…insan denen hayvanın ilk ikisi dünyaya düştüler. Adem ile Havva.İlk günlerinde elma olayı yüzünden birbirlerini biraz suçladılar, küs kaldılar. Konuşmadılar birbirleriyle. Başladılar gezinmeye. Dolandıkça anladılar ki mekan şahane, çiçek, böcek, kuş, et, süt, yumurta, ortalık yemyeşil. Bu vesileyle neşeleri yerine geldi. Çevrede, ortamın güzelliğini paylaşacak bir insanevladı bulamayınca barışmaya karar verdiler. Havva parmaklarını birleştirip küs yaptı, Adem bozdu. Başladılar sevişmeye.Çocuk yaptılar. Çocukları da çocuk yaptı. Ortalık çocuktan geçilmez oldu, safi sübyan doldu.Bu çocuklar geliştikçe düşündüler, düşüncelerini paylaştılar. Etrafı daha bir yakından incelediler, bir tanesi dediki; biz bu etrafımızdaki mahlukatların alayından daha zekiyiz, farkettiğiniz üzere bunlar konuşamıyor bile, demekki biz buraların efendisiyiz, çiçek böcek hayvanat ne varsa hepsi bizimdir. Diğerleri onayladılar ve böylelikle bu nesilden itibaren insanoğlunun götü bir nebze daha arşa yaklaşmış oldu.
İleride pisboğazlar doğdu, dediler ki, madem çiçek böcek binbirtürlü mahlukat bizimdir, yeriz lan biz bunları.
Mucit nesil geldi, hacı ateş versene diyene ateşi buldu. Ayağımızı yerden kessin yeter diyene tekerlek icat etti. Amcaoğlunun düğününde havaya atmak için, taşı oduna bağladı silah yaptı. Böyle böyle yaşarlarken sevişmeyide ihmal etmediler. Canı sıkılan etraftaki güzelliğe bakıp galyana gelen tuttuğunu zitti, yeni yeni nesiller doğdu. Her nesil bir öncekinden daha sivri zekalı oldu.
Gün geldi, mekana sığamaz oldular, sıkış tıkış yaşar oldular, yine bir sivri zekalı fikir ve düşünce hareketlerinde bulunmayı uygun gördü (pisboğazlar akımını başlatan düşünürün sekizinci göbekten torunu). Bir gün sıkış tıkış otururlarken çıkıp dedi ki; biz böyle göt göte yaşıyoruz ama gözünü sevdimin dünyası dev gibi be kardeşim! ağaç desen bol, yemek desen bol. Ben şimdi şu arka taraftaki ağaçları kırpsam onların yerine bizim ortanca oğlana bir ev diksem ne de şahane olur, yaşar giderler refah içinde, ve yaptıda.
Bunu gören diğerleri de başladılar ağacı çalıyı budamaya. El birliğiyle ormanın, yeşilin anasını zittiler. Şehir kurdular kendilerine.Şehirli olmalarıyla birlikte makadları iyice havalara uzandı, yer ile doksan derece açı yaptı. İsimlerini modern koydular, hayvanı ormanı beğenmez oldular. Kıçı açıkta kalmış orman hayvanları mecburen şehir içinde dolanmaya başlayınca, onları da, sittirin gidin lan burdan gerizekalı orman hayvanları biz burda modern modern yaşıyıcaz diyerek, tekmelediler (günümüzdeki kedi tekmeleme vakalarının ilkleri bu tarihte görülmüştür).
Bir süre sonra, üzerinde pürüzler bulunan dünyayı düzleştirip, yerine birşeyler inşa etme fikrinin de boku çıkartıldı. Ev yapalım diyenler, otopark yapalım, golf sahası yapalım… demeye başladılar. Yusyuvarlak yaptılar gezegeni, çentik bırakmadılar üzerinde.
Ne yaptıklarını sonlara doğru farkeder oldular, bu seferde modern-duyarlılar peydah oldu, kesmeyin lan ağaçları şerefsizler, rahat bırakın hayvanatı onlarında canı var, tavrını benimseyerek günah çıkartma yoluna gittiler. Bir öncekilere bok attılar. Kar etmedi.
