İlk sevgilim anal istediğim için terk etti. İkincisi Oral istediğim için… Üçüncüsü ise anal sonrası oral istediğimden;Dördüncüsü sabah uyandığımda “sen kimsin?” diye sorduğumdan bırakıp gitti.Beşincisi sigara içmediğimden – o zamanlar- “çocuksun” dedi terk etti.Altıncıyla yollarımız, ablası olan beşinciyle beraber olduğumuz ortaya çıkınca ayrıldı.Yedi, sekiz ve dokuz aynı döneme denk düştüklerinden bana muhalefet şerhi koymakta gecikmediler oy birliğiyle… En azından biri kalamaz mıydı?Kadınlarım;Beni hep terk ettiler.Onuncusu sonuncusu olsun istedim. Büyük bir sevgiydi. Belki de sevebildiklerimin ilkiydi. Gerçi tam anlamıyla hiç iyi olmadı. Bir zirvesi olmayan sıradağ gibiydi uzayıp giden, acıydı belki tek zirvesi. Acılar içinde kilometrelerce uzakta bitti.Onbir gecikmedi. Fırtına bulutları kadar karanlık güzelliği sökerdi içimdeki benliği. Bir gün ortak bir arkadaşların evinde onuncuyla beraber, ikisinin de parmağı benim resmimi işaret eder. İronik… Aslında onuncu, onbirinciyle biter. Bana kalan çifte keder. Bir de saflığına doymaz bir gülümseme…Sonra uzun bir sürümcümeKadınlardan uzak,Kötü…Kadınlardan uzak,Ayrılıksız…Ayrılıksız, acısız;İyi.Kötü.İyi.Uzun bir sürünceme,Çelişkili…Kadınlarım…Beni hep terk ettiler.Bende onları terk ettim.Bir süreliğine…Aseksüel olmanın ötesinde asosyal geçen bir dönemin sonrasında merhaba dedim onikinciye. Artık şartlar, yaşlar, mekânlar değişmişti. Ben değişmiştim bir kere…6 gün 7 gece… Yetmişti onkincinin gitmesine yeterli gösterilmedim söylenmedi gerekçe…Peşine onüç, ondört, onbeş…Kısa kısaHece heceHızlanmıştı hayat,Daha hızlı elde edipKolayca harcadık.Sebebini alkole bağladık.Terk edip gittiler…Sessizce..Gece gece…Bu yazıyı okumaya katlanan herkese teşekkürler ayrıca;Teşekkürler Devıl…
yorumlar
….
” sustum, şarkı söylemiyorum artık, dul hüznüyle çöken akşamları topluyorum…”
senin sesinden mahrum kalacaksam eger yazmam bir daha kara tahtanın hiç bir bölümüne,
hey gidi Orhan Veli!hey gidi Attila İlhan!hazırola geçiyorum, yazının bana anımsattıkları ile üstadlar karşısında…
Ah pilli paticiğim, senin verdiğin linkler beni de hazırola geçirdi. Hele ki Attila İlhan..Hatırlattığın için sağol.
birincisi o inceciko dal gibi kız,Şimdi galiba bir tüccar karısı.Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.Ama yine de görmeyi çok isterim,Kolay mı? İlk göz ağrısı.İkincisi Münevver Abla, benden büyükYazıp yazıp bahçesine attığım mektuplarıGülmekten katılırdı, okudukça.Bense bugünmüş gibi utanırımO mektupları hatırladıkça…………… çıkar………….. dururduk mahallede……………………. halde………… yan yana yazılırdı duvarlara………………. yangın yerlerinde.Dördüncüsü azgın bir kadın,Açık saçık şeyler anlatırdı bana.Bir gün de önümde soyunuverdiYıllar geçti aradan, unutamadım,Kaç defa rüyama girdi.Beşinciyi geçip altıncıya geldim.Onun adı da Nurinnisa.Ah güzelimAh esmerimAhCanımın içi Nurinnisa.Yedincisi, Aliye, kibar bir kadın.Ama ben pek varamadım tadına.Bütün kibar kadınlar gibiKüpe fiyatına, kürk fiyatına.Sekizinci de o bokun soyu.Elin karısında namus ara,Kendinde arandı mı küplere bin.Üstelik …….Yalanın düzenin bini bir para.Ayten’di dokuzuncunun adı.İş başında şunun bunun esiri,Ama bardan çıktı mı,Kiminle isterse onunla yatar.Onuncusu akıllı çıktı……. gitti ………Ama haksız da değildi hani.Sevişmek zenginlerin harcıymışİşsizlerin harcıymış.İki gönül bir oluncaSamanlik seyranmış ama,İki çıplak da, olsa olsa,Bir hamama yakışırmış.İşine bağlı bir kadındı on birinci,Hoş, olmasın da ne yapsın,Bir zalimin yanında gündelikçi……….leksandraGeceleri odama gelir,Sabahlara kadar kalır.Konyak içer sarhoş olur,Sabahı da işbaşı yapardı şafakla.Gelelim sonuncuya.Hiçbirine bağlanmadımOna bağlandığım kadar.Sade kadın değil, insan.Ne kibarlık budalası,Ne malda mülkte gözü var.Hür olsak der,Eşit olsak der.İnsanları sevmesini bilirYaşamayı sevdiği kadar.(O.V.KANIK)
zoey orhan velinin bu şiirini bilmiyordum gerçekten çok teşekkürler…. pilli pati ve sedaflora linkler için teşekkürler…..
