Babacığım;Sen o sarışın Alman kadının peşine takılıp gideli tam 8 yıl geçti. Artık saçma sapan hediyeler gönderme diye yazıyorum bu mektubu. Çünkü gönderdiğin elbiselere sığamayacak kadar büyüdüm baba.Sen son halimi hatırladığından ne kadar büyüdüğümü tahmin edemiyor olabilirsin ama ben sensiz bir zamanı tükettiğimi duvarlara attığım çentiklerden biliyorum. Önceleri eğlenceli gelmişti bir filmde görmüştüm bunu. Ama duvarda tek çizgilik yer kalmadığından beri canım hiçbir yeri çizmek falan istemiyor.Annemi sormazsın ama yine de merak edersen iyi ya da iyi gibi davranıyor. Babama mektup yazacağım dediğimde karşı çıkmasa da senden yine bir cevap gelmeyeceğini bildiğinden umutsuzca baktı mutfak camından dışarı.Her gün işe gidip geliyor. Birlikte çalıştığınız muayenehaneyi kapatalı çok oldu. Şimdi özel bir hastaneyle çalışıyor. Hem daha çok zaman ayırıyor bana hem de sanırım böyle daha iyi kazanıyor. Evlenmedi henüz. Ha bir ara o da bir adamla beraberdi. Siyah, kıvırcık saçlı, mavi gözlü, dev gibi bir adam. Hiç sevmemiştim onu. Arada bir bize gelip yemek yiyordu. Bazen annemle beni sinemaya falan götürüyordu. Sahil yolunda üçümüz bisiklete de bindik bir keresinde. Ama çok mavi bakıyordu ısınmadım hiç.
Senin sarı saçlı mavi gözlü çocukların oldu mu o kadına benzeyen? Küçük küçük sarı sarı hatta belki çilli oğlanlar ve kızlar. Belki de çocuk istemediniz. Burada da bir kızın olduğunu nasıl unutuyorsun baba?Dedem, annemle karşılaşmamak için Türkiye ye gelmediğini düşünüyor. Annem bir şey söylemedi bu konuda ama gelip gelmemen çok umurunda değildir bence. Seni bir tek ben umursuyorum, sen beni hiç düşünmüyor musun?Birkaç resmin de olmasa unutacağım yüzünü. Ne kadar değiştin kim bilir. Yaşlandın mı? Saçların hala simsiyah mı yoksa? Annem hala çok güzel. O kadın seni üzüyor mu baba? Annemle kalsaydın annem seni hiç üzmezdi. Hep soruyorum nasıl tanıştınız, nasıl evlendiniz diye üşenmeden anlatıyor. Anlatırken gözü biraz doluyor ama sonra ağlamıyor.
Neyse babacığım inşallah bu mektubuma cevap yazarsın. Yazmasan da bari hiçbir işime yaramayan elbiseleri gönderip durma. Annem hepsini kapıcının kızına veriyor ziyan olmasın diye. Bir de oyuncak bebek de gönderme istersen artık pek öyle şeylerle oynamıyorum. O kadına benzeyen sarışın mavi gözlü çocukların varsa onlara al sen o elbiseleri. Biliyor musun ben mavi gözlü insanları hiç sevmiyorum artık.
yorumlar
çok güzeldi gerçekten
lavinya, lütfen bir daha bu kadar güzel hüzünlü mektup yazma, kendime pay çikardigim noktalar var, hüzünlendirdin beni
çok dokunaklı bir mektup yazmışsın. ben de hüzünlendim…
mavi gözlü biri olarak bir an kendimi sevmemem mi gerektiğini düşündüm ben de:) çok içten yazılmış bir mektuptu kutlarım lavinya
sorması ayıp belki ama yaşanmış bir hikaye midir diye de merak ettim doğrusu. sürçülisan ise affola:)
ben de bir mavi gözlü olarak kendime pay çıkardım doğrusu,uzun süre beni sevenleri ihmal ettim…
diye bir soru hatırlıyorum okudum kitapların birinden… hiç şüphesiz seni içten ve karşılıksız sevenler olmalı… inşallah hepimiz bu doğru kişilerin değerlerini biliriz,çok geç olmadan…tebrik ederim,çok hoş bir yazı olmuş…
bu yazım üç gün onay bekledikten sonra bugün yayınlanmış. ümidi tamamen kesmiştim aslında.merri, suiza, jafar beğenmenize sevindim ve sevgili marconi ve sınjob umarım alınmadınız üstünüze. aslında pskioanaliz edilirse annemin ve babamın seçtiği kişilerin mavi gözlü olmasından kaynaklanan bir önyargıdan öte bir şey değil:)
marconi, 15 yaşındayken babama yazdığım ama göndermekten vazgeçtiğim gerçek bir mektuptur.
sinjob, gerçekten bizi içten ve candan sevenlerle mutlu oluruz bence de… temennilerin ve ahkamın çok memnun etti beni. umarım herkes için öyle olur.
