Kış günü yazılmış yaz meyvelerine özlem yazısı.Kışlık kavun olarak tabir edilen ,özellikle yılbaşı gecesi kavun yeme zevkinden mahrum olmak istemeyenlerin tavana astığı Kırkağaç kavunlarını bilmem ama ben kavunu özledim, kesmesi, zahmeti sırf zor geldigi için sevmedigim karpuzu bile özledim.(bir kavun içeceği subiya-sübye )
Çinde binlerce yıldır yetiştirilen kavun önce ülkemize ,sonra Avrupaya gitmiş olan bir meyve.Avrupa’da yaygınlaşması XIII. Charles tarafından Papa’nın sarayının bahçelerinde tesadüfen bulunması sonrasıdır.Fatih Sultan Mehmet’in de sevdigi tatlardan olan kavunun o dönem etli dolması yapılırmış( Evet kavunun ve elmanın etli dolması tüketilirmiş)Kavun şekerini topraktan aldıgı için küçükken alınması gerekir, büyük kavunun şeker oranı azalmıştır, karpuzun ise büyüğü makbul. Ailelerde vardır ya, karpuzu iyi seçen insanlar bellidir, özellikle onlara aldırılır.Zaten meyve ile aram yok kış meyveleri hiç içimi açmıyor, elma yemem mandalina ilk çıktıgında cazip gelir, muz agzıma koymam ee ne kaldı? Nar onu da yemeye üşeniyorum diyerek söylenecek her lafı hakettiğimi biliyorum .Hiç olmazsa erik, kiraz,kayısıdan atardım ağzıma ara sıra.
Kavun Fransa’da saklama kaplarında hava almadan dondurularak tüketiliyor. Donmuş kavunlar önce limon suyu ile buluşarak tabaklarda yerini alıyor.İtalya’da ise üzerine toz zencefil veya karabiber serpiliyor kavunun.İlk kez 18. yüzyılda bir askerin yiyerek begendigi ve ülkesi olan Fransa’ya getirerek ,Avrupa’lıların hayatına soktugu meyve olan çilek ,Fransa Büyükelçisi tarafından ülkemize dikilmiş. Buzlukta çilek saklama yöntemi: çilekler su çekmesin diye sapları ayıklanacak ve buzlu suda yıkanacak, kağıt havlu ile kurulandıktan sonra hava almayan bir kapta muhafaza edilecek( dondurucuda ömrü 1 yıl)Vişne her ne kadar tek başına tüketilmese de yazı hatırlatır, hayatımızda her mevsim reçel, meyve suyu, komposto olarak var olsa da, kendi varlığı başkadır.Arap mutfagında yemeklerde de kullanılan vişne 1904 yılında Çehov tarafından yazılan Vişne Bahçesi oyununda şöyle denir: ”Vişne hafif ekşidir, aynı aşk gibi ve hayat gibi. ..Ağzında sevdiğinle sevmediğin tüm tatlar birlikte kalır sonunda.Vişne bahçesinde ölümün içinden bile aşk geçer… Aşk, hayattayken yaşatır sana ölümün tadını. Buruk, vişne rengi, kaygan… Hiçbir yerine tutunamazsın. ” Çehov’un mezarının başında vişne agacı vardır.
Bu arada her ne kadar ayva yaz mevsimi olmasa da bu meyveli yazıda ben kendisi hakkında bir iki cümle kurayım. Ayva Antik çağda Sidonya Armudu olarak bilinerek ,içi balla doldurulur ve üzeri hamurla kapatılır öyle yenirdi.Kalorisi en düşük meyvelerden biri olan ayva, ayva gömmesinden ayva köftesine, ayva fışfışından Yahudi tatlısı olan Bimbriyoya kadar pek çok şekilde tüketilebilir.İyi geldi bunu yazmak, içim açıldı yaza gittim geldim. Bir kaç salkım üzüm, beş tane kiraz, bir şeftali, üç kayısı olsa fena mı olurdu şimdi bilgisayarın başında ıhlamur yerine.Kış meyve çeşitlerini az bulanlar, sevmeyenler kuru incir, kuru kayısı, pestil gibi besinler yesinler ve düz duvara tırmanma esprileri yapmasınlar. Kuru incirin içine ceviz iyi gider, kuru kayısının en iyi arkadaşı ise bademdir ona göre.
