bildirgec.org

heyecan hakkında tüm yazılar

Okyanus

mavilikler | 07 July 2011 16:30

Okyanusları hatırlatır kimi insanlar. İçeri girmeleriyle serin bir rüzgar dolar odaya.

Hımbıl hımbıl akan dereler nehirlere karışır, daha bir güçlü duyarlar parçası oldukları o enginleri içlerinde.

İşte o da öyle bir esintiyle daldı dünyama. Bir şeylerin parçası olduğumu hatırlattı bana. Daha büyük, sınırları daha geniş bir yerde buluverdim kendimi gözlerinde kaybolurken.

“Neler yaptın bakalım?” dedi her zamanki gibi her şeyi önemsizleştiren gizemli gülüşüyle. Kocaman bir kahkaha saklardı hep derinlerinde bir yerde sanki. Bir şeyin onda gıdıklama etkisi yaratması an meselesiydi. “Bu kadar önemsediğiniz bu muydu?” dercesine bir bakışı vardı ki mahvediyordu insanı. Hiçliğimizi vuruyordu yüzümüze.

İzmir

bithikotsis | 15 April 2011 02:02

Hava bugün yağmurlu şehrimde…Nisan ayının ılıman etkisini bünyesine katmış, usul usul yağıyor…Terbiyeli, efendi bir çocuk gibi. Saldırmıyor yağarken, çok tatlı bir toprak kokusu bırakarak düşüyor İzmir’ime…

Havası değişken derler İzmir’in. Evet öyledir. Hatta İzmir kızlarının İzmir havasına benzediğini söyleyenler de olur. Nitekim haklıdırlar. Mayıs’ta yağmur, Şubat’ta güneşli bir hava sizi bekliyor olabilir. Yanıltabilir sizi, sonra yaramaz bir çocuk edası ile güler size, afacanlık yapmıştır işte. Size kendini öyle ya da böyle sevdirir…

evlilik ve aşk

admin | 09 March 2011 19:16

Hep merak ederdim neden evlilik aşkı öldürür derler diye. Cevabı çok basitmiş aslında…

Bir süre sonra evliliğin getirdiği sorumluluklar, geçim derdi, hele birde çocuk varsa onların büyümesi ve gelecek endişesi sanırım çiftlerin kendilerine zaman ayırmasına engel oluyor.
Sıkılmalar başlıyor, bir süre sonra beklentiler değişiyor. Kadın daha çok ilgi beklemeye başlıyor, evinde bunalıyor. Erkek işinden bunalıyor kendine yalnız geçirebileceği zaman istiyor. Bu arada tabi çevresindeki arkadaşları yada beraber olmayı seçtiği insanlardan etkilenerek heyecan aramaya başlıyor. Malesef ki onların heyecan dediği yanlışları kadınlar anlıyor. Gelgelelim sesi çıkamıyor, yapabileceği bir şey olmuyor. Maddiyat, toplumda diretilen dulluk baskısı engelliyor, mutsuz bir kadın sonunda da mutsuz aileler ortaya çıkıyor.

ölüm nedeni: ‘heyecandan kalp sıkışması’

astral | 03 November 2010 10:50

Sorunu mu, çözümü mü bilemedikleri bir mevzuda; konuşmak üzere buluşan iki dostun diyoloğudur…

-‘İlişkinin motonlaşması ve heyecansızlık reçetesi’ oluyor muymuş? dedi kırlangıç, kırbacını sallayarak…

-Olurmuş, olur. Gerekli ne yaparsın, dr dedi.

-Nasıl yani?

-Ne, nasıl yani?

-Monotonlaşma reçetesi mi verdi sana?

-Sen de gebermek üzere olsan, sana da verebilir.

-Hiçbir şey anlamadım.

-Anlasan şaşardım, dinle:

Betina La Plante
Betina La Plante

Kalbimin hızlı hızlı çarpması bir yana, kalp kapakçılığında açıklık nedeniyle kalp kasılmaları yaşıyorum aniden. Aniden.

kokunun esrarı

astral | 10 October 2010 13:34

Evimin kapısını açtığımda yüzüme kokun çarptı.Şaşırdım.

Bir gün önce ‘Durup dururken kokun burnuma geldi’, demiştin bana. Hatta annene anlatmıştın, kendini tutamayıp. O da, ‘Özleyince yanında gibi duyumsamak ve kokusunu duymak normaldir.’demişti sana. Bense bunları aylar sonra duyuyordum neredeyse.

Bu lafın başıma geleceğini tahmin etmemiştim. Hiç. Ben sana göre daha ruhsuzdum, daha hissiz, daha coşkusuz.

Kapıyı kapattım. Nasıl olabilirdi, evdeki senin kokun. Evde sen varmışçasına sen kokuyordu; yok hayır sarılırken duyumsadığım koku bu. Onu sadece sarıldığımda duyabiliyorum. Bu yüzden de evde duymam pek olası değildi ama duyuyordum işte.

