Yıl 2010 .Saat23:17.”Çalışmak…Çalışmak…65 yaşına gelince ve bir fabrikam olunca daha az çalışırım sanıyordum,öyle değilmiş meğer...” dedi ve hayallere daldı deri koltukta…
Nasıl gelmişti buralara?Başından, taa başından başladı hayat hikayesini okumaya :Çok da mahrumiyet bölgesi sayılamayacak bir köyde doğmuştu.En azından okulu vardı birleştirilmiş sınıflı.O okulda okumuş , büyümüş ve o köyde bir sevdaya baş koymuştu.Tıpkı filmlerdeki gibi bir senaryo işte burada başlamıştı.Kast sisteminin en basit örneğiyle karşı karşıyaydı belkide.Kızın ailesi çok zengindi kendi ailesiyse alabildiğine fakir…Ama ne kız önemsemişti bunu ne de kendisi.Fakat önemseyen birileri olmuştu:Aileleri . İstemişti fakat vermemişti kızı işte ailesi.Yakın zamanda askerlik vardı işin cilvesi.O yokken verirlerdi başkasına sevdalısını.Tek çare “kaçırmak”tı.Kız razı.Razı olmayansa kendi babası.Baba yetimdi zaten evvelden.7 çocuğa,bir kadına zar zor bakıyordu.”Oğlum,yapma.Sen askere gidince dar ederler bize köyü,kurbanın olayım yapma,onlar zengin.Zengine kafa tutamayız oğlum yapma.Vazgeç bu kızdan ,yapma….Askerden gelince bir daha isteriz olmaz mı?”.
Yapamadı,babasını kıramadı.Annesini ,kardeşlerini düşündü.Gitti askere.İyiydi mektuplarda haberler.Sevdiği hala onu beklemekteydi.Fakat şu askerlik saatleri ne yavaş geçmekteydi.Ama bitmez değildi ya…Askerlik bitmişti.Köyüne döndüğünde onu bir “haber ” beklemekteydi. Sevdiği,o askere gidince kavgayla,dayakla başka birine verilmişti.Ama kimse firar eder ,kendine bir şey yapar korkusuyla mektuplarda söylemeye cesaret edememişti.Gerçek , köye gelince iliklerine kadar işlemişti.
Sevdiği de bir “haber” göndermişti .Evlenmişti ,aylar geçmişti ama elini eline değdirmemişti,yatağını yatak ,evini ev edinmemişti daha.”El” in koynuna girmemişti.Ama bu haber hiçbirşeyi geri getirmeyecekti.
“Olmaz,evli bir kadın kocasının yanından alınmaz.Evinde dursun.” dedi haberi getiren kadına.Öyle çok sevmişti ki ;namusuna laf gelsin,adına kötü eklensin istememişti.Askerden önce “senin olayım” isteğini de bu yüzden geri çevirmişti kızın.
“Yaktın oğlunu baba,duramam artık buralarda,sığamam bu köye..” dedi ve geldiğinin ertesi gün sırtında ceketiyle ,derdini İstanbul yollarına savura savura ; köyünü,sevdiğini,hikayesini terketti…
yorumlar
Olur böyle işlerAnamı yolladım gurbet ilineçifte tabancaları taktım belineayrılık olur mu taze gelinedön gel anam, dön gel dayanamiremuyku gaflet basmış uyanamirem..
Güzel hikaye, güzel anlatım…İşte, böyle sadece ceketiyle hayata meydan okuyabilenler bir yerlere geliyorlar…
Helal olsun o delikanlıya. En onurlu, en doğru şeyi yapmış. Sevgisi ne kadar büyükmüş ki, bağrına tas başmış, sevgisini kalbine gömmüş. Sırf sevdiğinin adına bir leke gelmesin, hayatı zindana dönmesin diye… O kız için çok üzüldüm. Belki de hiçbir zaman mutlu olamayacak. Ama bu kadere onu mahkum eden, ailesi. Eğer sevdiğiyle evlenseydi daha da beter mutsuzluklar olacaktı. Üstelik sadece kendisi ve sevdiğinin değil birsürü insanın da hayatı kararacaktı. Ona bu mutluluğu çok gören, onu sevgisiz bir hayata mahkum eden ailesi utansın!
onu da anlatacağım mavilikler.bir-iki gün sonra muhtemelen.
ben öyle düşünmüyorum,evlense de hatta çocuğu da olsa,bedenin ne önemi var ruhu başkasının olmadıktan sonra…. onu da alır giderdim oralardan…
Sinjob, hepimiz isteriz o iki sevgilinin bir ömür boyu birlikte olmasını. Ama kızın öyle bir ailesi var ki, onların biraraya gelmesini imkansız hale getiriyor. Kimseyi umursamayıp aşklarına sahip çıktılar diyelim, peki o gencin geride bıraktığı ailesi ne olacak? “Başkalarının önemi yok, tek önemli olan benim mutluluğum.” gibi bir açıdan bakınca (Kesilnikle senin o açıdan baktığına inanmıyorum. Sadece o iki genç mutlu olsun istiyorsun.) sevdiğini yanına alıp çekip gitmek kadar kolay birşey yok. Zor ve erdemli olansa, başkaları acı çekmesin diye, mutsuz olacağını bile bile sevdiğinden vazgeçebilmek.
aile zaten dededen fakirmiş,ne işleri var köyde… hep beraber hicret etsinler,hicrette hayır vardır 😀
Sayın,Mavilikler sizinde bakış açınız bence yanlış ayol öle neden pes etmişki adam yanidemek sevmemiş pek fazla:)
Pes etmedi ki! Kendi mutluluğu için başkalarının hayatını karartmak istemedi sadece. Eğer sevdiği kızı yanına alıp gitseydi, kızın ailesi, kendi ailesine yapmadığını bırakmayacaktı. Eğer onlara bir şey olmayacağını bilseydi, kendi başına gelecek her türlü belayı, hatta ölümü bile göze alır ve sevdiğinin elinden tutup ardına bile bakmadan giderdi.
Bir hayal et bakayım sinjob.7 tane çocuğun bir eşin ve epsilon kadar paran var.Hadi kendin ve eşin bir şekilde gittiniz.O çocukları timsah gibi ağzında mı taşıyacaksın gittiğin yere 🙂
kesinlikle durum böyle mavilikler.çok iyi anlatmışsın.
hiçbir şey imkansız değil 🙂 seviyorsam katlanırım…ya zenginler böyle değil onlar filmlerde olur.
anne baba kardeşleri arkasında bırakıp gitmiş,daha mı iyi olmuş… 65 yaşında şimdi,20 yaşında askere gitse,bir sene sonra da çekip gitse 44 yılın acısı içinde… hala geç kalmış sayılmaz,gitsin alsın…bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı desin :DDD
2.derece akrabam olmasa olayı yaşayan , ben de öyle düşünürdüm belki de ama öyle zenginler varmış köyümde bir zamanlar.o kızcağızın sırtında demir güğümler parçalanmış bu sevdadan vazgeçsin diye.film gibi hakikatten..
Geride kalan hayatını devam ettirmiş işte , baba bakmış ailesine.Ayrıca askerden 1 sene sonra değil geldiğinin ertesi gün gitmiş.