bildirgec.org

metis yayınları hakkında tüm yazılar

The Dispossessed (Mülksüzler)

768 | 25 February 2010 11:41

Antropolog bir babayla, psikolog ve yazar bir annenin kızı olan 1929 doğumlu Amerikalı anarşist ve feminist yazar Ursula Kroeber Le Guin‘in fantastik ve bilim kurgu türündeki kült kitabı Mülksüzler 1975’de bilim kurgu dünyasının iki büyük ödülü olan Hugo ve Nebula ödüllerini almıştır.

Kitap genel hatlarıyla ikili bir dünya sistemi içinde geçer. Bir tarafta kapitalist ve devletçilerin gezegeni olan Urras, diğer tarafta ise Odo’cu anarşistlerin gezegeni Anarres vardır. Odo, anarşist toplumun kurucusu olan ve kitaptaki olaylardan kuşaklar öncesinde yaşamış bir kadındır ve Anarresliler toplum içinde Odo’cu felsefeye göre hareket ederler.

Dost Körpe / Günah Yiyen

kahramancayirli | 27 December 2009 10:57

ilknokta.com adresinden alınmıştır
ilknokta.com adresinden alınmıştır

2 TL sadece fiyatı. İpek Sokak No.9 Beyoğlu – İSTANBUL adresindeki Metis Kitap’ın merkezinde öylece duruyordu. 135 sayfa. Birbirinden derinlikli, farklı konularda akıp giden yirmi bir güzel öykü. Yapıp bozan, yaratan bir üslup, ilginç hikaye konuları, usta işi bir kitap: Günah Yiyen.

Yazarı Dost Körpe daha 19 yaşındayken prestijli Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü koymuş cebine (Yayımlanmamış dosya dalında). 25 yaşında iken Günah Yiyen kitapçı raflarında yerini almış. Tüm güzel hikaye kitapları gibi ikinci baskısını bile yapmamış. Şiirler, denemeler, fragmanlar,…yazmış; Lovecraft, Dickinson, Shelley, Blake çevirmiş.

taş parçaları için küçük, masum bir teşekkür

kahramancayirli | 06 October 2009 16:22

taş parçaları için küçük, masum bir teşekkür

sevgili Birhan Keskin,

Taş parçalarınızla uyudum uyandım çok. Kim Bağışlayacak Beni ve Ba’daki şiirlerinize elbette hayrandım, hayranım ama Y’ol içindeki Taş Parçaları, fena yer etti içime. O dizeleri koynumda tuttum, ceplerime doldurdum, öyle gezindim deniz şehirlerinde. Su’ya baktım, taş parçalarını okudum, okudum su oldum. Gündüz oldu gece oldu, pek hareket etmedim. Çok derinlerimde yer ettiler hakikaten. Durup durup yeniden okudum. İnsanlara, dağa, ovaya, göğe baktıkça daha da kıymetini bilir oldum. Hiç bilmediğim bir kentte bomboş bir oda beklerken içi doldurulsun diye; ilk hayâlim yayınevinizden kitabınız ve posterlerinizi istemek. Tavanım ve dört duvarım da taş parçalarıyla d’olacak. Nefesim, sözüm yettiğince başkalarına anlatıp kendi elimle hediye edeceğim şiir kitaplarınızı, tabii ay’ın karanlık yüzünde biraz da kıskanarak. İnsan şairini, şiirini bölüşmek istemeyebiliyor bazen.

Birhan Keskin

kahramancayirli | 01 October 2009 16:31

Birhan Keskin
Kahraman Çayırlı

radikal.com.tr adresinden alınmıştır.
radikal.com.tr adresinden alınmıştır.

Sert ve güzel. Akıcı ve galip. Aşkı en üryan haliyle tarif edebilen. Duruşu olan şiirler, bunlar. Yaşıyorlar, somutlar. Çığlık yüklüler, okundukları yere rüzgâr taşıyorlar. Susan hem. Hem de sustukça bağıran. Sığmayan, taşan aynı zamanda…Birhan Keskin şiirlerini bir bütün olarak anlama çabası, denemesi, bu. Ne kadar başarabileceğiz, bakalım.

