Birhan Keskin
Kahraman Çayırlı
radikal.com.tr adresinden alınmıştır.
Sert ve güzel. Akıcı ve galip. Aşkı en üryan haliyle tarif edebilen. Duruşu olan şiirler, bunlar. Yaşıyorlar, somutlar. Çığlık yüklüler, okundukları yere rüzgâr taşıyorlar. Susan hem. Hem de sustukça bağıran. Sığmayan, taşan aynı zamanda…Birhan Keskin şiirlerini bir bütün olarak anlama çabası, denemesi, bu. Ne kadar başarabileceğiz, bakalım.Keskin’in susma yolculuğu
İlk konuğumuz, “Delilirikler”. Bir tek sözcük de mi fazlalık olmaz bir şairin şiirlerinde. Yok işte. Zeki Demirkubuz’un ve Semih Kaplanoğlu’nun filmleri gibi. Ne bir replik eksik, ne de fazla…Üstelik okuru etkin bir okumaya davet ediyor, Keskin. Şiirinin içine sokması bir yana, okuru bir “okur-şair” düzlemine yükseltiyor. Bilerek eksik yazıyor. Ekleye ekleye değil eksilte eksilte. Boşlukları okurları dolduruyor. “Balkon” ve “saç” sözcüklerini epey kullanması dikkatimi çekiyor, bu ilk kitabında.Peşinden “Bakarsın Üzgün Dönerim”. Tüller ve Silah (Sayfa. 130-131)’ta sekiz kez tekrarladığı gibi şairin: “Sustum”. Sustu, susuyor, susar hep Birhan Keskin.Geride seslenilen bir sevgili, aşk; odak noktasında doğa imgelemleri. Yaz Fotoğrafları…. I’den (Sayfa 138):“Sevgilim beni geçmiş yazlara salılık yaz akşamlarınadenizin ve göğün ritmine saldalganın ve günün beyazına.Sen de kıyısında kal dalgalarıngülümse.”Çocukluğa, geçmişe özlem de şiirlerinin ortak paydası olabiliyor bazen Keskin’in.Üçüncü durağımız “Cinayet Kışı”nda, Ruth (Sayfa 95-97) içinde dört kez “Sus.” diyecektir şair. Sonra “20 Lak Tablet”te bu kez Düet / A’nın (Sayfa 68) bir yerinde “…dağ gibi suskunum” der.Ve “Yeryüzü Halleri”… Salyangoz (Sayfa 16)’da “Ben sustuysam söz de sussun. Olmadı,” ve“susmaya unutmaya uykuyayelteniyorum” der.Doğaya saygı duruş, kitabın her bir şiiri. Ayrıca susmak bir sürü vesileyle misafirliğe geliyor, Keskin’in şiirine..Dağ (Sayfa 21)’dan…“Sabahın karşısında konuşmak ne zor!incecik kül gibi kalıyorsun,Dağ susmaya giden yolu biliyorsen bilmiyorsun.”“Ba” ile susmaya devam: Kırık Anafor (Sayfa 20)’da“Aşağı iller,Susmuş şimdi. Oyy!sa”Uzayan son sessizler…Nihayet bir u-dönüşü, bir kırılma noktası. Mı? “Y’ol”da bağırıyor, Keskin. İlk kez. Sözcüklerin son sessizlerini uzatıyor: Taş Parçaları V (sayfa 17)’te buz, bembeyaz; Taş Parçaları II (sayfa 15)’de çok, I (sayfa 18)’de masal…Susmasının, konuşmasının sebebini açıklıyor şimdi de şair: Taş Parçaları IX (sayfa 21)’da:“Hava aldıkça sızlayan bir diş var içimde.Susmam bundan, konuşmam bundan.”Ayrıca “dağ” sözcüğü çıkıyor sık sık karşımıza…Şiirinin merkezinde, susmak: Taygam (sayfa 61) içinde:“Bütün bir gece oturup boş kâğıtları karaladık.Uzun uzun susmak olmalı bu.”Durmak, “Y’ol”un ikinci kısmındaki şiirlerde, italik yazılmış. Bu, durmayı hafife alma çabası mı şair için? Ama belli ediyorlar hep kendilerini. Belki de vurgulamak için.İyi şiir dersleri: Tahtada Birhan Keskin!
kitapzamani.com.tr adresinden alınmıştır.
