bildirgec.org

sevinç hakkında tüm yazılar

Mutlu olmak için…

zarifce | 25 May 2011 17:07

İnsan kibirli olmaz, alçak gönüllü davranırsa kendini abartmamış olur. Tüm acizliği ile her şeyin üstesinden gelebileceğini düşünmez, çaresizlik tuzağına düşmeden her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarmaz, her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale getirmez, diğer insanları ezerek kendinden uzaklaştırmaz, iyiliği karşılık beklemeden yapar yaptığı iyilikle mutlu olur, tek başına mutlu olunamayacağını bilir, çevrenin mutluluğu için gayret gösterir, ölümden korkmaz bunun yerine ölüm gerçeğiyle yüzleşmeye çalışır, kendine yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine öfkesinin dinmesini bekler, söyleyeceklerini tartarak söyler eleştirinin keskin bir bıçaktan farkı olmadığını bilir, daima menfaatini düşünmez adil olur, hiçbir zaman yeise düşmez, paylaşmayı bilir, küçük çıkarları için kimseyi ezmez, başkalarına güvenmek için kendisi güvenilir olur, bencil olmaz tebrik ve takdir etmeyi bilir, yalan söylemez, iyi bir dostluğun paha biçilemez olduğunu unutmaz, önyargılarla hayatı kendine ve başkasına zehir etmez, bilmediği konuda yorumda bulunmaz, merhameti elden bırakmaz, kendini övmez övülmekten hoşlanmaz, sözünde durur, inancını diri tutarsa mutluluğun kapısını aralamış olur.

Bazı egoist kızlar.

bithikotsis | 17 April 2011 00:51

Kızlar…Onlarsız yapamayız, onlarla da olmaz derler çoğu erkek…Haklıdırlar da bazen. Hep bir olumsuz yaşanmışlık vardır geçmişlerindeki ilişkilerde bu erkeklerin. Kimi saman alevi gibidir, yaşanır ve hemen unutulur. Kimisi de kalıcı bir zift gibidir ömür boyu akıldan çıkmaz.

Kimi kızlar, fedakardır. Nasıl daha iyi olurum diye düşünürler, art niyet yoktur neredeyse…Aşık olmak isterler, aşık olurlar ama bu aşkları da suistimal edip erkeği kullanmazlar. Tabii sayıları da yok denecek kadar azdır bu tiplerin. Bir erkek için en güzel hediyelerden biridir aslında.

Karga ve Ceviz

Chat Noir 1 | 15 February 2011 13:46

Karga karga gak dedi,çık şu dala bak dedi. Bu kargalar ne kadar akıllı. İnce uzun bacaklarıyla ne kadar da sevimliler. Belki daha önce duyduğunuz bir şeyi anlatacağım. İlgili videoyu buradan izleyebilirsiniz. Televizyonda izlediğim görüntülerde kargalar ceviz yiyebilmek için trafiğin işlek olduğu bir caddede araçlar hareket halindeyken cevizi aşağı atıyorlardı.

Bir rüzgar esti…

hayalicindegecti | 14 November 2010 15:51

Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Mavilerde sefer etmek!
Bir sahilden çözülüp gitmek
Düşünceler gibi başıboş (*)

Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık

Bu dizeler aklımdan geçerken yaşamın aslında ne kadar güzel olduğunu düşündüm. Rüzgar uzaklardan, çok uzaklardan bir koku getirdi, sürülüp ekilmiş tarlaların kokusu muydu? Yoksa kurumaya yüz tutan lavantaların esintisi miydi beni böylesine sevindiren… Kaybolmaya yüz tutmuş ışıklar o kadar güzeldi ki dokunduğu an, rüzgarla salınan otları birer amber parçasına dönüştürüyordu. Ama zavallı bizler şehir ortamında, doğadan ne kadar uzaktaydık.
Sonra Nazım Hikmet’i düşündüm, ‘Yaşamak güzel şey be kardeşim” demişti ya… Çektiği açıları, hapishane günlerini, karısına, tek oğlu Mehmet’e duyduğu hasreti, sürgündeki yalnızlığını, Türkiye özlemini düşündüm… Yaşama bu kadar umutla bağlanışına bir kez daha hayran oldum. Oysa ölüme de uzak değildi, ne demişti o şiirinde:

bebek..

taha3045 | 29 August 2010 17:34

Çocuktum ilkokul bire gidiyorum , yavaş yavaş bana annen sana kardeş getirsin mi sorularına maruz kalmaya başladığımda anlamamıştım, bunlar benden izin istiyor ama bebek çoktan yola çıkmış zaten, bari bana sormayın.

Annemin karnı büyüdükçe daha çok tepesine binme isteğim oluyordu, zavallı kadın beni mi üzmesin, kendini ve bebeği mi korusun bilemiyordu.

Bir gün gidip kucaklarında kızkardeşimle geldiler, sonraki günler her sabah yastığımın altında çikolata, gofret gibi yiyecekler bulmamla geçti, neymiş efendim bunları bana kardeşim hediye ediyormuş, bende yedim .(gerçek anlamda yiyordum, farazi anlamda ise yemiyordum) Bir gün kalktım baktım ne çikolata var ne gofret, sakıza bile razıydım o bile yok, hemen koşa koşa gittim anneme bağırdım: Anne, yastığımın altına yiyecek koymayı unutmuşsunuz.

