Mem u Zin ( Mem ve Zin) Ehmede Xani tarafından 17. yüzyılda yazılmış bir aşk destanıdır. Saf aşkın kötülüğün elinde oyuncak olduğu binlerce aşk hikayesinden biridir. Eser Kürtçe yazılmıştır.” Ben bu kitabı diğer Kürt aydınları gibi Farsça ya da Arapça yazmıyorum. Kendi dilimle yazıyorum ki daha sonra çıkıp da sizin diliniz yok, sizin edebiyatınız yok demesinler. ”
Ancak filme alındığı dönemde türkçeye çevrilmiştir. Filmin müzikleri tatlı tatlı yüreğe akan bir deredir. O dere ki yazın sıcağında Hasankeyf kıyısında oturup ayağını suya salan bir çocuğun yüzüne vuran serinliktir. Mazlum Çimen tarafından hazırlanmıştır. Film Musa Anter’in o tatlı sesiyle başlar.” Ey gül!Gerçi sen de nazeninsin,sen nerde, Zin’in yüzünün rengi nerde? ”
Nevroz gecesi ateşler yanar Kürt ellerinde. Delikanlılarla eteği uçuşan dilberler ellerinde meşaleler kutlamalara katılır. O zaman cinler Hasankeyf eteklerinde mağaralarda bir araya gelip gecenin güzellerini bellerler. O yıl cinlerin güzelleri Mem ile Zin seçilir. Cinlerin şahı deyin hele Mem Zin’i, Zin Mem’i bilir mi diye sorar. Cinler hayır deyince, öyle edin ki yüzüklerini birbirine versinler, versinler de sonradan birbirini bulsunlar der.Mem ile kardeşi Tajdin nevroz gecesi kadın kıyafetleri giyip dağlardan aşağı inerler, inerler ki yüreklerini o dağlardaki iki periye, iki güzeller güzeline ellerindeki yüzükle bıraksınlar. Siti ile Zin o gece allı pullu dağlardan aşağı inerler, inerler ki yüreklerini iki civana, iki yiğitler yiğidine ellerindeki yüzükle bıraksınlar.O geceden sonra bu dört aşık yemelerden içmelerden kesilir. Siti ile Zin’in evinden bir elçi dağlara geleceği görene gider. Geleceği gören ona bir şifacı kılığında gezmesini, aşk hastalığından yanan iki delikanlıyı aramasını söyler. Elçi kılık değiştirir aşktan eriyen delikanlıları aramaya çıkar.Tajdin ile Mem elçiyi görünce kalplerine gün doğar. Elçi onlardan kızların yüzüklerini ister. Tajdin çıkarır verir. Mem ise bu yüzük cananımdan tek yadigarı canımı vereyim yüzüğü alma der. Elçiden gelen haberle kız isteme telaşı başlar. Ancak gelenek aynı evden aynı anda iki damat vermeye engeldir. Mem Tajdin büyüğümdür hak onundur der.Tajdin kalp çarpıntısı ile eli kınalı, saçı pullu gelini Siti’yi alır. Evlerinin önünde içi şeker ve bozuk para dolu testi kırılır. Kırılır ki evlerine bereket, bolluk dolsun. Davullarla zurnalarla murada ererler.Tüm bunlar olurken Beko her şeyi takip eder. Beko Botan Bey’i Zeyniddin’in yardımcısıdır. Siti ile Zin de Botan Bey’inin kız kardeşleridir. Beko Botan Bey’ine sürekli Tajdin hoş değildir. Siti’ye yazık olmuştur der. Bey Beko’nun fitnesini bilir aldırmaz. Ama Beko içi kara olandır. Kötülüğü sevendir. Bey’e Tajdin Zin’i Mem’e söz verdi, senin yerinde gözün var der. Bey bir yemin eder. Botan elinden kimse Zin’e yar olmayacak der.Mem ile Bey arasında bir satranç yarışması düzenlenir. Mem kazanmak üzeredir. Beko yılandır. Bilir ki Zin Mem’in aklını başından alandır. Zin’i görsün diye Mem’in yerini değiştir. Mem turnuvayı kaybeder.Mem ile Zin yakalanmasın diye bir gece Tajdin kendi evini yakar. Yakar ki Bey konaktan çıksın, Mem de kaçsın. Ama Beko izin vermez. Beko özü şeytan olandır.Beko hiçbir fırsatı kaçırmaz. Mem’i takibe alır. Görüştüklerini bilir. Öyle bir plan yapar ki Bey onlara bir arada yakalar. Mem zindanlık olur. Zin yüreği eline düşmüş, eli titrek olandır. Zin ağzı olan dili olmayandır. Zin Bey’in önünde ölse de sesini çıkaramayandır. Mem kendinden geçmiş olandır. Aşkından aklına