Herkesten Hızlı Koşan Adam’ın bir derdi varmış; ama bunu kimseye söyleyemezmiş. Adamcağız yemeden içmeden kesilmiş, kilo kaybetmiş ama hâlâ herkesten hızlı koşabildiği için yarışmalarda hep birinci oluyormuş; kimse de bu adamın bir derdi olduğunu anlamıyormuş. Zaten kimsenin bu konuyu sorduğu da yokmuş. Herkesten Hızlı Koşan Adam’ın hep birinci olması onlara yetiyormuş.

Herkesten Hızlı Koşan Adam bir gün artık dayanamamış ve derdini Her Şeyi Bilen Adam’a açmaya karar vermiş. O ülkede cevaplanmayan bir soru olursa herkes Her Şeyi Bilen Adam’a danışırmış. Herkesten Hızlı Koşan Adam da derdini Her Şeyi Bilen Adam’a açmaya karar vermiş.Ve bir sabah koşmaya başlamış. Herkesten önce gidip derdini biran önce anlatmak, bir çözüm yolu bulmak istiyormuş. Ne var ki, sabahın köründe yola çıktığı halde, ve çok hızlı koştuğu halde Her Şeyi Bilen Adam’ın konağının kapısına vardığında bir de görmüş ki sıra var. Kapıda bir sürü insan birbirini yiyor. İçeri girmek mümkün değil. Herkesten Hızlı Koşan Adam’ın canı sıkılmış bu işe. Tam geri dönüyormuş ki, onu tanımışlar. “Aa, bakın, Herkesten Hızlı Koşan Adam burada!” demişler. Herkes onu pek sevdiğinden hemen en önde yer açmışlar. Çay ikram etmişler. Kapı açılır açılmaz ilk onun girmesine karar vermişler.

Her Şeyi Bilen Adam'ın Kapısında Kuyruk Varmış
Her Şeyi Bilen Adam’ın Kapısında Kuyruk Varmış

Ama bir adam karşı çıkmış.-Hoop, kardeşim, demiş. Ben gece saat dörtten beridir bekliyorum. İlk ben geldim. Olmaz, sıramı vermem, demiş.Herkes çok kızmış bu adama. Tekme tokat girişmişler, ağzını burnunu kırmışlar ve onu sıranın taa en sonuna atmışlar. Herkesten Hızlı Koşan Adam olanları engellemek istemiş; ikinci girmesinde bir sakınca olmadığını falan söylemiş ama halk itiraz etmiş:-Olmaz ağabeycim, sen bizim canımızsın icabında. Yllardır hep en hızlı koşarak yarışmalarda gerçekten gurur duyuyoruz seninle. Önce sen, demiş.-İyi, demiş.Velhasıl, kapılar açılınca yine de bir curcuna kopmuş. Herkesten Hızlı Koşan Adam bir de bakmış ki bu iş öyle düz yolda yürümeye benzemiyor, her işin bir raconu var, nasıl ki kendisi en iyi koşma raconunu biliyorsa, sırayı kapmanın raconunu da bir başkası biliyor.Herkesten Hızlı Koşan Adam, Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’a danışmaya karar vermiş. Ondan bu işin raconunu öğrenecek ve sonra sıraya girecekmiş ki Her Şeyi Bilen Adam önce kendisini dinlesin, önce ona çözüm bulsun. Böylece, Herkesten Hızlı Koşan Adam, Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’ı bulmak için yola düşmüş.

Sıralı Köy
Sıralı Köy

Az gitmiş, uz gitmiş; yürümüş de yürümüş. Aslında koşabilirmiş de; ama masal işte, canı çekmemiş. İşte böyle gide gide Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’ın köyüne, Sıralı Köy’e gelmiş. Bu köy küçük bir köymüş. Herkes herkesi tanırmış; ana köyde televizyon yasak olduğundan ve kimse de gazete okumayı sevmediğinden hiç kimse Herkesten Hızlı Koşan Adam’ı tanımıyormuş. Herkesten Hızlı Koşan Adam bir köylü çevirip Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’ı nerede bulabileceğini sormuş.

kırmızı kalem
Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’ın çocuğuna almaya gittiği kırmızı kalem

-Valla bilmem ki, sabah su faturasını yatırmaya gittiydi, ama orada işini çoktan halledip tüpçüye borcunu ödemeye gitmiştir. Eğer o sırayı da atlattıysa kırmızı kalem alacaktı çocuğa, o sıraya girmiş olabilir.Bunu duyan Herkesten Hızlı Koşan Adam bu sefer koşmuş. Hem de herkesten hızlı koşmuş ve kırmızı kalemciye gitmiş. Orada sıra varmış. Sıranın en sonundaki adama Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’ı görüp görmediğini sormuş.-Az önce geldiydi; ama hemen sıranın başına geçip işini halletti. Sen otobüs kuyruğuna bakıver, cevabını almış.Ona buna sora sora Herkesten Hızlı Koşan Adam, Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’ı takibe başlamış. Pul alma kuyruğu, maaş yatırma kuyruğu, köpeklerin kuyruğu derken bu işin böyle yürümeyeceğine kanaatlenip bu adamın evine gitmeyi akıl etmiş.Bu da başlı başına bir sorunmuş; çünkü hiç kime Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’ın evini bilmiyormuş.

