bildirgec.org

tarih hakkında tüm yazılar

Cennet Meyvesi (Punica granatum)

akoni | 02 September 2012 09:18

Bir söylence vardır; “nar tanelerini dökmeden yiyip bitiren cennete gider,” diye. MÖ. 3200’lerden beri birçok belgede narın adı geçer. Nar Hitit kaynaklarında tahıla dayalı gıdaların yanı sıra önemli bir yere sahiptir. Mitolojik öykülerde de adına sıkça rastlanan bir meyvedir. Anadolu tanrıçalarından “Kubaba“, Yunan tanrıçalarından “Hera” ve “Afrodit“in sembolü, ağacın dalları ise bu tanrıçaların saçlarını taçlandıran birer simgedir.

Olimpiyat tarihine yolculuk

zvitamini | 03 August 2012 11:00

olimpiyat
olimpiyat

içinde bulunduğumuz günlerde 2012 LondraOlimpiyatlarıdevam etmekte, fakat ben sizi biraz eskilere götürmek istiyorum bu yazımda. Olimpiyatların tarihine bir yolculuk yaptığımızda karşımıza çıkan ve pek çok kimse tarafından bilinmeyen Olimpiyat hikayeleri ile olimpiyatların bugünlere nasıl geldiğini görelim.

Öncelikle ilkolimpiyatların ne zaman ve nerede yapıldığı hala bir muammadır. Tarihe yapılan yolculuklarda ve araştırmalarda birçok köy, kasaba, şehir hatta devlet efsaneleri ile karşılaşılmaktadır. Bu efsanelerden bir tanesi; Roma mitolojisinde Herkül, Yunan mitolojisinde ise Herakles olarak adlandırılan, Zeus ile Miken‘in kızı, Alkmene’nin oğluna aittir. Bu efsaneye göre Herakles; Antik Yunanistan’ın Olimpia kentinde olimpiyatlara benzer bir oyuna katılmış ve kazanmıştır. Kazandığı zafer sonrası bu tür oyunların her 4 yılda bir düzenlenmesini istemesi ile ilk olimpiyatların başladığı iddia edilmektedir. Başka bir mite baktığımızda ise; Tanrılar onuruna düzenlenen oyunlarla Tanrıların sevgisini kazanmak adına ilk olimpiyatların başladığı iddia edilmektedir. Bu mitler ve iddialar ne olursa olsun, tarihçilere ve araştırmacılara göre ilk olimpiyatların temelinde dinsel bir tören olduğu kesin bir dille ifade edilmektedir.

ilk modern olimpiyatlara geldiğimizde ise, 1896 yılında Yunanistan’ın Atina kentinde düzenlendiğini görmekteyiz.

disk atma
disk atma

Asıl ilginç olan noktalara bakarsak; olimpiyatlarda pek fazla bilinmeyen ve çok eskide kalmış şaşırtıcı şeyler olduğunu görebiliriz.

Eski zamanlarda olimpiyat oyunlarındaki karşılaşmalar tamamen bireye dayalı gerçekleşmekteydi. Bu yüzden olimpiyatlarda takım oyunu ve takımlar bulunmamaktaydı.

Avrupa’da Yamyamlık 1

ahmetf | 14 May 2012 15:48

Günümüz dünyasında Avrupa’nın yamyamlığı bile bilimsel bir şekilde sunulmaktadır, nasıl mı?

  • 19. yüzyıl Danimarka’sında idam edilen mahkumların altında, elinde bardaklarla bekleşiyordu halk. Tabii ki infazdan sonra aşağıya damlayacak sıcak kanı doldurmak için. Taze insan kanının epilepsiye iyi geldiğine inanıyorlardı. Bu ürpertici inancın kökeni ise 2000 yıl öncesine dayanmakta: Romalı Doktor Celcus dönemine… O dönemlerde yaralı gladyötörlerden alınan kan hastalara veriliyordu.
    Tarihte kendi insanının et ve kanına bu denli ilgi duymuş bir kıta bu ve bunun gibi örnekler olmamış gösterilip temize çıkarılmaktadır.
    Kaynak: Derin Tarih Dergisi

Xinhai Geming (1911 Revolutions) (2011)

Melrajas | 28 December 2011 09:43

20. yüzyılın başlarında Çin’de kriz hakimdir. Ülke savaşan muhalif gruplara bölünmüş, vatandaşları açlıktan kıvranmakta ve son yapılan politik reformlar meseleleri iyileştirmeden öte daha da kötüleştirmektedir. Yedi yaşındaki imparator ve onun acımasız annesi imparatoriçe Dowager Longyu (Joan Chen) tarafından yönetilen ve iktidar olan Qing Hanedanlığı, 250 yıllık sorgulanamayan gücünün ardından tamamıyla dokunulmazlık kazanmıştır. Sıradan vatandaşların açıkça isyan etmeye başlaması ile birlikte Qing Hanedanlığı, isyanları bastırmak için “Yeni Ordu” adı altında güçlü ve modern bir ordu yaratmıştır. Fakat o dönemde silah almak pahalı bir iştir. Umutsuzca para arayışı içinde olan Qing liderleri ellerine geçen her şeyi yabancı ülkelere satıyorlardı. Bu süreçte Çin’in geleceği de satılıyordu tabii ki.

