…Benim görevim yüzünüzdeki hüzün kırıklarını toplamak; size zulmedenin ardından akıttığınız o gözyaşlarına pansuman olmak… Mutluluğum, uykularınızdaki derin huzuru izlerken yüzüme çarpan soluğunuzu hissettiğime şükredip çocuk gibi sevinmek…Doğal olarak gelişen bütün anormalliklere, hayatın ceplerime biriktirdiği taşlar gibi yavaşça alışmak… Benim yanılgım, Kuantum yasaları gereği aslında size hiç dokunmadan, dokunabildiğimi sanmak! Aldanmış eriklere gelecek yıl aynı hatayı yapmamalarını öğütleyip, her bir sonraki yıl onlarla beraber aynı kaderi paylaşmak… Yapmaktan bir türlü vazgeçemediğim, gözbebeğinizin bir refleksi ile bakışlarınıza biriken ipuçlarını okumak… Sizinle bütün acıları denemek ve işin adı güvensizlik olduğunda, ruhumun sizinkinden hiçbir farkı olmadığını size birgün anlatabilmeyi hayal etmek… Üşenmeden, bütün düşen elmalarınızı toplamak birer birer… Hepsi çürük değil elbet…Fakat başımda şu sıralar tornado gibi esen; fikir kervanlarınızı da önüme katıp bir sabah buralardan göçüp gitmek…bu bir pilli patisözüdür!
yorumlar
Hiçbirşey anlamadım..
Fotofilm seyre değer..Tespit böcekleri bilincimize, ruhumuza yapışmıştır da, bana mısın demeyiz. Hiç dokunmadan, dokunabildiğini sanmak hı..
çok link verilince yazının içeriği uçmuş..
Thing tam aklımdan geçenleri ifade etmişsin. Nedense bunları yazamadım, belki yanılıp yazarı incitmekten korktum bilmiyorum, sebepsiz işte..Fedakarlıklarla varolmanın bir insanı kendi tercihleriyle seçilmiş bir yaşamı az ötede bırakıp sabır ve sebat etmek arasında bıraktığı derin araziye sevk edişini görüyorum yazıda..
bundan güzel anlatılamazdı,günümüzün moda deyimiyle, seviyorum bu kalemi
bu kalemi sevmeyen yok zaten de, linklerin araştırma yazılarında verilmesini daha doğru buluyorum, bu tür edebi yazıların büyüsü bozuluyor..Örneğin yazar arkadaşın kitap yazdığını düşünürsek bas bas nereye girip bakacağız..Bu tür yazılar kitap formatında olmalı falan filan..
onlarda da * kullanılıyor, ps,pps,pppps yapılıyor, alt açıklama filan yapılıyor. çok takılmamak lazım. bence güzel olmuş.
canım efendim, kitapta basılmaz zaten, elektronik ortamın imkânları diyelim, yazar da bunu kullanmış,basmayınız sadece okuyunuz, çözüm elinizde…
*-**-*** da oluyor da sonra, nerede kaldığımı unutuyorum..Bak yine takıldım işte..Nerede kalmıştık..
kalbim ege de kalmış.. funda arar mış…
@pbk, yazıyı okuduktan sonra kedi almaya karar verdiğini söylüyordun sanırım.
hahhahaha, aslaaa.Ben, ya kedi ya ben demiş, insanım..
pilli pati, içinden gelmiş…sana göre bir yazı, sıradışı…
Pilli Patii den, daha nefes kesen, okuyunca okuyucuyu içten tetikleyen..Zangır zangır titreten, içini ürperten, yazılar bekliyorum..Bunu yapabilirsin..
yapabilir de, sanki bu yazıyı böyle yazmak istemiş. Konsept bu yani…pbk’ cım
Sıradışı yazardan, sıradan yazılar da çıkar ama olağanüstü diye bir kavram var, niye kendimizi aşmayalım..Beynimizin tüm loblarıyla hop hop oynamak varken..
pbk ya da bişe beyendirmek deveye hendek atlatmak…
pilli pati “You will be loved no worries-3” ile kendisine cevap verecektir sanırım.
Heh, kayvenk anlamış ne demek istediğimi..:), korkmak istiyorum yani olamaz mı..
kop, senden bir şey rica edebilir miyim?
edebilir miyim demen gereksiz, direkman edebilirsin…
”Thing DİYOR Kİ, (07 Temmuz 2008 13:02)gereğinden fazla olağanüstü bir yazı olduğu kanısındayım”Sizin, Olağanüstünüzü hiç merak etmiyorum, mesela..Saksıda ot yetiştirip, günlerce izleyebilirsiniz..
🙂
Ne mutlu size olduğunuz yerde hareketsiz durabiliyorsunuz..Takdir ettim..Gözünüzle fotograf çekip o manzarıyı hep öyle de hatırlarsınız siz..Buna sabit bakış denir..
