Requiem for a Dream‘i izleyenler Ellen Burstyn‘in Oscar’ı hakeden oyunculuğuyla canlandırdığı Sara Goldfarb karakterini ve karakterin bilinçsizce habire yuttuğu speed haplarının etkisiyle sıyırıp nasıl elektroşok tedavisine maruz kaldığını hatırlayacaktır (Bu sahneler akıl yetkinliği olmayanlara tavsiye edilmemekle beraber şuradan ve şuradan izlenebilir (18+)).İşkence olup olmadığı tartışıladursun, tıbbi adıyla Elektro Konvulsif Tedavi (EKT) 1940 – 50lerden beri major depresyon, mani, bipolar bozukluk, şizofreni, deliryum gibi hastalıkların tedavisinde yaygın şekilde kullanılmaktadır. Genellikle anti-depresanlara cevap vermeyen veya (haplardan çok daha hızlı ve kesin bir yöntem olduğundan) intihara meyilli hastalara uygulanmaktadır. İşlemin temeli beyine elektrik verilmesidir. Bu sayede hastaya bir nevi epileptik nöbet geçirtilmekte ve depresif durum ortadan kaldırılmaktadır. Olan bitenin gerçek şekli kesin olmamakla birlikte, beyinde, anti-depresanların yarattığından çok daha fazla, çeşitli biyokimyasal değişimlerin gerçekleştiği kabul edilmektedir. Elektrik verme işlemi iki adet elektrod ile yapılır. 90lardaki gelişmelerle, beyin ısısındaki artış çok az olduğundan beyin dokusuna bir zarar gelmediği literatürde mevcuttur. Tedavinin bir kürü genellikle haftada 2-3 kez olmak üzere toplam 6-12 uygulamadır.
Günümüzde anestezi ve kas gevşetici uygulanması zorunluluğu, yöntemin anestezisiz, ceza veya işkence olarak kullanılmasını engelleyememiştir. Yöntem ne kadar etkili, sonuçları ne kadar parlak olsa da (vakaların %90’ında belirli bir düzelme) One Flew Over the Cuckoo’s Nest filminde söylendiği gibi yıllarca akıl hastanelerinde cezalandırma ve kontol etme amaçlı suistimal edilmiştir ve hala sorgulanmaktadır. Modern uygulamalarda hasta veya vasisinin onayı gerekmektedir ancak bazı durumlarda rızanız olmadan da yapılabilmektedir.
Yöntemin en ilginç tarafı akut yan etki olarak bellek kayıplarına yol açabilmesidir. Hasta hem uygulamadan haftalar veya aylar öncesine ait olayları hatırlayamayabilir hem de uygulamadan sonra olayları uzun süreli hafızaya atamayabilir. Ancak bu durum yöntemi bir hafıza silme yöntemi yapmaz. Zira bu bellek kayıpları uzun dönemli değildir. Genellikle de ufak tefek şeylerin hatırlanmamasına yol açmaktadır. Hafızasını silmek isteyenler için üzücü ancak merak etmeyin yakında şu haplar ile bu da mümkün olacak (ayrıca bkz.).
yorumlar
ekt, ilk defa 1938’da uygulandı. ugo cerletti ve lucio bini adlı italyan nöropsikiyatristler tarafından. ancak fikir olarak ortaya çıkışı 1934 yılına rastlar. Macar nöropsikiyatri uzmanı ve patalog ladislas joseph von meduna tarafından şizofrenili hastaların konvülziyonlarının tetiklenmesinin şizofreni semptomlarını azalttığı keşfedilmiş ancak elektrik akımı yerine kimyasallar kullanışmış.
harika bir yöntem. denemek isterim
ekt uygun koşullarda kullanıldığında aklınızda canlandığı gibi korkunç bir tedavi yöntemi değildir. majör depresyon halinde olsam ve seçme şansım olsa ilaca tercih ederim. bilim her zaman karşımıza iç açıcı şekillerde gelmiyor maalesef. zaten anestezi ve kas gevşetici olmadan ekt uygulamak suç olarak kabul ediliyor. o yüzden yöntemi değil onu kötü uygulayanları eleştirmeyi daha uygun buluyorum.
bu işlemi yapılırken görmek berbat .işe yarayıp yaramadığı ise ,işe bazı vakalarda yaradığı kesın…..kötü uygulayıcıları ben de kınıyorum…ellerde havlular hadı bakalım şok’a..
major depresyona bire birdir…tecrübe ile sabittir.