Huang Xing (Jackie Chan) modern savaş sanatı eğitimi aldığı Japonya’dan yeni dönmüştür. Ülkesinin parçalanmaya yüz tuttuğunu öğrenen Huang Xing, kılıcını kuşanıp, gücü elinde bulunduran Qing Hanedanlığı ve Yeni Ordu’ya karşı gittikçe umutsuzca süregelen vahşi isyanlara önderlik etmekten başka şansı olmadığını hisseder.

Bomonti Tarihe Meydan Okumaya Devam Ediyor

nuko | 19 December 2011 16:12

Yılların eskitemediği filmler vardır. Diziler, hatta web dünyasının fenomeni olmuş videolar… Replikleri kelimesi kelimesine ezberlenmiştir ve her hatırlandığında yüzlerde tebessüm oluşturur. Bomonti’nin, yeni projesi Tarihe Meydan Okuyan Sesler’le herkesi eski günleri yad etmeye davet ediyor.

Kullanıcılar, Facebook hesapları ile siteye bağlanarak hafızalarda yer etmiş onlarca repliğe ulaşabiliyor dahası en beğendiklerini bir araya getirerek seçtikleri fon müziği ve ses efektleri eşliğinde kendi eserlerini oluşturabiliyor. Ses dosyaları bilgisayara indirilebiliyor ve cep telefonu melodisi olarak kullanılabiliyor. “Eğlenmek herkesin hakkı” diye düşünenler, eserlerini Facebook ve Twitter profillerinde paylaşarak arkadaşlarının da keyifli dakikalar geçirmesini ve bu eğlenceli uygulamadan haberdar olmasını sağlayabiliyor. Site üzerinden Bomonti Facebook sayfasına da ulaşmak mümkün.

Dünyanın Gelmişi Geçmişi

bithikotsis | 01 April 2011 10:01

Antik tarihe ait kapsamda milattan 1000 yıl önce, milattan 1000 yıl önce ile milattan 500 sonra arası – hayatta kalma,güç ve savaş-, milattan 1000 yıl önceden sonraki bilgi ve bilgeliğe yönelik girişimler başlıkları ile tüm tarihi bilgiler burada verilmiş.

Ayrıca 6.yüzyıldan 21.yüzıla kadar tüm olayları takip etmeniz ve incelemeniz için güzel bir site. İngilizcesi iyi olanlar için ve tarihe meraklılar için ideal.

Son Kurtuluş Çabamız

akbelen79 | 02 March 2011 22:46

Kurtuluş savaşı’nı tarih olarak hepimiz biliriz zaten. Ben bu yazımda size tarihimizi anlatmayacağım zaten. Çünkü bilinen bir şeydir. Ama bilinmeyeni şöyle masal gibi anlatmaya çalışacağım.O devirde yaşamadığımız için tam olarak ifadeler yerini tutmaz.
İnsanlar yüzyıllarca beraber yaşadıktan sonra Meşrutiyet ve mutlakiyet akımlarının etkisinde fazlaca kalarak ve Avrupa’dan esen rüzgara kapılanlar sayesinde memleket yanmaya başlamıştır. Genel olarak madde madde nasıl etkilendiğini sayalım.
1- Azınlıkların Balkanlarda kışkırtılması,
2- Azınlıklara vaad edilen özgürlükler,
3- Şavaşa katkı yapanlara verilecek mükafatlar,
4- Yönetimin boşluğu,
5- Fakirlik
6- Can güvenliği,
Şimdi yukarıdaki maddeleri biraz açalım isterseniz;
Azınlıklar hemen her yerdeydi Osmanlı Devletinde. Bir ülkeyi bölmek istiyorsanız , ülke içindeki birleştirici unsuru biraz bozmak yeterli olmaktadır. Aslında bir gayri müslimi öldürüp , Müslümanlar katliam yapıyor diyerek halkı kışkırtmaları savaşmaktan daha kolay ve sonucu kesin olan bir uygulamaydı.

John Rabe (2009)

dnz81 | 01 February 2011 09:47

1937 Nanking savaşının hemen ardından oluşturulan güvenlik bölgesindeki binlerce Çinli insanın hayatını kurtaran John Rabe’in öyküsü.
Bu tarihsel hikayede yönetmen Florian Gallenberger, başrollerdeyse Daniel Brühl, Steve Buscemive John Rabe rolünde Ulrich Tukurvar. Ulrich Tukur’u The Lives of Others (2006), The White Ribbon (2009)ve Amen. (2002) filmlerindeki başarılı performansıyla hatırlıyoruz.

Schindler’in Listesifilminin farklı bir versiyonu olan bu yapımda, John Rabe eşiyle birlikte Çin’de yaşamakta ve ünlü bir firmanın müdürlüğünü yapmaktadır. Yaşanan savaş facialarıyla birlikte kişisel bağlantılarını da kullanarak Çinli halka yardım için son kuruşuna kadar fedakarlıktan kaçınmayacaktır ki ailesi de tüm bu dramdan payına düşeni alacaktır.