Bunca senedir susan şair ne oldu da bir anda bağırmaya başladı? Can Bahadır Yüce’nin Zaman Kitap Eki (1 Mayıs 2006) için yaptığı söyleşide bakın ne diyor şair:“Dilin bana yetmediği sadece bu şiir özelinde doğrudur. Ama bunun bir biçim denemesi gibi görülmesini, anlaşılmasını istemem. Taş Parçaları, üstündeki ateşten de anlaşıldığı gibi, çok harlı bir şiir. Orada her şey fazla. Fazla öfkeli, fazla hınçlı, fazla yaralı. Yazılma serüveni de diğerlerinden biraz farklı; 55 gün içinde yazıp bitirdiğim uzun bir şiir. O yüzden son derece “ham”. Acı ve öfke belki de, en ham şeylerimiz bizim. Harflerin bazen klavyeden fazla kaçmasına izin verdim, tek yaptığım budur. Hamlıklarını bozmamak için de sonradan ellemeyi hiç istemedim. Bıraktım, öyle kalsınlar.”Ne kadar susmalı şair, ne kadarını kusmalı içindekinin? Hoş, farklı bir bağırma, bu. Yine yoğun, sade, su kadar yalın, ama illa sert…
itusozluk.com adresinden alınmıştır.
İyi şiir çarpar, keser, dönüştürür, öğütür, böler. İyi şair de öyle. İyi şiir dersleri bunlar: Tahtada Birhan Keskin! Kusur bulmak, güç; şiirlerinde. İşte bu yüzden ders gibi, biz şiir acıkmışları için Keskin’i okumak.Peki ya bundan sonra yoluna nasıl devam edecek? Bunu elbet zaman gösterecek. Ortalarda görünmeyecek, sormadıkça söylemeyecek, bir yerlerde gizliden gizliye bu garip hayata tahammül edebilmemize yardımcı olacak şiirlerini yazacak.Esas onun duru sesi yankılanmalı etrafta, çınlamalı. Belki susar yeniden. Belki de bağırmak ister yine, çığlığı Türk şiirini doldurur…Belli mi olur?Kim Bağışlayacak Beni, Birhan Keskin, Metis Yayınları, 2005, 184 sayfa, 2. basım Şubat 2007
Ba, Birhan Keskin, Metis Yayınları, 2005, 48 sayfa, 2. basım Şubat 2007
Y’ol, Birhan Keskin, Metis Yayınları, 2006, 77 sayfa, 2. basım Temmuz 2006“Birhan Keskin: Yeryüzüne bakmaya geldim ben”, Söyleşi: Can Bahadır Yüce, Zaman Kitap Eki, 1 Mayıs 2006
yorumlar
hoş çocuk…
Duruşunda bir tuhaflık var, kadın gibi bakmıyor..
“Bana kalsa susardım daha, ama dilimdeki paslı kilit çözülür belki, sapaya kaçmış cümlem uğuldar, içimin kurtları kıpırdar diye gıcırdandım takatsiz…”
“Ömrü gurbette geçenler gibiydim senin yanındaDuymadın mı, çok söyledim?O uzun gurbette,Ben senin “adalet” diye diye nasıl unufak olduğunugördüm.Göre göre, duya duya,yine de bigâne olarak her şeye.Bilmedin ki; ben senin gurbetinde delirmemek içinKalbimin aklıyla ördüğüm bir yıldızlı kubbedeYaşadım.Tecellinin içinde ecel durur sevgilim, görmedin mi?Adaletin içinde bir zalim oturur.”