Hepsini yaparken sevişmekten kimse kopamadı, dünya üzerinde bir insanevladı olsun sevişmeden/çoğalmadan duramadı. Yavaş yavaş başlara döndüler, yine göt göte yaşar oldular. Ardından yaşayamaz oldular. Su kalmadı, ağaç kalmadı, hayvanat kalmadı, dünya kalmadı ne varsa tükendi. İnsanlar da tükendi, ölüp gittiler.Milyonlarca yıl geçti, hava temizlendi, etraf ağaç doldu, binbir türlü börtü böcük hayvanat türedi, ortam yine şahane oldu.İlk iki akıllı, ismi daha konmamış hayvan dünyaya düştü. Bir erkek, bir dişi. İlk günlerde avokado olayından olayı birbirleriyle küs kaldılar…
yorumlar
DAHA GÜZEL ANLATILAMAZDI DİYORUM, ŞAPKA ÇIKARTIYORUM!koskoca dünyayı mahfettiğimiz yetmiyor gibi, o dünyanın sahibi olmayı, onun nimetlerinden faydalanmayı en çok hakeden hayvanlara da zulmediyoruz. yaşanacak yer bırakmıyor, soylarını tüketiyoruz.”circle of life” diye açıklardı Aslan Kral filminde baba aslan oğlu Simba’ya…Ne “circle” kaldı ne de “life” artık…
cevval world tabe.bi gazeteye köşe yzısı olarak beklioruz.editörler duyun sesimizi.sevişmeden kopamama olayı çok doğru harbiden küs -boz-seviş felsefesi tuttum hoju.toplumsal mesaj sağlam olmush.
cevval world tabe.bi gazeteye köşe yzısı olarak beklioruz.editörler duyun sesimizi.sevişmeden kopamama olayı çok doğru harbiden küs -boz-seviş felsefesi tuttum hoju.toplumsal mesaj sağlam olmush.
Bi yazıdan iki beklentim vardır benim:1. Bana bişeyler katmalı2. Eğlenceli olsun, ama altıma sıçtıracak kadar …Bu da 2.ye giriyo:>
cevval:))insanız deriz bir değil mi:))sen bu insanlık tarihini bu kadar iyi kara mizah tarzında anlatmışsın ki, kendimi yaptığın tüm ince esprilere kaptırıp gülümsemek istedim, yapamadım…Durumun vahameti bu kadar net…Eline sağlık:)
şurayı okudum da…belki uslubunuz böyle olabilir saygı duyarım fakat, mevzu bahis olan kişiler peygamber olduğu zaman dikkatli olmalı diye düşünüyorum…gerisini okumadım, kusura bakmayınız.yine de emeğinize sağlık…
@cevval, ellerine sağlık…@zulcenaheyn, tartışma kapılarını aralamışsın yine bakıyorum… Çotanak diyerek Adem ve Havva oldu değil mi? Aksi mümkün değil! Ulvi bir yere dayandırıp üzerinde düşünmemek daha kolay geliyor. Mesela yazının kalanını okumamak, mizaha açık olmamak…Bu arada, Adem ile Havva peygamber mi? (cehaletimi mazur gör)Ayrıca benim aklıma takılan birkaç soru var, çok ciddiyim bakış açını merak ediyorum.-Peygamber tam olarak nedir? Adem ile Havva peygamberse nasıl ilk insanlık günahını işliyorlar?-sav, hazreti gibi tabirler kullanmazsak saygı duymuyor mu oluyoruz? Bu saygı içeren terimler neden dini tabirler gibi algılanıyor, onları kullanmazsak ters ters bakılıyor?-Denir ki tüm hayvanlar insanların hayrına yaratılmıştır. Yemek ve diğer yollarla faydalanmak üzere. Bu mümkün olabilir mi? Yukarıda Cevval’in de bahsettiği gibi bir ekosistemden bahsetmekten vazgeçip “ulan bu bizden salak/güçsüz) biz bunu ehlileştirelim” demiş olamaz mıyız?-Şurada bahsettiğim adam sence günde 5 vakit namaz kılsa, orucunu tutsa, zekatını verse, hacca gitse cennete mi gider?
