bildirgec.org

mektup hakkında tüm yazılar

BENİ KURTARIR MISIN?

oyuncuhandan | 10 August 2011 08:59

Şimdi ne kadar yalvarsam sana boş. En iyisi içimdeki yalnızlığı paylaşayım. Tarif edeyim senin için.

İlk gün hiç birşey değişmemiş gibiydi. Herşey aynı gidiyordu. Sabah kalkışım aynı, kahvaltım aynı, haberler aynı. Sokağa çıktım. İşe kadar yürüdüm hergün gibi. Hatta hergünden daha güzeldi. Göğüs kafesime çöreklenmiş olan ağırlık yoktu. Ne zamandır alamadığım kadar derin bir nefes aldım, göğsüm acımadı. İçeme dolan nefesin huzur dolu olduğunu düşündüm.

İkinci gün ilk günü aratmayacak kadar güzeldi. Güneş parlıyordu, sokaklar cıvıl cıvıldı, insanlar hiç olmadıkları kadar dost görünüyorlardı. Herkesle konuşabiliyordum.

üç nokta

astral | 08 October 2010 09:36

”-Rengarenk Tılsıma Küçük Not: Herşey için teşekkür ederim, güzel gözlerin, bakışların, ilgin, saygın, anlayışın, dostluğun, sohbetin ve cümlemin sonuna üç nokta koyduğum bölümler için…” demiştim.

‘Üç nokta koyduğum bölümler ne demek?’ dedin bana. Öğrenmek isteyen öğrencinin aşka bulanmış haliyle, sempatik ve ışıltılı…

Anlatalım o zaman, üç noktanın mahiyetini…

Üç nokta zamanın aktığı andan itibaren farklıdır, güzellik…

Çoğu saklanılması gereken sözlerin olduğu mekanda kullanılmak içindi. Mektupta havadan sudan haberler vardı. Olanlardan bahsedilirdi, etraftakilerden bahsedilirdi. Oysa bahsedilemeyenler vardı, bahsedemedikleri vardı.

Bu sana son sesleniş!

witamin | 30 July 2010 13:20

Sevgilim…
Halle anlatamadığımı dille anlatmaya çalışıp; dille de anlatamadığımı elle anlatmaya çalışıyorum şuan.Bu defa da olmazsa bir dahaki sefere neyle anlatırım Allah bilir.

Senin de bildiğin( bazen unuttuğun) üzere yarın doğum günüm.Kaç yaşına gireceğimi bilmek ister misin? Kadınların yaşı sorulmaz dediğini duyabiliyorum.Görünüşe aldanıp evlenme tarihimizi “daha genciz” diyerek yine ileriki bir zamana ertelemeyesin diye sen sormadan söyleyeyim ben : 40 . Evet tam kırk. Bunu sana neden söylediğimi ileriki paragraflarda daha iyi anlayacaksın.Bu yüzden okumaya devam et hayatım…

bilgisayar başında (ÜCRETSİZ) ptt yolu ile mektup göndermek

testerman | 21 June 2010 10:41

Teknolojinin ilerlerdiği, günümüzde eski alışkanlıklarımızdan vazgeçmelere başladık. Internette gezerken gözüme takılan bir site hakkında bilgi vermeden geçmek, duruma oldukça duyarsız kalmak olacaktır.

Son 1 yıl içinde hiç bir kimseye PTT yolu ile MEKTUP gönderdiniz mi? diye bir sorun kendinize. Peki asker de mektubun daha önemli olduğunu askerliğini yapmış arkadaşlar bilecektir. İşte bu alışkanlığımı bilgisayar başından kalkmadan yada mektuptu zarftı gibi seçeneklere düşmeden yapabildiğimiz bir site var desem ve bunu elektronik posta ile değilde PTT yolu ile asker yakınlarına ve askerlere ulaştıryor desem oldukça ilginizi çekecektir. Hatta mektubun yanında resimde göndermek o kadar tatlı olmuş ki, kıymetinden yenmeyecek seviyede.

yazıl-amayan mektup

astral | 21 May 2010 13:31

Bu sabah istemese de ruhsuz halini oynamaya devam ederek çıktı evden. Oysa baş ucuna bir not, belki kısa bir mektup yazmayı düşündü. İçinde olanları…

Belki söylemediklerini ya da çok az söylediklerini; öyle az ki; yok sayılanları hatta…

Bir öpücük niyetine birkaç satır yazmak istedi, o uyurken, uykusunun huzurlu kokusu tüm evi doldurmuşken; belki bu kadar duygusal olmak istemedi, belki nedenini hiç bilemedi.

Ama yazmadı.

Ayak uçlarına basarak çıktı kapıdan. O an çekip gitmenin ne kolay olduğunu düşündü. Hayatından ya da hayatlardan çıkıp gitmenin ne kolay olduğunu.

Annelerin en güzeline hediyen hazır mı?

Lorilleux | 05 May 2010 09:51

Annelerin en güzeline sürprizin hazır mı?
Annelerin en güzeline sürprizin hazır mı?

