bildirgec.org

sıkıntı hakkında tüm yazılar

Yunan müziğinin getirdikleri…

bithikotsis | 05 April 2011 14:54

yunan müziği
yunan müziği

Evet spesifik bir konuya değiniyoruz bu yazımızda bugün. Müzik ve insana getirdikleri…ruh halini düzenleyen ama kabartan ama dindiren bir olgu müzik.

Dünyada onlarca tür müzik var. Hepsinin insanlara ifade ettiği farklı şeyler, hitap ettiği farklı duygular…

buzuki
buzuki

Toprak damlı evimiz…

admin | 15 March 2011 17:06

Yazları ayrı, kışları ayrı güzel olan ve cennet köşelerini aratmayacak şekilde her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen köyümüzün en çok özlediğim yanı, yaz sabahının serinliğidir.

Toprak damlı evimizin ön tarafındaki bahçe bölümünün bir kısmını babam dinlenmek amacıyla düzenlemişti. Etrafını çiçek ve sarmaşıklarla bezediği kamelyanın içine, ağaçtan yapılma sediri de koymuş güzelce halı yastıklarla döşeyerek kendine yalandan bir saray inşa etmişti. İşlerden arta kalan zaman burada değerlendirilirdi. Evin arka ve yan tarafında sebze bahçesi ile meyve ağaçları vardı. Taze toplanmış domatesin tadını unutmuyorum. Hele erik ağaçlarını, bir de can eriği ise dibinden ayrılasım gelmezdi.

Bir Teknik Serviszedenin Ruh Hali

sinjob | 30 December 2010 17:19

Yetkili servis diyince akla çile geliyor artık. Elektronik ürün şanstır derlerdi artık teknik servis de şans oldu.

Çok beğenerek ve isteyerek bir ürün alırsınız.Hatta pahalı olmasına aldırış etmezsiniz ama bir de bakarsınız bozuluvermiş. Neyse dersiniz nasıl olsa garantisi var ama öyle kolayı yoook!!!Öncelikle bulunduğunuz bölgede teknik servis var mı? Eğer İstanbul ya da Ankara’da yaşamıyorsanız öyle her teknik servisi bulamazsınız yakınınızda. İzmir’deyim ama İzmir’i saymadım çünkü Asus gibi bir markanın teknik servisi yok İzmir’de.

Yalnızlık

ventola | 20 December 2010 13:37

İnsan bilir yalnızlığını, yalnızlığının farkındadır. Nereye kadar gizleyecek ki… Gizlemesi daha kötü ya, bastırmış olur. Kendini sinemaya, içkiye, sigaraya, bir şeylere vurup ne kadar kaçabilecek ki… Daha da büyüyecektir içinde acısı. İnsan yalnızdır. İlişki içinde bile yalnızdır, bütünleşemez. Sevgilisi, aşkı sadece ebediyen çekip çıkarıyorsa o zaman bir şey diyemem, ama ne kadar mümkün bu? Oluyor mu? Yoksa kendini kaptırdığı en sürükleyici ilişkisine rağmen yalnızlığın acısını iliklerine kadar hissediyor mu? Bir gün yine yalnız kalacağı düşüncesi ya da bir gün yalnız kalması gerçekten… O zaman nasıl bir yalandır bu; bu sözde bütünleşme, sözde aşk dediği o ilişki ne yüzeysel bir şeydir. Ah ah bu nasıl bir aptallık!?

Yalnızlık var, insan farkında. Ama nedir bu yalnızlık, insan için neden acı ve korkutucudur? Eğer mutluluk olarak görülürse tabi ki mutluluktur yalnızlık. İnsan için her şey bakış açısıyla şekillenir. Elbette bakış açısını ayarlamak çok da kolay olmuyor; ama bu, bakış açısının rolünü yok saymamıza sebep değil. Bakış açısı insan için her şeydir.