sevgili @redorackyazarken farketmedim(toyluğuma verin) fakat siz ifade edince, olayı bir tartışma boyutuna çektiğimi görüyorum. ahkamım üzerinde oynamak yerine yazara buradan özür diliyorum. fikrine saygısızlık ettim.sorularına cevap mercii değilim. biraz kitap karıştırmışlığım var fakat, dini meseleler birden fazla ilmi ve dini alanın hazmi ile halledilebilir. ama yine de kendi kısır fikirlerimden biraz bahsedeyim. siz kendi çabanızla belki birşeyler çıkarırsınız.- ben hz. adem’i peygamber olduğunu biliyorum. sanırım hz. havva peygamber değil. peygamber bayan yok diye biliyorum.- peygamber insanı allaha götüren geminin hem kendisi hem kaptanıdır. onları kabul etmeden de iman edilir fakat bu gemiye binmeden atlantik’i geçmeye benzer.peygamberler günah işlemez. onların sıfatlarından biri de ismet tir(linki okumadım) bu günahsız manasına gelir. hz adem ile havva dünyada günah işlemediler. dünyaya sadece günahlarına bedel olarak gönderildiler.-saygı ifadeleridir. isteyen kullanır isteyen kullanmaz. bazıları hassas olduğu için “kullansana kardeşim” diyebilir. bu gibiler üslupları nisbetinde ciddiye alınmalıdır. ama sonuçta bunlar şekil durumudur. sen heryerde bu gibi kelimeleri kullanmayanları tedip et, uyar ondan sonra git bir başkasına sosya hayatta saygısızlık yap. işte bu durum da tezatlık vardır. bu insan samimi müslüman olma yolunda kredi kaybına uğramıştır.-burayı anlayamadım. belki ceval’in sözleriyle bağdaştırdıüın içindir. çünkü yazıyı okumadım.-cennete gitmek için lazım olan iman sahibi bir kalptir. yani son nefeste o imanla gitmektir. işlediğin farzlar, görevlerini yerine getirmiş bir işçinin patronun karşısına gururla çıktığı gibi allah’ın karşısına seni çıkartır. fakat görevleri yaparken, yolsuzluki sahtekarlık, saygısızlık veya başka günahlara girdiysen ve bunları sildiremediyse, bunların cezasını önce tahsil ediyorlar sonra cennete alıyorlar. yani ön şart iman.allahın affediciliğide önemli bu noktada, isterse sadece imanla gelmiş birisini affededebilir. bu insanın yaşantısyla ilgilidir.daha geniş ele almak isterdim fakat uykusuzluk ve yorgunluk var biraz…
ohooo ne olmuş buralar böyle. din kültürü ve ahlak bilgisi bölümünde söyleyebilecek birşey bulamıyorum benimle ve yazımla gayet alakasız olmuş kanımca.ancak en başta yadırganana dönecek olursak, “insan denen hayvanın ilk ikisi dünyaya düştüler.” bu cümleyi bir ayrıştıralım, adem ile havva’ya hayvan dendiği anlamı çıkartılabilecekken, aynı zamanda bütün insanlığın hayvan olduğu manasıda bulunabilir pekala.insan’ın hayvan olup olmaması gibi biyolojik tartışmaya mahal vermeden insanlığı tamamen bir hayvan türü olarak kabul ettiğimizde, insan olduğundan şüphe duyulamayacak peygamberlerde haliyle hayvan sıfatını kazanmış olur. bu demek değildirki peygamberler kötüdür, aşağılanmıştır. ancak bu önerme kabul edildiği takdirde peygamberleri genellemenin dışında bırakmak tezat oluşturur.Dersen ki bana, insan insandır kardeşim! ne hayvanı ağzını topla! saygı duyarım ama çıkıpta, insanlar hayvan olabilir ama sen nasıl kalkıpta koca peygambere hayvan diyosun be hıyar adam! ee o zaman saçmalamış oluyoruz.Dipnot: şu yazı üzerine bu tarz bir tartışmaya girebileceğim aklımın ucundan geçmezdi.
Harika olmuş yazı..Bizler dünyaya tüketmek için geldik zaten..En başta yiyerek tüketmek zorundayız.. Yaşamak için..Ağaç kesme konusunda 1 ağacın yerine bir sürü ağaç dikersek diyeceğim ama betonlaşma sonucu dikecek yer kalırsa eğer….
