bildirgec.org

osmanlı hakkında tüm yazılar

KIYAFET

akoni | 02 October 2012 17:16

İnsanların giyinme tarzını iklim, töreler, moda veya din inançları gibi çeşitli öğeler etkileyebilir. Çünkü giyinmenin tek işlevi insanı soğuktan veya sıcaktan korumak değildir. Giyim, aynı zamanda insanların, yaşına, cinsiyetine, toplum içindeki yerine, önemine, felsefesine ve din idealine göre ayrımına olanak veren toplumsal bir olgudur. İnsanın sırtındaki giyecek onun kadın mı, erkek mi, zengin mi, yoksul mu, asker mi, sivil mi, yargıç mı, avukat mı, itfaiyeci mi, polis mi olduğunu belli eder. Giyim yoluyla insanlar toplum içinde bir yer tutmaya, başkalarının ilgisini çekmeye veya kendilerini başkalarına kabul ettirmeye çalışırlar.

Başlangıçta, giyimin bugünkü gibi toplumsal işlevi yoktu. Sırf soğuktan korunmak için hayvan postlarına sarınan insanlar zamanla kumaş dokumayı, deri tabaklamayı, yün örmeyi öğrendiler. O zamanlar tam veya yarı çıplaklık da toplum için hiç kuşkusuz bir sorun sayılmıyordu. Eski vazoların üzerindeki desenlerde Minos sanatının heykelciklerinde görülen Giritli kadınların belden yukarısı çıplaktı.

JAPONYA’DAN TÜRKİYE’YE BEYİN GÖÇÜ

admin | 19 March 2011 09:17

Telefon kuyruğunda bekleyen felaketzede Japonlar
Telefon kuyruğunda bekleyen felaketzede Japonlar

Günlerdir felaketin etkilerinin sürdüğü Japonya çok ağır badireler yaşıyor. Azimli, gayretli, çalışkan bir millet dünyanın gözleri önünde yavaş yavaş kaosa sürükleniyor. Kaos kelimesi şuan için erken bir tabir, hattı zatında mevcut durum, feci bir deprem ve ardından gelen tsunamiyle yaşanılamaz hale gelen yerleşim yerlerinden kaçan insanlar düzeni bozmadan yaşamaya devam ediyorlar. Bir bakıyorsunuz benzin kıtlığından dolayı benzilikte 10 lt benzin alabilmek için kuyruğa giren insanlar düzene saygılı. Bir yanda telefon yetersizliğinden mevcut 3-5 telefonu kullanıp yakınlarıyla iletişime geçmek zorunda olanların telefon kuyruğundaki sabır ve metanetleri inanılmaz.

Sultanların Sporu : Matrak

soylemedengecemicem | 28 January 2011 11:00

Eski Roma’da gladyatörlerin arenada tezahüratlar eşliğinde birbirlerini katletmeleriyle eğlenilirken, Fransa’ da düellolar yüzünden soyluların nüfusu azalırken, Muhteşem Yüzyıl dizisiyle yeniden hatırlanan matrak oyunu bahsetmeye değer diye düşünüyorum.

Muhteşem Yüzyıl Dizisi'nde Matrak Sahnesinden Bir Kare
Muhteşem Yüzyıl Dizisi’nde Matrak Sahnesinden Bir Kare

Muhteşem Süleyman (Kanuni Sultan)

zarifce | 07 January 2011 15:50

Osmanlı İmparatorluğunun duayenidir.Avrupaya korku salan kendisinden yardım isteyen avrupa kralına “korkma ben geliyorum” diyen bir padişahtır.Venedik elçisi Bartelemeo Contari erken tanımlama ile Kanuni Sultan Süleyman Han’ın şemailini anlatmış ve tüm insanların onun hükümdarlığında huzur bulacağını ifade etmiştir.