Ateş , Rüzgar ve Karanlılar Ülkesi Ruhum Üzerine…

firatocal | 02 August 2010 19:04

çok şükür normale döndük… ateş 36.1 – 36.2 giderek yükseldi ve 36.5 civarları seyretmeye başladı… bebeğiniz kötüyse siz de kötüsünüz hatta berbat…

tüm sevinçleriniz hüzünleriniz yavrunuza endeksleniyor… onun en ufak acısı canınızı en dayanılmaz acılar kadar acıtıyor , etinizi kemiriyor ve ruhunuzu çürütüyor…

bir bakmışsınız kan ter içindesiniz… oysa hava ne kadar da güzel terlemenin alemi yok… yada ne bileyim güneş tepede hava cayır cayır yanıyor , ama ateşler içinde yanan yavrunuzun yanında buz kesmişsiniz , kanınız donmuş… ancak yaşayan bilir frekansında harfi harfine doğrudur söylediklerim… pek tabiki Allah kimseye yaşatmasın…

Futbola Demokrasi Darbesi (Şampiyon Bursaspor)

uuuucar | 21 May 2010 14:31

Bursasporluların, hatta tüm Türkiye‘nin futbol tarihini değiştiren bir sezonu geride bıraktık.Bu senenin renkleri ilk kez yeşil ve beyaz oldu(gerçi Bursa‘da hep öyleydi).İstanbul takımlarının egemenliği altındaki futbol gidişatımız en sonunda özlem duyduğumuz,kıskanarak izlediğimiz Avrupa ligleri gibi daha demokratik ve çekişmeli hale gelmesi açısından çok önemli.Anadolunun herhangi bir ilinde doğup büyümüş birinin, İstanbul takımlarından birini desteklesini her zaman ahmakça bulmuştum,belki de Bursa gibi futbol kültürünün yoğun yaşandığı ve Bursaspor‘un kutsal sayıldığı için böyle düşünüyor olabilirim?Ama bana göre;”tribünde destekleyemediğin,sırf medya sana o üç takımı gösteriyor diye onlardan birini tutuyor olmak zeka geriliğinin göstergesi”ydi ve hala da böyle düşünüyorum.Bu senenin başında Avrupa kupalarına katılma hedefiyle başladı Bursaspor.Ertuğrul Sağlam ‘da elindeki küçük bütçeyle nokta tranferler yapmak zorundaydı ve Bursaspor‘un başında olduğu günden beri getirdiği bütün oyunculardan en üst verimi almayı bildi.Yayıncı kuruluşun bu sene Bursaspor ‘un maçlarını yayınlayacağını duyduğumda,deplasman maçlarını da izleyebileceğim için çok sevinmiştim.Lig başladığında Fenerbahçe ve Galatasaray fırtına gibi girdiler lige ama nefesleri kesildi,söndüler.Sonra Kayserispor bir çıkış yaparak ligin ilk yarısını lider kapattı.Hatta liderliğe de, Bursa‘ya üç tane atarak ulaşmışlardı ama onlarda erken söndüler,atmosferin dışına çıkamadan düşüşe geçtiler.Bursa, ligin başından sonuna kadar hep belirli bir ritimde,istikrarlı bir şekilde ilerleyerek tepede kalmaya kararlı olduğunu gösterdi.Kar nedeniyle ertelenen Kasımpaşaspor maçı ve Diyarbakır‘daki olaylı ve tamamlanamayan maç sonunda liderliğe yükseldi.Uzun süre lider olarak götürdüğü ligi, İstanbul‘da 0-0 biten Galatasaray maçının ardından Fenerbahçeye teslim etti.Bu arada Fenerbahçe‘yi 2-0 dan 2-3 yenerek bana;”işte şampiyonluk maçı bu.Bu maç bizi şampiyon yapar” dedirtmişti.

UMUT

admin | 21 February 2009 12:07

Bu gün ilk defa hayatımda hiç tanımadığım bir bayanla mesajlaştık. Herşey öyle güzeldi ki sanki yıllardır berabermişiz her gün konuşuyormuşuz gibi geldi, bilmiyorum içimde tuaf bir duygu açıklayamıyorum aşk desem değil, dostluk desem değil, içimde öylece bi kenarda duran kuru boşluğu doldurdu. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyor, deli gibi yanında olmak istiyorum yanımda olsa yeter. Ben derdimi anlatsam o dinlese o anlatsa ben dinlesem ama olmadı.
Beni dinledi içimde ki tüm sıkıntıları attım, kuş gibi uçup giderken bütün o ağırlıklar yine üzerime yığın yığın üstüme yüklendi birde onun sıkıntısı. Bir derdim varken iki oldu oldumu bu şimdi tek bir cevap vermeden, tek satır cümle yazmadan neden bırakıp gittin. Umarım yine gelirsin ve beni bu yükün altından kaldırırsın.
Bekliyorum
Gel hadi gel artık.!

keşke

aanormalaa | 07 January 2009 09:44

‘keşke’ iki heceli basit yapılı sözcük görünümünde aslında ruhumuzun kanayan yaraları…
sözcüklerin keskin olduğunu bilirdim ama bu kadar acıttığını bilmezdim keşkelerle yaşamak zor olmalı..
keşkeler beyin kıvırımlarımıza sıkısmıs acıların tarifi olmalı..
yastık altında,gömlek cebimde taşıdım keskelerimi kullanmaya korktum arada bir çıkarıp baktım,baktım ve geri koydum yerlerine ölüm gibi acı geldi söylenişleri kalbime..
boğazım düğüm düğüm oldu ve bir hıçlkırıktır başladı,gözlerimden yaşlar indi…
simdi keske dememenin buruklugu,hüznü ve acısıyla bütün ‘iyiki’lerimi hediye ettim size..
ya da yendileri secti…