Ne zaman hiç bilmediğiniz bir yere ilk kez gidiyor olsanız, ne zaman tanımadığınız bir insan grubunun içine girseniz yabancı hissederseniz kendinizi. Bu biraz da nasıl bir yere kimlerin arasına gittiğinizi bilmemekten kaynaklı bir gerginlik yaratır insanda. Ortamı ve insanları tanımaya çalışırsınız. Bakışlardan, gözlerden, tavırlardan yakınlık duyduklarınız olur.Bir şehrin kapısından ilk kez girdiğinizde sokaklarına, insanlarına, mimarisine ya da doğal güzelliklerine odaklanırsınız. Ya seversiniz ya sevmezsiniz.Bir eve ilk kez misafir olarak girdiğinizde eşyalara, dekorasyona, renklere ve ev sahibinin misafirperverliğine bakarsınız. Ya beğenirsiniz ya beğenmezsiniz.Ben de hafifin kapısına kadar geldim. Günlerce izledim, inceledim. İçeriden gelen seslere kulak kabarttım. Kavga gürültü de duydum şakalaşma gülüşme sesi de. Nasıl bir yer burası derken işaret parmağım basıverdi zile, kapıda kalmayayım diye.Bazı şeylerin yenisi makbul olsa da dostluğun ve üyeliğin eskisi makbul bilirim. Bu nedenle henüz yerini yadırgayan bir misafir modundayken ısınabilmek için ilk yazımı yazıverdim.Ben hoş geldim.Umarım iyi ve hoş şeyler bulurum.Yeni üye olmak askerde çömez, üniversitede cik olmak gibi bir şey olsa daBir ilk bahar günü tam da ağaçlar çiçeğe durduğundaBadem çağlası gibi taptaze bir merhabayla geldim.Merhaba!!!