Diyanet kolları kadın başkanı olan bayan, baş örtüsünün teferrruat olduğunu ve daha bir çok kendi yanlış fikirlerini islam dinine mâl etmiş.Bu “hoşgörücü”, “diyalogcu”, “ılımlı din” mensubu olan jön, new ulemanın benzer görüşleri kendi piyasalarında oldukça rağbet gördü.Bu ablamız da new abileri gibi önemli olanın öz olduğunu vurgulamış, sevgi dolu mesajlar vermeye çalışmış.Bu kimselerin gayri islami fikirleri halk nazarında kabul görmediği için bir “diyalog” meselesidir, hoşgörü meselesidir tutturdular gidiyorlar.Bazen kendilerine has emin tavırlarıyla o kadar patavatsız oluyorlar ki; insan sinirlerine hakim olamıyor.Başörtüsü teferruatmış.Sensin teferruat.Bu lafların sonu; ameli olan herşey teferruat aslında.Mesela namaz.Namazda aslolan kalbin temizlenmesi ve Allah rızasını kazanmak değil mi? neden namaz kılıyorsunuz o zaman.Kalbi temizlemenin; “iyi insan olmanın”, Allah rızasını kazanmanın yolu sırkapısı izlemek, öğretmenlere, madur amcalara teyzelere yardım etmek, yalan söylememek değil mi?Değil mi bayan neden namaz kılıyoruz ki..O halde ne farkı var ötekinin berikinden. Sizin hocalarınız değil mi ehli kitabın amentüsüne inanan.Bir de utanmadan “bu ortam münafıklar üretiyor” diyorsunuz. Avamın sizi anlayamamasından dem vuruyorsunuz fakat halkın nazarında münafık olanda sizlersiniz.Sizlersiniz bu dine en büyük zararı veren.Lakin bunu hiç bir zaman anlayamacak ve kabul etmeyeceksiniz. Daha önce de rüyasında peygamber efendimizden izin alıp başını açan bir bayan tanıdım.İyi o halde herkes rüyadan danışsın fetvayı.”Alo fetva” hattı yerine “alo rüya” hattı.Diyecek kelime bulamıyorum.Stv denen “islamcı kanal” yayınlarında çok kullanıyor bu “diyalog” kelimesini.Kasdi olarak yapıldığına inanıyorum.Halk bilgi sahibi olmasada kanaat sahibi.Sezdiler oynanan oyunları ve tepkilerini koydular.Bunların bu çabaları ise bu kelimeyi daha süslü hale getirmek.O kadar da kötü bişey olmadığını anlatmak.Haddi zatında masum olan bu gavurca kelimeyi tehlikeli hale getiren sizlersiniz.sizler “diyalog meyvesini verince buna kimse sahip çıkmasın” diyecek kadar basiretsiz ve ne yaptığını bilmeyen, daha doğrusu dini özünden öğrenmediğiniz için abilerinizin aslı astarı olmayan fetvaları ile vicdanınız arasında sıkışıp kalmışsınız.Evet bu bir öfkedir..Bir vicdanın öfkesidir.Haydi sizler Allaha ibadet yerine, türkçe konusan çikolata renkli çocukları, sırlar alemini ve sema gösterilerini izleyip, aslında şarkıdan bir farkı kalmayan ilahiler dinleyin ve kapıya gelen dilenciyi boş çevirmeyin.Mutlu olun…
yorumlar
Ablayi magazin programlarinda gormek istiyoruz, Zekeriyya Beyaz faciasindan sonra bu abla, televizyonlar icin ilac gibi gelecektir.
yapılanları anlamak için neticeye bakmamız gerekecek…duruş önemli, asla dinimizden taviz vermeden diğer insanlara birşeylerin anlatılması dini bir vazife değil mi?emri bil maruf nehyi anil münker nasıl olacak, bilgisayar ve-veya televizyon başında oturup ahkam keserek bu işler olmaz gibi geliyor bana. bu hareket türkiye hariç dünyanın heryerinde olumlu karşılanıyor. diyalog kelimesi seni niye bu kadar sinir etmiş acaba…
türbanın başörtüsünün çarşafın anlamını biri bana anlatsın yahu..
Kadınları kapalı olan bir toplumun erkekleri ne kadar açık olabilir.Yeterlimi redstar
aslında değil, kadının kapanmasının sebebini anlamıyorum…
kardeşim relic,diyalog mevzusunu kaç kere tartıştık, bu tartışmalardan bir sonuç çıkmadığını en iyi bilenlerdensiniz. Ayrıca “diyalog” projesinin nurcu kardeşlerimize mal edenlerler için de, onların sadece “yeni yüklenici” rolünü üstlendiklerini gösteren bir yazı;
(O zamanki yüklenici de Türk Ocaklarıymış)Necip Fazıl bu yazıyı 1949’da yazmış.suphi’ye de teessüflerimi gönderiyorum. Anlıyorum, hassasiyetin tepkiyi zaruri kılıyor ama baş örtüsü ile ilgili başlıklar pek hayra vesile olmuyor. Hele bir de cumhurbaşkanlık seçimi öncesi olduğunu hesaba katarsak…
aman diyorum..
Netice ortada sayın relic ve gördüğünüz gibi içler acısı.Bunun hakkında yazılacak ve söylenecek o kadar çok şey varki..Elfiya’nın dediği gibi yeni bir mesele değil.Kökleri eskilerde.Şekil biraz değişiyor o kadar.Eğer amacınız hakikati aramak değilse ne kadar açıklama yapılırsa yapılsın anlamayacaksınız ve tabi olduğunuz cereyanın etkisinden kurutulamayacaksınız.Şu kadarını söyleyeyim;duruş yok, taviz var, iyiliği emretmek kötülükten sakındırmak bu değil ve ben ahkam keserek bu işlerin çözüleceğine inanmıyorum.Böyle bir kanıya nasıl vardın onu da anlayabilmiş değilim.Neyse..Türban, başörtüsü, çarşaf aslında hepsinin altında tek bir şey var; örtünmek. Kadının kadına ve erkeğe karşı örtünmesi, erkeğin kadına ve erkeğe karşı örtünmesi ve akrabaya göre de örtünme farklıdır.Merak eden araştırıp öğrenebilir.Umumiyetle mevzu bahis olan kadının yabancı bir erkeğe karşı örtünmesidir ki bu da;el,yüz ve ayakların dışındaki her yerini örtmesidir diye tarif etmiş islam fıkhı alimleri.Elbette ulema bu fetvaları kitap,sünnet ve icma ışığında vermiştir. Peki neden örtünüyor bu insanlar?cevap: Allahın bir emri olduğu için.Bu emrin sebepleri de araştırılabilir elbette.Fakat bunun altında yatan sebepleri bilsekte bilmeksekte bu ilahi bir emir olduğu için kabul etmeniz beklenir.Dinler bunu ister.Önce tabi olmanı ister, daha sonra sebebini anlamayı.Anladın fakat sana mantıksız mı geldi, yahut anlayamadın, hiç bir zorlama yok inanırsın tabi olursun, inanmazsın tabi olmazsın.Buna bir diyeceğimiz yok elbette.Fakat çıkar da islam bunu emretmiyor derseniz, “hadi ordan” denir size.Umarım bu ayrıntıyı anlatabilmişimdir.Bu kadın çıkıpta, “ben böyle inanıyorum, islam ne der bilmem” yahut “islam öbür türlü emrediyor fakat ben böyle yapıyorum” dese bir sorun olmayacak.Sorun İslamda olmayan bir şeyin İslama isnad edilmesi.Peki hoşgörü,diyalog, sevgi, barış yok mu İslam’da? Elbette var.Ve bu yaygaraların altında bir yanlışlıkta var.Hem o kadar yanlışlık var ki; bizim hala altında bir art niyet aramamamız gibi bir tuhaflık da var.Olsun biz yine su-i zan ile amel etmeyelim.Fakat kimse bizden hüsn-ü zan ile de amel etmemizi beklemesin.Bu kadar şüphe ve hata hüsn-ü zana muhaldir.Elfiya, bunların ne kadar sinir bozucu şeyler olduğunu biliyorsun.Belki ben boş veremedim, saberedemedim yahut fark edemedim.Belki de hala bu meselenin hak ettiği şekilde anlaşılabilineceğine dair bir inancım vardı.cumhurbaşkanlığı seçimleri demişsiniz; ilgilenmiyorum.Lakin muhalif partiler ve insanlar o kadar kötü siyaset yapıyorlar ki, eğer kendinize bir taraf seçmek gibi bir zaruriyetiniz varsa diğer tarafı seçiyorsunuz.Umarım bu konuda haksızımdır.
Ben beni rahatsız eden şeyin ne olduğunu çok açık ifade ettim.”Şaka bi yana” demekle olmuyor.Maalesef ne zaman bu örtünme meselesi dillendirilse sizin bu arkadaşınızın söylediklerinin çeşitli varyasyonları peyda oluyor..Müsade edin de, biz kendi “hurafe”lerimiz içinde yaşayarken siz kendi” bilimselliğiniz ” refleksleriniz ve kompleksleriniz içinde eğlene durun bayan clicia.hamiş: fil beyi özledim.
iyi demiş .. teferruat fazla bile olabildigince pozitif yaklaşmaya çalışmış naapsınbu arada celicia ört benii
Verdiğiniz linkteki söyleşiyi yapan da mesela niye önden bir tutam açıkta örtündüğünü anlıyamamış.Bu zatı muhterem iranlı kadınları da anlıyamıyor sanırım.Örtünmenin doğru şekli diye Mısır’da müslüman kardeşlerin yerleştirdiği türbanı savunup, İranlıların saçı tamamen kapatmayan örtünmesini dışlamak ne demek?İddianız iranlı kadınların cehennemde yanacağı mı, yoksa müslüman olmadığı mı? Ya da İranlılar çıkıp “İslam böyle emretmiyor ama ben böyle yapıyorum” mu demeli?Şeriatta “İslam böyle emretmiyor ama ben böyle yapıyorum” demenin cezasını bilmiyormusunuz?Madem ki İslam herşeyde hemfikir, niye mezhepler var, birinin günah dediğine öbürü sevap diyor? İşinize gelince suya sabuna dokunmamak için bunlar yorum farkları demeyi biliyorsunuz. İşinize gelmeyince bunun yorumu olmaz….Irak’ta şiiler ile sünniler birbirlerini sadece politik sebepler ile mi kesiyor? Ben sünni köyde, şii imamın arkasında namaza durulmaz, onun namazı namaz değildir lafını kendi kulaklarımla duydum, sizin bu hoşgörünüz nerede bitecek, doğrusu benim mezhebim diğerleri bunu kabul etsine gelecek?Biri karşınıza çıkıp asıl islam’ın emri çarşaf ve peçedir, yüzü açık başörtüsü islama aykırıdır, istiyorsanız yüzünüz açık olsun ama islama aykırı davrandığınızı kabul edin dediğinde ne olacak?Kim mi diyecek, hafızaları zayıf olanlar için taliban kelimesi bir şey ifade ediyor mu?Suphinin “kendi bilimselliği içinde eğlene duran” insanlar için söylediği herşeyi Taliban da sizin için söylüyor. Yüzü açık diye kaç kadın kezzaplandı? Bakın dikkat edin başı açık demedim, yüzü açık dedim.Tabii ki benim dediğim doğru, benim dediğimden az örten de yanlış biliyor, fazla örtende yanlış demek kolay, ne gerek var kafa yormaya?
Özgürlük ihlallerinde, ispat yükümlülüğü, özgürlüklerden yana olanlarda değil de, özgürlüklere karşı olanlar üzerindedir, özgürlük her zaman önsel olarak kabul edilendir demiş John Stuart Mill. Biliyorum bu yazı kemiklerini sızlatacak, ancak maalesef kendisinden 200 sene sonra bile hala güç yasakçıların elinde ve özgürlükçülerin ellerinde olan tek şey düşünceleri.
Öncelikle siz mezheplerin ne olduğunu biliyor musunuz? Mezhepleri ayrı ayrı dinler mi sanıyorsunuz.Amelde mezhepler vardır, bir de itikadi mezhepler.Bırakın amelde mezhep olanların birbirlerini küfre nispet etmelerini, itikatta mezhep olanlar dahi birbirlerini küfre nispet etmezler.En azından ehli sünnet fırak-i daalleyi küfre nispet etmez.Kafirdir demezler.Küfrün sepepleri vardır.En önemli sebebi şirktir.Yine önemli bir sebepte, kuranın bir ayetini dahi inkar etmektir.Şiiler sünnileri müslüman saymıyorlarsa onların bileceği iş.Müslümanı müslüman bilmeyeni biz de müslüman bilmeyiz.Bizim fıkıh kitaplarımızda örtünmenin adabı mevcuttur ve linkteki bayanın örtdüğü daha doğrusu örtmediği şeklinde değildir. Peki örtmediği zaman bir insan kafir mi oluyor? hayır olmuyor.Günahkar olur, asi olur fakat kafir olmaz.Fakat örtünme ile ilgili ayeti kasd ederek “bu ayet değildir” dese kafir olur.Efendim benim söylediğim şeyler bundan yıllar, yüz yıllar önce İslam alimleri tarafından söylenmiş ve kayıt altına alınmış şeyler.Biz derken neyi kasd ediyorum.İtikatta “ehli sünnet vel cemaat” mezhebini kasediyorum.Amelde dört mezhebin itikadi ayrılıkları yoktur.Bu arada uslubunuz da ziyadesiyle İslam hakkındaki fikirlerinizi yansıtıyor.
kardeşim öyle bir başlık seçiliyorki damarlara basılırcasına konu ortada isteyen taksın istemeyen takmasın tefaruat yada değil ama şunu merak ediyorum bir yahudi sizin sınıfa favorileri uzun örülmüş cübbeyle gelse ne olur tepkiniz hocam birbirine düşürme gazı bu geçmiş ortada olaylar aşina bu bir tehdit oluvermeye başladığında irtica hortlamaya kalktığında iki tornistan yapıveriyor tanklar aba altından sopa gösterir gibi olaylar çözülüyor ülke 20 sene geriye gidiyor bunlarda buna yönelik gazlar biz şöyleyiz böyleyiz diyerek ahkam kesiliyorda bu tür gazlar verildiğinde kimse ben yemem demiyor ya ya allah bismilah allahuekberyada laikliğe uzanan eller kırılır bırakın hocam bu martavalları gaza gelmeyin bunlarla uğraşcağız diyeher felsefe uygulandığı kadar doğrudur diye bayat bir deyiş vardır ekmeğinizde olun bakın çine yıllarca kominizm geyiği yapıp durdular sonuç en büyük kapatalist oldular para basıyorlar biz ya kürtlük olayımız ya başörtüsü yada alevilk sünnilik döndürüp döndürüp sokuyorlar bize ekmeğinde olmak lazım esnaf mantığı etliye sütliye karışmayacaksın işine bakacaksın lan bunlara kafa yorduğunuz kadar ticarete kafa yorsanız yeni endüstri kollarına turizime eloğlu ülkene yiyip içip sıçıp yatıyor 10 eurodan sen hala başörtüsü falan off off
Başörtüsü, türban, baş bezi vs. hakkında inan6666‘in yazdığı blog‘u hatırlamanın ufkumuz açısından faydalı olabileceğini düşündüm.
Bu cevap yeterli işte ne güzel o seni müslüman bilmez, sen beni müslüman bilmez, kimse kimseyi müslüman bilmez…..Bir vakit babamın dediği gibi “Bu dünya üzerinde kaç insan varsa o kadar din vardır evladım”Pakistan’da ulema çıkar der ki “4 erkek şahit bulmayan kadının tecavüz iddiası kabul edilmeyecek, zina sayılacak”herkes bilir tam tersi, zina için 4 şahit gerektiğini, herkes bilir de milyonluk pakistan’ın onlarca uleması bilmez mi? Al sana yorum farkı, Pakistan uleması cahil mi? Hiç kitap mı okumamış? Okuduğunu anlama özürlü mü? Çık işin içinden çıkabilirsen, ben çıkamadım.Benim farklı mezheplerden tanıdığım bir çok insan var, bir araya geldiklerinde bu konuları özellikle açmazlar, çünkü birilerinin küçümsediği gibi küçük farklar değil ciddi farklar var mezhepler arasında.
Yani ben onu müslüman bilmiyorum çünkü o beni müslüman bilmiyor. Ben haklıyım çünkü o başlattı. “O” na sorarsan o da aynı şeyi söyler, öbürü başlattı diyeÜslubuma gelince senin işine gelen şeyleri benim İslam hakkındaki fikirlerim diye kimseye yutturmaya kalkma suphi bey tabii açıp kalbimi görebiliyorsan o başka….
