31 Ekim… Başta ABD, Kanada ve İngiltere olmak üzere pekçok ülkede karnaval havasında kutlanan bir bayram. Vampir, cadı, hortlak ve kanlı bıçaklı pek çok kostümü giyenler sokaklarda birbirlerine “booo” (öcüüü) yaparlar. Balkabakları oyulur, içlerine mum konur ve bu balkabağından kandile Jack O’ Lantern adı verilir (Efsaneye göre Jack adında bir adam Şeytanı kandırmış, bir ağaca çıkmasını sağlamış ve sonra ağaca bir haç kazıyarak yere inememesine neden olmuş. Bunun sonucunda Şeytan tarafından lanetlenmiş ve bir balkabağının içine konulan mumun ışığında cennetle cehennem arasında kalmış).
Cadılar Bayramı, nam-ı diğer Halloween ABD’de çocukların şeker bayramıdır aynı zamanda. Kapı kapı dolaşan küçük öcüler (ki çocukların çoğu benim için öcüdür, pek aram yoktur) size “trick or treat” derler. Trick (oyun) seçeneğini kabul ettiyseniz size oynayacakları oyunlara, şakalara hazırlıklı olmalısınız demektir. Sizi pencerenizden içeri bakarak korkutabilirler, ya da kapınızı çalıp kaçarak esrarengiz bir hava yaratmaya çalışırlar (Türkiye’de bunun için cadılar bayramına gerek yok tabi, her halükarda kapınızı çalıp kaçarlar ve bu gizemlı bir hava yaratmaktan çok piçlikten kaynaklanır). Treat’i seçerseniz ki çocuklara verilen tatlı yiyecek anlamını taşır, evinizde hazır bulundurduğunuz şeker, çikolata gibi tatlı yiyecekleri öcü-çocuklara sunmanız gerekir. Almanya’da çocukların kapı çalması adetine rastlamadım ama her yerde Halloween partileri düzenlenir ve sabaha kadar içilip eğlenilir. Tabii ki kostümlerle. Ve genellikle Berlin, Münih ve Köln gibi büyük şehirlerde.Halloween geleneğinin nereden çıktığına gelince: Hallow’s Eve adı verilen (Tüm Kutsanmışların Gecesi) ve kökeni paganizme dayanan bugün İrlandalı Keltlerde yaz sonu olarak kabul edilirmiş. Zaten 1800’lerin ikinci yarısında bu gelenek ABD’ye İrlandalılarla beraber gelmiş. İnanışa göre ölülerin dünyası ile bu dünya arasında kapılar açılır, ruhlar yeryüzüne inermiş. Evleri dolaşıp yiyecek isterlermiş, yiyecek veren cömert insanların o seneki mahsulü bol olurmuş. Vermeyenler ise yine bu ruhlar tarafından rahatsız edilerek cezalandırılırmış. Ruhların yeryüzüne indikleri bu gecenin ertesi günü de Hıristiyanlıkta dini bir bayram olan “All Saint’s Day”dir (Tüm Azizlerin Günü). Bir diğer rivayete göre ise 31 Ekim gecesi Ortaçağ Avrupasında cadılıkla, büyücülükle suçlanan pek çok insan diri diri yakıldıktan yıllar sonra insanlar pişmanlıklarından yakılanların ruhlarını anmak için ortaya çıkarmışlar ve bu gelenekler zaman içerisinde eğlenceli kutlamalara dönüşmüş.Hangi hikayenin doğru olduğu pek önem taşımıyor. St. Valentine’s Day, Anneler Günü, Babalar Günü, şu günü bu günü gibi kapitalist ülkelerin pekçok pazarında insanlardan çıkar sağladığı günlerden biri. Halloween pek çok filme de konu oldu ve Amerikan korku sinemasında klasikleşen filmlerle ve film serileriyle yerini aldı. Örneğin baş karakteri Mike Myers olan Halloween serisi. Cadılar bayramının Ankara’da tikky gençler arasında kutlandığına da şahit oldum, yakında ülke çapında yaygınlaşırsa hiç şaşırmam. Kartpostallar, çikolatalar, özel makyaj malzemeleri, maskeler, kostümler, balkabakları, mumlar,vampir dişleri… Bunları satanlar yaşadı. Piyasa yaşadı.İşin bu yönünü bir tarafa bırakırsanız yurtdışında yaşayanlar için yine de değişik bir tecrübe, eğlenceli bile sayılır. Ama benim bu kadar yazıyı yazmama vesile olan şey farklı. 31 Ekim yaşgünümdü. Yani bana 3. senedir ikiye katlanmış bir eğlence fırsatı oldu. Ailemden uzakta, öcülerle… Cadılar Bayramım kutlu olsun!
