bildirgec.org

merhaba hakkında tüm yazılar

baba oldum

taha3045 | 21 May 2011 15:30

Nisan ayında dünyaya geldi Mina bebek keşke daha önce gelseymiş dediğimde annesi bu kadar sevilesi bir şey olduğunu bilsem daha fazla karnımda taşımayı isterdim diyor.Karnında bebek taşımanın nasıl bir his olduğunu bilemediğimden yorum yapamıyorum.

Nasıl becerikli oluyor yeni doğmuş bebek milleti, hemen tutunacak bir dal buldukları yetmiyormuş gibi, dünyaya gelir gelmez nasıl bir beceriyle karnını doyurmaya çalışıyor, akıllara zarar.

MERHABA!

lavinya76 | 16 March 2010 10:36

Ne zaman hiç bilmediğiniz bir yere ilk kez gidiyor olsanız, ne zaman tanımadığınız bir insan grubunun içine girseniz yabancı hissederseniz kendinizi. Bu biraz da nasıl bir yere kimlerin arasına gittiğinizi bilmemekten kaynaklı bir gerginlik yaratır insanda. Ortamı ve insanları tanımaya çalışırsınız. Bakışlardan, gözlerden, tavırlardan yakınlık duyduklarınız olur.

Bir şehrin kapısından ilk kez girdiğinizde sokaklarına, insanlarına, mimarisine ya da doğal güzelliklerine odaklanırsınız. Ya seversiniz ya sevmezsiniz.

aRRoGaNTe ve Uçan Kaz

aRRoGaNTe HoMbRe | 24 July 2008 13:55

Ben işe gidip gelirken, (evet, şaşırdınız belki ama benim bir işim var. boş gezenin boş kalfası değilim. hoş kalfası olsam onun da en iyisi olurum o da ayrı) deniz yolunu da kullanıyorum. Tamam karayolundan da bir parça tadıyorum. Ama var mı denizyolusu gibi ha sorarım size. (-denizyolusu? -evet, yanlış kullanım fakat sence de hoş bir tınısı yok mu? -var. -varım diy.. -sigigit).

Kadıköy’den kalkan motorlar var. Bir de Maya Dağ’dan kalkan kazlar. Ben motorları tercih ediyorum. Kazlar sorun yaratıyor genelde. O Nils denen ibişe özeniyorum bazen. Ne de güzel yolculuk ediyor kaz üstünde. (-kaz üstünde ha. o zaman bazen bilet alırken, oradaki görevliye uyarıda bulunmak gerekebilir. tercih eden olur, etmeyen olur. -nası yani? -şey gibi işte, ‘motor üstü olmasın’ uyarısı gibi. ben kaz üstü gitmem mesela, hayatta gitmem. gitmem de gitmem. rica ederim ısrar etme.) Çoğunlukla da motorun üst bölümünde oturup, Uykusuz ya da Penguen dergimi püfür püfür esen rüzgar eşliğinde, zevkle okuyarak yolculuk ediyorum . Rüzgarın efil efil estiği zamanlar da oluyor. O zaman ona bir merhabamı eksik etmiyorum tabi. Neyse efenim, bu motorların bazı seferlerinde motor, direk bir güzargaha gidip dönmek yerine, önce Karaköy’e sonra Eminönü’ye uğrayıp dönüyor. Ben de dergi ile haşır neşir olduğum ve dur şurayı da okuyayım, şu bölümü de bitireyim, hem bak sayfa bitmek üzere derken en son inenlerden biri oluyorum Karaköy’de ve zaman zaman koşa koşa inmek zorunda kalıyorum. Kimse kalmamış oluyor etrafımda inmeye çalışan, inmek için hareketlenen.

merhaba

shane | 05 April 2008 16:00

pillinetwork’te sinema konusunda bir eksiklik yaşandığının farkındaydık. bir sinema sitesi açmanın zamanı gelmişti de geçiyordu bile. nihayet bir zaman bulup sinema sitemizi aydınlık ve renkli bir tasarım eşliğinde hayata geçirebildik. dileriz beğenirsiniz.

burada sinema ile ilgili aklınıza ne gelirse yazıp çizebilirsiniz. vizyona girecek filmler, eski filmler, her tür film eleştirisi, oyuncu profilleri, sinema haberleri, film dedikoduları, film hataları,… hepsine yer var.

film kaçırmamak için elinden geleni ardına koymayanların sitesi sinepil.org’a, konu sinema olunca illa ki söyleyecek bir şeyi olan herkesi bekliyoruz.

MERHABA

osmanziya | 16 March 2008 20:10

Merhaba,

Baba rahatına bak demek, bazan maraba diyorlar fakat ben araba maraba anlamam, merhaba, merhaba demektir. Arapça sözcüğün anlamı, rehavette ol, rahat bulun şöyle arkasına yaslanın olmalı.

Bundan sonra kendimi tanıtabilirim.
Önce insanım, sonra Türküm ve en
sonunda Müslümanım. Yazılarım sözde
ağır isede yer bakımından hafifdir, bir iki
sahifeyi geçmez.

İşiM yöntembilim’in reklamını ve propagandasını
yapmak ve bu iş içinde insanları ve insanbilimi
kullanırım. Kulun diline ve düşüncesine köle
olmamak için başka ne yapabilirim ki ?

Bende Geldim!

suzani | 17 August 2007 18:12

Merhaba arkadaşlar ben sitenize yeni üye oldum.Tesadüfe bakın bugün 17 ağustos sabah ilk aklıma gelen 8 yıl önce bugün Gölcük’te yaşadıklarım oldu.Biz kurtulduk ama yıkılan binamızın enkazında kalan onlarca komşumuz vardı.Korkunç bir manzaraydı ve en acısıda hiçbirşey yapamıyor olmamızdı.Daha güzel yazılarda buluşmak üzere Hoşça kalın.

ORİJİNAL DEMOKRASİ

SCAR TISSUE | 10 July 2007 13:39

orijinal demokrasi
orijinal demokrasi

Radikal gazetesinin ‘Orijinal Demokrasi’ adlı yeni reklam filmini gece gece gözüme taktım ve gözüm “tv ekranına dön” der gibi oldu. Bir an kendimi AB Shapper reklamlarında yer alan abilerin ( hani Beyaz’ın bir tiplemesi vardıya Johny White ona benzer abiler 🙂 vaadlerini dinler gibi oldum. “”Yanında bu da bizden””, “”30 gün içinde iade etme hakkına sahipsiniz.”” vs.
Reklamdaki Orijinal Demokrasinin keşke hiç iade edilmese düşüncesi içinde olmasını isterdim. Pek ala zorlu bir dağa tırmanmak gibi zor bu durum.
Reklam filmi, temanın çok basit bir fikirle sunularak binlerce şey anlatmasınıda çok güzel vurgulamış.