Kuveyt eğitim bakanı başını mı açmış yoksa hep açıktı da yemin törenine de öyle mi katılmış anlayamadım. Kendi bileceği iştir efendim.İster açar, isterse öter.Şeriat böyle buyuruyor demediği sürece durum vahim değil.Normal bir durum.Madem siz bu yaraları kaşımakta ısrarlısınız kaşıyınız efendim nolur yani.Siz kaşıdıkça bu mezhepler zarar mı görecek.Hayır sadece kendinizi biraz daha izhar edeceksiniz.Pakistan uleması böyle bir karar vermiş mi bilmiyorum.Vermişlerse neye dayanarak vermişlerdir onu öğrenmek lazım.Kimse rastgele fetva uydurumaz.İçtihadın bir tarifi bir ehli, bir şekli sizin anlayacağın dilde bir raconu vardır.Bunların gayrı fetva verenin fetvası ise muteber değildir.Ve siz pakistan uleması böyle yaptı diyemezsiniz.Mesnedsiz, kaynaksız, şartlarına riayet etmeden yapılan fetva fetva değildir.Müctehidde aranan şartlar yoksa bu kimseler müctehidde değildir.Vehhabilerin bozuk itikatlarını bozuk itikatları üzerinden İslama laf atmaya kalkmayın.Bakınız vehhabi dedim, bozuk dedim.Eminim siz bunu da yanlış anlayıp, kendinize burdan bir şeyler çıkaracaksınız.Çıkarın efendim n’olur yani..Benim işime gelen bir şey yok efendim.Benim ne gibi bir menfaatim olacakta işime gelen bir şey olacak.Şahsım hakkinda dahi konuşmuyoruz.Bir mesele hakkında konuşuyoruz.Beğim sarf ettiğim sözlerin İslam ulemasına ait olmadığı gibi bir şüpheniz varsa, araştırın, aksini ispat edecek delilleri getirin.Lakin mümkünse getirdiğiniz bu deliller yine ehli sünnet alimlerinin delilleri olsun.Arada yorum farklılıklarına rastlarsanız ister “din farkı” dersin, isterseniz biraz daha insaflı olup “yorum farkı” dersiniz.
hey yavrum suphi be süpersin ama yine suphiyi anlama klavuzu olmadan birşey anlayamıyoruz onu da 5 kupona vereceklermiş. zaten suphiye göre biz hiçbirşeyden anlamıyoruz ama olsun çabasını takdir etmeli bence
Suphi beyin İslam ve müslüman tanımı kısaca belli bir mezhebi ve belli bir anlayışı kapsıyor. Diğerleri bozuk itikatlılardır.Pakistan uleması böyle yaptı “doğrudur” demedim, sadece pakistan uleması böyle yaptı dedim. Ortada yapılmış bir şey var ama tabii bunları söyleyince İslam düşmanı oluyoruz.İsteyen tüm hafifi arar islama mı laf etmişim, islamı kullanıp yanlış uygulama yapanlara mı laf etmişim? Okuduğunuzu anlamak ile ilgili ir probleminiz var sanırım. İsterseniz açık açık söyliyeyim:”Ben İslam’a laf etmiyorum. İslam bahane edilerek yapılan işlere laf ediyorum. Hiç bir zaman laflarım ‘bakın işte bu yüzden İslam kötüdür, yanlıştır’ gibi bir şeyi ne söyler ne ima eder”Ama tabi açık veya üstü kapalı İslam düşmanı demek kolay, daha önce de dediğim gibi “işinize gelen” bu, benimle aynı fikirde değil, ben islam dostuyum demek bu da islam düşmanı. 10 yaşında çocuğun mantığı da aynı
“İman, Peygamber Efendimiz (s.a.v) in Hazret-i Allah tarafından getirip tebliğ buyurduğu hususların tamamını kabul ve tasdik etmektir. İman, bu tasdikten ibarettir. Fakat kişinin, hayatında ve ölümünde kendisine müslüman muamelesi yapılması için kelime i şehadeti dili ile söyleyip kalbi ile tasdik etmesi şarttır.”( muhtasar ilmihal)İman sahibi olan kişiye ise müslüman denir.Müslümsan tanımı bir mezhebi kapsamıyor.Daha ne kadar söylemem gerekecek bilmiyorum.Anlaşılan mezheplerin ne demek olduğunu bilmiyorsunuz.Ben size islam düşmanısınız demedim. Benim dememle de olmazsınız zaten.Az çok akıl sahibi olanlar, ahkamlardan kişilerin islamla alakalı fikirlerini anlıyorlar.bu arada merakımdan soruyorum.Mantıkla alakalı hangi kitapları okudunuz?
?
Bir de şiiler var, derin dini bilginizle şiiler konusunda bizi aydınlatabilir misiniz? Yoksa konuşmadan geçmek daha hayırlı mı olacak?
Bir kimsenin itikadının bozukluğu eğer tevhid inancına ve imanı yok eden sebeplerden birine taalluk ediyorsa o zaman o insana kafir denir.Yoksa diğer türlü itikadı bozuk olan kimselere kafir diyenler Allah muhafaza kafir olurlar..Şiiler mevzusunda amacının ilim talep etmek olmayıp, muhatabı alaya almak olduğu için bir şey söylemeyeceğim.Edepten bahsediyordunuz değil mi? Sual sormanında bir adabı vardır.Edep sadece aileye mahsus değildir.Çok merak ediyorsanız allame saddeddini teftazani hz.lerinin şeri akaid isimli kitabına bakabilirsiniz.
ya dostlar aldı yürüdü?ben suphi ve elfiya’ya inat bu diyalogculara destek veriyorum…bence iyi incelemek lazım, bu fethullah hoca’nın kaç kitabını okudunuz da adama bu kadar yükleniyorsunuz. en azından basındaki mehmet gündem emre aközcnnturk röportajları bize bir fikir veriyor.yani adam ne zaman ağzını açsa allahın rızası diyor bu adamda bu kadar sinirlenecek ne buluyor sunuz?
Dediğim gibi kendi yaptığınız şeylere bizleri alet etmeyiniz.Ona inat, buna inat diye böyle bir şey olmaz.Bunun ne kadar basit ve hatalı bir söylem olduğunu umarın idrak edersiniz.Benim yüzümden diyalogculara destek veriyorsanız, özelden size “diyalogcuları” metheden yazılarda yazabilirim.O zaman siz diyalog karşıtı mı olacaksınız? Çok basit bir kaçış kapısı.Muhabbetim var, sevgim var, onların içerisinde bulundum ve seviyorum diyebilirsiniz.Üstelik fethullah gülen’in adını dahi zikretmedim.Asıl kasdettiklerim kendini kaybetmiş new ulema idi. Ne desem boş değil mi? Siz yine aynı tas aynı hamam…
Relic’in “Ben Fethullah Gülen’i dışardan gördüğüm kadar biliyorum” yazılarını da, “Aralarındaydım, şöyle yaparlar, böyle yaparlar” yazılarını da biliyoruz.Boşuna aramayın, arkadaş o yazıları sildi, taze bir başlangıç yaptı şimdi objektifmiş ayaklarına Feto propagandasında, neymiş efendim Suphi ile Elfiya’ya inat destek veriyormuş, Hadi len senin ağa baban fetocan destek veriyo ki sende veriyorsun millete laf atmaya kalkma.En azından suphi inandığı şeyi savunuyor, sen?Geçen sene feto cemaatinin detaylarını anlatmıyormuydun detaylı detaylı, o yazıları niye sildin? Kulağını kim çekti? Gelip burada çakallık yapma neymiş Suphiye inatmış…
Suphi bey şiilik konusunda amacım alay değil, sadece gittiğiniz yolun dışında da yollar, o yollarda da yürüyenler olduğunu söylemek.Bunu alay olarak görüyorsanız o sizin derdiniz, ben bu nazik konuyu açmamak için size bir fırsat sundum. Çünkü aynı konuyu dinlediğiniz insana göre çok değişiyor. Bir Şii ile veya bir Sünni ile konuşmanıza bağlı olarak değil sadece…
Biliyorum efendim biliyorum.Ehli sünnet’in dışında daha yetmişbir yol daha var.Tabi bunlar belli isimler altında toplanmışlar.Mutezile,şia, havaric, neccariye, cebriyye, mücessime, müşebbihe vs.Peki efendim ben yanlış anladım yine.”Derin bilgilerimle” sizi “aydınlatmayı” çok isterdim fakat önerdiğim kaynakta bunlarla alakalı daha geniş ve kaynaklı bilgiler bulabilirsiniz.Arzu ederseniz…
Clicia bunları nasıl türkçeleştireceksiniz.Yani bunlar o fırkaların özel isimleri.Mutezile; ayrılanlar, cebriyye; insanın iradesini inkar eden mezhep. havaric; hariciler lugat manası diğerleri demek.İşin özü bu mezheplere bu isimlerin verilmesinin uzun uzun sebepleri var.Tabi bu isimler ehli sünnet alimlerince verilmiş.Yoksa mesele mutezile kendisine “eshabı tevhid vel adl” diye isim verir.Bunun sebebi de; hz.allahın kadim sıfatlarını inkar ettikleri için “eshabı tevhid”( hz.allahı birleyenler), asi olana azab etmek ve itaat edene de sevap vermek hz.allah üzerine vaciptir dedikleri içinde “eshabı adl”( hz.allahı adil görenler) diye kendilerine isim vermeleridir.Yukarıda zikrettiğim kitabın türkçe tercümesi var mı bilmiyorum ama olsa gerek.Aslında bu mevzularla ilgili bir çok kitap var.Türkçe tercümeleri de vardır herhalde.Bulabilirseniz “emali” ve “akaidi nesefi” isimli kitapları tavsiye ederim.Zaten allame teftazanin kitabı da “akaidi nesefi”nin şerhidir. Akaid i nesefi kitabı kısadır(yirmi sayfa falan).Ama öz bir kitaptır. emali ise beyitler halinde yazılmıştır.Nazımdır yani.Okuması zevklidir.Türkçeleri var mı bilmiyorum ama herhalde vardır diyorum…
teferruattirrrrrrrrr…
Konu Islam veya bununla ilgili bir sey olunca “iyyyy” moduna gecen Clicia gibi, cagdas yasami destekleme dernekcilerini pek severim. Sekuler yuzeysel bakis acilari icinde kivirdanan bu kendini bulamamis aydin kisilerin, Suphi’yle kiyaslandiklarinda bu konularda ne denli kof ve genel gecer ibarelerle idare ettikleri hemen anlasiliyor.Hele “arapca engelli okuyucu icin turkce yazilmis kaynagin var mi” sorusu karsisinda Suphi Bey’in terbiyesini ve olgunlugunu takdir etmemek imkansiz.Ulan sizin okudugunuz fransizca, ingilizce kaynaklarin turkcesi var miydi? Yoktu. Ne yaptiniz peki? Bu dilleri iyi kotu ogrendiniz. O zaman vakit ayirin da osmanlica, arapca ogreniverin bi zahmet. Hem boylelikle bu cografyada yasamis insanlarla, yasanmis olaylarla, bu kulturle ilgili hakiki referanslara ulasabilir ve bu sanki muz cumhuriyetinde yasarmiscasina ettiginiz gubidik laflardan kurtulabilirsiniz.Suphi Bey gibi epeydir bu sitede klavye oynatan ve siyasi-ideolojik zimbirtilarin otesinde kendine ozgu durusuyla blog-entry giren birine, sanki bir grubun veya guruhun temsilcisiymis gibi laflar dizelemek de; fanatik laik, sersemce bir vaziyettir.Suphi de oturmus, ciddiye almis; turkce kaynak olabilir mi diye ahkam yazmis. Insan hic degilse boyle bir davranis gosterebilen biri karsisinda utanir, sikilir.
Ulan gariban ogrenci! Turkiye’deki kalitesizlik zaten veri. MEB’i, YOK’u one surecegine kendine bak ve alanin disinda kalan konulari merak ediyorsan da, once mutevazi olmayi, yerli yersiz sarcasm’lara kapilmamayi ogren.Uc kurusluk bilinen Bati diliyle ve on-line sozluk kullanarak ilerliyorsan, zaten bu sitede de bitmeye baslayan otsulardan farkin kalmaz. “Suphi ve saz arkadaslari ” veya “arapca ozurluyum” diyerek yaptigin pek ince espriler iyi de, esas incelik seni kastederek “siz” yazan birine ayni kivamda cevap vermektedir.
suphi yeter ya allaşkına! bizlere nasıl müslüman olunur, nasıl olunmazları öğretmeye kalkma artık, bayma yaa. geç artık bunları, sen kendi müslümanlığından sorumlusun abi bizimkinden sananeee !!başlığında bir soru var; yani biz en azından ben öyle anlıyorum. hem de basit cevaplandırılabilecek bir soru yani cevabı kolay ifade edilebilecek basit bir evet hayır sorusu. teferruat mı ? şimdi burada birileri EVET teferruat demiş. sen yine bunun ardından imanın tanımından başlamışsın döşemeye.. ne bu ya? bütün cevapları işine gelecek şekilde, kendi cevabınla aynı istiyorsan dediğim gibi o zaman o soruları soracağın yer burası değil abi anla şunu artık. çok mu zor ya? biri bana söylesin lütfen; ben şimdi suphiden çok zor bir şey mi bekliyorum??
suc bence suphide, allah diyen herkesi irticaci gorme parayonasiyla yetismis bir nesle burda neredeyse mezhepler tarihine giris yapmaya calisiyor, millet dedesinin bir zamanlar kullandigi alfabesine burun kivirip ay bu sekiller ne diyor artik. Bende bilmiyorum onu da soyliyeyim ogrenmeye calistim tembellik ettik devamini getiremedik ama ogrendigim bir sey varsa bu hayattan, kisilerin inanclarina saygi gostermeyen adami, adam yerine koymican, mal olum bunlar suphi ne ugrasiyorsun,yasadiklari ulke insanini tanimiyan klavye gencligi bunlar.Bu sitede herkes tuvalet bokundan igne ucuna sevistigi erkeklerden komplo teorilerine kadar yazar ama suphi cikip inanciyla ilgili bir sey yazmaya baslayinca kiyamet kopar.eskiden allah var mi lan hadi bana gosterin turu ahkamlar gelirdi en azindan simdi daha bir derli toplu ahkamlar geliyor, ugras suphi sen ugras bakarsin biri caminin yolunu bulur da sen de mutlu olursun.(bakalim hangi mal cikipta beni suphici ilan edicek)
(çıkmasına gerek kalmamış herşey ortada.)
Benim sözlerimi kendi üzerine alınanlar çıkmış.Aslında güzel bişey; herşeyden kendine bir pay almak, kötü değil.Teferruat mı değil mi sorusuna verdiğim cevap yazının içerisinde zaten.Bakın benim eleştidiğim “new ulema”ya bir örnek.“Hâlâ 21. yüzyılda yaşamaya ayak diriyorlar. Satırlarda yazılı bilgileri okuyor, aktarıyor. Ama o bilgileri günümüzün diline ve ihtiyaçlarına çevirmiyor. O yüzden satırdan değil, sâdırdan (kalp) konuşmaya ihtiyacımız var.”Satırdan, sutundan, ibareden bi haber olarak okuyan ve birilerinin ideolojileri uğruna o makama gelen ve sadırdan konuştuğunu idda eden bir kişilik var karşımızda.Hakikaten bu insan kalpten konuşuyorsa durum daha vahim.kalbi bu hale gelen bir insanın o makamda ne işi var.”Artık el yordamı ile anadan babadan gördüğümüz, duygularımızın yönlendirdiği bir dindarlık değil, aklımızın belirleyici olduğu, iletişime açık bir dindarlık inşa etmemiz gerekiyor.”Aklın belirleyici olduğu dindarlıktan bahsediyor.Aklın belirleyici olduğu dindarlık ne demek.Koca diyanet işleri başkanı daha dinde nelerin belirleyici olduğunu öğrenememiş mi?!Yazı tamamen islama ve İslam alimlerine hakaret niteliğinde.Zorbalıkla yıkılan koca kuran kursu hakkında haber yapmaktan çekinen ve hakkın veya halkın sesi olmayıp bir takım menfaatlerin sesi olan bir gazeteye de bu yakışırdı zaten.Onlar hala dünyaya hoşgörü, türk okulları, iyi insan, temiz insan mesajları verip, işlerine geldiklerinde “müslümankesilecekler”.Onlar bu yıkım hakkında esaslı bir haber yaparlarsa ben de kendilerinden özür dileyeceğim.
ay nolur kendilerinden özür dile suphi 🙂 suphi sen gittikçe olayları karıştırmaya kim olduğun konusunda sarsaklamaya başladın bak dost acı söyler gerisi sana kalmış… suphi sen kimsin ya alloooo!!? bir elini yüzünü yıka istersen. onlar haber yaparsa çıkıp özür mü dileyeceksin? vaaay beee!! babaaaaa! bu lafa şapka ve hatta don bile çıkartılır. suphiciğim bu özür dileme işini nerden yapacaksın? hafif tabanından mı? yoksa canlı olarak cnn e falan mı çıkıcaksın? ulen sabah sabah güldüm gerçekten. hatta iki üç defa okuyup inanamadığım cümlelerini şimdi göndere basmadan bir daha okuyorum …. evet abi üstten o zımbırtı işaretlerine bakıyorum evet ya gerçekten de sen bir yayın kuruluşundan bir haber yapmaları karşılığında özür dileyeceğinden bahsediyorsun suphi yedin kafayı iyice allah şifalar versin abi bu gerçekten (hala yanlış anlamış olma şansımı elimde tutmak istiyorum) hafif tarihine geçecek bir durum hafif yöneticilerine bu konu hakkında tarihe geçecek yazılar ve ahkamlar gibisinden özel bir bölüm açmalarını istiyorum.
Dikkat ederseniz en fazla yazı yazılan veya okunan uada konusulan konu bu olmuştur her düzlemde. Nedeni insanların çoğunun bunun bir haksızlık olduğunu bildikleri ama güç sahibi azınlıkla mücadele etmenin sonuçsuz olduğunu bilmemelerindendir. sonuçta bir gurup kendini zeki sanan ve bu işlerden pirim yapmaya çalışan gerizekalılarda bu konuyu olmadık yerlerde açıp bu sonuçsuz tartışmadan para kazanır yada ün kazanır yada v.s.
