Evet, Zincirlikuyu Mezarlığı’nın önünden geçiyordum yine. O yazı hep ordadır. Her defasında orda olduğunu bilirim. Ve her defasında ordan geçerken bir ses bana dön o yazıya bak der, bilinçli olarak bakarım. Gerçeği görmem gerektiğini bir şey hep bana dikte eder. Hiç düşünmek ya da hatırlamak istemesem de hafta en az 1-2 kez bu gerçeği idrak ederim ben. Ha korkmam ölümden, 5 dakika sonra da gelebilir bana, 50 yıl sonra da. Bilmiyorum ki.. Belki de bağımsız yaşamın getirdiği rehavet içindeyim. Mesela evli ve çocuklu olsam, hatta bırakın evliliği nişanlı falan olsam belki şu an hayata bağlı olduğumdan daha da bir bağlı olacağım, ölüm bana geç yaklaşsın diye dua ediyor olacağım. Böyle olma ihtimali var. Ama şuan haybeden bir hayat yaşıyorum. Yaşam bana ne getirirse onu yaşıyorum. Birikim yapmıyorum, canımın istediğini alıp giyiyor,yiyorum, tüketiyorum herşeyi.. Çünkü ölüm hepimize eşit uzaklıkta (ihtimaller icabı).Her canlı ölümü tadacaktır evet, 25 yıl görmek te güzel,şükretmek gerek her dakikaya, ama umutta etmek gerek uzun yaşam için, çünkü daha yaşanacak çok şey var.