Şİmdi dolunay zamanı… Gecenin en romantik , en aşık , en sevdalı anları… eşimle beraber yazlığımızın balkonunda , hem çilek sefası yapıyor , hem de gözlerimizi kapatıp hayli mehtapların ışıltılı keyfini sürüyoruz…
Sahil şimdi bomboştur … esinti kesin herkesi kovmuştur… Çünkü düne nazaran hava serin… Rüzgarın her esişinde balkonda bile üşüyoruz… Kulağımız içeri de uyanıyor mu yavrumuz diye… Ürkek ürkek kulak kabartıyoruz tüm kıpırtılara… Şükür , ses seda yok…Balkonda dolunay keyfimize devam ediyoruz… Aşk meyvaları , ayartan tatlarıyla çilekler , pek yakışıyor seyrimize… Komşularımızdan gelen taş sesleri okey kapışmasının habercisi… Aklımız üniversite yıllarına gitti… Denize nazır kafelerde umarsızca taş salladığımız yıllara… Canımız çekiyor… Ama yanlış zaman , yanlış mekan… Başka bir gençlik baharına erteliyoruz , reenkarnasyondan medet umarak…
Öyle ya şimdi dolunay zamanı… Gecenin en hüzünlü , en ağlamaklı , en sarılmalık zamanı … Ruhları havai heves , en taze aşıklar gibi , sarmak lazım avutulası ateşli bedenlerimizi…Ne mümkün … Yavrumuzun geceyi yırtan muhtaç ağlamaları tüm hayallerimizi darmaduman ediyor… Hemen koşup ilgileniyoruz oğlumuzla… Unutmuşuz… Üniversite bitmiş , mesut ve bahtiyar , çoluklu çocuklu bir aile oluvermişiz… Birbirimize gülümsüyor ve hayata kaldığımız yerden devam ediyoruz…
yorumlar
Kim demiş “Evlilik aşkı öldürür.” diye. Gerçek bir aşksa sözkonusu olan, ölmüyor işte. Hatta işin içine bir de o aşkın meyvesi, canından bir parça çocuğun girdiyse, daha da katmerleniyor duyguların. Ateş hiç sönmüyor.
Hikayenin sonunda kahramanımız kurtadam olacak sandım bir an..
Etiketteki “okeygece” ibaresini görünce birden noluyo dedim. Töbe yaleppim..
algıda seçicilik 🙂
Hakkat ha. Şu duygusal yazıda bulduğum şeye bak, peeh.
çok şeker.Bi soru size çocuk romantizmi bozar mı ?ne kadar
%46,3.
insan o yaşları o dönemleri geçirince (bitirince) yeniden ilk gençlik yıllarına dönüyor. Çocuk, bir yirmili yaşlara gelsin, sen de o zaman 20’li yaşlarına rahat bir dönüş yaparsın:)
Ellerinize sağlık