mutlu kal
mutlu kal

Bildiğiniz gibi geçen pazar SEVİNÇ’in düğünü vardı. Gidip gitmemek arasında kalmıştım en sonunda karar verdim ve pazar günü Kahramanmaraş’tan memleketim olan Tarsus’a yola çıktım. Tarsus’a ulaştığımda nikaha bir saat vardı. Bende herzaman gittiğim bara gittim. Birşeyler içtim. Nikiha gittiğimde imza atıyorlardı. Uzaktan gözlerim dolu dolu izledim. Ve gelinlik çok yakışmıtı beyazlar içinde daha da güzel olmuştu. Gözlerinin içi gülüyordu. Nikahtan sonra herkes sırayla tebrik etmeye başladı bense izliyordum sadece. Tebrik edenlerin sayısı bitmek üzereyken Sevinç beni gördü ve gel diye işaret etti gittim. Tebrik ettim. Kulağına beyazlar çok yakışmış ben en büyük hayalime kavuştum seni beyazlar içinde gördüm çok mutluyum dedim. İnşallah sende mutlusundur dedim(gözlerim dolu dolu) Baktı ve sen hala beni seviyor musun dedi? Sadece gözlerimi açıp kapadım öyle evet diyebildim konuşsaydım ağlamaya başlardım. Peki dedi mutluyum dedi ama daha da mutlu olabilirdim belki dedi. Nasıl diye sorduğum da hala beni seviyorsan kimse beni senin kadar sevemez dedi. Yutkundum ve gittim.Döndüğüm günden bu yana bu yazıyı yazmaya uğraşıyorum ve Sevinç’in söylediği son söze geldiğim zaman ağlamaya başlayıp bırakıyordum en sonunda yazabiliyorum.. Ve eğer içinizde aşık olan varsa kesinlikle peşini bırakmasın sonunda ölüm bile olsa. Yaşayan bir ölü olmaktansa toprağa girmeyi tercih edin…