Keskin’in susma yolculuğu

on yedi ilinti

kahramancayirli | 06 June 2009 11:31

1-Haziran da geldi. Haziranda yılandan, ramazanda imamdan korkacaksın, der eskiler. Çok sıcak, hava.
2-2006 Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü kazanan “Çok Tanrılı Sular” adlı şiir dosyası, Komşu Yayınları’nca yayımlandı. Kitabın yazarı Kaan Koç, 86 İstanbul doğumlu. Ve halen Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğrenci. Epeydir dergilerde ismine rastladığım bir genç. Bir an önce okumalı.
3-Şu ana dek okuduğum kitapların arasında en güzeli hangisiydi? Bu soruyu çok defa sordum kendime. İlk sorduğumda içimdeki yanıt: Orhan Kemal – El Kızı idi. Belki de insan küçük yaşlarında kitaplardan daha fazla etkileniyordur. El Kızı’ndan gerçekten çok etkilenmiştim, belki bir de yanında Yaşar Kemal – Karıncanın Su İçtiği (Bir Ada Hikayesi 2)’nin ismi anılabilir. Yaşar Kemal’in dili su gibi hakikaten. İnsan o kalın kalın, karınca duası gibi küçücük harflerle basılan romanları nasıl bitirdiğini çözemiyor. Edebiyatın büyüsü de bu.
4-İhsan Oktay Anar’ın bir internet sitesi var artık. Yeni açılmış olmalı, çünkü ben google’da sık sık Anar’ı arattırıyordum. Belki yeni bir gelişme, bir kitap vs. Anar’ın tavrı çok hoş. Beş güzel kitap yazdı, tek röportaj yok. Edebiyat büyülü kalmalı. Bir de diğer yazarlara bakın, aynı soruları aynı yanıtları tekrar tekrar tekrar… İnsanda kitap okuma heyecanı kalmıyor. Allahtan şairler böyle değil. Yoksa şiir de okunmazdı.
5-Aylin Aslım’ın yeni albümünün ilk klibi “Sen mi” şarkısına geldi. Daha sert bir müzik, ama sözleri sevmedim (sözleri bayat bence şarkının). Şarkıya da alışamadım daha. Mtv Türkiye’nin sitesinde var, klip.
6-Metis Yayınları’nın internet sitesinde gezerken Ahmet Güntan’ın bir şiirine rastladım. Bence çok etkileyici ve çok öz. Buraya alıntılamak istemedim, isteyen adresten okur, diyerek. Epeydir hiçbir şiirden bu denli etkilenmemiştim.
7-Dün gece yağmur yağdı. Evin tüm pencerelerini açtım, yağmur kokusu içeri doluştu. Yağmur kokusuyla uyudum.

bir albüm bir kitap bir film…

kahramancayirli | 29 May 2009 16:36

yasemin mori mi?
yasemin mori mi?
yalın mı?
yalın mı?

Yalın’ın yeni şarkılarını dinlediniz mi? Çalıştığı aranjörleri değiştirmesi nefis yansımış yeni şarkılarına. Sözleri bir parça daha yaratıcı, şarkı söyleyişi iki parmak daha yükselmiş sanki. Belki bunda da yeni aranjörlerin payı vardır, belki tamamen kendi yeteneğidir, bilemeyiz..
Bit Pazarı şarkısının girişini de bu yılki Eurovision şarkısının müziğine benzetenler oldu. Neyse ki ciddi müzisyenlerimiz sadece ritmin bir miktar benzediğini söyledi, konu kapandı.Tesadüfen Yasemin Mori’nin birkaç şarkısına rastladım derken, albümündeki tüm şarkılar sardı. Keşke başka bir şarkısını kliplendirseymiş, belki de çok daha fazla insana ulaşabilirdi. Tabii büyük kitleler tarafından dinlenmek istiyorsa kendisi..Oda Hizmetçisinin Günlüğü’nü büyük bir keyifle tamamladım. Sürüklendim okurken, meraklandım. Ayrıntı Yayınları’nın Yer altı Edebiyatı serisinden yeni bir roman ve Metis Yayınları’ndan bu yıl çıkan bir şiir kitabı alıp okumayı planlıyorum. Bakalım artık.

dokuz'un afişi..
dokuz’un afişi..