yorumlar
heeey!yaşasın ben de bi cadıyım.süper bi duygu!
Ücüncü paragrafin ilk cümlesinde gecen ‘bugün’ü ayri yazmamisim ve degistiremedim de. Cok rahatsiz oldum, özür dilerim herkesten…
village voice’in NYC’de 6. cadde üzerinde gerçekleşen geleneksel bir karnavalı var. Bu sene 33.’sü gerçekleşti.Yürüyüşte son zamanların en korkutucu simgesi Bush’ta vardı. Elinde sopa gibi tuttuğu füze ile kendisinden kaçan first amendment‘ı kovalıyor, kafasına kafasına vuruyordu.
ben bu yolla türkiyedeki yurdum insanının neden anlamını bile bilmediği halloween partilerine aptalca kıyafetlerle gittiğini sormak isterim. hayır neyi kutluyorsun neye seviniyorsun onu anlamıyorum… heyyy size diyorum!
walla bana diyosan, dedigim gibi, ben yasgünümü kutlamaya gidiyorum, öyle denk gelmisiz n’apim…
harschena iki yılda bir mi kutluyorsun yaşgününü. 🙂
yoo her sene. neden?
boşver, saçmalamışım.
olur ööle:)
Kardesim bayramlarda bizde komsumuzun kapisini calar elini oper ya harclik ya da sekerimizi alirdik. Ama ben Cadilar bayramini kutlayan Turke dayanamiyorum. Yurt disinda da olsa dovesim geliyor. Kucuk tomy kapimi calinca bende kapiyi acip boo yapiyorum ama salak bir kostum giyip kapima gelen Turk; (evet o kostumu Turk giyiyorsa salaktir) yillarin arakadasi da olsa dovesim geliyor.
dogru söylüyosun. fransizlarin kasap havasi oynamasi kadar gicik bi durum tabi.
şaşırttın beni. ben de tam “bugün” birleşik yazılıyor diyecektim, ama o “bugün” anlamında değilmiş. neyse olur öyle şeyler.
I’m a witch!!! Gırrrrrrrr….
Valla ben giyiyorum o kostümleri, akşamları da partiler oluyor. Onlara da gidiyorum eğleniyorum.Yabancılar Türk adetlerine uygun davranırken de gıcık oluyor musunuz? Yoksa Jolaturka içip sempatik mi buluyorsunuz?