Vestel, bu sene anneler günü dolayısıyla düzenlediği “Annelerin en güzeline sürprizin hazır mı?”adlı yarışmasıyla, annesine anneler gününde unutulmaz bir hediye armağan etmek isteyenleri yarışmaya davet ediyor.
Yarışmayı kazanmak için yapmanız gereken tek şey, annenize karşı duyduğunuz sevgiyi en içten ve sıcak duygularınızla yazıya dökmek. Mektubunuzu siteye yükledikten sonra yazınız site ziyaretçilerinin oylamasına sunulacak. Kazanan mektup Anneler Günü olan 9 Mayıs tarihinde Hürriye gazetesinde tam sayfa yayımlanacaktır.
www.bumektupanneme.com
Linke tıklayarak yarışmaya katılabilirsiniz.

G-Mail Mektuplaşmaya Yeniden Can Veriyor

Rule07 | 07 April 2010 11:28

Syracuse Üniversitesi’nin Endüstriyel Tasarım bölümünden Rahul Mahtani ve Yofred Moik, harika bir konsept tasarladı. Bu tasarımlarına göre, artık G-Mail üzerinden bilgisayar ortamında yazdığınız mektubu istediğiniz adrese rahatlıkla gönderebileceksiniz. Bu yeni tasarımlarının adı Google Envelopes!

Fikir su an sadece tasarım aşamasında fakat gerçekleştirilebilirse muktuplaşmada yeni bir çağ başlamış olacak.

Tasarıma göre, yukarıda da görebileceğiniz gibi normal G-Mail posta sisteminde ‘Send E-Mail’ kutusunun yanında ‘Send Envelope’ seçeneği de olacak ve bu seçenek sayesinde ek bir ücret karşılığında mektubunuzu istediğiniz adrese postalatabileceksiniz.

mavi gözlü insanları sevmiyorum

lavinya76 | 22 March 2010 12:56

Babacığım;

Sen o sarışın Alman kadının peşine takılıp gideli tam 8 yıl geçti. Artık saçma sapan hediyeler gönderme diye yazıyorum bu mektubu. Çünkü gönderdiğin elbiselere sığamayacak kadar büyüdüm baba.

Sen son halimi hatırladığından ne kadar büyüdüğümü tahmin edemiyor olabilirsin ama ben sensiz bir zamanı tükettiğimi duvarlara attığım çentiklerden biliyorum. Önceleri eğlenceli gelmişti bir filmde görmüştüm bunu. Ama duvarda tek çizgilik yer kalmadığından beri canım hiçbir yeri çizmek falan istemiyor.

OTURUP KENDİME BİR MEKTUP YAZDIM

sonbahar kizili | 09 March 2010 11:42

Yıldızsız bir geceydi… Yalnızdım, üşüyordum. Dışarıda deli bir rüzgâr, yüreğimde hüzün vardı. Hasretinin en dayanılmaz olduğu yerde, istemeden gitti ellerim eski resimlerine… Saatlerce baktım her birine… Ne güzel gülümsüyordun ne güzel, ayrılmayacaktık sanki günün birinde…
Çekip o resimlerden çıkardım seni
Duruldu birden gülümsemen.
Olsun gelmiştin ya bana… İşte ellerin, işte gözlerin… Yanımdaydın.
Nerelerdeydin, dedim yıllardır neredeydin?
Hiçbir şey söylemedin.
Bir mektup da mı yazamazdın? Öyle çok bekledim ki…
Üzüldün, yere eğdin başını. Tekrar gittin fotoğrafların arasına, tozlu albüm sayfalarına… Ve yeniden gülümsedin bana…
Biliyor musun? Kimse bana mektup yazmadı… Hep ben yazdım, hep ben yolladım cevabı gelmeyen mektupları.
Ve o gece sevgilim farklı bir şey yaptım.
Oturup kendime bir mektup yazdım.
Dışarıda yağmur başlamıştı. Şemsiyesiz çıktım sokaklara… Avarece dolaştım kentin ıslak kaldırımlarında… Uzak bir yerlerde en çok sevdiğim şarkı çalıyordu.
Hiç yürümedik seninle şöyle yağmurda,
Hiç ıslanmadık birlikte…
El ele tutuşup koşmadık mesela, yetişmek için kalkmakta olan bir vapura…
Denize taş atmadık, martılara simit vermedik.
Bir kış günü vapur güvertesinde bir bardak sıcak çay içmedik..
Kırlarda çiçek toplamadık hatta…
Hatta hiç çiçek vermedin sen bana.
Ne çok şey varmış yaşanmamış, her şey yaşanıp bitti sandığımızda.
Koşa koşa gittim köşedeki çiçekçiye… Gül istiyorum, dedim “kırmızı gül”.
Çiçekçi gülerek baktı suratıma, “ıslanmışsınız” dedi “hayrola”?
Belki de deli sandı beni. Kim gelirdi ki akşamın dokuzunda, bu yağmurda bir tek gül için ona…
Biliyor musun? Kimse çiçek vermedi bana…
Ve ben o gece farklı bir şey yaptım. Kendime kırmızı bir gül aldım. Sonra okşadım ve öptüm onu
Ve o gece
Ben o çiçeği
Sen vermişsin gibi defalarca kokladım… Senin yerine bastım bağrıma… O çiçekle uyudum sabaha kadar
Ve sabah uyanıp farklı bir şey yaptım.
Hep başkalarına yazmıştım şimdiye dek
İlk defa kendime bir şiir yazdım…