Diyanet isleri baskani bu ulke de herkesin kabul edebilecegi seyleri soylemis.’aklin belirleyecegi dindarlik’ tabiki olmasi gerekli.Arapca yazilmis, cevirisine bakinca ‘yahu bu boyle olur mu’ denebilecek, karsi cevap olarak ta ‘o tam cevrilmez’ zaten cevaplari verilen bir suru kalem cikiyor karsimiza.Tabiki konusulacak, tabiki sorgulanacak, tabiki itiraz edilecek. Bundan korkmanin ne alemi var?Kuran kurslari ile ilgili olarak ta: bu ulkenin kuran kurslarina ihtyaci var mi yok mu zaten tartisilir bir olay. Kucucuk cocuklarin enerjilerini orada harcamalarina halen gonlum razi degil. Bir de neden halen Arapca ogretiliyor onu anlamis degilim. Oylesi daha mi makbul ki?Bir de ciddi bir arastirma yapilip kuran kurslarinin amaci, faydalari ve ileriki yaslarda topluma ve kendilerine ne gibi bir faydasi oldugu ortaya cikarilmali. Bir de o tur kurslar falan, iktidarlardan bagimsiz kuruluslar falan tarafindan denetlenmeli (belki de denetleniyordur bilemiyorum). Ne ogretiyorlar, nasil ogretiyorlar, ogretenler gercekten ogretmen sifatindalar mi falan belli bir standartlar ile olculmeli.Babam kucukken kuran kursuna gittigini soylemisti bana. O yasta hic bir sey anlamadigini ve bir suru dayak yedigini falan soylemisti. ‘Rezalet’ demisti bana.
Ya siz bu ülkede yaşamıyorsunuz yada bu ülkede yaşayanlardan haberiniz yok.Yazınızda o kadar çok hata var ki; hangi birini düzeltelim.”Aklın belirleyeceği dindarlık” ne demek? Kafanızdan terimler mi uyduruyorsunuz.İslamda üç şey ilim ifade eder.Havas-ı selime( beş duyu ile öğrendiğiniz şeyler), haberi sadık (doğruluğu kati olarak bilinen haber ve akıl.Haberi sadık iki kısımdan oluşur.Haberi mütevatır( yalan üzere ittifakı mümkün olmayan bir topluluğun verdiği haber) ve haberi rasul.Haberi rasul demek; peygamberlerin bildirdiği haberdir ve yeri gelir insanların akılla bildikleri şeyleri iptal eder.Allah yanlız akılla bilinmez.Allah ve din bu üç şey ile bilinir.Korkmaktan bahsetmişsiniz.İşte bu güldürdü beni..Bence sizin gibilerin varlığı ile yokluğu arasındaki şey de tartışılır.Camilerin varlığı da tartışılır değil mi efendim.Ne gerek var herkes evinde yapsın ibadetini.Hem ne öyle günde beş defa imam efendiyi mi dinleyeceğiz.Herkes takviminden öğrensin namaz vakitlerini.Çocuklarımızda kuran kursları yerine, kurtlar vadisi izleyerek, biribirini bıçaklayarak ve esrar partilerine katılarak harcasınlar enerjilerini.Üstelik orada arapça öğretilmiyor.kuran ı kerimin okunması, ilmihal bilgileri vs. şeyler öğretiliyor.Arapça öğrenmek isterseniz elbette yardımcı olurlar fakat müfredatta böyle bişey yok.İsterseniz kuran kurslarının denetlenmesini size devredelim de siz denetleyin.Hoşunuza gitmeyen şeyler olursa kapatırsınız yada yıkıverirsiniz olur biter.öğretmen sıfatı nasıl bişey.Hani şu bizim üniversiteden de mezun olacak şu tipleri mi diyorsun.Bunun standardı nedir?Muhterem babanızı size en yakın bir kuran kursuna götürmenizi ve oradaki eğitimi görmesini tavsiye ederim.Yolunu unuttuysanız ben size bir kuran kursu adresi verebilirim.
@suphi; ben yine aynı tas-hamam tesbiti doğru. öyle de olması gerekiyor, burada yazılanlara göre iman edersem ayvayı yerim.@redogre; sizi anlıyorum, size söyleyecek birşeyim yok, siz zaten dünyaya at gözlüğü ile bakıyorsunuz desem hemen hakeret dolu +18yazılar yazıp sinirimi bozarsın, onun için sana kızmıyor birşey demiyorum.@suphi bey şimdi ben çok akıllı olmayan biri olarak şu sözlerime hak verir misin? hiçbir şeye inanmayıp dalalet içinde yaşamaktansa, yarım da olsa hatalı da olsa bir şeylere inanmak iyi midir?. bana iyidir gibi geliyor, şöyle bir çevrene bak islamyeti yaşayan doğru dürüst kaç kişi var, hem yaşayanları da ne kadar insanların elinden tutuyor, herkes kendi kabuğunda ahkam kesiyor. şimdi bu noktada fethullah gülen cemaati incelenmeli, adamlar yurtiçi-yurtdışı demeden okul açıyor, (şimdi bazıları türkiye’yi ele geçirecek diye terane okuyor, ulan adam ülkeyi ele geçirmek istese niye yurtdışına okul açsın), eğitimle birşeyler yapmaya çalışıyor hem bunu belki 20 küsur yıldır yapıyor, eğer bir yamukluk olsa ortaya çıkmaz mıydı….
adolf hitler hoca’nın kaç kitabını okudunuz da adama bu kadar yükleniyorsunuz?
“Hiç bir şeye inanmayıp delalet içinde yaşamaktansa, yarım da olsa hatalı da olsa bir şeylere inanmak iyi midir?”Önemli bir soru sormuşsunuz.Bence bu konuda oldukça yanılıyoruz.Yarım yamalakta olsa, hatalı da olsa birşeylere inanmak hiç inanmamaktan daha vahim bir şeydir.Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder.İmam-ı Rabbani hz.leri sizin bahsettiğiniz bu yarım yamalak insanlar hakkında hiç iyi şeyler söylemez.Genelde bu insanlar “bilgi sahibi olmayıp kanaat sahibi olduklarından” siz onlara bir şeyler anlatmaya çalışsanız da kendi yarım yamalak inançlarından asla taviz vermezler.Bilmediğini kabul etmediği gibi kendi yarım yamalak fikirlerini de muteber sayarlar. Burada kendimi kayırdığım gibi bir zanna kapılmayınız.Bilmediğimin farkındayım ama bilmeyi talep ediyorum fakat bunu yarım yamalak hocaların yarım yamalak fikirlerinden değil, her biri bir derya olan Ehli sünnet alimlerinin fikirlerine baş vuruyorum.Size de bunu tavsiye ederim.Çünkü İmam-ı Rabbani (k.s) hz.leri, bu yarım yamalak hocaların yarım yamalak fikirlerinden beslenenleri hakiki bir alimin düzeltmesinin bir ömür alabileceğini ve hatta çoğu kere ömrün bile kafi gelmediğini söylüyor.Said-i Nursi hz.leri İmam-ı rabbani(ks) hz.leri hakkında; “Onun çin seddinin ardında olduğunu bilsem, ona ulaşmak için koşarım.Bir müddet sonra yorulacağımdan yürümeye başlarım.İnsanlık icabi bir müddet sonra daha da yorulurum ve sürünmeye başlarım, ta ki ona ulaşıncaya dek..”Önemli olan iman dairesinde bulunmak.Fakat dinin, diyanetini bilmeden, yarım yamalak fikirlerle olmaz bu.En azından ilmi hal bilgilerini öğrenmek lazım.Farz-ı ayındır.İcmali olarak “kelam ilmini” öğrenmek farzı ayındır.Tecvid öğrenmek elzemdir.bunlardan başlayabilirsiniz mesela.Hem bu sayede bir takım yarım akıllıların da te’siri altında kalmaz ve meselelerin hakikatini daha iyi kavrayabiliriz.
Şu an zamanın dar olduğundan tafsilatlı bir şekilde anlatmam mümkün olmayacak.Sadece bir misal vereyim.Peygamber efendimiz mirac meselesini etrafındakilere anlattıklarında inanamadılar, müşrikler ise kendisiyle alay ettiler.O kadar kısa bir zaman içerisinde nasıl oluyordu da bir insan mescid i haramdan mescid i aksaya gidiyordu.Akıl bu meseleye muhalefet ediyordu.Mümkün müydü? Müşrikler ebu bekir sıddıka gittiler ve “duydun mu senin muhammed böyle acayip şeyler anlatıyor iyice delirdi” diye alay ettiklerinde hz.ebu bekir “o demişse doğrudur” dedi ve sıddık sıfatını aldı.Hz.Muhammed ilerideki bir takım olaylar karşısında bu meseleyi eshabına hatırlatıyor ve “siz aklınızla bana muhalefet ederken ebu bekir bana inanıyordu ” diyordu.Bu sadece bir misal.Bir misal daha vereyim.Hz.Ali efendimiz “eğer akılla hareket etseydim mestlerin üzerine değilde yere daha yakın olan altına mesh ederdim,halbuki Allahın rasulu üzerine mesh ettiler” buyurmuşlardır.Müsait bir zamanda inşaallah..Hamiş: Şahsımla ilgili aşağılayıcı, küçümseyici ve alaycı cümleler kuranların bazen farkına varıyorum bazen ise varamıyorum.Bu insanların hayatta oldukları gibi burada da iki yüzlü olmalarından kaynaklanıyor.Buna tahammül etmeyip sizde aynı yola başvurduğunuz zaman karşınızdakinden bi farkınız kalmıyor.Zaten biraz vicdan sahibi olanlar kimin aslında ne demek isteyip ne demememek istediğini anlıyorlar.Bazıları ise buna tahammül edemiyorlar.Saygı duyuyorum…
@suphielhak dediğiniz doğru. fakat dışa bakan yönüyle, yani yarim hocayla muhatap olma meselesi değil, kendi içinde bir seçim inançsızlık-inanır gibi görünme mi yoksa biraz inanma mı? tecvid, kelam, hadis, siyer bunlar sonraki iş, önce iman değil mi?not: derdini yine anlatamadığını düşünüceksin, evet ne sen derdini anlatabilirsin, ne de karşındakiler anlayabilir?not2: dert derken meramını kastediyorum…
Diyanet isleri baskaninin sozleri arasinda ‘degisik yuz yillar da yasamak isteyenlerden’ bahsediyor. Sanki sizleri kastederek soylemis gibi.Hangi yuzyil da yasadiginizin farkinda degilsiniz bence.Ve sizler o kurslar da ‘peygamberlerin bildirdiği haberdir ve yeri gelir insanların akılla bildikleri şeyleri iptal eder’ dusuncelerini mi ogretiyorsunuz o dusunceleri henuz olusmamis, yeni yeni olusmaya baslayan gencecik beyinlere? Ne kadar yazik.O beyinlerin oncelikle kusku duymayi, suphe etmeyi, arastirmayi, bulmayi, ogrenmeyi ogrenmesi gerekir iken, su ogretilenlere bakin?’Islam aleminden neden hic bilim adami cikmiyor’ surusunu tartisiyorduk burada gecenlerde. Iste sizin yaklasiminiz o sorunun cevabini verdi.Korkuyorsunuz, tabiki korkuyorsunuz. Insanlarin beyinleri ile dusunmesini istemiyorsunuz. Yalnizca verilenleri sorgulamadan kabul etmesini istiyorsunuz. Ve sayet o kurslar da, gencecik beyinlere ‘bir seyleri sorgulamadan kabul etmeleri gerektigini’ ogretiyorsaniz, tabiki diyanet isleri baskaninin ‘aklin belirleyecegi dindarlik’ sozleri sizi rahatsiz edecek. Sorgulayan, gercegi arayan, soru soran insan kisiliklerinden korkuyorsunuz.Bir de denetlenmeli tabiki. Kim okutuyor? kim ogretiyor? ne ogretiyor? nasil ogretiyor? ogretilenler dogru mu? Neden arapca okutuluyor? Tum bunlarin acikliga kavusmasi lazim.O cocuklar bu ulkenin yarinlari. Bence denetlenmeli.Denetleme isinin bana verilmesi onerisi? Kusura bakilmasin uzaktayim ve cok mesgulum. Oneri olarak ise hepsi bilgisayar kursuna cevrilsin derim :)Camiler ile ilgili olarak, yine gecenlerde, Turkiye’deki cami sayisini burada tartismistik. Kisi basina dusen cami orani ile kisi basina dusen saglik ocagi ve hastahane sayilarini gelismis ulkelerden ornekler vererek tartismistik.Cami yapimina harcanan kaynak bu ulkede bence yalnis bir harcamadir. Doktor sayisini arttirmak, egitimin kalitesini yukseltmek vs turu bir cok eksigimiz durur iken bir suru yeni cami yapmanin mantigini kimse aciklayamaz. Dusunsenize bir kaza oluyor, kazazedelere yardima bir muezzinin gelme olasiligi bir doktorun gelme olasiligindan kat kat fazla.Bu olaya ‘biz obur dunyaya yatirim yapiyoruz’ da denilebilir tabiki:)Bir de lutfen ‘şu bizim üniversiteden de mezun olacak şu tipleri mi’ diyerek universite mezunu ogretmenlerimizi biyik altindan kucumsemeyiniz. Bu ulke elindeki imkanlar ile yapabilecegini yapmaya calisiyor. Keske su an da, ya da son bir yil da, yeni cami yapimlari icin harcanan para ogretmenlerimizin (veya genel anlam da egitimin) kalitesini biraz daha yukseltmek icin harcanmis olsaydi.
suphi kardeşime katılıyorumher oyunun bir kuralı vardıroyun içinde oyunlar oynamak samimiyetsizlikoyunun adını değiştirmek terbiyesizliktir
bir cok yorumu okumadım.. neyse aslen sorun şurda; birileri dini bir tarafa aklı başka tarafa koyarak bu aradaki uzaklığı ne kadar büyütebilirlerse kendilerini o kadar inanan ve inandıkları zırvalıkları da o kadar din sanıyorlar. yani onlar daha en baştan akılcı bir dindarlık olamaz bu islama bir hakarettir diye düşünüyorlar. bunu başka bir yerde de söylemiştim karşımdaki kendi aklından feragat etmişse kendi aklını kaldırıp atmışsa artık onunla ne gibi bir tartışma ortamı yaratılabilir? tabiki imkansız.
Şu aralar kitaplarımdan uzağım.O yüzden orijinal metne bakıp aslında hangi kelimenin kullanıldığını bilmiyorum.Lakin orada kullanılan kelime “akıl”da olsa “fikir”de olsa “rey”de olsa ortada olan bir şey var.Her şeyi akıl ile idrak edemeyiz demek; “hiç bir şey akıl ile bilinmez” demek değildir.Bu aradaki farkı anlayamayan kimsenin ya zekası geridir ya da anlayıpta kabul edememe gibi bir durum söz konusudur.Yukarıdaki sözlerimden İslam dininin akılı inkar eden, küçümseyen ona hak ettiği değeri vermediği gibi bir sonuca varanlar aldanmışlardır.Bende de hata var.Bu kadarını dahi söylemeyip anlaşılabileceğini sanmıştım fakat hemen mefhum-i muhalefet ile amel edip meseleyi saptırmışsınız.İslam dinin aklı ne kadar muteber gördüğü ve akla verdiği değer aşikardır.Bunu izaha dahi luzum yoktur.Gel gelelim bu iki söylediğim şeyin birbiriyle çelişip çelişmemesine.Hayır efendim çelişmezler.Biz “yeri gelir naslar akli iptal eder” derken mücerred olarak akıldan bahsetmiyoruz ki.Akıllarda mertebe mertebedir.bknz: Akl-ı mead , Akl-ı meaş , Akl-ı sakim, Akl-ı feal vs.Yani herkesin aklı bir değildir.Birinin akıl ile anlayamadığı bir şeyi öbürü akıl ile anlar.Bu sebeple akıl bizi “bilmeye” götüren mücerred bir alet değildir.Öyle olsa idi kitaba, peygambere luzum kalmaz, insanlar aklı ile doğru yolu bulurlardı.bknz: hz.İbrahim’in yıldızlara ve güneşe bakıp nihayetinde bu alemi yaratan bir yaratıcının olduğunu ispatı.Ayrıca bknz: Mutezile,Eşaira ve akıl.Mucize; adetleri yıkan bir olaydır ve aklın anlayamadığı şeylerdir.O yüzden hz.Allah peygamberlerini mucizeler ile desteklemiştir.Allah’ın elçileri Peygamberliklerini ispat için mucizeler göstermişlerdirbknz: mucize,keramet,meunet,istidraç ve ihanetHulasa; akıl ile anlaşılamayan şeylerin olduğunu da yine akıl ile anlarız.
suphiciğim söylediklerinde haklısın. ama sen de benim söylediklerimde bir noktayı es geçmişsin. söylediklerimi eğer vaktin olur da bir daha okumak istersen, içinde; islamın tarifi veya islamın ortaya koyduklarına bir söylem olmadığının farkına varacaksındır. ben islama bir şey demedim. ben, bazı insanların kendi akıllarından vazgeçmelerinden ve bunu marifet sanmalarından bahsettim. akılcı bir inanış veya akılcı bir din veya akılcı bir iman düşüncesinin bile islama hakaret olduğunu düşünmelerinden bahsettim. islam bunu söyler demedim. tabiki bazı şeyleri idrak edebilmemiz için aklımızın yeterli olamadığı durumlar vardır ve bunun bilincinde olmak bile aklımızı kullanmakla varılacak bir durumdur.. aklı yoksaymayı marifet gören bir kişi ile ne kadar akılcı bir paylaşım ortaya koyulabilir ki? derken hiçbir şekilde; islamın anlattıklarında gerçek olamazmış gibi gelen şeyleri, nasıl oluyor da birileri akıllarına mantıklarına sığdırabiliyorlar? demedim.
