Hayat bize sinemesında rol verirken ne yazık ki seçme şansımız olmadan yazmış senaryolarımızı.Kimimiz dört ayağı üzerine düşmüş kimimiz boynu bükük kabullenmişiz alnımıza yazılanları.Ağlamaya alıştırdığımız gözlerimiz,paramparça olmuş kalbimiz içinde boğulmuş düşlerimiz.Yaşarken yaşadığını bile hissedememek…Evet benim yolculuğum^^yaşadığını bile hissedemeyenler^^arasında.Bir şişe içkinin kölesi olmuş bir baba ve hergün o babanın zulmüyle parçalanan hayatlar.Gülmeyi unutmuş gözlerin feryatları…Yok olan üç hayat…Herşey babamın alkolle tanışmasıyla başladı.ilk önce kişiliğini kaybetti sonra yavaş yavaş çevresini.Daha düne kadar itibarı olan biriydi,şimdi ünvanı olan biri^^alkolik^^Herkesin geçmişinde gülerek anımsadığı yada aklına gelince hayıflandığı bir çok anısı vardır muhakkak.Düşündükçe ya hiç uyanmak istemez o rüyadan yada hiç hatırlamamak ister.Gerçeğe döndüğünde iyi yada kötü yine onu geçmişin o tozlu raflarındaki yerine koyar.Benim gerçeğim o tozlu raflardaki hatırlamak bile istemediğim hayattan ibaret.Uyandığımda gülüp geçemiyorum çünkü hep tanıdık rolleri oynuyorum.Huzursuz bir ortamda,kalpleri bile atmayan üç canın dramı..Hayatının en şaşalı dönemimde(ki buna hayat denirse)tek sırdaşı yalnızlık olmuş,hayallerine bile elçilik edemeyen,4 duvar arası yaşadığı hayatında tebessüme yer olmayan,insanlardan kopuk ve belki başka bir insanın ömrü boyunca yaşayamayacağı kadar çok sorumluluğu omuzlarına yüklemiş bir delikanlı..Gözlerinin feri sönmüş bir anne.Hayatla verdiği mücadeleye yorulmadan devam eden,yüzünde acılarını anlatan çizgilerin izlerine rağmen gülmeyi başarabilen ve bunca acıya,gözyaşına hüsrana rağmen dimdik ayakta durabilen fedakar bir anne..Ve ben;Anlatmakla bitmez içimdeki düşkırıklıkları.Hayallerime bir adım yaklaşmışken onlara dokunamamamın sızısı.İçimdeki çocuğu hıçkırıklara boğarak ağladığım geceler.önyargılarım,güvensizliğim,tamamlanmamış cümlelerim,neresinde olduğunu bilmediğim bir hayat,soru işaretleriyle doldurulmuş geleceğim,ve ardı arkası kesilmeyen bir sürü…… Hep kesik,hep eksik.Evet hayat bana seçme hakkı vermedi belki ama keşke onları değiştirebilme,düzeltebilme gibi bi imkanım olsaydı.Ne zaman alkol görsem bi yerlerde hep o eriyen hayatım gelir aklıma…
yorumlar
bazen hayatı acıları yaşıyorak öğreniyoruz.
Hiç bir şey için geç değildir. İnsan hayatını istediği gibi yaşayabilir, bu imkansız değil, zordur. Dokunaklı bir yazı olmuş ellerine sağlık.