Orta Şekerli
Orta Şekerli

Sonunda, yılgınlık içinde bir kahveye girmiş ve bir orta şekerli kahve söylemiş. İçeri gireli daha iki dakika olmuş-olmamış, söylediği kahvesi gelmemiş olduğu halde içeriye bir adam girmiş, bir çay söylemiş ve aaa, o da ne, adama çayını kendisinden önce vermişler. Herkesten Hızlı Koşan Adam bu durumu protesto mahiyetinde birtakım laflar etmiş; ama aldığı cevap şu olmuş:-O adam Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’dır. O adam elbette ki senden önce çayı hak etmiştir.-Haa, demiş Herkesten Hızlı Koşan Adam: Ben de zaten onu arıyordum. İsabet oldu.-Haa, demiş Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam: Demek o sendin.-Evet, demiş Herkesten Hızlı Koşan Adam: O bendim.Aralarında sohbet başlamış, bir müddet havadan sudan konuşmuşlar. Sonunda Herkesten Hızlı Koşan Adam, Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’a işin sırrını sormuş.-Ben Sıralı Köylüyüm. Burada her iş için insanın sıraya girmesi gerekir. Eh işte, bu esnada ben de bu işin sırrını çözdüm elbet. Ancak, canım kardeşim, ne yazık ki bu sırrı sana söyleyemem; çünkü bu sır sadece bana aittir ve benim kimliğimdir. Eğer ben sana bu işin sırrını söylersem o zaman kimliksiz kalırım.-Haklsıın, demiş Herkesten Hızlı Koşan Adam. Peki bu durumda ne yapmamı önerirsin?-Bir de Mevzuat Hazretleri’ne git istersen. Gerçi onda da çok sıra olur ama hiç itiş kakış olmaz. Sıran geldiği anda içeri girersin. O sana bir formül bulur. Yoksa bile yaratır. İşi bu çünkü.Bunu duyan Herkesten Hızlı Koşan Adam, Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’a koca bir teşekkür ettikten sonra derhal yerinden kalkmış ve hâlâ içememiş olduğu kahvesinin parasını verdikten sonra çıkıp son hızla Mevzuat Hazretleri’nin evine koşmuş.Evet, doğruymuş, Mevzuat Hazretleri sıraya giren herkesi kabul ediyormuş huzuruna; ama kimse öyle elini kolunu sallaya sallaya sıraya giremezmiş.

Pembe Panjurlu Ev
Pembe Panjurlu Ev

Nüfus cüzdanı sureti, ikametgah senedi, savcılıktan sabıka kaydı ve dedesinin dış cephesi eskiden kırmızıyken sonradan yeşile boyanmış Çingene pembesi renginde panjurları olan üç katlı bir evin orta katında oturmadığına dair belge gerekiyormuş.Neyse, lafı fazla uzatmayalım. Herkesten Hızlı Koşan Adam bütün belgeleri tamamlamış ve sıraya girmiş. Ona beklemesini, sırası gelince kendisini çağıracaklarını söylemişler. Gerçekten de, bir müddet bekledikten sonra, Mevzuat Hazretleri, Herkesten Hızlı Koşan Adam’ı huzuruna kabul etmiş. Herkesten Hızlı Koşan Adam kocaman odaya girince, önce Mevzuat Hazretleri’ni selamlamış, sonra derdini anlatmaya başlamış.-Dur, demiş, Mevzuat Hazretleri: Dur hele, önce söyle, senin adın ne?-Kaç yılında doğdun?-Gerekli belgeleri tamamladın mı? Getir bakalım.-Annenin adı ne, babanın adı ne, dedenin adı ne, babaanneni adı Müşerref mi?-Ne iş yaparsın, daha önceden ne iş yapardın, hiç marangozluk yaptın mı?-Aylık gelirin ne, vergini veriyor musun, bağış yapıyor musun, paranı baklavaya harcıyor musun?-Bir oturuşta kaç bardak şeftali suyu içebilirsin?-Kafanda kaç tel beyaz var?-Hah, tamam, şimdi anlat derdini.Bütün soruları yanıtlayan Herkesten Hızlı Koşan Adam, Her Şeyi Bilen Adam’ı ziyaret etmek istediğini ama çok sıra olduğunu ve bir türlü içeri giremediğini söylemiş.-Hmm, demiş Mevzuat Hazretleri: İçeri girmen önemli mi?-Elbette, demiş Herkesten Hızlı Koşan Adam: Benim bir derdim var. Bu derdimi Her Şeyi Bilen Adam’a açacağım. Ancak o bir çözüm yolu bulabilir derdime. Ne var ki içeri giremiyorum. Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’a işin sırrın sordum. Eğer sırrını söyleyeseydi içeri girip derdimi anlatacaktım ama o söylemedi. Sana başvurmamı önderdi.-İyi etmiş. Herkesten Sonra Geldiği Halde Hep Sıranın En Başına Geçen Adam’ın sırrını sana söylememesini çok yerinde buluyorum. Sırrını herkesle paylaşacak olsa o zaman herkes sıranın en önüne geçerdi. O zaman da memlekette anarşi çıkardı. Herkesin bir misyonu var. Onunki sıranın en önüne geçmek, seninki en hızlı koşmak. Çünkü mevzuat böyle.-Peki sayın Mevzuat Hazretleri; ama ben içeri girmek için ne yapmalıyım?-Çok kolay. Randevu alırsın.-Çok teşekkür ederim Mevzuat Hazretleri. Bu iyiliğinizi hiç unutmayacağım.-Rica ederim. Bizim misyonumuz da bu işte. Her işin gereği gibi olmasını sağlamak.Herkesten Hızlı Koşan Adam hiç vakit kaybetmemiş, Her Şeyi Bilen Adam’a fax yollamış, randevu istemiş. Hemen cevap gelmiş. Ona bir Perşembe sabahına saat vermişler.

Herkesten Hızlı Koşan Adam, söylenen saate Her Şeyi Bilen Adam’ın huzuruna çıkabilmiş sonunda; ve ona derdini anlatmış.Bu çözüm olabilmiş mi bilinmez; ama Her Şeyi Bilen Adam bir öneride bulunmuş tabii ki.