Çocuktum ilkokul bire gidiyorum , yavaş yavaş bana annen sana kardeş getirsin mi sorularına maruz kalmaya başladığımda anlamamıştım, bunlar benden izin istiyor ama bebek çoktan yola çıkmış zaten, bari bana sormayın.Annemin karnı büyüdükçe daha çok tepesine binme isteğim oluyordu, zavallı kadın beni mi üzmesin, kendini ve bebeği mi korusun bilemiyordu.Bir gün gidip kucaklarında kızkardeşimle geldiler, sonraki günler her sabah yastığımın altında çikolata, gofret gibi yiyecekler bulmamla geçti, neymiş efendim bunları bana kardeşim hediye ediyormuş, bende yedim .(gerçek anlamda yiyordum, farazi anlamda ise yemiyordum) Bir gün kalktım baktım ne çikolata var ne gofret, sakıza bile razıydım o bile yok, hemen koşa koşa gittim anneme bağırdım: Anne, yastığımın altına yiyecek koymayı unutmuşsunuz.O gün evdeki bu şen, şakrak, bebişli, cicili, duyarlı abi, tatlı velet kız bebek ortamının aslında birbirimizi kandırmak için oluşturulmuş olduğunu anladık. Onlar beni kandırmaya çalışıyordu, bebeği bana sevdirmek için ama amaç neydi benim kıskanıp üzülmemem için mi? Yoksa bebeğe bir şey yaparım korkusu mu? Her neyse onlar beni kandırıyordu, ben de onları. Gelen hediyelerin kardeşim olacak doymak bilmeyen, ağlak ,mızmız, sevimsiz bebekten geldiğine inanıyormuş gibi yaparak ortamdan faydalanıyorduk. Sonra herşey ortaya çıktı sevgiyi, oyuncak için ayrılan finansı, havayı,suyu,anayı, babayı, sonradan odayı kardeşimle paylaşmaya alıştım.Aklıma birden geldi bu anılarım kısmetse sekiz ay sonra Allah kısmet ederse bebeğimizi kucağımıza alacağız, bunu öğrenir öğrenmez paylaşmak istedim, inşallah hayırlısı ile her isteyen yavrularına kavuşsun.