Greenwich

astral | 07 October 2010 09:17

“Çin’e fuara gidelim mi? diye başladı söze durup dururken. Z, Çin furarına gitmenin dışında N’nin çılgınlığını düşünüp kahkaha patlattı.

O an yan masada karizmatik bir adamın bakışlarıyla karşılaştı. Şarap bardağına kalemiyle dokunduğu an, tekrar N, Z’nin elini sımsıkı tuttu. Gözleri gülümsüyor, zaman gülümsüyordu…

İzlere önem veren birinin, bir tek kendi olmadığını onu ilk kez gördüğünde de anlamıştı Z. Öyle ki, yüzüğünün taşı ne dediğinde aldığı yanıta şaşırmadı.

Futbolu Özlemek İstiyorum…

firatocal | 03 September 2010 12:04

Ramazan ayının en bildik söylemlerinden biridir ‘’ Aaaah ah nerede o eski Ramazanlar ‘’ sözü… Kaybolup giden değerleri hatırlatmak ve geçmişin mutluluk dolu günlerini yad etmek için kullanırız… Minibüslerde ise yer vermeyen gençlere söylenen söze dönüşür bu replik…

Artık futbol maçlarını izlerken de benzer sözler sarf ediyoruz… ‘’ Aaaah aah nerede o futbolunu özlediğim, derbi maçları, görmeyi merakla beklediğim futbol yıldızlarıyla şenlenen hayat…’’ , ‘’ Artık yok ki maçları iple çektiğim gerilim dolu günler… ‘’

Neredeyse haftanın 7 günü, günün 24 saati futbol maçlarını seyrederek geçiyor hayatlarımız… Eğer birçok kadın gibi futbolla aranız yoksa bu bir sorun teşkil etmeyebilir, ama benim gibi futbola aşık ve arkadaşlarıyla beraber maç seyretmekten büyük zevk alan bir erkekseniz , o zaman farklı oluyor…

bebek..

taha3045 | 29 August 2010 17:34

Çocuktum ilkokul bire gidiyorum , yavaş yavaş bana annen sana kardeş getirsin mi sorularına maruz kalmaya başladığımda anlamamıştım, bunlar benden izin istiyor ama bebek çoktan yola çıkmış zaten, bari bana sormayın.

Annemin karnı büyüdükçe daha çok tepesine binme isteğim oluyordu, zavallı kadın beni mi üzmesin, kendini ve bebeği mi korusun bilemiyordu.

Bir gün gidip kucaklarında kızkardeşimle geldiler, sonraki günler her sabah yastığımın altında çikolata, gofret gibi yiyecekler bulmamla geçti, neymiş efendim bunları bana kardeşim hediye ediyormuş, bende yedim .(gerçek anlamda yiyordum, farazi anlamda ise yemiyordum) Bir gün kalktım baktım ne çikolata var ne gofret, sakıza bile razıydım o bile yok, hemen koşa koşa gittim anneme bağırdım: Anne, yastığımın altına yiyecek koymayı unutmuşsunuz.

Lassa şans tanırsa böyle tanır

motodelisi | 04 June 2010 11:48

Lassa kendi Facebook sayfasında bir aplikasyon yapmış. Buna göre arkadaşlarınızı sayfaya çağırarak, üye olmalarını sağlayacaksınız. Davetiniz kabul oldukça da ralli heyecanı ve Volkan Işık’ın sağ koltuğu bir günlük de olsa sizin olacak.
19 Haziran’da gerçekleşecek aktivitede yer almak için yarışmada ilk 5’te olmanız ve 7 Haziran Pazartesi saat 18.00’e kadar olabildiğince çok arkadaşınızı çağırmanız gerekiyor. Bu süper şans kaçmaz!

kelimeler !!!

sptkburhan | 09 April 2010 09:29

Bazen sessizlikte nefes almak gibidir. Kimine göre anlamsızlık, kimine göre sükûnet. Her ne olursa olsun hayatımızın çok önemli bir yerinde soluk alıyor. Onsuz aslında çok da anlamlı sayılmayız.Kelimler; karmakarışık bir hayatın, tümevarım yolu olsa gerek. Aslında korkusuz olana yakışır onlar. Konuşmasını bilmeyene n hacet… Mesela ben. Hiç kullanamam onları. Hep bana kızmışlardır herhal. “Baksana bizi ne hale soktu” diye. Ne dünümde onları bir kenara bıraktım, ne de bugün onları aklımdan bir kenara fırlattım. Belki çoğu defa koskoca bir çığlıkta sessiz kaldım, onlar haykırmayı beklerken. Çoğu defa onlarda bana hak vermekten kendilerini alıkoyamadılar.Aşk, sevgi, korku, endişe, heyecan, anlam, anlamsızlık… Belki daha yüzlerce sayılabilir. Hayatımızın nefes alan kısmı…

Korkuyorum sessizliktenSonra nefes almaya başlıyorumAdım adım sen oluyorum, ürküyorumAnlatmanın ötesinde bir yerdeBir su gibiYoksula bir ekmek gibiBana aşk gibiDoymayana daha fazlası gibiDeliye tanrı gibi
Aslında sen her yerde bir ben gibisin..