Bir kulturun adetine saygi duymak farklidir onu benimseyip yasantina gecirmek farklidir. Soylediklerimin colayla turkayla bir alakasi yok. Ben nasil bir avrupalinin kurallarina uyuyorsam kulturune saygi duyuyorsam o da tabiki benim kulturume saygi duyacak, saygisizlik yaban yabanciyida dovuyorum ben. Odunla hemde…Bati topraklarindan kimseler de ole Turklere sevgi saygi falanda duymazlar. Sark onlar icin gizemli bir orman orda yasayanlarda ormanin maymunlari…Ormani kesfe geliyorlar ya da guneslenmeye…
yok christopher street day yok halloween yok christmas bu ne böyle? sürekli gavur bayramlarından bahsedeceğine ramazandır, kurbandır, kabotajdır, kutlu doğum haftasıdır vs. bahsetsene biraz da.neyse, doğum günün kutlu olsun harschena. biraz geç oldu ama olsun. iyi ki varsın:)
peki bir daha istedigin gibi olur…:))
edward doğru söylüyor. mesela şeker bayramı neden ramazan bayramı oldu. sonra kurban bayramındaki toplu büyük ve küçük baş katliamı ve kan kokusu ne kadar caizdir.sonra kabotaj bayramı kutluyoruz ama neden hala türkiye içindeki taşımacılığın büyük bölümü(belkide hepsi) hala kamyonlarla yapılıyor. bizim limanlarımızın iç hatlar konusunda çok kullanıldığı düşünmüyorum. en azından karayoluna nazaran..sonra bu kutlu doğum haftası da “bir gönül insanı” 🙂 olan fetullah hoca gibilerinin(ve aynı görüş içinde olanların) hristiyanlık özentisi ve islam dininin özüne hiç yakışmayan bir yapıyla hz. muhammed’in doğduğu haftayı kendilerince özelleştirmeye çalışmakdan ibarettir…ulen hiç adam gibi bayramımız kalmamış.. biz yine halloween’i falan kutlayalım valla!
ayrıca BakınıZ
kapitalizm, piyasa falan tamam da benim çok hoşuma gidiyor cadılar bayramı 🙂 keşke anneler günü sevgililer günü geleceğine cadılar bayramı gelseymiş bize. ama öyle çılgın partiler olarak değil, evimizi balkabaklarıyla dekore etsek yılda bir kere.. ben bizdeki bayramları sevmiyorum işin doğrusu. ramazan neyse de, kurbanda her yer kan gölü oluyor, bayram mı katliam mı belli değil 🙁
her taraf kan gölüne dönmüyor birkaç yıldır bayagı düzeldi bu durum eskisi gibi sokaklarda bahçelerde kesim yapılmıyor hatta benim pek çok tanıdıgım artık kurbanı kesip, parçalayıp bölüp paketleyen öyle hazır eve getiren yerlere kestiriyor.
ser- hus nerde yav
evlendi o, artık karısının sözünden çıkmıyordur.
deelalım, sevdalım hayat, bodrumsibel, keremx yol olanlardan aklıma gelenler.
@keremx hesabı duruyor ama @sevdalım kendi isteğiyle gitti ve hesabını kapattı.
sevdalımla görüşüyoruz arasıra da olsa ısrarla dönmek istemiyor keşke gitmeseydi sanırım en çok onu özledim ben buklette az giriyor artık.
sevdalıma selam söle nazo, o anlar …..
ben de sevdalımı özlüyorum.
bende.
Ben ona kırgınım. Müdür oldu sattı davayı.
ben tanıdıgımda zaten müdürdü o yüzden yorum yapamiycim.:D
sakın sen öle sanıyor olmayasın nazo…
Gorusmeyeli neler oldu;- universiteden atilinca baska bir universite ararken kendime is buldum- Vizem yoktu, mahkemeye ciktim, mahkemede benim gibi vizesiz dolasan bir ermeni cocuk daha vardi, nezarahathanede bir gun kaldik ahbab olduk,abisi saglam avukatmis, bir celsede oturum izni cikartti. Ermeni kankalarim var bussuru…-Ailem iki de bir arayip evladim okumaya gittin hic haber alamiyoruz diploma getiriyorsun degil mi deyince, tutustum…-Bir ekonomi universitesi bulup son sinifi bitirmek icin kendimi kastim…-bir tane sinavim kaldi, onu verirsem uluslararasi iliskiler mezunu oluyorum, bizimkilere mezun oldugumu soyledim, calistigim icin durumu cakmiyorlar.