hastalık girendir. Mem ölse de Zin’in hayalinin varlığı ile gam yemeyecek olandır.Mem zindanda Zin yatakta, çaresiz geçer günler. Beko fitneyi, yalanı hep taze tutar. Mem için savaşacak olanlar vardır. Beko öyle ederki Bey her dediğine güvenir. Mem için savaş isteyenlere Zin’i Mem’e vereceğiz der, der ki Beko Mem’e zehir versin.Siti çığlıklarla, ter içinde Tajdin’in bebeğini doğururken Zin çığlıklar, ter içinde zindanında soğuk taşlarının üzerinde Mem’ine ağlamaktadır.Mem’e analar, bacılar ağıt yakarken Zin ipek saçlarını, gül yüzünü Dicle’nin sularına bırakır.Mem ile Zin yan yana mezarlara gömülür.Rivayet odur ki iki mezar taşının arasında kara bir diken çıkar, mezar taşlarına sarılır. O Beko’dur.Mem Dicle’yle konuşuyor…yoksa sen de benim gibi deli misin?senin için hiçbir karar kılmak yokgaliba senin de gönlünde bir yar varher an senin de hatırına ne gelir?ki böyle Cizre’ nin yanı başında coşuyorsun?eğer bu şehirse senin sevgilinişte elde etmişsin arzunuher zaman koynundadır bu konaklarkollarını dolamışsın gerdanınahala Allah’ tan korkmuyorsun daher gün binlerce şükretmiyorsun dabunca feryat figan ediyorsunartık ne murat istiyorsun?…Zin mum ile konuşuyor…benim gönlümden başıma vuran alevşiddetli rüzgara hükmedergerçi geceleri uyanıksın senama sabahtan akşama da uykudasınakşamdan şafağa,günden geceyehep yanarım ben
Film için buraya;http://video.google.com/videoplay?docid=-641819119354128366&ei=5A9aScjtHZOoiALm79jMCw&q=mem+u+zin&hl=en&dur=3Siti’nin kınası için buraya;http://video.eksenim.mynet.com/kaniolcay/MEM_U_ZIN/257632/Ana tema için buraya;http://www.yasaktube.net/video+ara.php?tag=mem+u+zin&type=tagBaşka bir şarkı için buraya;http://www.yasaktube.net/video+izle.php?tag=mem+u+zin&type=tag&video_id=j7mnEiGOVv0Film afişi için buraya;http://www.sinematurk.com/film.php?action=goToFilmPage&filmid=5032&filmad=Mem-%FC%20ZinBlog resmi için buraya;http://www.kurdistan.nu/dk-yazilar/weneyen_arif/mem_u_zin.jpgnot 1: şiirlerin çevirisi için ekşi sözlükten yararlanıldınot 2: yazarın önsözdeki alıntısının çevirisi için bu siteden yaralanıldı
yorumlar
Güzel bir hatırlatma olmuş. Kürt edebiyatına şimdiye dek göstermediğimiz özeni bundan sonra göstermeye vesile olur umarım. Elinize sağlık.
Sevgili mansonilized teşekkür ettim güzel yazı için..**Kürt edebiyatının babası olarak(modern manada) kabul edilen ve kürtlerin en büyük öğretmeni olarak adlandırılan Ahmedê Xanî’nin şüphesiz en tartışmalı ve ünlü eseri Mem û Zîn dir..İşin aslı Mem ve Zin bir aşk destanı değildir.H.Mem ve Jan Dost’un bu konuda güzel analizleri var.Meraklıları yararlanabilir bu yazarlardan.Ahmedê Xanî eski bir kürt destanı olan Memê Alan’ı alıp farklı bir formatla önümüze serdi.Ve kimisi buna ilahi aşk dedi,kimisi gerçek aşk dedi,kimisi eser sadece aşkı anlatıyor dedi..Oysa A.Xanî sadece bir araç olarak kullandı bu eseri.Eserde anlattıkları şeyler “bir toplumun nasıl yok edilebilir oluşuna,bir milletin nasıl yönetililmesi gerektiğine ve Kürt milletinin yaşamsal toplumsal sorunlarında dair aşkın metaforsal halidir”..Beko karakteri tipik ve sinsi devlet mantık eksenlidir..Her karakterin bir resmi ve temsil etitği kurum eserde gizlice işlenmiştir..Ayrıca dikkat edilmesi gereken diğer bir noktada bu eserin “olgunlar” için yazıldığıdır.Ahmedê Xanî “Nûbîhara Biçukan” adlı eserinide küçüklerin eğitimi için yazdı.Mem-Zin de yetişkin eğitimi içindir.Eserde Descartes tarzı akılcılığı ve Hegel’den bağımsız-bihaber olarak tez/antitez yöntemini kullanmıştır..
