İnsanlar ne garip varlıklar… Yaşadığımız şu dünya, nede garip bir yer. İnsanlar nasıl da birbirlerinden farklı, ne tiyatro havası var şu dünyada . Herkesin farklı bir rolü var.

Kimi zengin, kimi fakir, kimi dünyalı, kimi dünyalıdan beter, kimi de sevdalı… Kimisi işçi, Kimisi bir beton ustası, Kimisi de bir tezgahtar. Düşünsenize,Hayatımız da bir insan grubu bile olmasa, dünyanın düzeni nasılda değişir nasılda farklılaşır düzen bozulurdu. Çünkü, herkesin rolü o kadar güzel tanzim edilmiş ki. Herkes görevini biliyor, iyi veya kötü yapıyor. Hani derler ya ” benim hayatım tiyatro, bir orta oyunu zaten ” diye.Bide klişeleşmiş bir laf vardır “benim hayatım roman, yazsam sayfalara sığdıramam” nede doğru sözler, gariptir, insanın bir nefes alışına bile roman yazılabilir… Çünkü insanın, canından, sevgisinden, aşkından, bir adım atışından ve sadece bir soluğundan daha değerli bir şey varmıdır? Bu sonlu dünya da…

Dedik ya, dünya bir tiyatro, hatta koskoca bir sahne üzerine kurulu bir panayır… Peki şu an dünyamızdaki bir tiyatro grubunu düşünün, bir iki saatlik insan zevki için 6-8 ay çalışan bir tiyatro grubunu. Onlarında rolleri var. Yani bir tiyatro içinde tiyatro oyunu oynayan, dünyadaki rolleri de oyunculuk olan oyuncular…Bilinir, bu tiyatro denen olay, dünyanın ilk yaradılışından beri süre gelen bir şeydir. Çünkü o zamandan itibaren insanlar bir rol özerine gönderilmiştir. Ve bizim şuan sahnelerde gördüğümüz tiyatroların da tarihi taa o zamanlara dayanır. Yani yazılı tarihini, bildiğimiz antik tiyatroya kadar. Yani dünyadaki tiyatroyu, tiyatro sahnesine götürmek milattan öncesine dayanıyor.

İnsanlar yaşadığı garip olayları veya garip olayların aksine durağan olayları sahneye çıkarıp insanlara “işte yaşadığımız şu dünyada, ne de garip olaylar oluyor”, veya aksine

“bakın dünyaya, sizin dediğiniz kadar da kötü değil, insanlar mutlu, hatta romantik, hatta ve hatta aşık bile olabilirler” mesajı verilmiş. Sonra, antik çağlardan günümüze tiyatro, epey gömlek değiştirerek gelmiş çağdaş tiyatro zamanına. Türklere de ilk olarak genelde bilinir Tanzimat’tan sonra gelir batılı tiyatro. Eski meddah ,orta oyunu kültürümüz de devam etmesine karşın globalleşen dünyada, her şeyimiz gibi, geleneksel tiyatromuz da değişir.

. Sonra Muhsin Ertuğrullar gelmiş ve günümüzün Türk modern tiyatrosunu kurarak hayatımızdaki tiyatroyu sahneye aktarmıştır.İşin kısası, hayatımız çok değerli, bazen farkında olmadan tiyatro içinde tiyatro oynasakta…