-Bolumume uygun bir evlilik yaptim, yildirim nikahi oldu, Turk oldugum icin esimin ailesi birlikteligimize karsiydi, kavgalar gurultuler falan oldu, ailesi benimle gorusmesin diye baski yapiyordu, bir gun benimki elinde bavul geldi pasaportunu getir evleniyoruz dedi, (arkadas insan sorar dimi belki zamana ihtiyacim vardi), bildigin bana kacti…bizimkiler nisanliyim saniyorlar.Bu yaz cok sikistirinca baklayi agzimdan boyle cikarttim. Bizimki Turkiyeye gitmek icin can atiyor, Turkce kursuna basladi. Herkes dugun istiyor, bu yazi atlattim ama gelecek yaz bildigin dugunum olacak, ne dugunu kardesim ben zaten evlendim de diyemiyorum gercegi ogrenirlerse kafami kirarlar :)-Uslandim, sessiz sakin bir hayatim olsun istedim tam basardim derken sessiz bir temmuz ayinda Turkiyeden telefon geldi, iki arkadasim geliyoruz olum dogu avrupayi gezicez, arabayla…-Ukraynanin Livov kentinde gece ikide kiraladigimiz evin anahtarini kaybettigimizden binaya tirmanirken polise yakalandik.- Karpatlarda kaybolduk…-Romanyanin suceva sehrinde bes parasiz kaldik-Allahim macera bitiyor kavustur beni memleketime diye dua ederken Bulgaristanda sinira 70 km kala arabanin motoru iflas etti, yolda kaldik.-Bulgar bir tamirci cocuk eski panelvanin arkasina bir iple bagladi bizim arabayi sinira kadar cektik.-Turkiyeye zar zor geldim, ama macera biter mi, bir panelvan arkasina dolasan toplam sekiz kisi bilmem ne ormanina gezi yapmaya gittik oncumuz olan arkadas o ormani cok iyi bilmektedir, hayati ormanda gecmistir ama ne tesadufse ormanda kaybolduk her yeremiz yara bere icinde aksam karanliginda patika bir yol bulup dualarla ormandan ciktik. (Allahim dedim, sen beni Romanya da Bulgaristan da yollarda birakmadin bari bu ormanda da birakma)-Koye gittim sadece teknoloji adina televizyonun oldugu ve internetin hic olmadigi koyde babanemle takildim, halalarim geldi.-Ramazanin ikinci haftasi geri dondum, iki tane sinavimin kaldigini ogrendim, bu sene bitirecegime inaniyorum, mutlu bir evliligim var, saat ondan sonra evden cikmam yasak,(ekmek almaya gidiyorum deyip iki hafta sonra gelen adamlar var ya, saka falan degilmis varmis oyle insanlar) ramazan guzel geciyor, bizimki ilk kez oruc tutuyor, teravihlere bir arap mescidine gidiyoruz cok uzun kildiriyorlar, memleketimin jet imamlarini ozledim…-Gelirken bussuru kitap getirdim, turkce kitap okumayi, turkce film seyretmeyi ozlemisim.-nasilsin sorusuna; abi cok sukur ne olsun yuvarlanip gidiyoruz cevabi veriyorum alti kilo aldim.-dalyan gibi delikanliydim sisko oldum, hali saha maci ayarlayinda bayramdan sonra top tepek…
Valla ben top teperek o kiloyu azaltanı görmedim ser-hus. O bahane ben yeteneklerimi sergilemek istiyorum diyorsan ayrı tabi :
@ser-hus hayatımın tam da olmasını istediğimi gibi, dalgasız deniz gibi olduğunu hatırlattın bana, ben de hayatımı macera dolu sanırdım.
Türk olduğun için seni istemeyen hangi ülke ailesi acep, Ser-Hus, tebrik ederim evliliğini bu arada..
serhus o davetiyeyi unutmadım ciğerim.lafla olmaz, kuşe kağıda bastır yolla. saygılar
ser-hussss ben hala sana kız bakıyodum oysa ki….
Bilgi için teşekkürlerazdırıcıo3 ozon kremifx15elektrik tasarruf cihazıgöbek eritme bandı
bilgi için teşekkürlergüvenlik sistemlerikamera sistemlerialarm sistemlerigüvenlik kamera sistemlerigüvenlik kamerası