yorumlar
offffffffffffffnazo gelinnnnnnn yaktın beni.ne çok severim ben o karpuzu bilir misin:)şimdi öyle gömülürm ki o karpuzlara, ekranı yerim diye korktum birden.
belesprit, offf ya keyfimi bozma lütfen, hiçte duymadım öyle bir şey.
Nazo Gelin “can boğazdan gelir” ilkesine aşırı bağlı sanırım.
nazo, şimdi oldu mu canım kiraz istiyorrr
akonim benim de canım istedigi için yazdım zaten ben kıvranırken siz oturacaksınız öyle mi:D öğretmenim yıllarca canın bogazdan gelmesne karşı çıkıp az yediğim için saglık sorunları yaşadım artık aıkıllandım:Daz evvel köy narı yedim yok böyle birşey üşenmedim yedim
iş yerinde öğlen tatilinde bir arkadaşla dergileri karıştırıyoruz, “offf dedi şuna bakkkk” gösterdiği sayfaya başımı çevirmemle beraber, kıpppkırmızı bir karpuzu yerken çenesinden aşağı suları süzülen bir hatun resmiyle karşılaştım…aylardan ocak ve ben 4 aylık hamileyim…işte o andan sonra aklıma karpuzdan başka bişi gelmez oldu, yatıyorum karpuz kalkıyorum karpuz..ama ille de yerken çenemden suları süzülecek…karpuz diye diye öleceğim..eş dost seferber oldu yok yok yok…aradan 15-20 gün geçti bir duydum ki carrefoura karpuz gelmiş, sevinçten çıldırdım.Oldukça fahiş bir fiata o karpuz alındı eve geldi..Bıçağı daldırmamla birlikte kütürdeyerek ikiye yarılan karpuz da bir de ne göreyim; renk beyaza yakın pembe, ne tat ne tuz ne de de bir gram su !ömrümce yaşadığım en büyük hayal kırıklığıdır. allah kimseye göstermesin, evlerden ırak :))
köy narı zor mu yeniyor? afiyet olsun
ya nazooo.. bi off da benden..ama bu çok haince!!
akoni zor yenmiyor ben nar yemeye üşeniyorum diye öyle yazdım ama köy narı tadı muhteşem oldugu iin yedim
ay pardon nar resmi koyacaktım:
nara bak şimdi, aman ekşidir o kesin.
bilmem artkın:D
nar aşureye yakışır
narı yere düşürmeden yiyen cennetliktir, derdi babannem.
he ya
narı yemek zor lekesi çıkmıyormuş
bütün meyvelerin lekesi zor çıkar… biraz dikkat etmek gerekir. pazar da narın kesme ve ayıklamasını öğrenebilirsiniz..yemede büyük kolaylık sağlayacaktır:))
teşekkürler akoni pazara çıkmıyorum ama elbette birinden öğreniriz
oğlum çok dadandı nara bu ara
yesin bol bol iyidir
he ya
/
ortaya bir karışık hade bakem…
nar, güllaç tatlısına yakışır:))
aa evet
yazınız efendim
Aah ah.
okumayı beceriyorsunuz ya o da yeter, eminim içmekten başka marifetlerinizde vardır, degerinizi bilmemezlik etmeyiniz bence
dokunuşum labirentselini bilmem efendim cehaletime verin, alengirli laflardan zihnim bulanıyor zate yemişim kafayı kızın yazılı çalışmalarından , suyun kaldırma kuvveti neyin
inşallah 😀