Evlilik Üzerine

vatanda | 11 December 2010 12:59

Evlilik yaşamımızın belkide en önemli kararıdır. Attığımız adımla birlikte bambaşka bir dünyaya farklılıklara herşeyden öte değişik bir kimliğe bürünürüz. Yaşamın belirli dönemlerinde farklı şekillerde ortaya çıksa’da bolca yanlışı olsada olmazsa olmaz bir durumdur evlilik. İster resmi olsun ister dini hatta kalbi şekillerde de olsa evlilik yaşanan birşeydir. Burda genel algı olarak Resmi evliliklerle birlikte duygusal ve dini evliliklerden de söz etmek istiyorum sonuçta biz insanlar çok farklı evliliklerden söz edebiliriz. Mesela duygusal evlilikler çok daha iyidir çoğu konuda çünkü her iki tarafta birbirinden her an ayrılabilecek bir durumdadır. Ve bağı sadece sevgi bağlılık ve aşk sağlar. Resmi evliliklerde ise zamanla alışkanlıklar çevre baskısı ve yaşam koşulları etkilemekte. Dini evliliklerde ise olay çok daha başka hem dini etkiler hemde örfi ananeler etki etmekte. Aslında olması gereken en önemli şey duygusal evliliğin oluşması ve gelişmesi daha sonra zamanla resmi evlilik olur ama burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var ki buda cinsi evliliğin belirli bağlardan sonra oluşması. Sonuçta ülkemiz özellikleri itibariyle en büyük hatalardan birisi önce cinsi evlilik sonra duygusal yada resmi evlilik olması hatta cinsi evlilikten sonra hiçbirşeyin olmaması ve taraflardan sadece bayan olanın zarar görmesi. Daha sonrada çok daha vahim ve kötü sonuçlar doğurması. Sözün özü hatta kısası ilk önce yürekte sonra belirli bağlarla bağlandıktan sonra cinsi ve resmi evliliğin olması. ( Burada cinsi ilişki belirli bir noktaya kadar evlilik öncesinde bilinmesi gerekmektedir. Sonuçta resmi evlilikte cinsellikte önemli bir rol oynamaktadır.)

Memurlar ve yaşam döngüsü

vatanda | 10 December 2010 12:03

Memurluk ve yaşam sorunları hakkında ne yazılsa aslında boştur. Özellikle de 700-800 tl ile yaşamaya çalışan kesimler düşünülünce gerçekten de çok saçma geliyor ama şu varki. Memur olduktan sonra insan değişiyor. Yaşam standartları ve sıkıntıları değişiyor. İster istemez bulunduğu ortamdaki yaşam standardına ayak uydurmaya çalışıyor. Hele bekar ve aile desteği alamıyorsa iş daha da zorlasıyor. Evet 1,500-2000 tl arası bir maaş alınıyor ama bu maaşlar cebe girerken nedense max 750-800 arası giriyor. Giderler ve bu giderlerin ötesinde ihtiyaçlar farklılaşıyor. Bulunduğunuz ortam insanlar ve değişik ihtiyaçlar oluşuyor. Kazanıyorum ama neden harcayamıyorum durumları oluşuyor ve sonuçta memur dediğimiz grup daima borçlu oluyor. Ha şuda var bir memur max 10 sene içinde rahat bir araba alabilir yada bi 10 senede orta halli bir ev sahibi olur ama daha da fazlası olamıyor. Ha diceksiniz e daha ne istiyorsun diye. Ama öyle diil işte yaşıyoruz yaşam geciyor memur olmak için birçok sorundan engelden geçmişiz daha birşeyler olsun istiyoruz. Kendimizi geliştirmek daha da birşeyler kazanıp daha iyi bir ortamda daha refah seviyesi yüksek bir sekilde yaşamak istiyoruz. Belkide insan ne kadar bulursa daha fazlasını ister durumuna düşüyoruz ama öyle oluyor. Birde saolsun bankaların tuzağına düştüğümüz yada birkaç defa hatalı kararlar verdi isek bu sefer tamamen dağılıyoruz. Kısaca sözün özü bir memur evet orta derece bir maaş alır ama bu alınan maaş öyle büyük bir getiri sağlamaz. Hatta zor durumlarda bile kalır. Yazımla sizleri sıktıysam affola.

Mükemmeliyetçi Tipler

ventola | 02 December 2010 11:29

Başta ben böyle hastalıklı tiplerden biriyim. Asla iyi bir şey değil. Bazıları iyi, faydalı bir şey olduğunu düşünse bile git gide içinden çıkılmaz bir hal alır, çünkü mükemmeliyetçi tipler doyuma ulaşmaz, bir yerden sonra ipin ucunu kaçırarak her şeyin mükemmel olmasına çalışır. Nafile bir çaba. Bir bakıma her şey olduğu gibi mükemmel olsa bile, mükemmeliyetçi tipler sadece kendi kafalarındaki mükemmelliğe kilitlenmiştir. Düzeltmek, kontrol etmek isterler her şeyi, fakat mümkün değil.

Hatta bu tipler bir yerden sonra en ufak şeylerin bile kendi kontrollerinde olmadığını görüp iyice çileden çıkarlar. Yani işin doğrusu hiçbir şeyi yüzde yüz kontrol edemiyor insan, bunu söylemek istedim. Çünkü her şey sonsuz ayrıntıya sahip. Bu durumda mükemmeliyetçi tipler çaresiz, perişan ortada kalıyor.

Kedi ve Köpekleriniz artık daha MUTLU!!!

Beacool | 28 November 2010 16:00

Kedi ve Köpekleriniz artık daha MUTLU!!!