@proksima, görüşünüz için teşekkür ederim.90lardan önce de pişirdiklerini sanmıyorum ama bu tarihlerden önce EKT’ye maruz kalanlarda beyin hasarı olabildiği bir gerçek. youtube’de bu konuda çeşitli videolar var. kanada’da bu yöntemin kaldırılması yönünde direten bir dernek de mevcut.ancak ne olursa olsun yönteme hemen tu kaka demek çok doğru bir yaklaşım değil diye düşünüyorum. bu noktada mansonilized’a katılıyorum.ilaç tedavisinin ne kadar ağır işlediğini ve bir yerden sonra doz arttırımının mümkün olmadığını çekenler bilir. özellikle intihar riski yüksek olan hastalarda, ilacı verip, ilacın tam etkisini göstermeye başladığı yaklaşık 3 hafta sonuna kadar intihar etmesin diye dua etmek yerine bu hızlı yöntemin tercih edilmesi mantıklı olabilir. sonra yine duanızı edersiniz o ayrı bir konu.bu sadece bir örnek tabii. çok daha riskli ve tehlikeli durumlar da olabilmekte.@inan6666, çok güzel açıklamışsınız olayı, bu lafın üstüne daha ne yazılabilir 😀
Bazı şeylere de tu kaka demek modadır. EKT de bunlardan biri. Genel anestezi altında kas gevşeticilerle yapıldığında ameliyattan daha dehşet verici bir hadise değildir. Ama kimse abi karnımı yarıp oradan apandisimi aldı, canavar adam diye bir genel cerrahı suçlamazken, kansız revansız yapılan ve genel anestezi altında yapıldığında hastanın hatırlamadığı, acı duymadığı bu hadiseyi abartır da abartır. EKT hastanın kendisinin ve ya yakınlarının ( çoğu zaman) izni alınmadan yapılmıyor arkadaşlar. Türkiyede yapılan bütün ameliyatlar ve büyük müdahelelerde hastaya veya yakınına bir onam formu imzalatıyor. Nasıl ki kimse keyfinden yakınını ameliyat masasına yatırıyor, kimse keyfinden yakınının EKT onam formunu imzalamıyor. Ortada böyle bir tedavi yöntemi var, çünkü ihtiyaç var.
üşenmeden yazdığım yazı bu sayfayı görme yetkiniz yoktur ibaresi ile silinince üşendim şimdi kısaca fikir beyan edeyim.proksima yazdıkların bir açıdan bakıldığında doğru. neden zararlarını yeterince tespit etme yetimiz olmayan bu metodu kullanalım ki. ama kanser olduğumuzda kemoterapi uygulanmasına izin veriyoruz. böbreklerimiz iflas ettiğinde diyalize giriyoruz. bu metodların hepsi ilk geliştirilme aşamalarında insan olan insanın dayanamayacağı kadar acı verici yan etkiler oluşturdu. hatta diyalizi düşününce ilk gelişiminin nasıl olduğunu tasavvur bile edemiyorum. maalesef tıp yıkmadan yapmayan bir bilim çoğu zaman. ve zaten tıbbın temeli deneme yanılma bence.
