Bazı insan yüzleri vardırTuhaf bir çekicilik taşırlar bakışlarında ,sadece bir defa görüp aklınızın bir köşesini kiralayacak yüzlerGözlerinde sonradan anlam verebildiğiniz bir ifade “beni unutmayı düşünme”Ve unutmazsınız..O yüzün üstünden zaman akıp gider, neler olup biter , yıllar tespih gibi dizilir birbiri ardınaUnutmak değil de, hiç ummadığınız anda hatırlarsınız..Garip bir sempati duyarsınız ömrünüzde ilk defa ve birkaç saniye gördüğünüz ve belki de bir daha hiç göremeyeceğiniz yanınızdan geçen ya da bir zamansızlığın pençesinde rastlaştığınız birine..Bu bana ömrümde 3 defa oldu.. Tahminimce 6 sene evveldi .Bir küçük çocuk görmüştüm.Bukle bukle kumral saçları iri ela gözleriyle gözlerimi alamadığım küçük bir oğlan.Duruşuna, mahçubiyetine acıma ve merhamet duygusu karışımı bir şeyler hissetmiştim.Üzülmüştüm dizi yırtılmayadurmuş bej rengi kadife pantolonuna.Neden olmasın,benimde ufakken oynarken düşmekten yırttığım pantolonlarım vardı,bunda bir acizlik aramak fazla mı duygusallıktı??Üzerinde koyu yeşil ve bej renkte baklava desenli kazak vardı ve kolları uzun gelen siyah bir mont.Yüzünü hiç unutmuyorum.Hani ağlayan çocuk var ya ondan çok daha güzel bir yüzü vardı bembeyaz pamuk gibi.Otobüs kalabalıktı koridordaki kalabalığın arasından,küçük bir boşluktan gözüme ilişmişti ve birbirimize öylece bakıyorduk.Gözleri buğuluydu,beni net görmeyecek kadar.Ağlamaya başladı,evet ağlıyordu ela gözleri,bir nehir boşalıyordu gözpınarlarından çenesine doğru.Donakalmıştım,o ağladıkça gözlerim büyüyordu.Niye ağlıyordu bu çocuk?O gün neye ve kime üzülmüştüm,kim hastalanmıştı,paramı nasıl denkleştiriyordum,neyi dert edinmiştim hepsi aklımdan firar edip o nehirde akıp gitti bilinmezlere doğru…Birden bende ağlamaya başladım.Zaten yağmurdan ötürü yüzüm ıslaktı kimse anlamıyordu..Ben ağlıyordum..Kimse şahit olmaz öyle kolay gözyaşlarıma.Zayıflık?? kastettiğim bu değil.Ne varsa içime atarım,hüznü uzun vadede yaşayamam,kara bulutları gökyüzümde barındırmam.O gün neşem yerinde olsaydı belki o ufaklığı gülümsetebilirdim.Ağlıyordum ve bana kocaman gözlerle, buruk bir ifadeyle bakıyordu .Ona baktıkça ağlamaya devam ettim,otobüs sallandı gözlerimizi birbirimizden hiç ayırmadık ufaklıkla.O an onu alıp sarasım geldi.Hep yanımda olmasını istedim,öyle ağlıyordu ki velet,öyle içime süzüldü ki…Otobüs durağa geldi arka kapı açıldı ve ufaklık son kez bana baktı,alt dudağı sarkmıştı zorla gülümsemeye çalıştı ama yapamadı ve o karmaşık suretlerin arasından kaybolup gitti..Neden bu kadar içimde yer etti ,neden bu kadar acıdım ,merhametle sarıp kucaklamak istedim “merak etme ben varım” demek istedim ufaklığa bilmiyordum.Onu bir daha göremeyecek olmak kendimi kötü hissetmeme sebep oluyordu.Kimi kimsesi var mıydı acaba,zor durumda mıydı ve neden ağlıyordu?.Aç mıydı,mutlu muydu ve şimdi neredeydi?….Hiç kimse umurumda değildi,gözyaşlarımı yağmur damlacıklarından ayırt eden hiçbir ebleh bakış umurumda değildi.Küçük kardeşimi bir daha göremeyecektim,ötesi berisi var mıydı?Aradan 6 sene geçti ,bundan 3-4 hafta evveldi. Uzun zamandır kendime vakit ayıramıyordum .Bir şekilde evden kendimi attım,keyfim yoktu,her şey üst üste gelmişti ve gitmek bilmiyordu.Yine birisi hastaydı,yine ve yine hatta yine…Kulağımda ipod kulaklığı yine je n’oublie rien dinliyordum.Yağmur bastırdı,buna hazırlıksızdım işte.Pardon,buna DA hazırlıksızdım.Ne yapacağımı düşünüp ederken yukarıdaki gazete bayisini gördüm ve o yönde koşmaya başladım birisinin şemsiyesi kafama isabet etti ve canım yandı söylendim,kimmiş diye arkamı döndüm sonra vazgeçtim.Önümdeki su birikintisine ayağım girdi ve sırılsıklam oldu.”Yeter artık” diyecek oldum sustum ve ağlamaya başladım.Deli gibi ağlıyordum,çocuk gibi,ne vardı büyütecek alt tarafı su dolu çukura ayağım girmişti.Dolu olan bendim…Bayiye girdim,bir şey alacakmış gibi o küçücük dar alanda döndüm durdum,hala ağlıyordum.Etrafa boş boş bakmaya başladım,koşuşturan insanlar,sıkıntılar,yağmur,içimi eriten çello..yanımda olmasını istediğim kimse yoktu.Biliyordum yanımda olacaklarını,ama istemiyordum.”Ben bu değilim ki” dedim sesli bir şekilde.Bir anda bakışlarım yukarıdaki durakta siyah polarının kapşonunu arkaya atan ve bana bakan küçüğe yöneldi.Durağın camı yağmurdan sırılsıklamdı ve göremiyordum bana bakanın kim olduğunu.Eğer tanıdık biriyse iki saat neden ağlıyorsun muhabeti yapacak gücüm var mıydı,bir çırpıda kelime oyunlarıyla sıyrılabilir miydim ısrarlardan,kafamın içinde bu sorular dönüp durmaya başlamıştı..Duraktan çıktı ıslanmak pahasına da olsa.Gördüğüme inanamadım.Yanılıyor muydum yoksa bu o muydu??Hayatımdaki mucizelere inanmayan çok insan var,mucizenin var oluşun ta kendisi olduğunu unutan..Bakakaldım..Yıllar evvel karşılıklı ağlaştığımız o çocuk tam karşımda duruyordu.O yüzü nerede olsa tanırdım.Bembeyaz yüzünde ela iri gözler saçları aynı bukle bukle kumral biraz daha uzun,yüzünde ne bir leke ne bir iz.Kısacık boyuyla karşımda duruyordu.Ben yine ağlıyordum ve o ufaklık yine uzaktan bana bakıyordu,inanılır gibi değildi.Bu sefer de keman iyice deşmişti içimi,gülmek istedim yapamadım ağlayışlarım durmadı.Sevinçtendi bu sefer ağlamam,bu tesadüfün yaşattığı beşeri duygular ..Anladım..Anladım..