Ben İslam öğretisinde akıl nedir, aklın işlevi nedir sorusunu sıkça kendime sormuşumdur. Bu amaçla Kuran yada Sünnete baktığımda aklın genelde fark etmek, ibret almak, ölçmek, değerlendirmek gibi melekelerle ilişkilendirildiğini görmüşümdür. (Neden bu şekilde anlatıyorum; çünkü bu kişisel bir tecrübe. Genel geçer İslam budur, demiyorum.) İslam karar verme, tercih yapma, hulasa cüzi iradeyi genelde kalb ile zikreder. Allah akıllardaki bilir denmez mesela, kalblerdeki bilir denir. Yada “Allah yere göğe sığmaz ama mümin kulunun aklına sığar” denmez, “Allah yere göğe sığmaz ama mümin kulunun kalbine sığar” denir. (Bir hadisi Kudsi)İslamda Akıl ön koşuldur. Akıl olmadan iman olmaz. Ancak imanın kaynağı akıl değildir. Akıl imanın zeminidir. İman kalb ile yapılır. Niyet eden, karar veren, tercih yapan cüzi iradeyi ortaya koyan kalbdir. Akıl fark etmek, ölçmek, ibret almak ve değerlendirmek gibi işlevler üstlenir. En azından benim İslam öğretisinden anladığım budur.Bu da beni Batının rayonel aklı ile İslamın aklı selimine götürüyor. (Gerçi Suphi aklın mertebelerini saymış ama nedense aklı selimi zikretmemiş.) Rasyonel akıl ile aklı selim arasında konumuz “bağlamında” “en önemli” fark nedir? Aklı selim ikilemde kalabilir, ama rasyonel akıl ikilemde kalmaz. Yani varsayımlar bunun üzerine kuruludur. Bu iki aklı taşıdığı varsayılan insanın “ahlakı” da farklıdır; ahlak burada bu ikilemin ve bu ikilemin çözülmesi anlamını taşır.İslamda insan tek başınayken bile ikilemde kalabilir. Başka hiçbirşeye ihtiyaç yoktur. İkilem kendisiyle başlar. Dolayısıyla ahlak insanın kendisini farketmesiyle başlar. Ancak rasyonel aklın insanın ikilemi kendisiyle başlamaz. “Öteki” ile başlar; öteki diğer insan, toplum, doğa, Tanrı vs. Bu nedenle rasyonel akıl sadece kendisiyle beraberken ikilemde değildir.İslam öğretisinde insanın tercihleri üzerinde etkileri olan birçok unsur sayılır. Örneğin nefis, örneğin şeytan, örneğin akıl vs… Ancak rasyonel aklı taşıyan insanlarda tercihi etkileyen tek unsur rasyonel aklın kendisidir. Ve rasyonel akıl üzerinde toplumun gelenekleri, dinin öğretileri, diğer güçlü bireylerin talepleri ikilem oluşturur. Ahlak da bu ötekilerden kaynaklanan ikilemlerin çözümüdür. Rasyonel akıl kendisiyle beraberken ise ikilem yoktur. Bu nedenle çözüme de ihtiyaç yoktur.Bugün yaşadığımız önemli bir sıkıntı da İslam terminolojisinin bilinmemesi, Batı terminolojisinin bütün alanlarda cinsi tarif eden tekil terimleri ele geçermesidir. Yani biz birbirimize akıl dediğimizde Batının rasyonel akılını demiş oluyoruz. Halbuki o, akıl mertebelerinden yada çeşitlerinden sadece biri. Bütün akıl kavramını ifade etmesi mümkün değil.Ben “Oku” emrini hep akla verilen bir emir olarak düşünmüşümdür. “Yaradan Rabbinin adıyla oku” (emir bir kerede değil iki kere söylenerek zikredilmiştir.) emrini ise kalbe verilen bir emir olarak… Akıl genelde Kuranda mikro yada makro evrenle birlikte anılır. Zerreden başlayıp gök katmanlarına kadar “okunması” istenir insandan. Rabbinin adıyla okunması istenir. Bir çobandan sürüsünü “okuması” istenir. Bir liderden cemaatini “okuması”, bir babadan kız evladını okumasını, bir kocadan eşini vs… Hep yaradan Rabbinin adıyla okunması istenir.Hiçbir kültür veya toplumda, hiç kimse, “seni tüm aklımla seviyorum” demez, seni tüm kalbimle seviyor ve “istiyorum” der. Akıl fark etmek içindir, ölçmek içindir; tercih yapmak, ikilemleri çözmek ise kalbin işidir.
Her ne kadar Suphi bana kızsa da gösterdiği kaynakların bulabildiklerime baktım, maalesef bir kısmına ulaşmak zor, bir kısmının sadece arapçaları var, ama özellikle “şeri akaid” kitabı ile ilgili tüm referanslar (türkçe) bölük pörçük ve çoğu harun yahya tayfasının, lafı kıvırıp dinler arası diyalog konusunda taftani hz. lerini evirip çevirmesi. Kitabın kendisi olmadan bunlara riayet etmek çok anlamlı değil, çünkü cümleler hep “taftani hz. böyle dedi ama ” diye başlıyor.Herneyse daha önce islam alemindeki bilimin duraklamasını İmam Gazali’ye bağladığım için kolaycılık ile suçlanmıştım bu sefer biraz daha detaylı yazacağım ama yine de oldukça basit olacak.Farabi antik yunan felsefesini sindirmiş, metafiziğe mantık yoluyla ulaşılabileceğini savunmuştur.İbn-i Sina ki Farabi’nin öğrencisidir, kısaca söylemek gerekirse akıl felsefesini alır ve bunun ile tek bir akıla yani Allah’a ulaşılabileceğini söyler.Doğaldır ki bazı nazik konularda akıl felsefesi İslam ile tam uyuşmaz. Bu noktada İmam Gazali (ki felsefe üzerine bir çok araştırması ve kitabı vardır) konu din olunca aklın yetersiz kaldığını söyler. Aklın yetersizliğinin felsefedeki yorum problemlerini getirdiğini, kalben inanmanın akıl ile ulaşmaktan önemli olduğunu söyler.Buraya kadar Suphi de Elfiya da sanırım fazlaca basitleştirmem dışında bana karşı çıkmazlar.Yorum farkı burada devreye giriyor, bana göre islam dünyasının bilim konusunda geri kalması burada başlar. Akıl yerine kalp ile inanmak, yani suphi nin dediği gibi önce tabi olmak düşünceyi kısıtlar. (Buna katılmadığınızı biliyorum lütfen sabır)Bu noktada benim haklı olup olmamam veya suphi beyin haklı olup olmamasının bir farkı yoktur, çünkü suphi beyin önce kalp sonra akıl inancı ile benim önce akıl sonra kalp inancım her hangi bir noktada bağdaşamaz.Burada en çok yapılan yanlış, (benim de en başta yaptığım yanlış) suphi beyin önce iman yaklaşımının temeli olmadığı yaklaşımıdır. Bu yaklaşım çok sağlam temellere oturur, ve sağlam bir külliyat ile desteklenir. Buralara sığmaz.Keza önce akıl yaklaşımı İmam Gazali’nin etkisiyle geride kalsa da, “akıl ile varacağımız son noktada kalbe geri döndük, asıl sınırsız olan kalbdir” dense de hala bu yaklaşımı kabul edenler vardır.İşin çığrından çıktığı nokta aslında net olarak terminoloji noktası. Suphi bey ameli ve itikadi mezhepler deyince önce tam olarak ne kastettiğini anlamadım. Kastettiğinin ehli sünnet mezhepler olduğunu anlayınca elbette haklıdır, mezhepler arasında sadece yorum farkı vardır. Suphi bey mezheplere ehli sünnet içinden bakar, ki bu bakış açısı ile haklıdır elbet.Ama benim durumum biraz farklı, her ne kadar kan bağım olmasada (evlilik yolu) ile ailemde ehli sünnet olmayan insanlar var. İşim gereği de camii projesinde de, cem evi projesinde de çalıştım, sadece sünni imamlar ile değil, şiiler ile (çok az) ve alevi dedeler ile de münasebetim oldu.Yanımdaki mimar arkadaş Alevi dedesine sizde nasıldır diye sorduğu dini soruya alevi dedesinin Kurandan cevap vermesine şaşırması ve alevi dedesinin biz de kitap ehliyiz ne sandın diye sitemkar cevabı aslında bu konuların ne kadar zor olduğunu anlatıyor.Ben sevabına cem evi projesi yapan bir sünni olarak bir çok insana göre küfre düştüm (din alimi değil tutucu akraba yorumu). Olabilir mümkündür elbet ama ben yaptığımdan pişman değilim açıkçası. Aynı şeyi sünniler içinde yaptım, şiiler içinde yaparım.Bu yüzden Suphi bey ile anlaşmam mümkün değil, ama önce akıl yorumları ile (bknz yukarısı) önce kalb diyen birine bir şey kanıtlayamazsınız. Açıkçası böyle bir şey ne doğru ne de gereklidir. (benim kanımca)
Tartisma almis basini yurumus. Tartismacilardan ozur dileyerek hafif sahsi bir sey yazmam lazim; zira clicia x de mesaj atmasi gerekirken buraya yazmis:Birincisi, ben “ulan” dediysem, karsi taraftan “tamam abi” gibi bir replik gelmesi gerekir. Diger turlu cok sinirlenirim, yakarim, yikarim. Saka bir yana, insanin tarzi olmayan ifadeler kullanmasi cok siritkan durumlar yaratir; hatirlatayim.Ikincisi, insanin yasadigi yabanci ulkenin “sert” kosullariyla, ayari kacmis bir sarcasm icerisinde olmasi arasinda hicbir rasyonel baglanti yoktur. Buna ragmen eger boylesi bir baglanti kuruluyorsa; bu, kisinin karakter zafiyetini veya bahane bulmaktaki zekasızligini gosterir. Bir baska ifadeyle, mesela “ben de Istanbul’da yasiyorum ve gundelik hayatta oyle b..luklar var ki, burada da kendime hakim olamiyorum” demek gibi bir seydir.Ucuncusu, kadinlarin genel olarak her seye “he” demelerini one surerek, kendisinin farkli bir yerde durdugunu soylemek de kucultucu bir durumdur. Boyle bir argumani kullanmak durumunda kalmak da gayet acidir ve reaktif bir kimyaya isaret eder.Dorduncusu, sen/siz ayrimiyla ilgili bir kullanim tercihinden bahsederken ingilizceyi referans gostermektir ki, bu da hem fena halde ayip hem de yanlistir. Mesela fransizcada ikinci tekil ve cogul sahislar ayri yazilir ve hatta ispanyolcada apayri bir saygi zamiri (usted) vardir.Besincisi ise, clicia x kardesimizin “comprehension”dan cakmis olmasi vaziyetidir. Cunku benim ahkamimda bahsettigim “siz diye hitap eden birine sen diye cevap vermek” hususu suphi’yle degil baby700’le ilgilidir.Altincisi, kardesimize tezinde basarilar dilerim. Tartisma kabiliyetini ve arastirmaciligini takdir ediyorum. Tabii “Siyaset Meydani’nda Avrupali vekilin eline veren genc Turk kizi Suna Vidinli” formatindan kurtulmasi lazim.
@clicia x,belki bilim için gerekli olan şüpheciliği (son blog yazınızda edindiğim bilgilere istinaden) insanlara karşı kullanmamalısınız.o vakit, eski hafif.org’lu arkadaşlarınız bile size bir kapı aralayabilir.
patican kim, @clicia x? konuyu mu dağıtmaya çalışıyorsun yoksa bana mı öyle geliyor?formatın yontulmaya /değişmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorsun da, bu formatın dışında mı tutuyorsun kendini? bu formatı buradaki insanlar oluşturuyorlar, sevgili @clicia x! dikkatini çekerim.format değişebilir, buradaki insanlar da! yeter ki dinlemesini bilelim, değil mi?hem “formatın değişmeye ihtiyacı var” diyorsun, hem de “o kadar kusur kadı kızında da olur, beni idare edin” diyorsun… bu sence de ironik bir durum değil mi?
Okunacagindan emin olabilirsin.
Konuyu araştırdım ve araştırmaya devam ediyorum.Şuan vaktim müsait olmadığı için yazamayacağım.haftaya işallah…
Tesettur konusunda mezheplere basvurmadan Hz Muhammedin (selam onun uzerine olsun) sunnetine basvurarak isin icinden cikilabilecegine inaniyorum. Hatta kapanmak isteyen biri ehl-i kitaba baksa bile bunun olcusunu cok rahat bulabilir, Yahudi ve hristiyanlardaki tesetturle (onlar bunu sadece din adamlarina/kadinlarina has kiliyor) kuran ve sunnette gecen tesettur arasinda cok fark yok. Mezheplerdeki detaylar kulturden kulture diyardan diyara fark eden konjokturel konulardir, tartisilmasinda size kazandiran cok sey de cikmaz. Zaten kapanmak isteyen kadin bu detaylara takilmaz isine bakar. Daha cok bu islerde bezi olmayanlar bunlari tartisir maksat bagciyi dovmektir. (redogre sen uzerine alinma)Ben sistemin degisik bir oyununa dikkati cekmek istiyorum sanirim artik sunu yapmak istiyorlar madem bu ulkede yasayan bu insanlarin giyim tarzlarini degistiremiyoruz o zaman bayagilastiralim…derinden bir sekilde islami kesim uzerinde tesetturu bayagilastirma politikasi uygulaniyor. Yakinda piyasaya turbanli (dikkat edin tesetturlu demiyorum) orospular cikarsa sasirmayin.redogre` nin Gazali elestirisinden giris yaparak sunu soylemek istiyorum. Imam Gazali`yi yeterince tetkik etmis ilim adami yok, zamanin birinde ibn-i teymiyye cikmis bir seyler soylemis. Islam dunyasi tamamen Gazali`nin dusuncelerini benimsemis durumda musluman ilim adamlarinin cikip ciddi ciddi Imam Gazali tetkikleri yapmalari gerekiyor diye dusunuyorum.Not: Ibn-i Teymiyye ile ilgili link veremiyorum internetten baktigimda hakkinda yazilanlarin cogunun sallama oldugunu gordum. Okuyan okumayan hakkinda bilinen klise seyleri yazmis.
Ben kimseye hakaret etmiyorum, ozellikle kadinlar icin bir sey demedim, buraya cekmeyin dediklerimi. Turban diye bir seyi kabul etmiyorum, bana ait olan bir kelime degil televizyonlarin angaje edip (evet bu kelimede bana ait degil) sistemin gozumuze gozumuze soktugu fransizca bir kelime, ortu ortudur. Buna inandigi icin basini kapatanlarin kullandigi ortuye basortusu denir, tarih boyunca da boyle denmis, Osmanli zamaninda pece, carsaf vs moda olarak topluma girse de bu degismemis, sokakta gorupte igrenc, bocek, kara fatma vs vs deyip asagiladiginiz insanlarin siyah tesetturu bile bir zamanlar modaydi yasadiginiz topraklarda… Anadolunun bir cok koyune gidin hala kadinlar siyah yasmak ve ferace kullanirlar.Tesettur sadece kadinlar icin cikartilmis bir olgu degil, erkekler icinde gecerlidir bu durum, pantolonlu bir erkekte tesetturludur islam hukukuna gore. (seriat dedigimiz sey iste) buna inanirsin veya inanmazsin beni ilgilendirmez, umrumda bile olmaz ama osuruk boyu aklinca dalga da gecemezsin.
bir daha yorum yazmayacagim diyordum.bu yaziyida öyle yorumlari tek tek okumadan geciyordum fakat bir yorumdaki bir söz dikkatimi cekti.cok kisa birsey söylemek istiyorum.
Cliciax,sirf karsisindaki kisi gögüslerini görsün diye özellikle egilen bir cok kadin gördüm.ama bütün insanlara mal edemeyiz bunu degil mi?bundan niye bahsetmiyorsun o zaman da sadece türbanin kimlerin nicin kullandigini vurguluyorsun.hatta ben koca bulmak icin kapanan insan bile gördüm.ama bunu bütün tesettürlülere yamamaya calisamayiz degil mi?lütfen dikkatli konusun birazcik.
bütün yorumlari okumadigimi söylemistim.sadece kopyala yapistir yaptigim o cümle dikkatimi cekmisti.türban coktan bir fetis objesi durumuna getirildi demek herkese mal etmektir,hatalidir.bu sekilde yanlis anlasilirsin.bütün herkese yamamaya calismamak icin bazilari türbani fetis objesi haline getirmeye calisiyorlar veya kendilerince getirdiler.bu sekilde olsa gayet dogru anlasilirdi.
yalan mi???
google da hep dogru seyler mi bulunur?
burda da oldugu gibi biri yine yazmistir.googledan aratirsam bulurum ama yine ayni sekilde düsünürüm.googledan buldugum sey benim fikrimi mi degistirecek?
Clicia ‘fetis objesi’ konusunda hakli olabilir.Ornegin aramanet de daima aranan terimlerin basinda turbanli erotik resimleri (hemen hemen her gun, en cok aranan kelimelerin zirvesinde) geliyor.
ya söyle birsey denilmis olsa burda herkes cellalenmeyecek miydi?kadinlar acik giyinip erkek tavlamaya calisiyorlar,mini etek erkek tavlamak icin giyilir.böyle birsey denilseydi aa evet haklilar mi dicektik,dicektiniz?ayni sey clisiax…ben bunu anlatmaya calisiyorum.sen de yalana dolana,ithama sariyosun.he o kopyala yapistir yaptigim sözü baska bir yerden aldiysan burda onu belirtmen icin butonlar yapilmis,onlari kullanabilirdin.
ben fetis objesi haline getirmediklerini söylemedim ki…sadece genelleme yapiliyor ona kiziyorum.ben zaten clisiax in ne demek istedigini asagi yukari anladim.ama secilen kelimeler yanlis…
değil
Yahu bir ulkede hastane ve doktor eksik ise bunun camiilerle ne alakasi var be adam?? Bunu hangi akil ve mantik ile soylersin??? Eger bu ulkede hastane, doktor, universite eksikse bunun cami yapimina harcanan kaynak ile ne alakasi var? Islam hakkindaki yanlis anlamalar ve ya anlatimlar bi kenara!! Bunu okuyunca o kadar cok sinirim bozuldu ki anlatamam. Ulkede harcanan paralarin hepsi dogru yerlere gidiyordaaaa, camiye harcanan paralar bosuna.Sanki hastaneye ayrilan parayi alip camii dikiyorlar.Diger ulkeler hakkinda bi seyler soylemissin, ben yurt disinda cok bulundum ve suanda Rusyadayim, bilindigi uzere SSCB doneminde din kavrami yasaklandigi icin dinle alakasi olan her sey de yasaklanmisti, bu sebeble butun kiliseler kapatilmisti, depolara cevrilmisti bir kisma havaya ucurulmustu, simdi bi gel bak, Ruslar 90 sonrasi kac tane kilise insaa etmis? Hepsini nasil yeniden restore etmisler.Sozlerimden hastane yapilmasin ve ya doktor yetistirilmesin gibi bir anlam cikmasin. Ama oyle kalkipta camilere harcanan para yanlista, yok bilmem oraya buraya harcansa daha dogru olurda diyip adamin asabini bozmayin. Hastane mi istiyorsun? Doktor mu istiyorsun? evet cok haklisin bunlar bi ulkede olmazsa olmazlardan bir kaci, bu konu ayri bir konu. Karistirmayin
Clica x, bir firmanin yaptiklariyla (dogrulugu bile tartisilirken) nereye gitmek istiyorsun ben anlayamadim acikcasi?
