerek bi yarım saat geçirdim. gözümdeki yarmış miyop ve astigmat karışımı hem düzgün görmemi engelliyor, hem de gözümün odaklanamaması nedeniyle devamlı büyüyüp küçülen bilimum cismi hareketli görüyorum. çıldırmak üzereyim. o kadar büyüttüm ki, artık kendimi direk saldırıya maruz kalmış biri gibi hissettim. ve gene o ses… korkudan nası bi çığlık attım bilmiyorum ve olduğum yerde sıçrayıp sonra da yere düştüm. oturdum ağladım bi süre.. gerginlikten çıldırmak üzereydim. artık ne olursa olsun diyerek banyodan çıktım. bütün odaları ve her köşeyi gezdim itinayla. pencereleri kapıları kontrol ettim. yok tabi hiçkimse. ve yatağımın yanına gelince çıkan ses. “çaaat“. bakakaldım. bişey diyemedim. yatağa saldıramazdım heralde. yani hıncımı ondan çıkarmak istedim bi an ama o kadar mantıksızdı ki öyle baktım yatağa. bi süre öyle durduktan sonra arkamı dönüp saatimi buldum. 4:25. 1 saat 10 dakika boyunca salak salak paranoyalarımla didiştim. neden girsinler ki evime. para yok, bişey yok. televizyon ve bilgisayar. o kadar. kendime sinirlendim.

yolda ansızın karşıma çıkan bilinç…

rakanishu | 01 October 2001 02:15

dün akşam eve doğru yürüyordum [fulya mahallesinde] ve önümde 12-13 yaşlarında 2 çocuk yürüyordu. arkalarından sakince ilerlerken birisi öbürüne dönüp “abi sermaye piyasaları çok karışıkmış ya…” dedi.

öbürü de bunu garipsemeden bir bakış attı ve “evet..” dedi. devam ettiler.. ben edemedim ama.. orada yığılıp kaldım. sabah buldular beni. [yalan tabi ama dumurdan eve ne zaman, nasıl vardığımı hatırlamıyorum…]

sevgili türkiyemde herkez ekonomi profesörü tabi…

bilgisayar, sinema ve merak…

rakanishu | 28 September 2001 15:17

yıllardır çeşitli filmleri izliyoruz. gerek star wars olsun gerek star trek olsun, çeşitli uzay filmlerini görüyoruz. hayatımızda yer eden bilgisayar olgusunu bu filmlerde de görüyoruz. ama bir eksiklik de hissetmiyo değiliz hani. [en azından ben ediyorum] nedir bu bilgisayarların sırrı?

başlıyalım star trek’den. koca bir gemi, çeşitli insanlar, ve bir amaç var filmler ve diziler boyu. bu amaca hizmet eden araç ise sevgili enterprise uzaygemimiz. kendisi ökeleb şekliyle, boynuyla, motorlarıyla, ışınlama ünitesiyle yıllarca beğenimizi kazanmış bir gemidir. gerek kaptanı körk, gerek tayfası vulcan gezegeni sakini mr. spack, doktor bey [neydi ki adı? zaman geçmiş üstlerinden…], ohara, [adını unuttuğum] derisi beyaz olan adam ve [gene adını unuttuğum] gözleri görmeyen ama aparatla gören adam olsun hepsinin az çok elinin altında kontrolü sağlayan bilgisayarları var elbet. hepsinin yıllarca ön kalkanlara güç ver olsun, silahları yükle olsun çeşitli komut ve istekleri başarı ile ve bu bilgisayarlar aracılığıyla yerine getirdiğini görmedik mi? görmez olur muyuz….