PenguenPenguenbana sırtını dönmebiliyorum, sana benziyorumve içinde saklı tuttuğun yele.Penguenbenim de içimde saklı tuttuğumbuzlu kıyılar, çığlık hatıralarıben de senin kadar kaçkınım ve yaralı.Kim bağışlayacak beni, penguençizdim senin beyaz ve narin yerini.Bir yanım bembeyaz ışıkkör ediyor, bir yanım zehir geceparktaki salıncağa binmeyibeceremedim bugün ben de.Penguen bana sırtını dönme.Unutmadım aramızdaki beceriksiz dili.Dünya yordu bizi. Benim de söyleyemediklerimvar. Hiç söyleyemeyeceğim onları belki de.Uzun bir yolu geliyoruz seninle, yolu,geldikçe anlıyorum ki, biz,bu dünya üzerinde yürüyemiyoruz bile.Penguen,kim bağışlayacak beniçizdim senin beyaz ve narin yerinielimde unuttuğun ince metalle.{ kim bağışlayacak beni’den}
şairler görülmemeli aslında ama
@kahraman, tanıtımını pek beğendim.
Ohaa. Ben ilk fotoğrafı gördüğümde erkek zannetmiştim.
ayy bu bayan mıymış ?
sağol pilli pati, teşekkür ederim..
kim askerlik yapmış mı?
maskülen şairimiz de varmış
işte şiir böyle olur : ders
böööögggg !bu bir bayan mu???? ohaaaaa tarumar oldum şuvan ………ıyykk!
fotoğrafları koymasam iyiymiş..
yıldırım türker, şairlerin röportaj vermemesi gerektiğini söyler, haklı aslında. görünmemeliler, konuşmamalılar edebi eserleri haricinde.
elle eylül 2009 sayısından
“Aklıma suyun intiharı gelir şelale deyince” dizesinin Birhan Keskin’e ait olduğunu öğrendikten sonra merak etmiştim kendisinii….
sana böyle akmaktan çok korktuğum içinoldu herşeyşelaleler de bu yüzden ilgilendiriyor beni…dünya çok üzücü bir yerdi savaş filmlerini ve samurayları eskisi gibi sevmiyordum… bir boşluktan aşağı mı bırakıyorudum kendimi… teller tenimi çizip canımı mı yakıyordu… mutsuzluğuma mı alışıyordum seni severken, yoksa kan kaybından mı ölüyordum… daha fazla parçalanacak parçam yoktu…neyse,sevgilim telefonun öbür ucunda ruffles yiyorduben meleğimin kanatlarını kırdım, ordan geliyorumsiz yine de ikiz bardakları kırmayınbir deliydim, elementlerin de ruhları olduğuna inanıyordum,aklıma suyun intiharı geliyordu hepşelale deyincedivaneliği söylüyordumsana böyle akmaktan çok korktuğum içindişelalenin sinirini bozdum az önceordan geliyorum.(…)
bu dizesini bilmiyordum bir de tüm kitaplarını okudum sözde.sevgilim telefonun öbür ucunda ruffles yiyordubu dizeyi görünce hatırladım, teşekkürler..söyleşiyi de okuyun, çok güzel.
Okudum bile ve şu an da röportajını izliyorum ve şairlerin gerçekten kendilerini göstermemelerine dair yoruma katılıyorum…
cnn türk’tekini mi izliyorsun? hangisi?
Evet Aydın Boysan ve Buket Uzuner’in yer aldıkları…Kitap tanıtımlarına kadar izledim:) Fakat söyleşinin tadı ile kıyaslanamaz…Diğer söyleşileri de okuyorum şimdi.. Yazanları söz söylerken dinlemek çok çekici değil :S
öyle maalesef yazının büyüsü bozuluveriyor. okur karşısına pek çıkmamak gerek.
şairin yeni kitabı soğuk kazı, perşembe günü itibariyle kitapçılarda..
sen küstün mü kahramanniye diğerlerine yazıyorsun da hafifi boşladın böyle ya
yo ne küsmesi ..diğerleri neresi yahu ??
sinepil
yo, sinepil’e yeni birşey yazmayalı yıl olmuştur.
karıştırdım herhal…yaz yani ne güzel yazıyordun sık sık
teşekkürler..
bu arada vesile ile editors – you don’t know love isimli şarkıyı ve burak acar – ateş akvaryumu isimli güzel şiir kitabını önermiş olalım.
ne güzel ne mutlu. birhankeskin twitter’da!!!! herkes duysun…