Daha once verilmis olmasina ragmen, madem ki yeni geldiniz, iste size rakamlar:
Dolayi ile daha once yazdigim:Cami yapimina harcanan kaynak bu ulkede bence yalnis bir harcamadir. Doktor sayisini arttirmak, egitimin kalitesini yukseltmek vs turu bir cok eksigimiz durur iken bir suru yeni cami yapmanin mantigini kimse aciklayamaz.Bu olaya ‘biz obur dunyaya yatirim yapiyoruz’ da denilebilir tabiki:)yazinin arkasindayim.
@Razielz; Kocaeli, Sakarya’daki köyleri gezerken, şöyle manzaralarla karşılaştım: 1-2 katlı, mütevazı, çoğunluğu ahşap köy evleri. Yine çoğunluğu ahşap eski köy camileri ve de tamamı beton, köyün 3-4 katını barındıracak kadar büyük yeni camiler. Köylüler bu camileri diğer köylerle yarışmak için yapıyor, komşu köydekinden daha büyük cami olsun diye. Şimdi, böyle bir tabloyu eleştirmenin neresine kızabilirsiniz? Elinde ihtiyacını karşılayan bir şey varken israf etmenin mantığı nedir?
serbestte bi konu actim
@buena, sürekli sel ve depreme maruz kaldıklarından Kocaeli, Sakarya kırsalında yapılan büyük yeni camiler aslında insani bir sığınma ihtiyacından da kaynaklanıyor olabilir. Bütün köyü yenilemek yerine önce ortaklaşa sağlam bir yer inşa ediyorlardır.
@serdarsabri; böyle düşünmemiştim. Böyle bir neden mümkün görünüyor, hiç mantıksız değil.
Akıl ve İslam hakkında hazırladığım yazıyı müstakil bir blog olarak yazmayı daha münasip gördüm.”Eğer din rey ile olsaydı, mest´in altını değil, üstünü meshederdik. Oysa ben Hz. Peygamber´i, mestlerinin üzerine meshederken gördüm”. (Ebu Dâvud/162)Hadisi şerifte geçen kelime re’y.Kelime lugatta; fikir, düşünce, görüş gibi manalara geliyor.”Kuranı kendi reyi ile görüşü ile tefsir eden Cehennemdeki yerine hazırlansın” (Tirmizi, Müslim)Bu hadisi şerif içtihada zıt gibi gözüksede zıt değildir. Bu hadisi şerifin muhatapları ictihada ehil olmayan kimselerdir.İctihadın caiz olmasıyla ilgili bir hadise ve hadis-i şerif;Hz. Peygamber (s.a.s.) Muaz İbn Cebel’i Yemen’e vali olarak gönderirken ona sordu. “Ne ile hükmedeceksin?” O da “Allah’ın kitabıyla” “-Onda bulamazsan.” Muaz: “Rasulullah’ın sünnetiyle hükmederim” dedi- “Bunların herikisinde de bulamazsan ne yaparsın.” diye sorunca, Muaz: “O zaman re’yimle içtihad ederim.” dedi. Rasulullah bu cevaptan memnun kalarak”Rasulünün elçisini, rasulünün razı olacağı bir şeye muvaffak kılan Allah’a hamdolsun ” dedi (Ebû Dâvûd, el-Akdiye, 11; Ahmed b. Hanbel,Müsned, V, 230, 236)
lan sen de 2007 de yasamiyor musun.resmini koyda görelim bakalim sen nasilsin.öyle milletin resmini koymak kolay tabii.modern aydin insannn.
Silisianin resmini buldum internette, bi turlu yukleyemedim bu sayfaya. Hafife yazi gonderirken bile surekli sorun yasiyorum, yurt disindan midir? yoksa geneli mi boyle bilmiyorum.Ama merak etme suuguurccann 🙂 cok yakinda gosterecem onun gercek yuzunu sizlere 🙂
link ver o zaman razielz…link ver biz de o sayfaya bakalim resmi yükleyemiyorsan.
sadece başında örtü var diye modern değil bu kadın.bir de sığ görüşlü olarak tabir ediliyoruz ya ben ona yanarım.
vaktiyle kendi götüne uygun keresteden imal etmiş olduğum suna vidinli zıbırını alıp clica için kullanan apartmacı şebelek700 ü esefle kınıyorum.
efenim…baş örtüsü teferruat değildir.size benden bir bilgi; türban kavramı ilk olarak 80 ihtilalinden sonra gündeme gelmiştir…
Bazi kuyruk acilari hic gecmez. Suziq’in verdigi linkteki yazilara bakanlar, kereste ve uygun delikler durumunu takdir edeceklerdir.Bu arada Clicia gibi “atam sen kalk ben yatam”cilarla, eski simatem yeni suziq (arada onlarca baska nick) gibi cahil firlatmalar arasinda bir fark olmadigini da hatirlatayim. Kit kanaat budalasi steryotipler.
elimin ayarı yok zıbırı çok yontmuşuz yine, yanları cam macunuyla doldurmak lazım hava almaması için.’yeni suziq arada 10larca başka nick’ kısmı da kafiyeli olmuş afferim. Aynı çalışmayı kelime dağarcığı için de göstermek lazım, yıllardır döne döne steryotip le idare ediyoruz. Sen bu kadar frenk lisanına hakim ol doğu dilleri arapça kıl yün konusunda laga luga yap millete sonra 200 kelime 1 tane pozisyon (misyoner) ile hayatını idame ettir. minimalist yaklaşım bu olsa gerek.
Minimalist yaklasim bu degildir evladim. Temel egitiminiz dusuk seviyede, sonradan gormeliginiz engin denizlerde seyrettigi icin, bu kavramlar corbasinin sinegi sifatiyla cirpinmanizi anlayisla karsiliyorum. Sizin herhangi bir tarafinizin ayar tutmasi icin zaman gecmistir. Bu yuzden misyoner pozisyonunda ve pek kipirdamadan acilarinizla yuzlesmenizi tavsiye ederim.Eski yazilarimin titresim etkisinden de yararlanabilirsiniz.
post sikerten geldi aanım. suzuki bacı, kıllıkx ve babuşka’nın aşkı arasına girmeyelim plütfen.
basortusunun kuran’da yeri olmadigina dair soyle biryer buldum google’dan.kisaca iddiasi basortusunun kur’anda gecmedigi bununla kastedilenin gogus dekoltesinin ortulmesi oldugu.diyanet islerinin kuran mealini kontrol ettim onlar direk hımar kelimesini “basortusu” diye cevirmisler. bircok yerde hımar’ın bu manada kullanilmadigi iddia ediliyor. simdi bunu bir yana koyalim, hepimiz oturduk bir tek arapca kelimeyi tartisiyoruz temelde. super. sahahe.ben sahsen hımar kelimesini arastirmaya koyuluyorum 🙂
ehehee 🙂 neyse yukarıda yazılmış olanlara göz gezdirirken fettullah hocanın eğitime önem verdiğinden bahsedilmiş olduğunu gördüm yani kendisi birşeyleri ele geçirmek için çabalamıyormuş o sadece insanlara kutsal eğitim haklarını kazandırmak için orada burada okullar açıyormuş amacı öyle olsaymış başka şeyler yaparmış denilmiş. ben hatırlıyorum yıllar önce aynı kişinin sanırım müridlerine yaptığı bir konuşmada; (tam kelimesi kelimesine bunları söylemiştir demiyorum) nasıl bir örümcek ağını örer ve sonra hiç kıpırdamadan ve hiç ses çıkartmadan sabırla avını bekler işte aynen öyle sessiz ve sabırlı bir şekilde beklenilmesi gerektiğini söylemişti. örümcek, sabır, ağ, sessizce, beklemek, av bu kelimeleri aynen kullanmıştı belki benim yazdığım cümleyi biraz değiştirmiş olabilir. sessizce ve sabırla bekledikleri şey ise hükümetin her birimine kendisi gibi düşünen yöneticilerin yerleştirilmesi. ama yok efenim fettullah hoca bütün masumiyetiyle gençlere eğitim fırsatı sunuyor gibisinden düşünüyor ve buna inanıyorsanız, uyanın da balığa gidelim.başka bir yerde daha farklı bir açıdan öğrenci yurtlarına gelmişti konu orada da söylemiştim bir çok ilde başka şehirlerden gelip üniversiteye gidecek öğrencilere yurt hizmetini bedava verdikleri bile oluyor sadece öğrenciden, yurtta düzenlenen bütün etkinliklere katılması isteniyor gibi gösterilip zorunlu kılınıyor. akşamları belirli hocalar gelip öğrencilere doğru yolu gösteriyor anlatıyor ve benzeri söyleşiler yapılıyor. namaz kıldırılıyor.. tabiki namaz kılmak kötü bir şey değil ama olay o yurtlarda bunun zorunlu hale getirilmesi. bir bakıma cemaat yurdu haline getirilmiş bu yurtlarda öğrenciler bu ve benzeri birçok baskı altında ya bedava yada çok cüzi fiyatlar karşılığında barındırılıyor. durum buyken gerçekten de birileri çıkıp f.Gülenin masumiyetinden bahsedebiliyor.
oh tanrım işte bu malezyalı kız tüm baş örtülü insanların dışa vurulmayan hislerinin çığlık şeklindeki ifadesidir.ha bu arada başınız açıksa 4x4e binebilir,tiril tiril ipekli giyebilirsiniz.kapalıysa haddinizi bilin giyin nineden kalma pazen pijamayı ucuzluktan aldığınız basma eteğin altına,yemeği evde pişirin aman ha araba almayın her yere yürüyerek gidin.
mansolinized yorumunu cok begendimm.bilmiyorum kiskanclik midir? baska birsey midir?benim de annem vakkodan giyiniyor ne var,arabasiyla geziyor… birilerini rahatsiz ediyorsa onlarda kazansinlar,emek harcasinlar giyinsinler, 4×4 e de binsinler.ama benim annem tarikat üyesi degil o ayri mevzu.bütün basi kapalilari tarikat üyesi sanarlar zaten.tamam tarikat üyesi diyeyim herkesin ici rahat etsin bari.
:)))))
anti-devlet anti-medeniyet karsiti oldugum nerde geciyor öyle merak ediyorum kii…
hihi seriat seriat…bunlari nerden cikardin zaten bilmiyorum.hangi sözümde gecti bunlar bilmiyorum.anti-laik oldugumu ne zaman söyledim onu da bilmiyorum.ama bildigim tek sey kimin ne oldugu.hakkimda yalan yanlis konusulmasi bir laf söyledigimde on yerden anlasilmasi…bana nerde anti-laigim ben dedigimi söyle cok haklisin diyeyim sana.kopyala yapistir yap nerde dediysem.herkes nasil anlamak istiyorsa öyle anliyor zaten.benim ve ailem hakkinda iyice bilmeden konusma yeter.
peki cliciax hallolmusturr.sevgiler
Baş örtüsünün Kuran-ı Kerimde olmadığını söyleyen vatandaş lütfen o kelimeyi bir araştırsın.Lakin bir lugattan değil bir çok lugattan baksın..Binlerce İslam hadis, fıkıh ve tefsir aliminin o kelimenin manasını yanlış bilmeleri veya bilmemeleri ne kadar garip değil mi???Bu bir delil değil olsa olsa ilmi hiç bir dayanağı olmayan bir iftiradır..
@clicia xyani sonuç, “başörtümü takarım, alemlere akarım, benim keyfime kimse karışamaz” onu mu demek istiyorsun?bence mesele insanları kendi kararında özgür bırakmak meselesi.yani böyüklerimiz diyor ki;sizin kafanız güneş almadığı için D vitamini sıkıntısı yaşıyor ve fazla çalışmıyor, onun için siz beni dinleyin; örtüleri atın, şöööööööle güzeller gibi girin fakültelerinize, milletin gözü-gönlü açılsın, güzele bakıp sevap kazansınlar biraz.yav yinede takmak istersen; ikna odaları…ikna odaları dedin de aklıma gaz odaları geldi…
izin vermeyecektir ve izin verilmemelidir de…aha da size baska yazinin altinda anlattigim hikayeyi aynen kopyala yapistir yapiyorum.
Bu yazida gecen olaylarin yasandigi yerler,aileler var cidden.Buna izin vermemeliyiz yaaa tabiki vermemeliyiz…Kizina karisina böyle baski yapan insanlara izin vermemeliyiz.O aileden birsey daha duymustum onu da eklemek istiyoru.Annem birgün bu kizlarin annesiyle konusmus.kadin demis ki iyi güzelde bizim tek basimiza bir yerlere gitmemizi istemiyor kocam.minibüse otobüse binen kadinlardan nefret ediyor onlara o… diyor demis.cidden bunlari acik acik söylemis.Ya benim güzel ülkemde nasil insanlar yasiyor kimisi laikligi sömürür kimisi dini anlamiyorum ben bu insanlari hic bir sekilde.
Ben basi kapali o kadar cok kisi tanidim ki…o hikayede anlattigim kizlar disinda da kimse baskiyla filan degildi.Hatta cok yakin zamanda bir arakdasim kapandi.Daha önce aklimin ucundan bile gecmemisti.Ümreye gitmis ailesiyle gelincede ben kapanicam demis ailesi nasil istersen demis.Cokta yakismisti…Hatta bir yerde daha anlatmistim.canim ilk okul ögretmenim vardi.Kendisi acik bir bayandi.Kizi tip okurken kapanmaya karar vermisti.Annesi de son derece medeni bir insan oldugu icin birsey dememisti. Tekrar söylüyorum ki benim icin kafamdaki medeniyetin resmi ilk okul ögretmenimdi.
zorla başları kapatılıyor belki ama herhalde zorla defile düzenletilmiyor.başlarına silah dayanan kadınlar çıkıp podyumda salınmıyor.kişisel tercihinize saygı duyuyorum ancak sizin sevmemenize,tasvip etmemenize rağmen örtülü olmayı tercih eden kadınlar var.herkes baskıyla kapanmıyor.ayrıca tanıdığım birçok kız var anne baskısıyla kapanan.sadece erkeklerden kaynaklanmıyor demek bu baskı.yine sizin dediğiniz gibi aile baskısı ile ya da o malezyalı kız gibi birşeyler elde etmek için kapanmak durumunda olan insanlar da var.bunu da anlıyorum.ancak bunu bir tercih olarak benimsemiş kadınların varlığını göz ardı etmemeyi borç biliyorum.
bazı anlarda baskı gibi görünmüyor sadece ama sadece görüntü o. bunun bir baskı olduğunu kabul ederek örtünmesi zaten insanın itiraf edemeyeceği birşey ancak bir zamanlar baskıyla örtünüp sonra bir şekilde o durumdan kurtulduğunda o zaman belki zamanında baskıyla örtündüğünü söyleyebilir. ama koskoca bir kadın zaten evet ben baskıyla örtünüyorum demez. var mı bunun bir örneği ? devlet baskısıyla örtünmek dışında yok tabi ki. birşeyin baskı olması için de bunun çok ayyuka çıkması da gerekmez. bir bakış bir sessizlik bile öyle bir bastırır ki… bunu kimse kabul etmez o yüzden örtünenin zaten söylemesi gereken de budur ben kendi isteğimle örtünüyorum. ayrıca tabiki sonradan müslüman olup da örtünmeyi seçen kadınlar da olabilir. istisnalar kaideyi bozmaz. şimdi duyar gibiyim bir örtülü kadın çıkacak bak ben bu yaşımdayım sen benden daha mı iyi bileceksin benim baskı altında olup olmadığımı diyecek? başa dönüp tekrar okumak.. işe yarayacağını zannetmiyorum ama başka alternatif gösteremiyorum. eklemek istiyorum ki durum buyken de ben saygı duymak gerektiğini düşünüyorum.
