bildirgec.org

Page Up-Page Down artık Microsoft’un

ahmetalpbalkan | 01 September 2008 19:41

evet komik gibi geliyor, hatta ilk etapta anlayamamış olmanız normal.

microsoft‘un tescillettiği son patent, hemen hemen bütün kişisel bilgisayarların klavyesinde page up ve page down tuşları, artık resmen microsoft‘un.

2005’te patenti almak için başvuran microsoft, 19 ağustos 2008’ta bunu başardı. 1981 ibm pc’sine ait klayvenin fotoğraflarının da kanıtladığı gibi, page up ve page down tuşları en az 27 yıldır kullanılıyor.

biz de bir pause falan patentleyebilseydik keşke.

“Y” Türkiye’de ama ne?

nihilanth | 17 May 2007 15:19

Türkiye’ye gelmiş yeni bir oluşumun gizli reklamını yapan web sitesi, Y-Türkiye’de.. Sitedeki ipuçlarından yola çıkarak Y’nin ne olduğunu doğru tahmin edenler sürpriz hediyeler kazanacak. Fonttan sanki bir uzak doğu markası gibi görünüyor ama dur bakalım..

Facebook’tan Tweetleme, Eli Kulağında!

algoz | 22 December 2009 10:12

Web kullanıcılarının, sosyal ağlardaki aktivitelerini, tek bir noktada birleştirebilmelerini sağlayarak, sosyal paylaşım olgusuna yeni bir bakış açısı ve ivmesi getiren FrienFeed’i satın alan Facebook, FrienFeed kurucu ve geliştiricilerini, Facebook bünyesindeki, önemli noktaların başına getirmişti.

Facebook, bu satın almadan sonra; bu yeni çalışanlarının etkisinin olduğu hissedilen, yeni özelliklerini bir bir duyurmaya başladı (Facebook Twitter’ı Bağladı, Google ve Facebook Kısaltıyor!, Başta Google olmak üzere, arama motorları ve sosyal medya araçları için, Facebook gizlilik ayarlarının şeffaflaştırılması).

Hafif Bug’ları

Vivaldi | 14 January 2005 12:21

Maalesef birkaç gündür Hafif’e login olamıyorum. Olduğum zaman sol ve sağ kolonlar görüntülendiği halde orta kısım tam bir boşluk şeklinde kalıyor. İşin ilginç kısmı tema olarak eski hafif’i seçmiş olduğum için kullanıcı ayarlarıma da giremiyorum. Sebebi ise gerek blogların gerekse ayar değişikliklerinin eski temada ortada yer almaları. Yeni temayla login olmadan gezdiğim zaman her şeyi görüntüleyebiliyorum. Bu konu üzerinde yeterince canım sıkılıp hayli bir vakit uğraşınca aslında görüntülenmeyen herşeyin login olduktan sonra mim’lerin altında taa sağ alt köşede var olmaya devam ettiklerini gördüm. Ama sağ kolondan da ötede görüntülenen bu yazı ve ayarlara ulaşabilmek için gerekli olan slide-bar namı diğer kaydırma çubuğu görüntülenmediği için ne yapacağımı bilmez bir halde dolanırken aklıma bir yöntem geldi. Mevcut birkaç yüz küsur sekmeyi tab-tab-tab diyerek geçtikten sonra tam da emin olamadığım bir noktada durarak tema ayarlarımı değiştirmeye çalıştım. “Voila” ilk denemede oldu. Fakat ziyadesiyle can sıkıcı bir olay. Daha önce de benzer bir kaç sorun yaşadığım için buradan hafifuyku ve/veya diğer editörlerden ricam bir “bug bildir” köşesi açmaları. Hep beraber taşın altına elimizi koyalım derim.

Özelleştirme

sigortaciaxa | 12 August 2010 17:03

Özelleştirme

Özelleştirme dar anlamı ile, devletin bünyesinde olan işletmelerin özel sektöre satışını kestirmeden anlatan bir sözcüktür. Özelleştirme dünya üzerinde her ülkede gerçekleşen bir uygulamadır. Cumhuriyet’ten sonra elektrik, su, tramvay işletmelerini, limanları yabancılardan aldık. Devletleştirdik.( Kaynak: Güngör Uras ) Buraya kadar her şey güzel ancak ülkemiz bünyesinde yapılan özelleştirmelerde bir tuhaflık yok mu ?

