aslında hiç yazasım yok..şimdi sorsanız yaşayasım bile yok zaten..ama kahrolası kalbim durmak için tanırın emrini bekliyor.isyankarım evet..bütün dünyaya lanet şarkıları dilimde..küçük asi bir kadının yalnızca kendi kulaklarına değen sesiyle..bu dünyanın bir acil çıkış kapısı olmalı.ahmağım işte, alnımda yazan bu! hatta avuç içimde de bu yazıyor olmalı.kimbilir baksanız belki de heryerimde.oysa dünya böyle yanlışlıkları bünyesinde izole etmiyor..bir yanlışım kim bilir nelere bedel.artık yoruldum, erik dallarının en ince dallarına tırmanabilen o küçük kız bendim değil mi? bendimi yırtıcı kuşlar kemirdi.çoçukluğumu hatırlamalıyım, beni ancak çoçukluğumdaki korkusuzluğum kurtarabilir.ama şimdi korkuyorum..bir şehrin en ıssız köşesine fırlatılmaktan korkuyorum.ben güçsüz biriyim belki de.belki de katatonik vaziyette, bir odada geçirmeliyim ömrümü, insanlardan, hayattan uzakta depresyonumun dibini süpürmeliyim.kendime kızgınım. ne fayda.yapılmayacak bir hata yaptım.şimdi hayattan karşılığını beklemekten başka birşey yok elimde..ama lütfen bu kez sol yanağım olmasın.birisi olsun, birisi bana desin ki, sen yürümesen de taşıyacağım ben seni, gittiğin her yere götüreceğim, o zaman kendiliğinden açılacak bu kötürüm bacaklarım..onun yanında koşacağım.ama düşlerim bana, üç boy fazla. bu dünya gerçekten bana göre değil..lütfen acil kapısını gösterin.cehenneme inecek olsada gideceğim…büyük bir yangında, tek seferde yanmayı yeğlerim.