…Kar yağıyor sevgilim. Ümitsizliğimizin kışını yaşıyoruz. Ayrı evlerde, ayrı pencerelerden, ayrı hayatlara bakıyoruz sessizce. Aklımızda birbirimizin eksik hayatları… Paramparça geçmişimize dönüp bakıyoruz, sonra. Görmek istediğimiz resmi bir türlü göremeyip siliyoruz aklımızdaki kırıntıları… Yağan kar tanelerine karışırcasına her bir parçası değişik yönlere dağılırken resmin prematüre doğmuşluğuna kahrediyoruz.Kar yağıyor sevgilim. Havada asılı kalan hayaller değiyor yüzümüze, gözümüze. Hiçbirinin elle tutulur bir yanı kalmamış, lime lime dökülüyorlar, dokundukça üzerimize…bu bir pilli patisözüdür!
yorumlar
”Yağan kar tanelerine karışırcasına her bir parçası değişik yönlere dağılırken resmin prematüre doğmuşluğuna kahrediyoruz.”Yakaladım cümleyi..
Nefesimi verirken teni sararmış odanın ahşap duvarlarına, al karanlık gölge’nin sesini fılsıldıyorum kulaklarıma. Kimsin sen? “uzun zamandır yaşıyorum…”Sarı gecenin dişil bedenleri esaretlerini bağırıyorlardı paslı yatağın soğuk tellerine. Geçmişlerine gelecek arayanlar attıkları her adıma sonunu unutacakları yalAnlar uyduruyorlardı. Şu düşen yaprak, yavrusunu açlığına boğan gri kedi, sokağın sol kolundaki hatmi çiçekleri, pamuktan mendilini gözyaşlarıyla nemleyen “zavallı” kadın…Kimler haberli?Düşünden uyanan kaç gerçekle sendeledi sessizliğiniz?
Ve dokununca ıslatmaz yanaklarını her yağmur..Asıl üşüten sıcak gözyaşlarıdır benliği..Ve soğuk olan ona dokunmayan sevgilinin, sıcak elleri..
Senden bunu aldım PİLLİPATİ ve izninle şunları ekliyorum:her bir kar tanesini melekler getirir, bilirim.Senden gelen bir hediye gibi…Başımı kaldırır,gökyüzüne bakarım.düşen kar tanelerinin çizdiği yolda,Seni görmeye çalışırım.Sen ,yüzüme,gözüme,ve sana açılan ellerime düşersin.Her bir taneni kucaklarım.Dudaklarıma değersin.Ben sana doyamadan,erir gidersin.Gözyaşı olursun bende,hayaline dalar, kalırım..
Kar ilk yağdığında tüm çirkinlikleri örter, fakat sonrasında daha beter bir çamur olur etraf.. karlar düşer düşer ağlarım der nilüfer nedense çok dokunur bana bu şarkı, aynı bu yazı gibi …
KAR,çocukluğumuzun neşesi,kışı özleme sebebimizdi,18 lere degin,ne vakit büyüdük,karlar düştü saçlara,hüzüne ve kedere gömüldük.Ağlar olduk kar tanelerinin bir çırpıda eriyip yok oluşunu izlerken gidenlere,gidipte dönmeyenlere…
kar yagmasını istedim şu an
kar yağıyor zaten…ve kar taneleri gibi kupleler
herşey düğüm
off patii offf…
”kış başlıyor sevgilim, hoşşnutsuzluğumun kışı başlıyor..”yalnız bir opera’yı yeniden okuyor gibi oldum.
Her yazının bir video klibi olmalı. Sözler ancak ses ve görüntü ile tamamlanıyor. Yazı da son video klip eşliğinde tam uydu. Fin’li sanırım bu şarkıcı. Çok büyülü ve mistik bir faunus gibi gelir Finlandiya hep bana.
evet @anthro, Lau Nau Finlandiyalı.
muzlu süt sıcak nasıl oluyor hiç duymadım biz soguk içerük… Kar yagsa keşke diyesim geldi
Yanında eticin, endırsınla birlikte çok güzel gider sıcak muzlu süt. Camın dışında da kar varsa bi de.
kar izlerken kitap okumak ve kahve içmek hayali bilem güzel
ahh bi de kıymalı tarhana çorbası !
kahve ve battaniye de iyi gider.
bizde var gelin odun sobası. kestane de almayı unutmayın.
odun sobası olmazsa olmaz …. kıymalı tarhana içelim üzerine kestane ve çay kedi gibi mayışayım bende gece acıkırsak sandviç yirik
ya nazo,acayip iştah kabartıyorsun,yazıların ve yorumlarının genel sonucunda iş gudu ya dayanıyo ,kaç kilosun kuzum?:))
Korkarım çıtı pıtı bi hatun çıkcek:))
Sevdalım aynı kanaatte değil,gabi yanıldım,nazonun suskunluğudan anamalıydım,sorumu geri aldım nazo,sallaaa:))
empty konulu iyi bir fotoğraf çalışması. cam kenarı düşünceleri de cabası!
ayrı evlerden aynı yürekle yağmayan karın hayalini kuran sevgililere atfettim bende.yazının her yanı beni datmin etti. elcağızlarına sağlık.ya da yüreğine mi demeliydim:)))
şey, yürek kelimesi şu sıralar irrite ediyor, biliyorsun.