Bence var ! Nedir bu tuhaflıklar ;

Bakıyoruz; Telekom’u özelleştiriyoruz. Neden? Zarar mı ediyordu? Şimdi dışardan bakan biri olarak hiçbir rakamını bilmiyorum ama mantık yürüterek Telekom’un zarar etmesi olası değil! Telefon hizmeti, internet , kablolu yayın gibi bir çok kalemde para kazanma ve ekonomiye katkı sağlama şansı var! Nite kimde ihaleyi alan arap şirketler birliği 2 senede verdikleri parayı çıkartıp, 3. seneye + ile başladılar. Bunları da gazetelerden okuduk. Beklide 1 senede artıya geçmişlerdir.

Lenny Kravitz İlen Nasıl Tanışamadım?

vic vega | 25 March 2002 03:51

daha üniversiteye başlamamıştım ve bursadaydım,.. radyo5, bir lenny kravitz müsabakası düzenleyecegini duyurmuş idi,.. ödül; bir arkadaşınla amerika seyahati, lenny kravitz konseri, backstage, lenny’nin evine gidiş, beraber safariye çıkış, lennycan ile kanka oluş şeklindeydi,.. ama meşakkatli bir yarışma olacaktı,.. ön eleme ile elli kişi belirleyecekler, daha sonra, on gün boyunca, her gün beş kişiyi aramak suretiyle bizi yoklayacaklar idi,.. bu süre zarfında evde olmalıydık,.. yani on gün evden çıkmayacak idik,.. üstüne üstlük bir de telefonu lenny kravitz diyerek açmalıydık, alo filan dersek elenecektik!!! ve beş kerede açılmazsa kapatacaklardı,.. lenny’nin eşi ve kızının adını bilerek (lisa ve zoe) ilk elliye girdim,.. ancak daha internetim yoktu, kafelere gidip araştırmalar yaptım,.. o zaman da birkaç saatlik bağlantı 30 dolar filan idi, yanlış hatırlamıyorsam, ekstrasi ücretli,.. sefalet yani,.. daha kötüsü, on gün evde olmalıydım, her telefona ben bakmalıydım, ve lenny kravitz diyerek bakmalıydım, ve lenny kravitz diyerek açıp rezil olduğum telefondakiler, onlar değilse hemen kapatmalıydım!! neyse ki ilk elli aslında ilk 44 idi, çünkü 5 kere fake isimler ve telefonlarla finalist olmuştum! hileci bir insanım, napiim, mizacım böyle,.. ilk aranmamda, lennycan’ın (kazanıcam ya, samimiyete alıştırıyorum kendimi) ençok satan albumunu bildim,.. ikinci aranmamda lenny’nin levi’s reklamında oynadığını,.. üçüncü aranmamda neredeyse yetişemiyordum telefona,.. o sefer de lennycan’ın ilk nerede şarkı söylediğini bildim,.. bişey bişey kilise korosunda,..,.. ve ilk üçe kalmayı başardım! haa,bu arada söylemeyi unuttum, yaşım tutmadığı için kendi adıma değil, ablam adına katılıyordum,.. sesimi inceltip filan,.. evet ben aylin diyerekten,.. sefalet ama, boşuna aslında yani,.. final günü, ben artık sesimi inceltmekten boğazım harap olmuş, lenny ile yatıp kalkmaktan, adını duyunca midem kalkar duruma gelmiştim,.. bir de üstüne evet, ben aylin demekten şizofren belirtiler göstermeye başlamış idim,.. lenny’nin kesilen saçlarının kaç feet olduğunu bilerek (tamam bu sefer çok şanslıydım) bir kızı eledikten sonra, babasının ve annesinin ne iş ilen iştagal ettiğini bilerek (tv prodüktörü ve oyuncu) yarışmayı kazandım,.. inanabiliyor musunuz,.. yani ablam kazandı,..

daha sonra neler mi oldu,.. ablamın vizesi yetişmedi ve gidemedi! onun yerine dj’ler gitti!

ayh,.. uzun olmuş,..

MySQL’in yeni sahibi: Sun Microsystems

isasari | 17 January 2008 09:16

Açık kaynak veritabanı konusunda dünyanın önde gelenlerinden olan MySQL, Sun Microsystems tarafından satın alındı. Birçok sitenin MySQL veritabanı platformunu kullandığını düşünürsek, MySQL‘in gücünü daha iyi anlayabiliriz. İşte bu gücün farkına varan Sun, 1 milyar ABD doları karşılığında MySQL‘i satın aldı.

Şu anda akıllara gelen soru işaretlerinin başındaysa, MySQL ücretsiz ve açık kaynak kodlu kalıp kalmayacağı. Sun yetkililerine göre bu konuda herhangi bir değişiklik yapılmayacak; yani yine açık kaynak ve ücretsiz olarak yayımlanacak. [Kaynak]