eee işte insan böledir, iyi gün dostudur,baba zengin, itibarlı, oh ne rahat bi hayatımız var, yaşasın babamsonra, vah vah vah, utanıyorum babamdan…şikayet edeceğine, evlatlık yap o’na, yardımcı ol, destek ol, kös kös oturup ona buna dert yanma
Burda ahkam kesmek diğer arkadaşlara olduğu gibi bana da kolay gelecektir. Ama bunu yapmadan da duramayacağım. Her şeyden önce bakış açını değiştirmelisin. Aksi halde aynı kısır döngü sürer gider. Yazı güzel olmuş ama senden ricam bir de hep ulaşmak istediğin gelecek ile ilgili hayallerini yazar mısın bizlere
Seçme şansımız yok ama yolumuzu bulma, hikayemizin yönünü değiştirme şansımız var.. Oturup hayıflanmak, neden ben demek çözüm değil, yapabileceklerimiz sınırsız, sınırı koyan sizsiniz, dolayısıyla umut edin, çabalayın…
tersinden bakarsak, kendi hayatlarımızın seçilmiş kişileriyiz.”eğer hüseyin olsaydı benim yerimde benim kadar başarılı olamazdı.” ya da ayşe “senin” gibi bir alkoliğin kızı olsaydı “senin” kadar cesur olamazdı. belki ayşe çoktan intiharı seçip her güçsüzün toplanacağı yere gitmişti. ama “sen” burdasın. buraya yazıyorsun ki en azından bu kadar gücün var. gerçekten “sen” çok güçlüsün. keşke “senin” kadar güçlü olabilseydim…
Herkesin sorunu var türlü türlü… Hafif bir tebessümden sonra “nefes alıp vermeye” şükretmek ne güzel teselli…
ilk önce teşekkür ediyorum olumlu olumsuz yazan herkeze.Hayatıdakileri değiştirebilme gibi bi imkanım olsaydı zaten bu durumda olmazdım emin olun ki.Bi arkadaşım yazmış oturup hayıflanacağına bişeyler yap diye..Peki nasıl bir fikir verebilirsin bana.Ufacık bir çocuğu fikirlerinden vazgeçiremezken kocaman bi adamı nasıl değiştirebilirim ki,helede kendini inkar eden ve alkolik olmadığını savunan birini.Şu zamana kadar elimizden gelen tek şey,onu olduğu gibi kabullenmek oldu çünkü bize başka fırsat tanımadı.Olduğu gibide olmuyor zaten içince,bunu yaşamayan bilmez.Davulun sesi uzaktan hoş gelir herzaman…
püff, canım sıkıldı şimdi, kabul etmiyorsa en önemlisi de etmek istemiyorsa çok zor. o zaman kendini kurtar derim arseli…
davul sesini cok yakindan duymus biri olarak arseli33 sunu bilki, babandan uzaklassan da yakinlassan da o alkolu birakmayacak, tavir al cek git hic bir sey degismeyecek, ne yap et bir alkolik olduguna inandir onu, belki ondan sonra caresini bulursun.
Alkoliklerin hiçbiri,alkol sorunları olduğunu kabul etmez ne yazık ki..Onlar hep istedikleri an bırakacaklarına inandırırlar kendilerini…Dolayısı ile bu konuda gerekli olan tıbbi ve psikolojik yardımı da red ederler…Bu durumdaki hastalar için uygulanan bir ilaçtan söz etmek istiyorum sana..Ağız yolu ile alınması alkolun karaciğerde yakılmasını engelliyor,ancak alkolle alındığında şiddetli reaksiyonlar oluşuyor.(ki hiçbiri korkulacak boyutta değil)Bulantı,kusma,baş,karın ağrısı gibi etkileri hastanın alkole devamına engel oluyor,işte bu esnada yapılan telkinlerle hastayı tedaviye ikna etmek mümkün. Çünkü bu reaksiyonlları gören hasta büyük bir korku ve panik yaşıyor.Ancak,alkol kullanma alışkanlığı ortadan kalkmıyor bilmelisiniz ki..Sadece caydırıcı etkisi ile, tedavi için başarılı bir basamak…Size ilaç ismi için mesaj atabilirim….
Evet bu iyi bir yöntem olabilir ama aynı zamanda kalp hastası.Uçurumun kenarında yani.O yüzden yan etkileri neler nasıl bir sonuca ulaşırız bunlarda çok önemli.Güçsüz insanların tek ilacı alkol sanırım.İçtikten sonra ancak bi takım hislerini,bastırılmış duygularını ortaya çıkarabiliyolar ki onlarda çok iç açıcı olmuyor.Ben artık mücedeleden vazgeçtim tamamen.Uzaklaşmak,reddetmek gibi bi düşüncemde yok zaten.Anladım ki o asla değişmeyecek.
tedavi gerekli, kendibaşınıza aşmanız zor, AMATEM