@zulce, gerçekten bakış açını merak ettim. İnan deli gibi ve hatrı sayılır polemik çıkar söylediklerinde ancak niyetim ortayı kızıştırmak değil, bu konuda gerçekten nasıl düşündüğünü öğrenmek idi. Tavrın için sağol. Üzerinde tartışmaya gerek var mıdır yok muduru tarttım açıkça. Bazen bazı şeyleri aralayıp karşılıklı edinimler sağlamak amaç olur. Ancak iki taraf da buna kapalıysa gerçekten çakişmeye, değişmeyecek, üzerinde düşünülmeyecek şeyler için çabalamaya gerek yoktur.@cevval, araya girip mizahını böldüğüm için özür dilerim…
bölünmesi mühim değil @redorack, ben gün boyu yapıyorum. :))
@redoackumarım cevaplar(tabi denirse) sizin için tatminkar olmuştur. ben sadece kafamdakileri söyledim. bunlar doğru diye söylemedim. elinde sopası olmayan herkesten birşeyler öğrenmek isterim. sopa bazen benim elimde olursa kaale almayınız.iki taraf derken beni bir taraf olarak görmüşseniz -ki ben sizi öyle görmedim.- ben açığım bazı şeyleri konuşmaya ve düşünmeye. ama kapasitemi aşarsa yapacak birşeyim kalmaz.@cevval beyilk ahkamımın düzeltmesini ikinci de ifade ettim. fakat bu düşüncemin değiştiği manasına gelmiyor. sonuçta insanı biyolojik bir varlık olarak hayvan diyebilirsiniz ama peygamberleri aynı sınıfa sokmayın. varsın önerme sağlamasın. önermeler kurtarmaz adamı. belki saygıdır baki kalan.özetle düşüncem değişmedi fakat, düşüncemin sizde yapacağı yansıma ters olur duygusuyla özür diledim…
Basligi X FILE modunda olmus biraz… ve yazida gayet ironik olmus..bas kahraman ademden yola cikarsak bu kurguyu biraz daha genisletmekte yahut kamera arkasina almakta fazla 1 sakinca olmaz sanirim..tabi dunya tarihine katkisi goreceli olan ilk hatun kisisi Lilith’in katmadan…bunun sonrasinda dunya sahnesinde 2. vukuata adini yazdiran kabil ve model olusturdugu akim sayesinde insanlar birbirini oldurmeye baslarlar… sonra 1 bakmislar; yok sen benim salatalik tarlama girdin ,yok kasinin ustunde biyik var mezurati yuzunden ahali birbirine kiyar olmus.. demisler 1 cozum bulalim buna ve ellerindeki odunlarla toplumsal düzeni sağlamaya çalışan ilkçağ kolluk kuvvetleri birligi peydah olmus..tabi gel zaman git zaman kolluk kuvetleri ile arayi iyi tutmanin yollari cikmis ortaya ; 1 kuzu , 5 ayi postu,2 balta exc…verip , vukuatlari hasir alti etmek adet olmus,sonra suc patlamasi olmus, modern cag evleri adi altinda insanlari tikadilar 1 yerlere…sonrasi bilindiksu seytan olmasa kim sorumlu olacak…
ben başlığın aslında American History X‘e benzemesini istemiştim.kabil ve habil aklıma gelmedi değil ancak, gerçek efsanelerden veya tarihi olaylardan alıntı yaptığımda bu yarattığım hızlı ilerleyen uydurma olaylar dizisi daralıp biraz daha gerçeklere bağlı kalmak zorunda kalır diye düşündüm.Kolluk kuvvetlerine biraz yer vermek hikayeye renk katarmış, şimdi @İLLERİN yazınca kafama dank etti.@zulcenaheyn düzeltmeyi farkediyorum ama hala çelişkilerdeyiz sanırım.
bu şekilde düşündüğümüz zaman peygamber insan değil manası çıkartmak mümkün değil mi? dediğim gibi peygamber seçilmiş kişi olabilir, günahsız olabilir, diğer insanlara doğru yolu gösteren fevkalade niteliklere sahip bir insan olabilir. ancak eğer insanların tümüne hayvan dersek ki diyorum, ee bu durumda kendiside bir insan olan peygamberi bu kategoride değerlendirmenin yanlışı nerede onu kavrayamıyorum.
bir kere insanın biyolojik veya başka farketmez, hayvan sınıfına nasıl sokuyorsun. sence ilim de böyle mi söylüyor. ben göremedim bir link varsa. bu noktada akıl hayvanlar içinden insana mı verilmiş oluyor. yani insan; düşünen hayvan öyle mi? olay sadece bir espri ve benzetmeden ibaretse sözüm yok fakat bilimsel diyorsani, kaynağı merak ettim.@redorack in kehaneti de gerçekleşiyor bu arada…
heh işte böyle de canımı ye.diyorum. bilimsel bir kanıt sunmadan diyorum hemde, bunu ilk defa ben söylemiyorum. bu gerek mizahi bir yakıştırma olsun, gerek mantıken akıllanmış hayvan teorisinden ileri gelsin, çok bilindik bir benzetmedir. doğada var olduk mu? olduk. bizimle birlikte bilumum hayvanat var oldumu oldu. bi biz akıllıyız diye kendimize insan dedik o kadar. bir inek için hiçbirimiz diğer hayvanlardan pekde farklı sayılmayız. bende dedimki insan denen hayvan hatta değiştiriyorum kendisine insan diyen hayvan diyorum. hayvan olmak kötü birşey demiyorumki, hepimiz gerizekalıyız, mongoluz, pisiz, kakayız da demiyorum. Belki muhteşem yaratıklarız, muazzam tasarımlarız, diğer hayvanlardan her yönden üstünüz, ama yinede hayvanız diyorum.insanın hayvan olduğunu veya olmadığını kanıtlamak için bir bilimsel veri olması mümkün müdür sence. tamamen yakıştırmayla alakalıdır. bu ayırımı yapabilmek için bulunabilecek en bilimsel kanıt TDK’dan çıkar anca öyle, bak bu kelimenin anlamı böyledir demekki insan hayvan değildir, diyebilirsin o kadar.