” Ben bu kitabı diğer Kürt aydınları gibi Farsça ya da Arapça yazmıyorum. Kendi dilimle yazıyorum ki daha sonra çıkıp da sizin diliniz yok, sizin edebiyatınız yok demesinler. ”ne yazik ki bazi “cumhuriyet” savciları kurtce icin 30 kelimeden olusan dil olur mu demislerdir:)ve kurt sanik da kuslar bile o kadar kelime kullanir demis.bir milletin dilini yasaklamak 1990 larda yasakti,o dil konusana kelime basına 5 kurus ceza vermek 1930 larda ,ne yazık ki kurtleri asimile etmeye calısmısız, ve haleda utanmadan bu politikalari savunanlar var,pes artık
bu ne lan saftirik ?
öncelikle vakit ayırıp okuyanlara kallavi bir teşekkür.akabinde oozabi;yazının altında da belirttiğim gibi takıldığın cümle link verdiğim sitedeki çeviriden hareketle iliştirildi yazıya.benim elverişsiz kürtçem ancak yazıyı yazmadan önce filmi kürtçe olarak izleyip çatpat yazıya aktarmama yetti. keşke kitabı orjinal dilinde okuyup anlayabilseydim diyebiliyorum.bijweng;ek bilgiler için teşekkürler.
ben genellikle şarkı sözlerini yanlış anlayanlardanım. Mezlum Çimen’in “Feryad-ı İsyanım” şarkısındaki “mem nelere gark olmadı zinin ateşi için” dizesini “ben nelere gark olmadım senin ateşin için” diye anlamışım. sonra şarkı sözünü farkettim fakat bişey anlamadım. Genelinde aşk efsanelerinin konu edildiğini bildiğimden, bu da ne diye araştırmaya koyuldum bu efsaneyi öğrendimdi. Yazmaya yeltendim fekat Manson önce davranmış.sayende filmi de öğrenmiş oldum, teşekkürler.
Ben bunu Ağrı’yı tanıtan , kürt destanlarını anlatan bir kitapta okumuştum çocukken…çok güzeldi…iyi ki yazmışsınız, hatırladım mutlu oldum.
yazan kürt mü?
Evet Kürt. 17.yy kürt edebiyatınında en büyük yaratıcısı 13 maddelik eğitim manifestosu ile en büyük Kürt öğretmenidir..
OK.
Yazıyı paylaşan (mansonılızed) Kürt mü?
iki aşık arasına giren kara çalı, kara diken hep işlenegelmiş motiflerdendir. mezarlarında bile vuslat yok aşıklara ister kürt isterse ne olursa olsun.bi de en iyi kürt ölü kürt derler haksızlık yaa… zihniyete bakın hele
kimsirli:)
hımm..
İşte biz bunun kıymetini bilmeliyiz. Bunca milleti bir arada tutan bu topraklardan bu hikayeler bizim için.Arkanı dönme kardeşim, elimi bırakma. Aynı karından peyda olduk, unutma.Tebrik ederim. Çok güzel bir yazı:)
Yazı güzel ama 17. yy’a kadar ne nane yemişler?