Dün akşam Ümit Ünal’ın Dokuz filmini izledim. Nasıl sürprizli bir senaryo (kimse senaryo konusunda Ünal’a laf edemez), nasıl güzel oyunculuklar (özellikle Cezmi Baskın ve Serra Yılmaz), nasıl akıcı ve genç bir kurgu (dijital kamera farkı diyelim), ortaya mükemmel (abartmıyorum gerçekten mükemmel) bir Türk filmi çıkmış. Dokuz’u hangi yıldızlı sözcüklerle öveceğimi bilemiyorum ve de övgüm her boyutta geçerli. Senaryosu, oyunculuklar, Ünal’ın yönetimi. Müjde Arlı Teyzem filmini hatırlarsınız, Ünal’ın imzası, o filmin senaryosunun altında, hatırlatalım..Ünal, Dokuz’un peşinden iki film daha çekti: Ara ve Gölgesizler. Gölgesizler, Hasan Ali Toptaş’ın aynı adlı romanından. Hemen peşinden onları da izlemeli. Ki yönetmenin üslubunu iyice kavrayabilelim..

yeşim ağaoğlu ve mustafa erdem özler

kahramancayirli | 15 March 2009 15:04

yeşim ağaoğlu
yeşim ağaoğlu

bu bir şiir ve şair yazısı.
bir sürü şair var, bir sürü şiir var. ama hepsi insana dokunmuyor, tanıdık gelmiyor. insan her şiiri gidip dolabının üzerine, duvarına yapıştırmak istemiyor, her şiirle aynı yastıkta uyumak istemiyor. az şiir ve şair özel çünkü. hele de o şairi siz keşfetmişseniz.
yeşim ağaoğlu tam da öyle bir şair. çok görünmüyor, özlettiriyor, beklettiriyor kendini. istanbul’da doğmuş. istanbul üniversitesi arkeoloji mezunu. “türk arkeolojik belgesel filmleri ve suha arın’ın arkeolojik belgesel filmleri” üzerine yüksek lisans yapmış… şairin özgeçmişi böyle devam ediyor. nedense artık bu özgeçmiş kısımlarından sıkılmaya başladım. şiirlerinin onsekiz yaşından beri muhtelif sanat ve edebiyat dergilerinde yayımlandığından söz edip bırakalım. bir yazar ya da şairi sevmek için onun hayatı hakkında pek bir şey bilmemek gerek diye düşünürüm hep. bu sefer son olsun, yazar ya da şairlerin gündelik yaşamlarından söz etmeyelim bir daha.

okuma notları-5

kahramancayirli | 27 April 2008 07:45

geçen cumartesi delirdim. bütün birhan keskin kitaplarını aldım. iki saat sürdü tüm şiirlerini okumak. öyle iyi geldi ki. hatta pazar günü de “birhan keskin suskunluğu” başlıklı bir deneme yazdım. yayımlayabilirim inşallah.
kim bağışlayacak beni’yi, ba’yı, y’ol’u edinin okuyun. size de iyi gelecek. altın portakal şiir ödülünü aldı ya şair ba adlı kitabıyla, metis yayınları, sempozyumu kitaplaştırmış yayımlamış, dayanamadım onu da alıp okudum. birhan keskin şiiri ve ba, su gibi içtim resmen. zihninizi açıyor, bir şiiri esas nasıl okumanız gerektiğini öğreniyorsunuz..
betty blue’nun peşinden ayrıntı’nın yeraltı edebiyatı’na devam..bu kez eşiktekiler’e başladım. yine çok iyi. betty blue’nun bittiği yerin 5 sene sonrasından başlıyor, eşiktekiler.
buket uzuner’in karayel hüznü adında bir öykü kitabını da okuyorum bu arada, bitmek üzere.
bir kitaptan daha bahsedecektim, silindi gitti aklımdan..

siyah süt neden doğan kitaptan yayımlandı..

kahramancayirli | 29 March 2008 11:40

elif şafak çok beğendiğim, takip ettiğim bir yazar. metis ise bayıldığım bir yayınevi. yayımladıkları her kitabı takip etmeye çalışırım, çok severim vs. elif şafakın son kitabı siyah süt neden metisten değil de doğan kitaptan yayımlandı..
iki ihtimal var. birincisi, metis yayınları, siyah sütü basmak istememiş olabilir. zira metis edebiyatın çok yüksek bir edebiyat eşiği var ve bence siyah süt o eşiğin altında.
ikinci ihtimal, yüklü bir transfer ücretiyle elif şafakın doğan kitapa geçmiş olması..bu ihtimalin doğruluğunu yazarın yeni romanında anlayabiliriz ancak. eğer yeni romanı da doğan kitaptan çıkarsa demek ki yazar doğan kitapa geçmiş demektir..
benim altıncı hissim, ilk ihtimalin daha güçlü olduğunu söylüyor, bekleyip göreceğiz..