Muhteşem Süleyman, tarihçilerin kendisini Kanuni olarak zikretmesi ile Kanuni Sultan Süleyman olmuştur.Bu kanunilik yeni kanunlar yapmasından değil mevcut kanunların yazılı hale getirilip sıkı bir şekilde uygulanmasından ileri gelir.1520 de tahta çıkarak 46 yıllık bir padişahlık hayatına değil bir ömür binlerce ömür sığdırmış tüm tebası ile dünya milletlerine huzur temin etmiştir.Kara ve deniz yoluyla başarılı seferler düzenlemiştir.Kanuninin şairliği de önemli yer tutar, kulağımdan silinmeyen ise “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi-Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhatı gibi” beytidir.Kanuninin dört hanımla evlilik yaptığı bildirilir.Birinci hatunu 1550 de vefat etmiş ancak adı bilinmeyen hatunudur.İkinci hatunu Mahi Devran Haseki 1581 de vefat etmiştir.Üçüncü hatunu Gülfem hatun 65 yaşında vefat etmiş dördüncü hatunu ise Ortodoks bir rahibin kızıdır, Müslüman olmadan önceki esas adı Aleksandra Lisovska’dır ve Roksalan’da denmektedir ve 1558 yılında vefat etmiştir.

Tarih Bilinci

cilo6 | 07 January 2011 10:00

Tarih konusunda çok şeyler yazılıp çizilmiştir, bunu herkes bilir. Yüzlerce ve hatta binlerce yorumlar yapılmıştır. Okullarda kitaplardan öğrendiğimiz veya araştırmalardan okuduğumuz yüzlerce döküman bizde belirli bir tarih bilinci oluşturmuştur.

Ermeni Lobisi ve Soykırım Tartışmaları

wolf | 02 January 2011 16:20

Bir Amerikalı Tarihçinin Onur Mücadelesi
Uzun yıllar soykırım üzerine makaleler kaleme aldı, kitaplar yazdı. Sadece Hitler dönemini değil, Avrupa, Afrika, Amerika tarihini de araştırdı, Oxford Universitesi Yayınları tarafından kitabı neşredildi, ödül aldı. Soykırım meselesine eğilmesinde çocukluğunun da etkisi vardı çünkü bir zamanlar o Hitler Almanyası’nda yaşıyordu. Velhasıl bilim camiasında saygın bir insandı ta ki projektörünü Osmanlı tarihine yöneltene kadar! Massachusetts Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Guenter Lewy’den bahsediyorum.

Guenter Lewy
Guenter Lewy

İlk olarak Revisiting the Armenian Genocide (Ermeni Soykırımına Yeniden Bir Bakış) makalesiyle dikkat çekti Lewy. 1915’e farklı yaklaşıyordu. Ne soykırım tarafındaydı ne de “tehcirdir, olur böyle şeyler” diyordu. Lewy’nin temel tezi şöyleydi:

”KUBİLAY” CUMHURİYET’E YETİŞTİ!.. (29 EKİM 2010)

ehlikalem | 06 December 2010 12:06

I. Dünya Savaşı’ndan mağlup çıkan Osmanlı İmparatorluğu zorlu bir cenderenin tam ortasındadır. Toprakları ve halkı bir bir dağıtılıp işgal edilmektedir. Bu sıralarda Mustafa Kemal ve arkadaşları halkı bilinçlendirme çabasıyla memleket memleket dolaşıp kongreler düzenlemektedir. Ülkenin her yanından akan kan ve gözyaşı, büyük bir yıkımın gelip çattığının açık bir delilidir. Mustafa Kemal’in seslenişi halka ulaşarak sonuç vermeye başlamıştır. Ordu ve yoksul halk can havliyle son bir direnişe daha hazırlanacaklardır.Son çırpınışlarla küllerinden doğmaya güç arayan Osmanlı ordusu ,genç Öğretmen Kubilay’ı asteğmen rütbesiyle bünyesine alır. Kubilay, İzmir’in Menemen ilçesinde vazifeye başlar. Bu sırada kendini mehdi ilan eden Cumhuriyet düşmanı Derviş Mehmet ve adamları, Şeyh Esat ve Laz İbrahim’in kışkırtmalarıyla Manisa’da ayaklanma çıkarmak üzere yola çıkarlar. Yolda aralarından kaçan Çakır Ramazan’ın eylemi ihbar etmesinden korktukları için ayaklanmayı Menemen’de çıkarmaya karar verirler. Bundan haberdar olan Ragıp Bey, Menemenlilerin tanıyıp güvendiği Kubilay’dan yardım ister.