bunlar benim iki senedir ideallerim.Bir gün gercekten hic bir yere bagli olmadigimda, okulum sona erdiginde yerlesik bir düzene kavustugumda kendi adamak istedigim birkac sey okuyamayan kizlara yardimci olmak, fakirler el uzatmak en cokta kimsesiz cocuklara yardimci olmak. Cok ilginc tepkiler aliyorum bu isteklerimi dile getirdigim zaman.Anlamiyorum ben bu insanlari. Cocugu olmayan insanlar icin evlat edinin senelerce ugrasana kadar diyorum benimle dalga geciyor insanlar.Hatta birkac defa “nerde okudun da bunu benimsedin, özendin” diye bir tepki aldim. Bunun bir yerden kopyalanacak bir tarafi yok. Vicdani olan her insan yardim edebilir. Bence bu düsünceyle dalga gecenlerde hayatimdaki gördügüm en vicdansiz insanlar.tamam evlatlik edinemiyorsa koruyucu aile pekala olunabilir.konuyu dagittim kusura bakmayin ama durum böyle.Hafif’e ilk geldigim zamanlarda söyle bir yazi yazmistim.Bilmiyorum gözden kacti galiba. Bence önemsenmesi gereken bir yaziydi. Kimse bos durmamali. Herkes yardimlasmayi bilmeli.Kitap bagislayin demissin cli…Dolaplarim kitap dolu kücüklükten kalma.Okuldan kalma basit anlatimli ingilizce kitaplarim dolu.Türkce kitaplarim var vs vs vs. Bunlari elden cikarmak icin sürekli sorup sorusturuyorum. Kuzenlerimin durumu cok iyi degil.Kücükler daha onlara vermek istedim. Ama cocuklara hic bir sekilde okuma sevgisi filan ögretilmiyor. Verirken okumalarini sakin cöpe filan atmamalarini söyledim. Bir ay sonra geldi kitaplar tekrar bana. Neymis efendim okunmuyormus. evde annesi de” okunmuyor ise yaramiyor, kalabalik yapiyor cöpe atacagim” demis. Onlarda geri getirmisler, cöpe atmayin sakin dedim ya:( Üzücü bir durum.Isine yaracak biri varsa seve seve postalayabilirim artk kullanmadigim kitaplarimi.Konuyu dagittim tekrar özür diliyorum…
darkfrozen sen ne zamanin kapalilarinin resmini buldun da aldin.cok mu aradinbu arada bu resimlerle espri anlayisini mi gelistiriyorsun cok merak ediyorum dogrusu
@darkFrozenkişisel tercih’e saygın yoksa, bari başörtülü atalarına saygılı ol!
darkfrozen ve suursuzcan sizler anlama sıkıntısımı cekiyorsunu haa kuzum.basit bir fotoyu bile yorumlayamiyorsunuz.1 karikaturdeki kuşam şeki türban2 baş örtüsüne laf eden yok3 siyasal bir simge ise turbana hayir!!!4 ata dede edebiyati yapmayin5 kavrama gücünüzü geliştirmek için bulmaca çözün kitap okuyun,portallarda ahkam keserek gelişmez6 türban kadini metalaştiran zihniyetin simgesidir ,bunu bilebilyorsaniz daha ne…
DÜZELTME:pardon arkadaşin rumuzu yanliş yazmişim suursuzcan değil suuguurcann imiş.özür dilerim
@haritametoddefterisen dahisin değil mi?fotğrafın ne manaya geldiğini çocuk bile bilir.kuşam şekli türban mış, yani başörtüsü değil öyle mi? sana sorayım, türbanla başörtüsü arasında ki fark ne? cevabın belli siyasal falan-filan-zırva. türban siyasal bir simge değildir, öyle olsaydı gençler üzniversiteye değil siyaset kollarına giderdi. türban 21. yüzyıl tesettürlü örtünme biçimidir.ata-dede edebiyatı yapmayın demişsin, sen gökten zenbille mi indin?
insanların birkaç satır yazısıyla kavrama gücünü ölçen bir kavramacı.
sen de takıyon galiba!
salih ciğim şekerim canim benim.benim internet dindarim.şimdi sana güzel laflar siralamak istiyorum ama olmaz.o senin meselen benim meselem değilki tasa eden sensin bu durumda takan da sen olmalisin ok?anladinmi yok sanmam.fakat sen sahiden türban ve başörütüs arasindaki farki bilemeyecek kadar ………(burayi sen doldur)türban yani bugun gördüğün o kuam şeklinin ortaya çikişini bir incele.amenna baş örtüsü var .takana lafımızda yok.ama tek tip pardesü ve eşarp in kaynağini az araştir.nerden icad oldu bu iş diye.iran dersin sen şimdi hayir değil daha ötelerde daha uzakta yakın tarihte olan bir şey.hadi yavrum öğrenmeye git.
öğrencek birşey yok. türban kavramı 80 ihtilalinden sonra ortaya çıkmıştır. adamlar önce başörtüsünün ismini türban olarak değiştirmiştir, türbanı siyasetle anılmasını sağlayan da malum şahıs E.bakan’dır.
şimdi eğer bu benim meselemse, sen niye dile getiriyorsun?
bak hala gidip araştirmadan ezberinden konuşuyorrr.yaa git araştir dedik siyasallaşmasi konusunda evet haklisin ama kaynağina bak bugun sokakta gördüğün türban(pardesu+eşarp)nereden ithal .onu ögren yavru kuşum dediğim bu .ve sonra bağdaştir.anla beni lütfen yaa.yoruluyorum ama artik
dostum, madem biliyon, şişicen şimdi söyle kurtul.hem bu araştır, öğren, oku triplerini bırak artık, varsa cevherin dök ortaya işimize yarayanı alırız.
hazira dağ dayanmaz gülüm :))ama ipucu istedin madem deniz aşiri yerlere bakacan okeyahanda adres sana bkz google ne diyim kolay gele.haa şişen sensinki pilli deki her yazima yanıt yaziyorsun ahahaaha ezik seni
senin durumun çok farklı dimi, seni gidi t-cetveli 😀
değilmi bi ara t-cetveli diye bi program vardi satel de.levent ünsal hazirlardi.ne izlerdim onu ben yaa bak yine nostalji yaptim :)) kardeş 1 mayis la ilgili olan başliğa dönüp bi bak orda en son mesajimi oku.eminim çakacaksan olayi :))görüşürüz
ben bu hafifte sakin olmaya, kimseyle kavga etmemeye karar vermistim ama böyleeeeeeeee bammmm diye biri geliyor kafa göz dalmak istiyorum beynim.canim benimmmmmm yok dalmam ben sana cok severiyorum seniiiii sevgimden sana sarilip bogmak geliyor icimden…yirtik dondan cikar gibi ne ara ciktin geldin de elestiri yapiyorsn
efendim hafif.org tapulu mekaninizmi yeni insanlar gelip eleştiremezmi.fikrini söyleyemezmi.hııı?? ve bu abeste iştigal eden bir tabir ile mi ifade edilir.yirtik bilmem don vs vs gibi.o halde bildirin piilinetworke üyelik kapatilsin burasi sadece sizin eğlence alaniniz olsun.hazmetmek lazim.anlayamamişsiniz eleştirim şu idi size tekrar ediyim de kavrayin,sanal sohbet odalarina özgü jargonunuz,yüzeysel ve kakarakikiri ile bezeli uslubunuzu eleştirdim ve gördüm ki bir kez daha haklıymışım bkz .yirtik don fırlamak söyleminize .kaldiki insanlar size sürekli gülümsemek tebessüm etmek zorunda değiller.gördüğüm kadariyla hafif.org un şimarik kızı yım nida sindasiniz.:)) beni bağlamiyor.hoşçakalın.
artik böyle tatlim benimm… bir ara cok ciddi takiliyordum buralarda. “her yirtik dondan cikar gibi” birden karsisindakini cok tanirmis gibi elestirmeye baslayanlara ciddi ciddi cevap veriyordum.ne oldu?? sonunda SIKILDIM. ciddi cevap verilmeye gerek yok herkes bildigini okuyor.bu hafifteki insanlarin genel özelligi( üye olurken SIKISTIGINIZ zaman birini anlama özürlü olarak nitelendirebilirsiniz gibi bir ibare var sanki). birsey olur.diyecek laf yoktur.”off sen anlamiyorsan ben ne yapayim” denir ve cikilir isin icinden.sen de aaynisini yapmssin. analama problemimiz oldugunu belirtmissin, ki benim böyle insanlara bir aralar hic tahammülüm yokken simdi sevmeye calisiyorum hepsini. konu budur yani.simarikliga gelince beni tanisaydin o zaman ne olduguma karar verirdin.tabiki herkesin burda elestirme hakki var ama anlama özürlü muamelesini kimsenin kimseye yapma hakki yok. bunu yapacak kisi bence ilk önce kendi anlama kapasitesini gelistirmeli. yoksa sonsuz acik yorumlar herkese. ben de yeniydim bir aralar burda.hala da eski oldugumu söyleyemem.
söylemeyi unutmusum saygisizligim hakkinda. olabilir saygisiz konusmusumdur. ama bu sitede de sevecegim herkesi diyorum diyorum biri gelip beni deli eden birsey söylüyor o zaman da yorum yapmadan edemiyorum be güzelim.
yırtık don dedin de! mehmet ali erbil ne yapıyordur şimdi acaba? 😀 😀 😀
Kişisel tercih dedin aklıma geldi akpden önceki iktidar döneminde hergün eylem yapılır eylem alanına türbanlılar abileri ile gelir özgürlük isterdi. Sokağa abisinden babasında habersiz çıkamayanlar neyin özgürlüğünü istiyordu…..Kişisel tercih sanırım.Atalarımın türban diye bir problemi yoktu zira dini silah olarak kullanma ihtiyacı yoktu.%99 müslüman olduğu söylenen ülkede neden dindar olduğunu göstermeye çalışır insanlar?
Türbanı bulana tencere kapağı verecem.
çünkü atalarının başının örtüsüne karışan yoktu.
zulcenaheyn üstte verdiğin iki cümlede de mantık hatası var. Bi kere o alıntı yaptığın cümlenin birbiri ile alakası yok. Kim yazmışsa kafiye yapmaya çalışmış. Hemen altta ise senin yorumun ise onlarla hiç mi hiç alakası yok. Birbiriyle bağdaşmayan cümle topluluğu. Ben mi salağım yoksa, bi açıklarsan sevinirim.
Darkfrozen örnegin o kadar mantiksiz ki…Ben de abimden babamdan izin olmasa da türkiye’ye tatile gidecegim zaman annemden izin istiyorum.Türbanla filan alakasi yok bunun yani. Sen hayatinin hic bir döneminde hic ailenden izin alma ihtiyaci hissetmedin mi?E tabii o kizlarin abilerine hic bir sekilde izin almama lüksü taninmis, ve kiza haksizlik yapilmistir o ayri mevzu. Ama ben yarin türkiye’ye tatile geliyorum ve annemden de izin aldim.Biraz mantiga yakin örnekler verin ne olur rici ederim riciiiiii ederim.
Adanadakiler eylemini İstanbula gelip yapmıyor.
ATA derken kaç kuşak öncesine bakıyoruz? Ya da şöyle sorayım; kuşak kriterimiz var mı? Kimisi Osmanlıyı atası sayıyor kimisi Selçukluları. Memlüklüler atam mıydı acaba? Yok yok, Kürt olan ben, kendimi Türk kimliğiyle tanımlamakta güçlük çekiyorum ya bi kimlik bunalımım vardı zaten… -Ümmetçilik yapsam da başka bunalımlara gark olsam-. O kadar çok söylemişler ki, bi de “ata”mın türban takıp takmadığı… Yok efendim benim “ata”m türban takmıyordu… Kaç kuşak geriye gidersen git.Üstüne üstlük sorulması gereken asıl soru şu bence; Arap Yarımadasında filizlenen islamiyetten önce kadınlar nasıl giyiniyordu acaba? Türbanları var mıydı, yok muydu? Yoksa örtünüyorlar mıydı? Bu soruyu bile çarpıtabilirler, ne de olsa arap yarımadasında kadınlar mal gibi alınıp satılmıyordu, önceden. Bi kadını haremine katmanın bi bedeli yoktu sanki. Başlık parası mı? Yok canım o “Cumhuriyet”le birlikte peydah oldu halklara… Para eden bi varlığı -ben demedim- neden diri diri gömsün ki sonradan müslüman olan araplar? Hele ki, bir erkek araba 4 kadın arabı gibi bi ortalamaya sahipken… Ama yok, haklısınız islamiyetten sonra kadın nüfusunda patlama oldu. O birinciyi bulamayan araplar sonradan dörde tamamlamak için 10 yaşındaki dişi bebelerle -baby doll da derler- ilişkiye islamiyetten sonra başladılar… Sinirlenmiş miyim ne ahkamımda… Sinirlendirdiler ama, neymiş efendim “ata”m türban takıyomuş… Benim “ata”m arap ekolünden değil kardeşim, Türkün “ata”sı da arap ekolünden değil. Üstelik o dönemde arap kadınları öyle giyiniyor diye şimdi de müslüman kadınlar öyle giyinecekler diye kuralı kim koydu yahu.İslam alimlerini hiçe sayıyomuşuz. Süreç böyle gelişmez mi? Atom parçalanmaz denmiş, aaa bakmışlar parçalanıyor yahu bu. Dünya yuvarlak olamaz demişler, aaa yuvarlakmış yahu, hatta tepelerden de basıkmış. Merkez kaç kuvveti yüzünden. “Ne kaç? Olur mu öyle şey? Biz onu öyle BİLMEZUK”… Kabul etmediklerini düşününsene dünyanın yuvarlak olmadığını. Aya çıkıyo alimim.. Bakıyo “yer”e oradan. “Camdan olsa gerek yoksa dünya yuvarlak olur mu hiç yahu?” diye hayıflanıyo.Komik işte… Kadınından korkan, açığından korkan adam işte. Kapanır, arkandan iş çevirir. Saman altından su yürütür. Aynı devletin -şimdiki- başındakiler gibi. Demokrasi demokrasi dediler uyguladıkları demokrasiye bakın. Ben seçtim oldu diye bize cumhurbaşkanı yutturacaklardı, bi dönem karısıyla üniversiteye basın ordusu ve noterle giden eksik akıllıyı… “abisi” onu layık görmüştü oraya… Al işte adam ÖZGÜRLÜK diye benim yurdum kadınına sınırlamalar getirmek istiyor…Yok arkadaşım benim “ata”m türbanlı değildi, inancını kimseye göstermeden kendi içinde yaşardı. Saklardı kendini, utanırdı başkasının hakkına el koyacak diye… Kocasının diğerlerine, kendisinden olmayana, başını kapamayana, “orospu” demesine izin vermeyecek kadar gururluydu benim “ata”m… Kendinden olanı korur kollar, laf kendine söylenmiş gibi davranırdı… Bireysel değil, toplumsal yaşardı hayatını. “Ata”m bireyselliğinin kimseyi ilgilendirmediğini bilirdi arkadaşım ve ona göre yaşardı…Bi kumaş parçasıyla müslüman mı olunurmuş yahu?
@aucustik, estağfirullah…bilmem yorumum gayet açık gibi.arkadaş atalarının siyasi malzeme yapmadığını söylüyor, bende hiç mesele yapılmadığını…
Tamam bu cümleyi marslılar kurdu!Başından beri diyorum tek sermayeniz yalan…
“Bir kumaş parçasoyla müslüman mı olunurmuş”bir cümleyle müslüman olunulur ve bir cümleyle de kafir olunulur.bknz:kelime-i şahadet ve kelime-i küfür
Evet olmuyor.
Evet türban teferruattır. Aşağıdakinin teferruatı:
@suphi; bak işte sen kendin söyledin bir cümleyle müslüman olunuyor. Aslında bunu ilk yorumumun sonuna iliştirecektim. Müslüman olmak için kelime-i şaadet getirmek yeterli sayılır diye bilirim. Hatta tüm -dini- filmlere de konu olmuştur bu, hoş cümleyi telafuz eden aktör -aktris değil- olduğu için bu kriter yeterli sayılmayabilir, ölüme doğru giderken kelime-i şaadet getiren kişi müslüman olmuş olurdu. Madem müslüman olabilmenin kıstasları bu kadar kolay, neden işi cıvıtıp taaa oraya kadar dayatıyorsunuz anlamıyorum. İnancını yaşa, hatta bu zaman kadar ki öğretiler -islam hakkındaki- nasıl gelip nasıl gidecekse, umurumda değil, öyle gitsin ama şunu anlaman gerekiyor ki; “bu coğrafyanın insanları şöyleydi, bu coğrafyanın insanları böyleydi” diye cümlelerle bana gelmeyin arkadaşım. Yoksa ben de başlarım; islamiyetten önce Türkler, islamiyetten önce Kürtler, islamiyetten önce Araplar diye.ve üstelik “o cumhuriyetten önceymiş”. Kıstas olarak alınan şeylerde dikkatli olunmalı bence… Bu ülkeye Türkiye Cumhuriyeti diye boşuna demiyorlar. ve o Cumhuriyetin de bi anayasası var, hukuku var… ve o anayasa der ki;
baş örtüsü müslüman kadının en doğal hakkıdır.bunu sevmeyen,istemeyen saygı duymayı beceremeyenler olsa da olmasa da.bu kadarcık hoşgörüden yoksun olmayı anlayamıyorum.bu saldırganlığıda.ben şahsen etrafta mini etekle,olmadı görsel basındaki çıplak kadınları görünce bünyemdeki tüm saldırganlığı toplayıp oraya püskürtmek ihtiyacı gütmüyorum.türban siyasal bir simgeymiş.başını örtecek istediği gibi örter.çağdaşlığı kıyafete indirgemek neden.başını örten bu ülkeye faydası olan ve ülkesini seven insanların da içinde bulunduğu bir topluluğa karşı daha saygılı olmak gerektiğini düşünüyorum.
amerikada zenciler neyse, türkiyede türbanlılar o!iki zümrede dışlanmış, ikiside kabullenmiş, ikisine de kin-nefret duyulmuş ve ikisine yapılan muameleler de çağdışı. amerika dazenciler hatta biraz daha şanslı, en azındanifade özgürlüğü var. bir de zenciler siyah derileriyle üniversitelere girebiliyor. ama türkiyede, zencilere yapılan muamele türbanlılara yapılmıyor, türbanlıların tek şansı bu!
Resmi dini bile olmayan bir ülkede din konusunda bu kadar zıtlaşan başka bir ülke varmıdır ?