aslında ben olaya biraz profesyonel yaklaşıyorum. ben ilaç uzmanıyım. bu durumda ilacın hastaya götürüsünün getirisinden çok olduğu, yeterince yarar getiremediği. hayati risk olduğu durumlarda alternatif bir yöntem kullanılmasından yanayım. bir de mesela majör depresyonu olanlardan bahsediyoruz. majör depresyondan daha hoş olmayan şizofreniyi ele alalım. şizofreni ataklarının yapay ya da gerçek nöbetlerle uzun vadede azaltıldığı halihazırda elimizdeki kesin bir bilgi. şizofren hasta aynı zamanda epilepsi hastası değilse mecburen yapay nöbet oluşturulması gerekiyor. bu durumda ilaç da işe yaramıyor. yani açıkçası olaya çok objektif bakamıyorum çünkü direk o an hastanın iyi edilmesi söz konusu. psikiyatrist ve nörolog olmadığıma göre sizin de dediğiniz gibi bilgimiz okuduklarımızdan öteye gitmediğinden sadece fikir beyanında bulunabiliyoruz. yanlış ve eksik biliyor olabiliriz ama ben alternatif bir tedavi yöntemi olduğuna inandığım ektnin aksi kesin olarak kanıtlanmadığı sürece uygulanmasını daha mantıklı buluyorum.
Kalbi duran adamı da yaşama döndürmek için şokluoruz. Bu da çalışmayan bir aleti tekmelekle özdeş ozaman. Bırakalım. Tekmelemeyelim de ölsün mü?Tıp’da evet insanlar deneyerek öğreniyorlar. Ama yaşam süresi de bu denemeler sonrasında uzadı. Orta çağda orta kulak iltehabından bile insan ölürken antibiyotiklerin bulunmas tıpa çığır açtı.Aşağıda EKT ile ilgili birkaç bilimsel yayının linkini veriyorum. Belirgin fayda gören insanlar da var. Burda bir bilimsel yayın var
yanlız bu tedavi de ki en önemli bir hususda kalp hastalığı olan kişilerde çok tehlikeli mutlaka dahiliye dr. kontrol etmeli ! nacizhane eklemek istedim.
dipnot: the jacket diye bir film vardı. dr. lorensen otizm hastası bir çocuğa yasadışı olarak (tam emin değilim) ekt uyguluyordu ve başarılı oluyordu. çocuk ilk defa konuşuyordu. film en nihayetinde, literatürle ilgisi yok ama böyle bir uygulama var mı diye merak ettim.Bir yerde otizmin bazı türlerinin katatoninin ilk evreleriyle aynı etkiyi gösterdiğini ve bu iki hastalığın benzer risk faktörlerine sahip olduğundan bahsetmiş. EKT’nin, katatonide uygulanırlığı olduğuna göre, erken başlanırsa bazı çocuklardaki otistik semptomların ilerlemesini önleyebileceği söylenmiş. Ancak EKT’nin çocuklarda güvenilirliği olmadığından ve anti-EKTcilerin böyle bir şeye izin vermeyeceğinden bu konu bilimsel olarak araştırılmamış.
bilim adamları tartışadursun, bence kesinlikle bir işkence yöntemi.
ekt aslında yan etkisi olmayan genel anasteziyle yapılan bir tedavi şekli geçmiş yıllarda anastezi verilmeden yapılıyordu bu tamamiyle hem hasta için hem yapan doktor için tam bir travmaydı doğrusu benim staj döneminde ki ilk kez ekt görecektim hastadan daha kaygılıydım ben filmlerdeki gibi yıkıcı bir ekt bekliyordum ama kalbe şok yapmaktan daha kolay bir olay hamile bir bayan vardı ilaç yerine ekt uygulanıyordu hiç sorduğumda yan etkisi yok mu diye bana hiç bir yan etkisi olmadığını söylemişlerdi ilaclara cevap vermeyen ama durumu kötü olan hastalara uygulanıyor ekt
Ev ve iş kullanımı için versiyonları var mı acaba? Mobil olanını da alabilirim. Yüksek voltaj tercih sebebidir. Mümkünse ağır hafıza kaybı isterim yanında..
Bilgi için teşekkürlersamandağ biberisamandağ biber hapısamandağ biberi hapısamandağ biberi zayıflama
Güzel paylaşım teşekkürlerböcek ilaçlamafare ilaçlamakene ilaçlamailaçlamahamam böcegi ilaçlama
Bilgi için teşekkürlerçantaçanta modelleriokul çantalarısırt çantasısırt çantaları