aranızda mavi gözlü olan başka kimseler varsa lütfen alınmasın ama ben hala korkuyorum mavi gözlülerden:))
acı hayat hikayeleri iyi yazarlar yetiştirirmiş. yaşanmış olmasına üzülsem de kalemine katkısı açısından seni besleyen bir unsur olmuş sanırım. burnumun direği sızladı. çünkü önce ahkamlara sonra yazıya baktım.tebrikler…
yaşanmış olmasına üzüldüm ben de ama zaten yaşanmış olduğu o kadar belliydiki yazdığın sözlerden. bence artık mavi gözlülerden korkma büyümüşsün en azından:))
bu arada toplum tarfından yaratılmış bir hurafe vardır mavi gözlülerle ilgili. mavi gözlülerin başkalarına nazarı çok değermiş ama kimsenin nazarı mavi gözlülere değmezmiş diye. o yüzden belki mavi gözlülerden genelde çekinen bir toplum var bizde. ben bu yüzden çok çekmişimdir. bir tek sen değilsin yani mavi gözlü sevmeyen:))
mavi gözlü dev minnacık bir kadını sevdi…
Bana da çok dokundu hikaye, anneler babaları eve getirmek için çocuklarını bir silah gibi kullanırlar bazen, çocuk babaya olan sevgisini yaşayamadan küçükcük yaşında, kendine ait olmayan dolmuş cümleleri sarfetmeye başlar..Dolmuş bir çocuk olarak en buna üzülüyorum..Yani, Allah ın verdiği bir mavi gözden çok daha acı gerçekler var..
kahvekokusu teşekkür ederim beğenin önemliydi benim için.keşke ne bunlar yaşansa ne de yaşanan acılar güzel hikayelere dönüşseydi:(
mavi gözüde, maviyide çok severüm .
Mavi göze rimel ne yakışır..
mucizemsin sanırım mavi göz size nazım hikmeti anımsattı. ne güzel:)pillibebekkuyuda seni de etkiledi yani yazım:) çok şükürannem ve babam arasındaki durumda hiç bir zaman koz olmadım babama karşı çünkü o zaten seçimini yapıp gitmişti:(yıllar içinde insan olgunlaşıyor ama ne olursa olsun anılarıyla birlikte çocuğunu da unutmak isteyen babamı hiç affetmedim. belki bu yüzdendir dolmuşluğum. tabii senin de benzer bir hikayen var mı bilmiyorum ama ben bu anlamda çok yıpranmış bir çocukluk yaşadım.
harlemsaray siz sevin tabii mavi gözle derdi olan benim. ancak bana hala komik gelen her ikisinin yani hem annemin hem babamın mavi gözlülere aşık olmasıydı:)
marconi bu hurafeleri duymamıştım ama kinime kin katmama faydası oldu yani sağol:))
sende ol anla! haha:-)
Benim benzer bir hikayem var tabi Lavinya, senin gibi mektup yazar, en altına ”bunlar benim fikirlerim değil” diye not düşerdim..
piillibebekkuyuda benzer hikayen olmasına üzüldüm. anne babalar kendine yeni bir hayat tasarlarken olan hep çocuklara oluyor sanırım. senin fikrin daha güzelmiş ama ben mektubun sonuna bunlar benim fikrim değil desem babam, annesi öğretmiş derdi sanırım:))
Yani demek istediğim, çocuklar ne olursa olsun, babalarını pek kaybetmek istemezler..
haklısın kesinlikle. o yüzden belki aşk uğruna çekip giden baba daha bir acıtıyor insanın içini
yok ya üstüme alınmadım,genellediğin gibi olsam bile,bu yazıyı okuduktan sonra değişirdim mutlaka… bu yazıyı okuması gereken çok kişi var bence… İnşallah hepsine ulaşır ne diyeyim başka…
evvela bu güzel yazıdan dolayı kutlarım lavincim. yaşadıkların son derece üzücü şeylermiş. allah sabır versin. dramatik bir hikaye ama bence de pek çok ana babaya ve anne baba olmaya hazırlanlara ders olsun bu yazı. hatta okullarda okutulsun:)
ancaaaak koza dedeni küstürmüşsün bak tutmamış bu yazınıben sana dedim adam senin reytingine çalışıyor ama dinlemedin ki yazmayında yazmayın kozayla viyola dedin başka şey demedin:)koza tutmamış bari ben tutayım
bu arada da değiştir şu imzanı be yavrum. kozalak bulundu sen hala yırtınıyorsun ben koza değilim diye:))
sınjob iyi niyetin ve güzel dileklerin için teşekkürler. viyolansit dedem de eksik kalsın:)
yok viyolacı ben hala ben koza değilim diye yırtınmıyorum ki göbeğime muska yazdırmamak konusunda verdiğim söz için değiştirmiyorum:)))
lavinya değiştir o imzayı. sen değiştirmedikçe şeytan etrafımızda dolaşıyor. onun yerine besmele yaz gelemez o zaman:)