bildirgec.org

guguk kuşu hakkında tüm yazılar

Psikoloji – Sinema Kardeşliği

shane | 12 November 2012 15:00

Psikoloji ile filmler arasında sağlam bir bağ var. Sinemanın ilham aldığı alanlar arasında psikolojinin derin suları geniş yer kaplıyor. Bir derleme ile konunun örnekli sağlamasını yapalım:

1. A Clockwork Orange: Stanley Kubrick‘in kült filmi, şok edici dehşet sahneleri, enteresan renk ve atmosferi ile dikkat çekiyor, süregelen vahşetin sorumlusu olan Alex’in tanımlanması zor davranışlarının tedavisi için gördüğü deneysel tedavileri anlatıyordu. Otomatik Portakal olarak dilimize çevrilen filmin sinema tarihindeki yeri büyük.

2. Good Will Hunting: Matt Damon ve Ben Affleck, ki kendileri filmin senaryosunu da yazmıştı, bir üniversitede hademe olarak çalışan bir matematik dahisinin hikayesini dokunaklı bir şekilde anlatıyordu. Sokak kavgalarından başını kaldıramayan bu asi arkadaşımız, soluğu hapiste alıp dehasını harcamak üzereyken okulun profesörlerinden biri olaya el koyuyordu. Film, bizde Can Dostum adıyla gösterilmiş ve her yerde olduğu gibi büyük ilgi görmüştü.

3. Primal Fear: Richard Gere’ın, papaz yardımcısı bir genci – ki onu da Edward Norton oynuyordu – gönüllü olarak savunan üst düzey bir avukatı canlandırdığı film, baş karakterlerin çoklu kişilik bozukluğundan muzdarip olması ile listemizin içinde yer almaya hak kazanıyor. Film, ülkemizde İlk Korku adıyla vizyona girmişti.

Guguk Kuşu – One Flew Over the Cuckoo’s Nest

Redingot | 17 August 2008 14:01

Sinepil okuyucularını Türkçe’ye Guguk Kuşu adıyla çevrilen ve orijinal ismi One Flew Over the Cuckoo’s Nest olarak geçen, 1975 yılı yapımlı filme, biraz geçmişlere götürelim.

Guguk Kuşu (One Flew Over the Cuckoo's Nest)
Guguk Kuşu (One Flew Over the Cuckoo’s Nest)

Ünlü oyuncu Jack Nicholson, Randle Patrick McMurhpy karakteri ile karşımıza çıkıyor. McMurphy, çeşitli suçlardan sabıkalı, asi karakterli bir gençtir. Hapishaneden kurtulmak için deli taklidi yaparak kendisini akıl hastanesine aldırır ve planı gereği buradan da kaçarak özgürlüğe kavuşacaktır. Hastanedeki hemşirelerin, özellikle baş hemşirenin (oyuncu Louise Fletcher), baskıcı tutumları karşısında isyanını dile getirirken bir yandan da çoğu gönüllü gelen akıl hastaları ile diyalog kurmaya çalışır.

Elektro Konvulsif Tedavi (EKT)

woofwoof | 20 November 2007 19:37

Requiem for a Dream‘i izleyenler Ellen Burstyn‘in Oscar’ı hakeden oyunculuğuyla canlandırdığı Sara Goldfarb karakterini ve karakterin bilinçsizce habire yuttuğu speed haplarının etkisiyle sıyırıp nasıl elektroşok tedavisine maruz kaldığını hatırlayacaktır (Bu sahneler akıl yetkinliği olmayanlara tavsiye edilmemekle beraber şuradan ve şuradan izlenebilir (18+)).
İşkence olup olmadığı tartışıladursun, tıbbi adıyla Elektro Konvulsif Tedavi (EKT) 1940 – 50lerden beri major depresyon, mani, bipolar bozukluk, şizofreni, deliryum gibi hastalıkların tedavisinde yaygın şekilde kullanılmaktadır. Genellikle anti-depresanlara cevap vermeyen veya (haplardan çok daha hızlı ve kesin bir yöntem olduğundan) intihara meyilli hastalara uygulanmaktadır. İşlemin temeli beyine elektrik verilmesidir. Bu sayede hastaya bir nevi epileptik nöbet geçirtilmekte ve depresif durum ortadan kaldırılmaktadır. Olan bitenin gerçek şekli kesin olmamakla birlikte, beyinde, anti-depresanların yarattığından çok daha fazla, çeşitli biyokimyasal değişimlerin gerçekleştiği kabul edilmektedir. Elektrik verme işlemi iki adet elektrod ile yapılır. 90lardaki gelişmelerle, beyin ısısındaki artış çok az olduğundan beyin dokusuna bir zarar gelmediği literatürde mevcuttur. Tedavinin bir kürü genellikle haftada 2-3 kez olmak üzere toplam 6-12 uygulamadır.

Günümüzde anestezi ve kas gevşetici uygulanması zorunluluğu, yöntemin anestezisiz, ceza veya işkence olarak kullanılmasını engelleyememiştir. Yöntem ne kadar etkili, sonuçları ne kadar parlak olsa da (vakaların %90’ında belirli bir düzelme) One Flew Over the Cuckoo’s Nest filminde söylendiği gibi yıllarca akıl hastanelerinde cezalandırma ve kontol etme amaçlı suistimal edilmiştir ve hala sorgulanmaktadır. Modern uygulamalarda hasta veya vasisinin onayı gerekmektedir ancak bazı durumlarda rızanız olmadan da yapılabilmektedir.

Yöntemin en ilginç tarafı akut yan etki olarak bellek kayıplarına yol açabilmesidir. Hasta hem uygulamadan haftalar veya aylar öncesine ait olayları hatırlayamayabilir hem de uygulamadan sonra olayları uzun süreli hafızaya atamayabilir. Ancak bu durum yöntemi bir hafıza silme yöntemi yapmaz. Zira bu bellek kayıpları uzun dönemli değildir. Genellikle de ufak tefek şeylerin hatırlanmamasına yol açmaktadır. Hafızasını silmek isteyenler için üzücü ancak merak etmeyin yakında şu haplar ile bu da mümkün olacak (ayrıca bkz.).