Çünkü laik bir ülkeyiz.
ya gerçekten -baş örtülü atalarına saygılı ol- ne kadar kerizce edilmiş bir laftır.. atalarımıza saygıymış.. böyle mi gösteriyorsun atana saygıyı sen?! hay yarabbim yaa! fes de giyelim o zaman… karşı bir şey söyleyeceksin ya ama söylediğinin bir anlamı var mı yoksa bir saçmalıktan mıibaret? yok canım ne önemi var .. atalarımız sarık da kullanırmış şimdi sarık giyerek onlara saygıda kusur etmeyelim..
Yürü kim tutar.Birkaç eski tüfek vardı o sahiplenir belki.
Türbanla mini etek, nudizm yarıştırılıyor kim birinci çıkacak bakalım.Not:Bundan önceki yazılarımda ne çıplaklıktan ne de mini etekten bahsettim.
@arjin_namtar kullanıcısı gittikçe çoşuyor. Arkasındayım…
baş örtüsü isterse herkesin doğal hakkıdır zaten bunun aksini söylemiyoruz ki sadece belli bazı alanlarda, belli başlı toplumsal kurallara uyulması şarttır. bunun dışında herkes istediği gibi örtünür veya baldırıçıplak kıvırtır. işin trajik yanı birilerinin başlarındaki örtüyle, mini etekli birinden daha fazla müslüman olunduğunu düşünmeleri.
Nefis köreltiyoruz.
Yer Malta, aktör “Cüppeli Ahmet Hoca”
@be_goodie.
dedikten sonra…
oldu mu?
istiyorsan sen fes giy, sana kimse birşey dememeli, ama sen kalkıp fese laf atarsan atalarına saygısızlık olur. yani giy-giyme önemli değil, ama giyene karışma. başka şeylere alet mi ediyor, o zaman alet ettiği şeye göre yorumla.mesela diyorlar ki; örtülü başları siyasete alet ediyorlar, o zaman bende size söylüyorum; sizde örtüsüz başları siyasete alet ediyorsunuz!
Kalpak olsa neyse…
Kışın o kadar da sıcak tutmuyor. Aha laf attım ne olacak?
seni gidi saygısız seni(!)
vermezük…
@mansonilized;
demişsin… Katılmamam mümkün değil. Haklısın…”Kürt bi T.C. vatandaşının Kürtçe konuşmak en doğal hakkıdır” cümlesine de katılırım. Tabidir ki sen de katılırsın -itiraf edeyim; ben öyle bi beklenti içerisindeyim.-Şimdi gelelim AMA’lara. Ama o Kürt vatandaşımız resmi işlerde devletimizin resmi dili olan Türkçe’yi kullanarak işlemlerini gerçekleştirmelidir. Yazışma dilimzi Türkçe olduğu için.Ve T.C. vatandaşı o müslüman kadının (Kürt vatanadaşımız o kurala nasıl “RİAYET” ediyorsa) riayet etmek zorunda olduğu kurallar var. Bilmem anlatabildim mi?P.S. bu arada ayağın çok güzelmiş, nefsime sahip olamıyorum :))) Kapa istersen.@INTERNET CAFEE; ChillOut dinliyorum, pek coşan adam tribim yoktur.
arjin_namtarhah işte hele şükür.okurken muhalefet olarak neler yazabilirimden ziyade neler yazılmış güdüsüyle hareket eden birisi.ben devlet memurunun başörtüsüyle işe gitmeme yasasına da saygı duyarım.çünkü devletin koyduğu yasaya uymamanın da vatan hainliği olduğu kanısındayım.ama benim anlayamadığım ve kendimce dile getirdiğim şu:bu saldırganlık,bu hakaret dolu söylemler hiç hoş değil ki.bu insanlar annemiz,kardeşimiz,arkadaşımız öcü değil.dini siyasete alet edenler elbette vardır.her rejimde olacaktır.ama dininin hükmü gereğince kapalı kadına saygı duyulmalıdır.saygı duymayı beceremiyorsak bunu da anlarım.ama hakarete varan bu sözler beni tahammülsüz bırakabiliyor zaman zaman.ps:iltifat için teşekkürler…
@mansonilizedEfendim kişisel görüşümdür, başta belirteyim. Saldırganlığın -ya da tutumların- sebebini sormuşsunuz, benim bu konudaki tutumumun sebebi şudur; bu meselenin -türban- siyasal olmadığını savunarak bana aptalmışım muamelesi yapıldığını düşünüyorum ve bundan dolayı sinirleniyorum. Kimse ya da hiçbir güç, bana, türbanın siyasal bi mesele olmadığını söylemesin efendim… Bu cümleyi sarfedecek her bireye sorarım; o zaman “köy enstitüleri”nin kapatılışı siyasal değil miydi? “İmam hatip okulları”nın açılışı siyasal değil miydi? Yılan hikayesine dönen eğitim yönergeleriyle; lisede bi seçmeli bi zorunlu hale getirilen din derslerinin -ki ellerinden gelse üniversitede bile ders olarak okutulacak- siyasi olmadığını iddia etmekle eş anlamlı olduğunu farketmesi gerekiyor.
Nudizm de bi inanış, çıksın nüdistin biri “benim inancım bu istediğim gibi gezerim halkın içinde” desin. Ya da kafasında kalpakla ve inanışı için uzattığı sakallarıyla ortalıkta gezen yahudiler görseniz. Tepkin, tepkiniz ne olur?Hitleri anlatmama gerek yok sanırım herkes bilir. “Yeşil üçgen takan adi suçlu, kırmızı üçgen takan siyasi suçlu demekti. Davut’ın yıldızını oluşturacak şekilde iki sarı üçgen, Yahudileri tanımlıyordu… “ Bu uygulamadan ne farkı var türban takmanın? Hitler Toplumda aşağılanması gereken insanların bu simgeleri taşımasını istemişti… Türban takmak dinini tam teşekküllü yaşadığını iddia etmekle aynı anlama gelmiyor mu? Dolayısıyla takmayanlar “potansiyel dinsiz” -ki bu toplumda hoş görülmeyen bişey-. Lütfen söyler misin bana; benim annemin, kız kardeşimin, halamın, teyzemin senden farklı bir dine sahip olması bu ülkede rahatça yaşayamaması anlamına gelmiyor mu? Bu nedenledir ki, olay siyasidir derim ben….
ben din konusunda çok anlayışlı bir aileden geliyorum.annem tarafım ermeni.birkaç kuşaktır müslüman.büyük dayım papaz.birçok akrabam hala hristiyan.babam kuran okuyan namaz kılan bir adam.bu anlamda kimsenin dini görüşünü dile getirmeden birbirini sevip saydığı bir ortamda yetiştim.annenin,kardeşlerinin senin ya da bir başkasının herhangi bir dini seçmiş ve yaşıyor olmasından hiç bir şekilde rahatsızlık duymam kişisel olarak önce bunu bildireyim.paskalyada kiliseye gidip büyükleri ziyaret etmiş olmak bana kendi dinimden uzaklaşmayı ifade etmiyor.üzerinde haç,isa resmi bulunan yumurtaları evimde saklayabiliyorum.türban ya da başka bir giyim ya da davranış biçiminin siyasal olmadığını asla iddia etmiyorum.nitekim bir önceki yazıda her rejimde dini siyasete alet eden bu şekilde çıkar amacı güden insanlar olduğuna değindim.ben sadece bu insanların gerçekten bir dine inanıp onun gereğini yerine getiren insanlarla karıştırılıp hepsine birden aynı yaftanın yapıştırılmasını anlamıyorum kendimce.hele hakaret alay beni incitiyor.türban takmayan potansiyel dinsiz mi demişsin.varsayalım öyle.bunu engellemek ya da o kişiyi rencide etmek hakkına sahip miyim?hayır.kişinin mantığının kabul etmediğini dayatmayla kabul ettirsek bu bize ne kazandırır ki…
ataya saygı onların zamanındaki şekilsel ayrıntıları günümüze taşımakla olmaz. o zaman onun adı şekilcilik olur. şekilcilik başka bir şey atalarımızdan gelen geleneklere saygı başka birşeydir. bunun ayırdına varamadan istediğiniz kadar saygı gösterdiğinizi düşünün o sizin cehaletinizden kaynaklı boş anlamsız bir harekettir. birilerine saygı onların zamanında yaptıklarını şekilsel olarak tekrarlamakla olmaz. işin trajik noktası benim bunu söylemek zorunda olduğumu hissetmem. bunun gibi basit şeylerin bile farkında olmadan söylediklerinizin bir anlamı olduğunu düşünüyorsunuz yazık… yani zamanında telefon olsaydı atalarımız cep telefonu kullanmıyordu diye cep telefonuna karşı olup atalarınıza saygı mı gösteriyor olacaksınız. veya cep telefonu olsaydı atalarımıza saygılı olmak için onların kullandığı cep telefonu melodilerini mi kullanacaktık. o zamanlarki giyim kuşamı şekilsel olarak taklit etmekle saygı maygı olmaz.
Savunduğunu sanan arkadaşlar karşı olarak gördükleri nudizmi ve mini eteği (Ki ben hiç böyle bir karşılaştırma yapmadım.) kabullendiklerini, insanların türbana da böyle bakması gerektiğini yani empati yapmasını istiyor.Sakat olan tarafıda bu, kendilerine göre ahlaksız olan bu duruma(Türbana karşı olanların hepsi mini etekle yada çıplak dolaşın demiş gibi) kendilerinin tahammül ettiklerini ama onların inaçları! gereği olan türbana karşı çıkılmasını anlamadıklarını söylemeye çalışıyorlar.Benim başörtüsünün türbana (siyasi bir simgeye) dönüşmesi ,ünüforma haline gelmesineydi tepkim.(Türbana karşı çıkanlarda böyle düşünüyor sanırım.)
Çok parantez açmışım, anlaşılmadığımı mı düşünüyorum?
@mansonilizedKurunun yanında yaş da yanar diye boşuna dememişler. Kürt olduğumu daha önce de söylemiştim. Potansiyel PKKlıyım,-işte buna ben değil kitle karar veriyor-. Ve sana olan tutum ve davranışlarını o karar belirliyor. Bundan ben de rahatsızım, sürekli anasına ve atasına küfür yemek kimse için rahatlatıcı değildir. Ama yapabileceğim bişey yok. Toplum o kararı verirken haklı. Çünkü diğer etnik gruplarda olduğu gibi, kürtler arasında adam kayırmacılığın-gruplaşmanın- ortak paydası görevi görüyor. Bizden, sizden meselesi yani. Yarın öbürgün silahlı değilde siyasi mücadeleye başlarsa pkk -silahla elde etmek istediklerini siyasetle elde etmeye çalışırlarsa- o zaman da onların kaşısında olacağım. -:)) cümleme baktımda sanki silahlı mücadelesini savunuyormuşum gibi bi hal almış yahu. Silahla yapılan hiç bişeyin tutarlılığı ve geçerliliği olamaz nazarımda (savunma dışında).-Türban da öyle bi konumda olacak. Açık ve seçik bi şekilde “ben senden değilim” tavrı… Böyle bi toplumda yaşamak istemiyorum.Mesela Eskişehir geneli öğrenci bi kitleden oluşuyor ve giyim konusunda çok özgür gençler -türbanlılar da çok fazla ama takdir edilir ki derste çıkarılıyor-. Kimse de kimseye laf söylemiyor, arada bi baştan aşağı süzmeler dışında rahatsızlık verecek bi olayla karşılaşmadım. Ama o gençlerin çogu memleketinde öyle giyinemez, ve burada yaşadığı gibi yaşayamaz, bunun da farkındalar. Kasteddiğim “Psikolojik Savaş” bu.O kadınlar devletin onlara sunduğu imkanlardan faydalanmak için devletin kurallarına uyuyorlar ve barda bile türbanlıyla karşılaşsam garibime gitmiyor. Çünkü biliyorum ki o siyasi bi gaye gütmüyor vatandaş olabilmek için yerine getirmesi gereken yükümlülükleri biliyor…Türbanın ya da dinin siyalaştırılıp popülerleştirilmesine karşıyım. Çünkü popüler olan şey, içi boşalan ve çıkar sağlamak için kullanılan kavram olmaktan öteye gidemiyor. Ve popüler olana sahip olmak isteyen saplantılı ve cahil bi kitleye sahibiz.Mesela son dönemdeki mitingler ve siyasi gelişmelere bakarsak da sol kesimde bi popülerleşme olduğunu farketmemen mümkün değil. Ve ben bundan büyük rahatsızlık duyuyorum.
İslamiyete girmek ne kadar kolaysa çıkmakta o kadar kolaydır.İman lugatta; bir hükme gönülden boyun eğmek ve doğruluğunu kabul etmek demektir.İstilahta yani şeri olarak; peygamber efendimiz(s.a.v) hz.Allah tarafından getirdiği hususların tamamını kalb ile tasdik edip dil ile ikrar etmektir.Burada iki rükün vardır.Rükn-ü asli: kalb ile tasdikRüknü zaid: dil ile ikrar.Kalb ile tasdik insanla hz.Allah arasında olan bişeydir.lisan ile ikrar: İnsanın dünyada müslüan muamelesi görmesi için lazımdır.Çünkü biz; “zahire göre hüküm veririz”(hadis-i şerif)Bir insanda asli olan rükün olmayıp sadece lisan ile olan rükün olsa o kişi münafıktır.Kelime-i şahadeti kalb ile tasdik edip lisan ile ikrar etmeye icmali iman derler.Yani; iman edilecekhusulara toptan, hepbirden iman etmek.Tafsili iman ise, iman edilecek hususların herbirine ayrı ayrı iman etmek.bunun için bu hususların herbirini bilmek lazımdır.Alimlerin üstünlüğü buradadır.Nitekim ayet-i celilede “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu” buyrulmuştur.İnsan sadece “Allah yoktur veya Allah tek değildir” dediği zaman kafir olmaz.Şeriatla alay eden, günahı hafife alan, onunla alay eden, nasları inkar eden, İcma-i ümmeti inkar eden, Allahın rahmetinden ümidini kesen ve daha bazı husular küfre sebebtir denilmiştir.Bir insan kuran-ı kerimdeki başörtüsü ayetine inansada takmasa günahkar olur.Lakin böyle bir kuranda yoktur dese ayeti inkar ettiği için kafir olur.Ayetteki “hımar” kelimesi hangi lugata hangi usul ve sair sahih kaynaklara baktıysam hep başörtüsü anlamındadır.Bu mesele bu kadar kati iken bunu inkar Allah muhafaza küfre sebebtir.
suphi yine yapıyorsun yaa yine islamı birilerine anlatmayı görev edinmişliğinden ödün vermiyorsun. yapma bunu abi yapma lütfen. kendini bil kendinle ilgili istediğin kararları al, uygula, öğren yaşa… ama kendi parantezinden dışarı çıkıp başkalarına bu konuda birşeyler öğretmeye göstermeye kalkışman çok gereksiz. herkes neyi okuyacağını biliyor. okuduğundan çıkardıklarının ne kadarını kendi hayatında uygulayacağını veya uygulamayacağını kendi hür iradesi belirler. senin kendine göre müslüman olmak veya olmamak yargın yine ancak kendin için geçerlidir. başka birinin müslüman olması veya olmaması sorusunun, senin bu güne kadar edindiğin bilgilerle varabileceğin bir cevabı yok bunu sen belirleyemezsin. en başından beri bunu anlatmaya çalışıyorum ama hiç oralı olmuyorsun abi
Kendimi gülmemek için zor tutuyorum… İlk okulda başlayıpta yarıda bıraktığım kuran kursunu buradan Suphinin yazdığı yazıları okuyarak tamamlayabilirim… Zira ne dediğini net anlamak için iki kez okuyorum. Sonra “yine diyeceğini demiş” cümlesini kuruyorum.Cem Yılmazın bi espirisi vardır… Kitle bu şahsı izlemeye gitmiş ve çok eğlenmiştir. Yolda gördüğü eşe dosta “ay geçen çok eğlendik. Cem Yılmaz bizi gülmekten öldürüyordu neredeyse” tarzında cümleler kurarlar. Dinleyenlerin sorusuyla ters köşe olmak üzeredirler fakat eğlendikleirni göstermek için de ağızlarını kulaklarına değdirecek derecede yaymışlardır suratlarına. Birden kalleş soru gelir. “Ne anlattı?” Cevap: “Şey” Suphi de yazıyo babam yazıyo… Ama anlayan harbiden arap olacak :)))Mesela
demiş… Bunu yapmadın mı kalben neye inandığın önemli değil demiş. Of.. Paşam sanki tek merci…Aman neyse… Neden takıyosam… Suphinin şu söylevlerinin ne farkı var “ya sev ya yerk et”ten… Ve hani islam hoşgörü dini idi? Nerede?
@arjin_namtar, @suphi için söylediklerine binaenaynı soruyu bana sorsalar;
anlatacağım çok şey olurdu.çünkü ahkamını okuma amacım anlama amaçlı, birde bu meselelerde az-çok mürekkep yaladığım için hazırbulunuşluk seviyem yeter oranda. ama eğer anlamasaydım, bunu burdan ifade edip seviyemi belli etmezdim. yani sayın @arjin, ya çok cesursun, ya da çok cahil.not: bu satırları yazan şahıs kendi din bilgisi için cahil kelimesini layık görüyor.lisan ile ikrar: dil ile tekrar.ha bu arada sen sormadan cevap vereyim; evet
Ben istedimki bu meseleyi ilmi olarak değerlendirelim, gündelik söylemlerden ve içi boş cümlelerden bir nebze uzaklaşıp hakikati arayalım.Fakat gördüğüm kadarıyla ilim, bilgi insanları rahatsız ediyor.Kafamıza öyle duvarlar örmüş, zekamızı öyle tembelleştirmiş ve meselelerden o kadar yılmışız ki anlamaya tahammül edemiyoruz.Siz bilgi istemiyorsunuz, siz kanaat istiyorsunuz.Söylediklerinizden bir şey öğrenmiyorum.Çünkü amacınız; bir şey öğretmek değil, karşı tarafı sindirmek, susturmak, rahatı otomatiğe bağlamak.Belki biz bazılarının tarifiyle “ezik” insanlarız.Bunu anlarım ve kabul edebilirim.Fakat sizin bu uslub ve fikirlerinizi nereye koyacağımı bilemiyorum.Umuyorum ki, bu ülkenin ve dünyanın diğer insanları sizin gibi değillerdir.