iyi ki Rober Hatemo’nun son güzide parçası gelmemiş aklıma. o, bu yazının ana fikrine uymazdı değil mi?
BEĞENİ İLE OKUDUM, BENZER LEZZET DE BİR YAZI DA BENDEN…..Sunları bir araya toplayayım,Bir güzel muhabbet edelim” diye düsündüm.Mutfak isinden de anlarim.Donattim sofrayi.Bayagi ugrastim.Hepsinin, ayri ayri neyemekten, ne içmektenhoslandigini iyi bilirim.Bayagi da para gitti.Birinin yedigini öbürü yemez.Ötekinin içtigini beriki içmez.Dört kisilik sofra kurdum.Mumlari da yaktim.Bak hepsi, Erick Satie severdi.Hatirladim.Müzigi de ayarladim.Geldiler.20 yasimda ben, 35 yasimda ben,40 yasimda ben ve bugünkü ben dördümüz.Birden yirmi yasimi, otuz bes yasimin karsisina oturttum.Kirk yasimin karsisina da, ben geçtim.Yirmi yasim, otuz bes yasimi tutucu buldu.Kirk yasim ikisinin de salak oldugunu söyledi.Yatistirayim dedim.”Sen karisma moruk” dediler.Büyük hir çikti.Komsular alttan üstten duvarlara vurdular.Yirmi yasim kirk yasima bardak atti.Evin de içine ettiler.Bende kabahat.Ne çagiriyorsun tanimadigin adamlari evine.Ömür dedigin üç gündür,dün geldi geçti, yarin meçhuldür,O halde ömür dedigin bir gündür,o da bugündür..( ALİ POYRAZOĞLU)
güzel….
gerçekten çok güzel bir şiir.pillipati, yazının ana fiklrine uysada olur uymasada sen yeterki mutlu ol…. keyifler kahvehanesinde.
Uzun zamandır zımparalamamıştım kendimi…Prangalar eskiten dilim… Yeterince susmuştuk artık.Libidonun tavan yapıp, cinsel devinimin itme gücünde ki eksiklik yüzünden, kekeleyen kalplerden, her ne kadar sıkılsam da; onlar beni sıkmaya devam ediyor.Düzenekteki pazarit ve boşluklar, sürtünmenin hışmıyla; egosal çelişkinin pis’kanal’izini temizliyor. Tutunduğumu sandığım demir izleri aslında, kelepçelenmiş kahpelik ve masumiyetin kan izlerine karışıyor. Adrenalin ve ter izlerinden oluşan tablo duvarda yerini alırken!Diğerlerini de silmeyi ihmal etmiyor.Fırçanın üstünde ki günahkar lekede, her ne kadar şeytan gülümsese de ilişikte bir melek ağlıyor…
yazdıkların için teşekkürler devilorangel… çok güzel ve degişik bir anlatım….
çok güzeldi, şaşırdım biraz ama beğendim:)
charles bukowski gibi bir adam yazmış gibi duruyor yazı, kadınları anlatan kimi görsem bu şekil hep onu hatırlarım.
keşke şiiir orjinali gibi kalsaydı…