Toplumu balik hafizali bireylerin olusturdugunu dusunen Hayvan bilimcileride hesaba katmak gerek…
acaba yolda giderken biri birine derse-aa hayvana bak! hayvan oglu hayvan!acaba ne olura:b:c:d:e:
yazıya…… :))))))))))))))
– hayvansın sen+ bana hayvan mı dedin sen?- o anlamda değil canım şey olaraktan+ ney olaraktan?- yani biyolojik olarak, lisede biyoloji dersi görmedin mi?+ gördüm- hah işte, aslında bütün insanlar hayvandır, yani sen, annen, baban, ben, bizimkiler, yani dünyada……+ ananı(güm)
harbıden hayvanmış
döven mi?
hı hı
şimdii, insanın hayvan olduğunu aristo söylemiş eskilerde, “insan sosyal bir hayvandır demiş”onu bırakalım da ben matrix filminin ilkindeki bir sahneden bahsedeyim sizeajanlar morpheus u yakalar ve soruşturmaya alırlar, ajan(hani sonradan kendisini çoğaltan ajan) morpheusa insan ile ilgili bir iki şey söylerinsanın omurgalılarle memelilerle çok hücrelilerle ilgisi olmadığını yalnızca ve yalnızca bir canlı ile benzeştiğini söylerMİKROPLAR la, her iki türün de oldukları alanı değiştirip diğer türler için yaşanmaz bir hale getirdikten sonra terketme güdüsüne sahip olduğunu belirtir.sonuçta insanı tanıdıkça hayvanı sever oldum afına katılıyorum, amaçsız olarak kendi türünü öldüren tek canlıdır insan
avokadonun yaninda elmadan sonra insanligin basina gelmis bir not olaydi keske yemeselerdi bari avakaoyu :-))) tabi elmadan evvelde armut yenmis olmasiligi yüksek !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
yazı tahmin etmediğim noktalara gelmiş.ben içeriğinden sadece güzelim dünyayı mahfetmek kısmını almıştım. meğer ne detaylar varmış.bu arada zulce, tartışmalardaki duruşunu ve tarzını gerçekten çok takdir ediyorum.redorack sorusunu gayet net sormuş ve aslında hassas bir konuya değinmenize rağmen ikiniz de ne kadar hoş bir üslupla tartışmışsınız. keşke hep böyle olsa.
çoksesliliğin bu yanına bayılıyorum, olay kakofoniye dönmeden konuyu farklı yönlerden alıp fikir belirtmek, farkındalık yaratmak, yazının sahibine zarar vermeden tartışmak, bu ortamları yaratabilene helal olsun, valla!
doğru esasında yazının, farklı yönlerden ele alınıp incelenmesi, düzeyli bir ortamda tartışılması güzel şey. ancak ne biliyim o cümleyi yazarken bu yönden eleştrilebileceği aklımın ucundan geçmemişti. kendimi hiç hesapta olmayan savunmaları yazarken buldum bir anda.
savunma olarak alma cevvalim portakalım:)fikir tartışması diyelim.ve çok da tadında olmuş.
zeki miyiz? neye göre? zaten zannettiğimiz kadar zeki olsaydık bu güzel yazının sonundaki gelişmeler olacak olmazdı. o kadar zeki olsak kendi yokoluşumuza bu kadar yollu olmazdık. O.K.Z.O idik bizim de bu dünyayı diğerleriyle paylaşan paşa paşa sonsuza kadar yaşayabilecek bir sistemin içinde olan türlerden yalnızca biri olduğumuzun farkındalığıyla yaşayabilirdik. koca bir türü yok ettikten sonra, kendimize, özel ısıtılmış bireysel cehennemler tahsis edildiğini düşünmezdik.
çok zeki değiliz, çok da aptal değiliz. ondan hazırladık galiba yok oluşumuzu. ortada kalınca aptallığa yakın bir zekilik hakim oldu tüm dünyaya.