Sahte..Herşey sahte..Şu demin yanından geçtiğim ayakkabı markalarının çoğu sahte. Gerçek gibi ama sahte.. Çantalar, giysiler sahte.. Her büyük markanın en az bir tane taklidi var.. Güçlü markaların alım yetmezliği altında ezilen kesime hitab edilen bir gerçek var ortada ama ‘sahtecilikten’ başka bir şans yok NEDENSE..İnsanların mimiklerine bakıyorum yolda yürürken, çoğu sahte. Kadın arkadaşların her gün birbirini görmesine rağmen ‘ayyyyyy canımmmmmmmm nasılsın şekerimmmmm’ diye çığlıklar atıp koklaşmalarına bakıyorum, çoğu sahte. Bunu yapmayanları ise doğal ve dürüst buluyorum NEDENSE.. Çıkar ilişkisine dönmüş çoğu muhabbet. ‘Senin için şunu yaparım ama şunu yaparsan’.. -se, -sa dilek şart kipleriyle konuşuyor insanlar çoğu zaman..Kendimi Türkçe dersinde hissediyorum ama bir de bakıyorum dışarda bir topluluğun içindeyim..Aşklara bakıyorum en son. Hele hele bu devirde çoğu sahte. Herkes en hızlı nasıl tüketirim, nasıl terk ederimin peşinde. Uzun ve düzgün ilişki yaşamanın derdinde az insan var, onlar da genelde mutsuz.. İlişkilerdeki replikler sahteleşmiş, bir tek yalanlar gerçek olmuş.. Sahtenin kötü olduğunu biliyorlar ama yapmadan duramıyorlar. Çoğu insan, çoğu kurum, çoğu yapılaşma ve çoğu toplum ise tek bir cümleyi unutuyor aslında, gerçek olan tek cümleyi.. Hani aşkta da olsa arkadaşlıkta da olsa dışarda da olsa içimizi en çok acıtması gereken ve kötü huylarımızdan vazgeçmemiz gerektiğini bize söyleyen gerçekçi cümleyi:Ucuz etin yahnisi yavan olur…