Rica ederim hayatı tüm renkleriyle görmen adına, dedim bunları..Hayat koyulan kurallar bütünü değildir..Bir ”gay” de nefes alır aşık olur terkedilir..Mesela..karşı komşunun penceresi açıksa, oradan da bakalım dışarı..
teşekkürler tüm yorumlarınıza… öncelikle link yığınağı için hakkınız var. yazıyı okurken dikkat dağılmasına sebep olma riski sınırını aşmışım sanırım.yazıyı linksiz olarak değiştirip yayınlatmak da çözüm, linksiz halini yorum olarak girmek ve linklerini yazı sonuna yerleştirmek de… okurken rahatsızlık çekmiş olanlar postahaneden fikirlerini belirtirlerse bir şekilde önerdiğim iki çözümden birini uygulayacağım.görselleri biraraya topladığımda belki onların içindeki ortak paydanın mesajı da daha iyi su yüzüne çıkacaktır. gerçi @thing genel anlamda yazının vermek istediği mesajı, açık bir üslupla dillendirme nezaketinde bulunmuş. ben de verdiğim göz kalabalığı rahatsızlığından ötürü özür dileyip, yorumlarınızdan öğrendiklerimi dağarcığıma yerleştirip, köşeme çekiliyorum yeniden.
Duyarlı olmanızdan dolayı sizi tebrik ederim Pilli Pati, kendi adıma, örnek alınası bir kişiliksiniz..
bu yazı bir “patisözü” olarak kazınmalı:))“Benim yanılgım, Kuantum yasaları gereği aslında size hiç dokunmadan, dokunabildiğimi sanmak!”Burası çok bilimsel olmuş, “ne biliyoruz ki” belgeselinde izlediğim şey bir daha gözümde canlandı..Çok beğendim eline sağlık.
🙂 evet @best, o belgeselden ben de çok şey öğrendim. hatırlattığın için sağol.
@ Pati, onun ikincisi çıktı, baya güzel izlemediysen mutlaka izle, bende var iki üç günde bir izliyorum:))
hemen not alıyorum
Şarkı ne kadar güzelmiş, inceden mızıka arkadan (: Sehr imponierend.
mızıka ve akordeon..
@kop, resimlerin ortak paydasını yakalamış. Yarabbim, ne kaddar da zeki bir peynir bu! :)(teşekkürler ayrıca, kutup ayıları benim için çok özeldirler)@fevkul bey, Satriani’den sonra bu parçayı size beğendirebildiğim için mutluyum.@dej, aynen ajanlığa ve ince ayrıntıları yakalamaya devam ediyor.
oov..!
bu mudur? budur! @kop yazının şifresini çözdü.
hmmm.benim de algıladığım gibiymiş şifre
kapıları da sevdiğini tahminlediğimdendir…
pek zarif bir bakış açısı bu, hürmetler efendim.aa @mak gelmiş 😀 hoşgelmiş.
hayır mak, sen cozemedin sifreyi. kop cozdu. sen/biz ondan gorduk..;)
hoşbulduk, zarif pilli paticim:)arrogante; öyle olsun, ziyanı yok:)
boyle de bir cicek varmış.
yazdığım yorumu okudun diye düşünüyorum pilli pati’ cim…
sevgili pilli patiBu yazıya öyle fotoğraflar eklemek istiyorumki, ama ne yazık ki kendi bilgisayarımdan uzaktayım biraz beklemen gerekecek..
arrtogante onlar küpeli mi bana mı öyle geliyor ?
bilmiyorum. altında var bir uzantısı. adı da kalp cicegiymis zaten..
@mak, geç de olsa belirteyim istedim. (sen merak edersin şimdi “yorumunu gördüm mü, görmedim mi?” diye)evet yorumunu gördüm. yani burada olduğuma göre şu an görmüş sayılırım değil mi? (pek boş bir ifade oldu ama içimden geldi “yazayım” dedim)tabii ki, “yazının vermek istediği mesajı ilk bilene çikolata vereceğim” felan diye milleti galeyana getirip böyle müsabakaya tutuşturmak falan gibi bir niyetim yok idi. o an sevgili @kop’tan düşen incileri topladım, içimden geldi, yazıverdim “şifre çözüldü” diye. oysa ki, ben yazmadan önce yazıyı okuyan birçokları da şifreyi çözmüş idiler zaten.gerçi @manson’un diline düştüm: link sorunsalı olan bir sanal kimliğim artık. :))ne edeyim? bazen hayat ve kişiler öyle vurdumduymaz oluveriyorlar ki; daralmalar yaşayan yürek sahibi böyle bir anda gitmeler yaşamak isteyebiliyor. fakat kafasında, yüreğinde, aşka verdiği değeri taşımaya devam ediyor. kişi nereye gitse, değer verdiklerine hep “ille de sen” diyor. çünkü neyimiz kimimiz var ki, tutunduğumuz bu hayatta, sevgi ve değer verdiğimiz kişilerden başka?o yüzden link sorunsalım, yazının tamamına dağılmış kalplerin fotoğraf karelerinden oluşmakta… nereye baksam, bir kalp görüyorum. kırılganlığımla geri tepip o kalbi incitmek zor geliyor. işte bu yüzden de çoğu zaman gitmeyi tercih ediyorum.
Bu resmi Deja sana yollamis Paticigim. Nooolur Nicocugum bunu benim icin ekle dedi ben de hatirindan gecemedim naaapiyim…
Bu benden…
Bu kop’dan
Bu da Manso’dan. Sana link veriyorsun diye kizmis mi ne, affetmeni rica ediyor…
anladım pilli pati
sevdim bu yazıyı
E bu bacaklar, kalp olmamış ki Dejavuu..
Pbk, yalnızca harflerle okumak bazı yazıları ıskalamak demektir
dejavunun resmi, fakir ama gururlu bir balerinin askini temsil ediyor.
🙂 doğallık!
got milk? 🙂