@suphi; farklı fikirlere sahip olduğumuz halde seninle arada sırada günlük hayatın içinden yeri gelir geyiğimizi yaparız o yüzden senin kötü niyetli biri olmadığını biliyorum. yine farklı fikirlere sahip olduğumuz halde hafif camiasından tanıştığım ve msn listemde olan az sayıda insandan biri olduğundan yani belirli bir dostluğumuz olduğundan yazıyorum bunları ve ne kadar ağzı bozuk terbiyesizin biri olduğumu bilenler bilirler şu anda elimden geldiğince kabalık etmemeğe çalışmamın sebebi de bugüne kadar olan muhabbetimizdir zaten fikir olarak ne kadar sürtüşsek de uzun süredir, seyrek de olsa yaptığımız muhabbetlerin ve dostluğumuzun devam edeceğini düşünüyorum.bak, kendin söylemişsin -siz bilgi istemiyorsunuz (alıntı yapmayı öğrenemedim gitti bu son yazdıklarından bahsediyorum) evet abi biz burada bu konuda bilgi istemiyoruz çünkü bu konuda bilgiyi nereden edinebileceğimizi biliyoruz ve o kaynaktan herkes kendine göre çıkarımlarını yapıyor. evet, biz burada senden bilgi istemiyoruz. çünkü sen de bu konuda başkalarına bilgi verecek donanımda değilsin. bu söylediklerimden senin yazdıklarının hepsinin yanlış hatalı olduklarını düşündüğümü çıkarma, sen şunu anla yeter!! SEN BİR BAŞKASININ MÜSLÜMAN OLUP OLMADIĞINI BELİRLEYEMEZSİN!.sen bu bildiklerine nasıl ulaştıysan aynen başkaları da bunu yapabilir. herhangi birimizden daha üstün değilsin sen herhangi birimize bu konuda ders anlatacak donanımda değilsin ve bu ne sana ne de bir başkasına düşmez. bu konuda evet biz burada bilgi istemiyoruz, bu konuları öğrenmek için hafife girmiyoruz ve tekrarlıyorum; bu konuyu araştırmak istersek, allaha şükür bize verdiği aklı kullanarak, ister kitabı elimize alıp, kitabı bulamasak da internetten yine kitabı okuyup kendi fikirlerimize sahip olabiliriz bunu neden anlayamıyorsun? senin işin değil bu. sen kendine her nedense bunu görev edinmişsin ve bir türlü kurtulamıyorsun. sonra da karşımıza geçip; -siz bilgi istemiyorsunuz- diyerek, bizi cehaletimizden gurur duyan cahiller olarak yargılıyorsun ve resmen saçmalıyorsun. sen kimsin abi ? sen kimsin de biz senden bilgi alacakmışız, senden bilgi isteyecekmişiz? kim sanıyorsun kendini sen? çık kurtul bu durumundan.Bir ara sana; bütün yazdıklarının din parantezinde olduğunu, başka hiçbirşeyden bahsetmediğini söyledim ki gerçekten de öyle. sonra, sen içinde -lezboş- diye bir kelimenin geçtiği birşeyler yazdın. dost acı söyler suphi acaip takıntılı bu konuları hastalık haline getirmiş durumdasın ve bütün yazdıklarında çabalıyorsun çabalıyorsun en sonunda yine duvara çarptığında, gardını düşürüp, çaresiz, elinden geleni sonuna kadar ortaya koysa da birşey elde edememiş ve güçsüz kalmış biri gibi -umarım bu ülkede diğer bütün insanlar sizin gibi değildir gibisinden şeyler söylüyorsun. lütfen! toparla kendini. bana kızıyor olsan da bütün bunları (sana yanlış gelseler de) senin iyiliğini düşündüğüm için yazdığımı lütfen unutma. ve lütfen! kendi kendine edindiğin misyonu bir daha düşün ve bunun hayatına ve psikolojine ettiklerinin bir an evvel farkına var. ve ve bil ki; ben bunları sana söylemekten zevk almıyorum, ooff ne biçim geçirdim gibisinden saçma bir ego tatmini keyfi yaşamıyorum evet bazı bazı birilerine bu bahsettiğim tarzda cümleler döşüyorum ama inan bu çok farklı.yine kendin söylemişsin; amacınız birşey öğretmek değil söylediklerinizden birşey öğrenmiyorum demişsin. evet abi, tabiki de öyle.. sen neden bunu bir türlü anlayamadın gitti? evet abi bak, buraya birilerine birşey öğretmeye gelmiyor kimse. hele öğrenmeye gelen varsa onun hali vahim demektir. burada olan bitenler bir paylaşım olabilir.. isteyen kendi fikrini ortaya koyar, düşüncesinden bahseder, yeni keşfettiği yeni karşılaştığı birşeylerden bahseder, gösterir vb.. ama herhangi bir öğretme ve öğrenme çabası veya amacı olamaz zaten. sen nasıl oluyor da bundan şikayet edebiliyorsun ben onu anlamıyorum.bugün toplumun dini cahilliğinden ortaya çıkmış ortamı fırsat bilmiş o kadar çok şerefsiz var ki kesinlikle sen onlardan biri değilsin seni dışarıda tutuyorum ama bu cahilliğin en büyük sebebi; insanların kendilerince alıp kitabı okumak yerine kendi akıllarınca düşünmek anlamak yerine başka birilerinin örümcek zihniyetinin etkilerine maruz kalmasıdır.
Bknz: Neler Yazabilirim?Hamiş:Direkt olarak şahsıma yapılmış eleştirileri özelden yazarsanız memnun olurum.
“cool chick”…bigudi “bey”imiz ne der buna bilmiyorum.Ben çok güldüm.Clicia’nın bahsetmiş olduğu meselenin yerinin bu başlık olmadığını düşünüyorum.Yazının başlığından da anlaşıldığı gibi burada fıkhi bir konuya temas etmek istemiştim.Başörtüsünün teferruat olup olmadığını fıkhın konusudur ve ben meseleye o cihetten yaklaşmak istemiştim.Başörtüsünün gerekli olup olmadığını piskoloji, sosyoloji vs. açısından tartışabilirsiniz.İslam dinin neden kadının başını örtmesi gerektiğinide konuşabiliridik.Fakat benim meselem o değildi.Din işlerinden sorumlu biri veya dini bir lider “Başörtüsü teferrattır” dediğinde olaya fikhi açıdan yaklaşıp böyle bir kanıya varmış demektir.Dolayısıyla sizinde buna vereceğiniz cevap fıkhi olacaktır.Peki sosyolojik ve piskolojik olarak başörtüsü ne demektir? bu benim rahatlıkla konuşabileceğim bir konu değil.Hata yapma ihtimalim çok fazla.elbette söyleyeceğimiz bir kaç şey vardır fakat bu ne sizin susuzluğunuzu dindirdir ne de beni tatmin eder.Şu kadari varki; bu örtünmenin en önemli sebeplerinden biri olarak toplumdaki gayri ahlaki hadiselere mani olması gösteriliyor.Elbette buradaki “gayri ahlaki” tabirinin içi “İslami ölçüler”e göre doldurulmaktatır.Aksi takdirde ahlak göreceli bir kavram olacak ve kişilere göre farklılık gösterecektir.Peki bugün bu ne kadar başarılı olmaktadır.Yani hakkıyla örtünen bir kadının ve muhatabının, şehvetten ve kötülüğü emreden nefsin emirlerinden ne kadar korunabilmektedir.Elbette burada başörtüsünü mücerred yani tekbaşına düşünmemeliyiz.Başörtüsü bir bütün olan islami emirlerden sadece biridir.Mesela Kur’an-ı Kerim’de namazın insanları kötülükten ve fuhşiyattan muhafaza edeceği söyleniyor.O zaman şöyle bir sual aklımıza gelebilir.Madem namaz bunu sağlıyor, örtünmek niye?Dediğim gibi bunların hepsi bir bütün.Hepsi yapbozun bir parçası.Hepsi birbiriyle etkileşim halinde.Sadece biri yeterli olmuyor.Bütün zararlı delikleri kapamak gerekiyor.Bknz: Ahlakın göreceliğiyle alakalı olarak Kuran fuhuşu ahlaksızlık olarak niteledi.Bazılari ise bunu ahlaki kabul edebilir ve ediyor..Başörtüsü meselesini bir şeylere inanma ihtiyacından doğan bir güdü olarak tanımlayamayız.Fıkıh kitaplarını karıştırdığınızda belki şimdiye kadar sizin aklınıza bile gelmemiş meseleler hakkında fetvalarla karşılaşırsınız.İslam sadece insanların inanma ihtiyacını karşılayan bir din değildir.İslam, insanın hayatını tanzim etmiştir.Bu bazılarının zannettiği gibi tuğlalaşmak değildir.Kendini ölçüye vurmakla, durağanlaşmak veya ölmek aynı şeyler midir?İslam insanın hareket alanını ve kabiliyetlerini sınırlandırmamış aksine ona yardımcı olacak aletler vermiştir.Onu kemale erdirmek istemiştir.Şayet bu ölmek ise ölmesini istemiştir.Kemale ermek neden ölmek olsun.Aksine ebedileşmektir..Cümlelerim arasında tezatlar varsa ikaz edeniz, açıklayınız..
celicia yazdıklarının arasında -be_goodie birçok türk kadını gibi.. diye başlayıp da devam eden cümlesinden yanlış anlamıyorsam be_goodie nin de bir kadın olduğu anlamı çıkartılabilir veya ben yanlış anlıyorum eğer yanlış anlamıyorsam belirtmek isterimki be_goodie nin nüfüs cüzdanı mavidir. bundan sonrasında suphinin -hakkımda kişisel fikirlerinizi lütfen özelime yazınız- uyarısı konusunda haklı olabileceğini düşünüyorum ve suphi sence gerçekten ileri gittiysem özür dilerim. bütün verdiğim detayları ve çıkarım noktalarımı bir kenara at ama hafif tabanında bütün yazdıklarının din parantezinde olduğu gerçeğinin üstünde durulması gereken birşey olduğunu düşünüyorum. tabiki din konusunu kaldır at demiyorum sana ama o konuya gösterdiğin özen ve harcadığın enerji sebebiyle hayatında başka noktalara yeteri kadar ilgi alaka gösteremediğini düşünüyorum. din konusunda her zaman söyleyebileceğin araştırıp öğrendiğin mutlaka birşeyler olduğu halde bu güne kadar alternatif bir konuda yazdığın tek yazıda (bahsettiğim içinde lezboş kelimesinin geçtiği) anlattıklarına bakılırsa neden bahsettiğim daha iyi anlaşılacaktır. tabi anlamak için herşeyden önce en çok gereken; istemektir. bunu biliyoruz. tekrarlıyorum devamlı islam da islam, nasıl müslüman olunur nasıl olunmaz, kitap ne der ne demek ister ne anlatır, hangi ayetlerde hangi hadislerde hangi konular için açıklayıcı bilgiler vardır ve benzeri durumlara olan takıntılı halin, işi sadece kendi kendini dini konularda geliştirmekten öteye taşıyor. başkalarına akıl verme, başkalarının müslümanlığını sorgulamak gibisinden sana kalmamış noktalarda haddini aşmana sebep oluyor. sen ne kadar ilmi konuşursan konuş, ne kadar söylediklerini birşeylere dayandırırsan dayandır, bir başkasının müslümanlığını sorgulayamazsın. zaten bu konulara bu kadar yönelip bu kadar araştırdığın ve mürekkep yaladığın halde eğer hala bunun yani bir başkasının müslüman olup olmadığını yargılayamayacak biri olduğunun farkına varamadıysan o harcadığın enerjiyle bile başka hiçbir fikri hiçbir bilgisi olmayan herhangi birisinden de farkın kalmamış demektir. son kez sölüyorum bir başkasının müslümanlığı senin sorgulayabileceğin bir nokta değil. okuyacaksan oku araştıracaksan araştır sen kendine göre islamın koşullarına uyacaksan uy kendine göre istediğin kadar müslüman ol ama hiddini bil güzel kardeşim.
şu yaygara artik nihayete ersin.çünkü birileri bu konuyu sıcak tutup seçim oncesi bir önceki seçimde oldugu gibi nasiplenmek istiyor.emin olunuzki bu bir hak arayişi değil,siyasal bir simgenin kitlelerce onanmasini sağlama ihtiyaci.kaldiki kadini sosyal hayattan mahrum eden zihniyet ,neden onlarin örtünme meselesi ile ilgilensinki.kadini bile siyasi bir uğur da metalaştiriyorlar.80 lerden sonra icad edilen bu mesele bu karanlik zihniyetin gidasidir.derim ki gelin seslerine ses vermeyin kendi kendilerine çalip söylesinler.ve bunu gündem yapmayalim .kendi ellerimizle besliyoruz çünkü bu fikriyati.
olay gayet basit; kişi kendi hayatında başörtüsünü nasıl bir yere koyar, orası kendi bileceği iştir. başörtüsü ile kendisinin veya birilerinin gözüne daha fazla müslüman olabileceklerini düşünmeleri durumu ise, kişinin kendi şekilciliğinin ve belki de altında ezildiği baskının ürünüdür. fıkıh ne der; zaten bu konuda suphi fıkıh bakımından olayı aydınlatmış ama gözden kaçırılmaması gereken bir nokta türkiye laik bir devlettir. bu yüzden de fıkıh kuralları ile değil laik devlet kanunları ile yönetilir. laik devlet, bütün dinlere aynı mesafede herkesin ortak, adil bir hayat sürmesini sağlamak zorundadır. kimilerine göre laiklik din düşmalığı olarak algılansa da onlar laiklik olmadığında belki de kendi dinlerini bile yaşayamayacak oldukları bilincinden uzaktır. başta da dediğim gibi başörtüsünü kişisel hayatınızda nereye koyarsanız koyunuz ona kimse karışamaz ama kamusal alanda başörtüsü kamu güvenliği sözkonusu olduğunda bir teferruattır. burada geçen tererruat kelimesini bir tarafınızdan değil de akıl yoluyla idrak edebilmenizi diliyorum. kimilerinin saç tellerinin görünmesi, müslüman olsun olmasın, o kamusal alandan yolu geçen diğer bütün insanların güvenliğinden daha önemli bir nokta değildir. evet tabi birileri bu idraktan yoksun bir çoğunluğa gerçekleri göstermek yerine onların durumunu fırsat bilip çıkar edinmeye çalışacaktır. dini siyasete alet etmenin tarihi dinlerin ilk çıkış zamanına kadar dayanır. zaten laiklik en temelde bunun önüne geçebilmek amacıyla kesinlikle vazgeçilemeyecek bir kavramdır.
Baş örtüsüne tamamen karşı olanları anlamak bir nebze olsun mümkün oluyor fakat bu kamusal alan vs. gibi nedenlerle yasaklıyanları hiç anlamıyorum.Saatli bomba değil ki bu yasak olsun.
@zulcenaheyn
Ben ne amaçlı okuyorum acaba??? Bence sen sadece suphiyi anlamak amaçlı okuma, diğer yazan şahısların yazdıklarını da anlamaya çalış… Benim kasteddiğim şeyi açayım belki burada anlamak amaçlı okursun. Dil ile tekrar etmek, sürekli “ben müslümanım” demesi ne kadar akılcıdır? Ya da suphinin değimiyle kalb ile tasdik etmeyen biri de lisan ile ikrar edebilir ve dolayısıyla müslüman muamelesi görebilir. Ama başkasının muamelesine ihtiyaç duymadan inancını yaşayan müslüman değilmiş…
Arapçayı bilmek ya da bilmemek ne zamandan beri cahillik kıstası oldu? Mesela ikrarı neden tekrar diye yazmıyorsunuz ki? Cahiller anlamasın diye mi? :))
Türbanı savunan bu zihniyet mecliste tek başına iktidar değil mi? Her kuruma, kuruluşa posta koyabiliyorken nasıl değiştirme, düzenleme yapamıyor? Argüman zenginliği galiba.
Argüman demişim pardon çelik çomakla değiştirmek istiyorum.
külli bir cahillikten bahsedemeyiz, belki sadece arapça cahili olabilirsin. sonuçta dünyada ki herşeye hakim olmak imkansız, herkes birşeylerin cahili….
bu ikinci yazışım bundan öncekini hafif yedi.. suphi kamusal alan ile ilgili durumu bir çok kere anlattım ve sen hala anlayamıyorum diyorsan bir yerlerde de söylediğim gibi anlamak için herşeyden önce anlamak istemek gereklidir kısaca bu senin isteksizliğinden kaynaklı bir sonuç zannediyorum. çoğunuz farkında değilsiniz ama baş örtüsünü bir sembol, bir grubun üyesi olmak, bir üniforma yada ben ne şahane bir müslümanım kisvesiyle değil de gerçekten tanırıyla kendisi arasında sadece kendi inancı için kullananlar da var. ve bu tip kızlarımız kadınlarımız günlük hayatlarında herhangi bir kamusal alana girerlerken bir kenara geçip başörtüsünü çıkarıp çantasına koyuyorlar sonra girdikleri yerdeki işlerini halledip çıkarken çantasından başörtüsünü çıkartıp takıp hayatlarına devam ediyorlar. evet bu tip insanlar da var ama hiç reklam yapmadıkları için sorun çıkartmadıkları için kendi inançlarını büyük bir saygıyı hakedecek bir şekilde sessizce kendi kendilerine yaşadıkları için varlıklarından haberimiz olmuyor. öyle bombamıyız ki falan gibi saçmasapan benzetmeler hiç akıllarından bile geçmiyor