Florian Henckel von Donnersmarck’ın yönetip senaryosunu da kendisinin yazdığı filmde, Martina Gedeck, Ulrich Mühe, Sebastian Koch, Ulrich Tukur başarılı oyunculuk çıkardılar.Filme giderken içine kapanık, anlaşılması zor bir film sanırım dedim. İlk sahnesinde aldı beni oysa. Aşk, ihtiras, yalnızlık, sistemin tutsakları olmamızın sorgulanması, kaçış yollarının analizi, bir istihbarat memurunun dinleme cihazıyla başkalarının hayatını dinlerken tüm hayatı ve kendini sorgulaması.
Adamın kadını sevmesi. Kadının sevgisi, sevgi miydi düşüncesi… Peki, öyle bir sistemde nasıl olabilirdi diye yorulmak…Lakin ‘talan’! etti.Dur bakalım, şuna bir oyun oynayalım, aklı başından gitse, ya da hepsi gelse- denilse, bu kadar olabilirdi. Bu yönetmen tam bir auteur.Oyuncular çok iyi seçilmiş.Ve , daha ötesi: film 27 ödül almış, biri Oskar.Vakit kaybetmeden sinemanın yolunu tutun.Sorguladım, sorguladım. Film boyunca ve sonrasında. Ben olsam ne yapardım diye.
yorumlar
Demirperde dönemi Doğu Almanya; Komünist sistemin muhbirlik sistemiyle ayakta kalabildiğini anlatan ve inceden inceye kapitalist sistemi öne çıkaran her zamanki kandırmacalar…Komünizmi aşağılayarak ödül alınabileceğini bilen bir senaryo…
süper film oldugunu okudum …en kisa zamanda görmek istiyorum…ne olursa olsun almanlarda güzel film yapiyor .
katılıyorum,yıllardır ABD’nin dümeninden ayrılmayan bir Alman filmi…Ödül alması çok önemli diil.bence
Sevgili KOza 68,ne alakası var Almanya’nın muhbirlik sistemiyle ayakta kaldığını, nerde söylüyor bunu? ayrıca tam aksine sistem eleştirsi yapıyor. Ana karakterlerden biri olan, gece gündüz bunları dinleyen adam değişiyor, dönüşüyor ve kendini buluyor. Bak eğer sistemi kabul etseydi, komünist olanların değişimini görürdük. Sen filmi seyrettin mi :))İnsanı nasıl yozlaştırdığını, insanı değerlerden uzaklaştırdığını, aşkla, vicdanla, karşılaştırmalarla gösteriyor.BU anlamda, bu sistemin insanı yeyip bitirdiğinin eleştirisi eninde sonunda. Ve böyle bir sistemde -Doğu Almanya’yı düşünelim- nasıl olupta değerlerimizi koruyabilirizin sorgusu? öyle bir sistemde ne kadar mümkün artısı eksisi ne’nin tartışması. dinleyen herif, işinden oldu, insanlığını farkedip, insanlığını veremediği için. Sistemin insanları nasıl bir yalnızlığa sürüklediğinin resmi. Kalabalıklar içinde yalnızlığın.Tam aksine, sinema lisansı yapmış biri olarak- bu filme baktığımda, nasıl olmuşda ‘oskar’ almış dedim. Senin de katılacağın gibi, sistemin içinde olanların sistem eleştirisine kalkıp bi de ödül vermeleri zor gibi görünürken almış hem de 27 ödül.Filmin bittiği noktaya bakarsak duvarın yıkılmasıyla sonuçlanıyor, siyasi süreç. Yönetmenin amacı, Doğu Almanya’nın politikasını savunmak olsaydı, duvar yıkıldıktan sonra da göz yaşlarını, kaybedişleri görürdük. Öyle olmadı.Ayrıca çok açık bir tablo daha. Filmde Doğu Almanya’nın polikasını savunanlar, daha soğuk, daha az insancıl, vahşi ve sevgisiz, disiplin düşkünü lakin yalnız insanlar olarak remedilmiş. Diğer tarafta Doğu Almanya sisteminin değişimi için uğraşanlar aşk, sevgi, dostluk, bağlılık, birliktelik, insani özelliklere sahip, vicdanlı insanlar olarak resmedilmiş. Bu da bir karşıtlık.. Burada açık bir tercihi var yönetmenin tam tersine.Film baştan sona anlamlarının okunması açısından son derece açık ve sistemin devamını, onayını yapmaktan uzak. Aksine böyle bir sistemin, ‘insan’ olmaya da uzak olduğunu söylüyor film.Sevgilerimle..
Astral, Sinema lisansı yapmanız şahaser bir şey elbette…Ancak bizim eleştiri hakkımıza saygı göstermemeniz anlamına gelmemeli bu:) Senin eski esnekliğin devam etmiyor galiba…Aslında bunun güzel örneklerini pekala vermiştin:D…Neyse gelelim filme; Filmi gördüm canım,” stasi” adlı istibarat örgütü insanları fişleyerek rejimi ayakta tutmaya çalışıyor…Bu çok doğru başka türlüsü olamaz zaten,istersen tartışırız,buraya sığmaz…Sinema dili açısından sana katılmamak elde değil ama bana genede yönlendirici geldi…Sana şimdi bir sorum var; sistemin “insani” yönü olmadığına mı inanıyorun sen?sevgiler…
Doğu blok’u telefonları dinlerken, niye dinliyosunuz diyenlere “sus ulan” diye cevap verir, demokratik batı ise “İşte terör tehditi, şu tehdit bu tehdit,” yemezse “münferit olay bakın işten attık” diye cevap verir.Ama ikisi de dinler. İkisi de fişler, ikiside diğerinden farklı olduğunu söyler.