Frolicat DART
Frolicat DART

Kendi türünüzden başka diğer türlere de saygılısınız. Onları seviyor, besliyorsunuz. Birgün birini ev arkadaşı olmak için alıyorsunuz. Günler birbirini kovalayıp o küçük sevimli yaratık size her geçen gün daha çok bağlanırken hayat size daha çok yüklenmeye başlıyor. Giderek eve daha az uğramaya başlıyorsunuz. Derken o çok sevdiğiniz canlının siz yokken evde partiler verip etrafı dağıttığını fark ediyorsunuz. Ama bir dakika, o sadece bir kedi! (bkz yazı sonu notu)

ciğerleri yerinden söktüm

scapegoat35 | 15 October 2010 12:38

“Kız evladını veren baba, göğsü açılıp ciğerleri yerinden sökülmüş gibi hissedermiş” dedi kayınpederim.

kızıyla dillere destan bir düğün yaptık. ancak daha 3 ay geçmeden dolandırıldım ve battım. o günden beri de zor günler yaşıyoruz.

bunca sıkıntı içinde yaşarken, katıldığı bir düğün davetindeki gelinin babasını bu şekilde örnek vermesi çok can sıkıcıydı. kendi hislerini yüzüme vuruyordu resmen. ama içimdeki asıl sıkıntıyı, derdi, kederi bilmiyor ki.

sene başında hayatımızı biraz olsun düzene koymamızla birlikte, eşimle çocuk sahibi olmaya karar vermiştik. eşim hamile kaldı. çok mutluyduk. ben de sanki kız çocuğum olacak gibi hissediyordum. ancak dereyi görmeden paçaları sıvamamak gerekiyormuş. eşim 8 haftalık hamileyken, düşük yaptı. o günlerde sadece eşimi düşünüyordum. yeter ki o iyi olsun diyordum.

Avatar saçlar,salaş kadınlar,aşşk kafe..

| 16 August 2010 19:45

” Akşam Kuruçeşme Aren’da Ozan Doğulu konserine gideceğiz, kesin gel baba!”Geldim!Su samuru ile gidilecekmiş!O da ne yav?Karışma ben de!Beylerbeyinden hoplaya zıplaya beş dakikada Kuruçeçme Aşşk kafeye iniyoruz.Su samuru denilen şey kapalı bir tekne-taxi imiş. İyi güzel.İçerisi renk cümbüşü; Dünyanın en güzel tenleri burdan mı fışkırmış ne?Ana rahmine düştükleri an şanslılarmış bu insanlar demek.Ballıoğlanlar, devedikenleri sarılmışlar kızlara, “ısırırm, ağzımda eritirim” mukaddes eylemleri içindeler.

Bakışlarıyla içlerindeki exorcismi kusuyorlar adeta. Vayy liberal şeytanlar vayy, demek geliyor içimden.Bünyeme fena halde ağır gelse de katlanmak zorundayım..Dikkatimi hatunların saçları çekiyor;Bu ne yahu, nerdeyse hepsi aynı model!”Avatar modeli baba” diyor partnerim..Yeni trendmiş; Bu model için, bikere saçın olacak, yoksa çıtçıt veyahut kaynak ile takviye edilmeli imiş..Sarışın veya kumral saça daha uygunmuş( çakma da olabilir bittabi). Can alıcı noktası, saçı gevşek ve
salaş bir tarzda örüp omuzdan aşağı sarkıtmakmış..Yakışmamış desem yalan olur cidden güzel bir tarz..Konsere gidiyoruz,Yeni öğreniyorum; Ozan şarkı falan söylemeyecek, DJ lik yapacak, starlar da tek tek gelip play-back yapacaklarmış.Bozuluyorum olaya, ama ses çıkartmadım tabi.Havai fişekler eşliğinde, Ozan efendi sahneye çıkıyor. Işık oyunları falan baya baya iyi valla!Sıla denilen kadın çıkıyor sahneye. Harbiden güzel kadınmış allahı var.Ziynet Sali de çok güzel bir ses ne diyim..Ajda Pekkan da var. “Bir garip yocuyum ” diyor.Nihayet, yaşamı dokumuş, bilgili görgülü hatun Sezen hanım çıkıyor sahneye;Önce vantilatör ve mendil istiyor, söyleniyor söyleniyor! Sevemedim bu kadını allah affetsin..Gecenin finalinde ” l gotta a feeling, tonight gonna be a good night” çalıyor..Bu şarkı beni biraz olsun kendime getiriyor.Gece bitmeden Doğulu sülalesi sahneye doluşup, birbirleriyle danslar eşliğinde aşk-meşk yapıyor.İşte size eşitsiz bir sosyal bölüşümün bir gecesi..İvan Denisoviç’e bu renk skalası ağır geliyor ve köyüne dönüyor..