kuru nane yemişler:)
Mem u Zin Hisar’da nefis bir performans olarak sergilenmişti, filmi de görüle…
Sende farkındaysan sorunun uslubu pek hoş değil..**Kürtlerde yazılı anlamda edebiyat malesef çok ileriye gidemiyor bunun sebebi de yaşam şartlarından kaynaklı.(sık yer değiştirmeler,diaspora,iç göçler,diaspora vs.)..19.yy da özellikle Rus kurdologların çalışmaları bize yön göstermiştir.Kraliçe Katerina Çarlık Rusya Bilimler Akademisi için “bütün diller,n karşılaştırılmalı sözlüğü”nu oluşturma emri vermişt..Alexander Jaba 1855’te Erzurum konsolosluğuna atanması ile yaptığı çalışmalar ve kendisinin belirlediği “8” özel edebiyatçısı mühim bir başlangıç sayılabilir..Bunları yanılmıyorsam “klasik kürt edebiyatından seçmeler” adlı eserinde dile getirmişti.Bunlar1)Eli Heriri2)Melayê Ciziri3)Feqiyê Teyra4)Melayê Bati5)Ahmedê Xani6)İsmail Bayezid7)Şerefxan8)Murat Xan..A.Jaba’dan sonrada yapılan çalışmalar var.Asıl köklere bu zamanlarda ulaşılmıştır.Mesela 820 yılında “El Dinewari” vardır..Yine 935 yılında doğup 1019 da ölen Baba Tahire Hamedani çok önemli bir şahıstır..(1860 yılında Edward Fitzgerald tarafından 260 dörtlükten oluşan “baba tahir divanı” yayınlanmıştır)..Yine 10.yy da yaşamış Ali Teremoxi adlı kürt yazarda var.Eserleri arasında; Yakut gerdanlık,Yaşam gerçekten rüyaymiş var..İlk kürt şairdir diyenlerde vardır..Yine 12.yy da Abdussamed Babek en etkili kürt edebi kişiliğidir..17.yy gelmeden önce ise Melayê Ciziri, Melayê Batê ve Feqiyê Teyra efsaneleri vardı.Bunlar halen kürt edebiyatının yapı taşlarıdır..Yok mu daha ilerisi dersen; Avesta kitabını öneririm sana..Ve daha nice nane yiyiciler..
neden sebep soruldu ki?
bijweng katkıların için teşekkürler.
mansonun karayiplerde doğmuş mogadişulu bir fransız olduğunu biliyorum ben.
Yazıyı yazan arkadaş Kürt mü, Türk mü, eşcinsel mi..Nelerin içinde yaşıyoruz yaw, ne cahiliz, ne ilkeliz, millet 50 tane ırk ın içinde problemsiz yaşıyor, biz daha düşünmekten aciziz..Utanıyorum..Kısaca Sananeeee..
belki iyi bir sebeple sormuştur diye ben hala yanıt bekliyorum.
yanıtlamıyorum ben ne olur ne olmaz, kendimi sağlama alayım. niyete göre basın danışmanın açıklama yapacak.
Ya bu hep böylemi sürecek hep birileri sagı duyarken birileri karşımı çıkacak ben hep dön de bir Osmanlıya bak orda kaç din kaç ırk beraber 700 yıl yaşamış diye örnekmi göstereceğim. Birilieri rahatlayacaksa be kürdüm. Kürtmüsün diye negatif düşüncede soru soranlar henüz kürtlüğün ne olduğunu bilmiyot olmamlılar hatta kesinlikle bilmiyorlarçünkü kürt olduğu için suçlanılmak mantıksızlık. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve gurur duyuyorum. Kürt = Pkk olmadığını öğrenmeleri için daha ne kadar cümle sarfedilmesi gerekiyor. Yada zamanında bunlar kürt doğulu diye unutulup, yolun, suyun, eğitimin, sağlığın millenium çağında gitmeye başladığı, kurtuluş savaşlarında bile yalnız başlarına mücadele edenleri bu hale düşürenlerin torunlarımı bunlar. Biraz Nihat Genç’ i takip edin derim.Yazık çok yazık …
belki kötü niyetle sormamıştır yav. herkes dellendi. bi sakin olalım.
bu satırlara karşın merak edilmiş olabilir, ne var bunda yav..bkn: yaban ellerde memleketlisini görmenin sevinciyle çığıran türk…
ne alaka ? !!!!ayrıca bence normal bir soruya benzemiyor
fatihcee bence sen fazla duyarlı davranmışsın. her koşulda anlamsız bir soru olsa da sert bir tepkiyi hak ettiğini sanmıyorum – en azından neden sorulduğunu öğrenmeden.
peki eyvallah:)
Manson Japon olduğunu söle millet rahat rahat yazsın cigerim.Zinhar beni çok bilgilendirdiniz .Pir rindi.
valla kökenimi söylemeye çekinirim ben bu ülkede. tehlikeli.
muhabbet edin diye sordum.
şu saatten sonra aklı olan niyetini belli etmez zati.
17. yy Öncesi kürt edebiyatı diye bir şey yoktur, kendini akadlara-sümerlere yamamaya çalışalara önemle duyurulur…
senin gibi düşünenlerinde modası geçti..önemsizce duyurayım bende..
Hadi canım, ciddi misin?
Dilin ne önemi var; anlamdaki sadeliğe ve inceliğe bak
yahudi toplumunda soy anneden geciyor. diger tolumlarda ise soy babadan gecer. peki nedir bu soy?milliyet kavramı ne zaman olustu?. evrim olgusunu ne kadar biliyoruz. dil canlı bir yapı gibi hareket ediyorsa evrimlesmis olabilir mi?(evrimi maymundan insana hızlı bir degisim olarak dusunen arkadaslar var burada eminim. onlara bedava arog bileti dagıtıyoruz…bu tartısmaya girmesinler zira hic acımam kabuklu yiyecek fırlatırım onlara)ve 700 yıllık bir imparatorluk ardından gercekten hala saf ırkların olduguna inanan “saf” arkadaslar var mı -dunya uzerinde degil belki ama- “hafif” icinde?
hımmm
sol ayak 5. tarak kemiğime kramp girdi. buklet çok fena kızacak. şu an sekreterinin yaptığı kafein deposu kahvesini yudumluyor olabilir.
sen kimi veriyon kardeş mahkemeye?
kendini verecek zaar avanak .git kendini bi yerden at boşa oksijen tüketiyorsun ……………………………………………………..
hey allam yallebbim. sen bizi ve aklımızı koru.
senin rızan için oruç tuttumbeni ailemi ve inananları koru…
mahkeme celbim kimden geldiyse onu herhalde
amin. el-Fatiha.
beni şahit yazsınlar ya. tuzlu fıstıkla ankara gazozu da aldım.herşey çok güsel olcek.
“yahudi toplumunda soy anneden geciyor. diger tolumlarda ise soy babadan gecer. peki nedir bu soy?milliyet kavramı ne zaman olustu?. evrim olgusunu ne kadar biliyoruz. dil canlı bir yapı gibi hareket ediyorsa evrimlesmis olabilir mi?(evrimi maymundan insana hızlı bir degisim olarak dusunen arkadaslar var burada eminim. onlara bedava arog bileti dagıtıyoruz…bu tartısmaya girmesinler zira hic acımam kabuklu yiyecek fırlatırım onlara)ve 700 yıllık bir imparatorluk ardından gercekten hala saf ırkların olduguna inanan “saf” arkadaslar var mı -dunya uzerinde degil belki ama- “hafif” icinde?”dedim ve ekliyorum; burası ingiltere degil japonya hic degil, ırk ayrımı yapan insanların yabancı oyununa geldigi bir garip toprak parcası. kurt, turk, laz, cerkez ayrımı yapan insanlardan bahsediyorum. cunku ustunden koca islam ve fars kulturu gecmis bu enkazın icinden kırıntılar toplayıp ondan asil kanlar yaratma hayalleri hastalık izleri tasıyor kanımca. yada amerikan cıkarlarına tam baglılık diyelim ki herkes gorsun kimin bizden olmadıgını, kimin hain oldugunu…(ey milliyetci turk ve ayrılıkcı kurt sana lafım)..bu arada basit arastırmalarla edinebileceginiz bilgiler var o da milliyet kavramı yaratıp ugruna adam olduren gruplar (her iki taraf icin de soyluyorum) amerika tarafından desteklendiler.. Uyan eyy cahil halkım uyan ve kendine gel…
Selamlar,Birkaç ek bilgi vermek istiyorum;Mem ile Zin’in mezarları Şırnak’ın Cizre ilçesindedir.Dramatik bir şekilde Beko’nun mezarı da Mem ile Zin’in mezarlarının tam arasındadır. Mezarlar birkaç yıl önce en son gördüğümde baya bakımsız durumdaydı, ama restore edilmesinden bahsediliyordu. Umarım doğrudur. Ayrıca Beko ismi (muhtemelen Bekir isminin “ibo” şeklinde söylenişidir) Kürtçe’de (enazından Cizre yöresinde) fitneci, fesatçı anlamlarında sıfatlaşmıştır.Yazan arkadaşın eline sağlık.
ben duydum sevdalım.
ne aşktı ama
hatta şöyle derlermiş eskiden, dön bakayım kuruğun var mı
“kuyruğun”
kürtten olsa evliya sokma avluya der babam. babam da kürttür bu arada.
kızıyorum böyle lafları duydukça…
…
Bu toprakların dillenmemiş unutulmuş destanlarını aşklarını bir gün okullarda da görmek dileğiyle…. büyüyen çocukların kardeşliği yani halkların kardeşliği birbirlerinin acılarına sevinçlerine destanlarına sahip çıkmasıyla var olur. Bu topraklarda kardeşlik sadece havaalanlarına tabela asmakla olmaz. Cahit Zarifoğlu nun dediği gibi;kardeşim dedimacılarıma da kardeş olur musun?
…
Bilgi için teşekkürlerafrican mango satışafrican mangoafrika mangosuafrika mangoafrika mangosu hapı
Bilgi için teşekkürlerArmineeşarpArmine eşarpaker eşarpaker